Rize'den Halk edebiyatına Yeni bir isim

Kültür 27.04.2019 - 11:29, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:38 3249+ kez okundu.
 

Rize'den Halk edebiyatına Yeni bir isim

Rize'nin Kalkandere ilçesinden halk şairi Mustafa Çakır’ Türk kültür ve edebiyatını asırlardan bu yana Ozanlar, Aşıklar ve Şairler nesilden nesile taşımış bende bu aşamada bir basamağım ’dedi.  Halk edebiyatında şairlik ve ozanlık konusunda açıklamalarda bulunan halk şairi Mustafa Çakır  ’Edebiyatın  her dalı kendi ekseni içerisinde adeta bir ummandır ve asla öğrenmenin sonu yoktur. Bu ummanda Ozanlar, Âşıklar ve Şairler adeta bu işin gönüllü hamallarıdır. Türk Kültür ve Edebiyatını kuşaktan kuşağa aktarmak yeni nesle ışık olmak adına canla başla mücadele ederler. Türk edebiyatının en önemli unsurlarından biri olan Şairlik ise bambaşka bir duygu bambaşka bir meziyettir çünkü Şairliğin bir okulu yoktur.  Tarihe adını altın harfler ile yazdırmış olan Dadaloğlu, Sümmani baba, Erzurumlu Emrah, Ercişli Emrah, ya da Yunus Emre hiçbir halk Şairimiz bu işin okulunda okumamış ama Türk edebiyat tarihine altın harfler ile yazılmışlardır. Şairlik tamamen bir Allah vergisi, Şairin kelimeler ile raks etme yeteneğidir, bir düşünür der ki “ Şair olunmaz Şair doğulur “ günümüzde bu sözün gerçeklik payını hemen herkes kabul etmektedir.  Şiirler Şairlerin gönül tezgâhlarında ilmek ilmek dokunur ve gönül imbiklerinden damla, damla  hece  hece  akar ak sayfaların üzerine.  Yurdumuzun dört bir yanında adından sıkça söz ettiren binlerce Şairimiz vardır. Eli kalem tutanın Şair olduğu bir ülkede yaşadığımızı söylemek sanırım kabalık olmaz. Her yazılanın Şiir olmadığı gibi, elbette ki her Şiir yazan da Şair değildir. Yedi iklim içerisinde zümrüt yeşili ile dillere destan olmuş olan Karadeniz bölgesinin göz bebeği Çay denilince akla ilk gelen ili olan yeşil Rize’den de ileriki tarihte adından sıkça söz ettirecek olan bir Şairimiz olmak isterim’dedi.  Mustafa ÇAKIR Kimdir?   1971 yılında Rize'nin Kalkandere ilçesinde doğan Şair, İlkokulu Çağlayan İlkokulunda okudu ve Ortaokulu da Kalkandere de okurken gelişen ailevi şartlardan dolayı eğitim hayatını yarıda bırakarak okuldan  ayrılmak  zorunda kaldı. Eğitim hayatını yarıda bırakmış olması onun okuyup kendisini geliştirmesine engel olmadı. 15 yaşında Şiir yazmaya başlayan Mustafa Çakır 32 yaşına kadar yazmış olduğu iki defter dolusu Şiirlerini ne yazık ki kaybetmiş. Yılların birikimi olan eserlerini kaybetmiş olmanın verdiği hüzün ile Şiir yazmaktan soğumuş ve artık duygularını dizelere aktarmayı bırakmıştı. Bu suskunluk dönemi tam on iki yıl boyunca devam eden Şairimiz, on iki yıl sonra yeniden kalemini eline alarak duygularını dizeler ile buluşturmaya  başladı. Artık matem dönemi sona ermiş duygular adeta buhurdanlar misali taşmaktaydı,   Şiirlerin de Sevgi, barış, kardeşlik, Memleket vs her türlü temaya yer veren Şair dizeleri bir nakkaş edası ile ilmek imek işlerken teknik olarak da genelde hece Şiirleri yazmayı tercih ediyordu. Fırsat bulduğu her anda duygularını dizelere döken Şair tabiri yerinde ise kulvar değiştirerek çalışmalarının ağırlığını uzun Şiirlerden daha ziyade özlü sözlere vermişti. Yüzlerce özlü söz ve Şiirler yazan Şairimiz bu özlü sözlerini bir kitap da derleyerek çok kısa bir süre sonra okuyucuları ile buluşturmayı hedefliyor.  Aynı zaman da bir güfte yazarı olan Şairimizin bestelenmeye hazır onlarca eseri bulunmaktadır. Güftelerini  Şiirlerini bir kitapta özlü sözlerini ayrı bir kitap da derlemek isteyen Şairimiz şimdiden kitaplarının okuyucuları ile buluşacağı anın heyecanı yaşamaktadır. Okuma oranın çok düşük olduğu ülkemizde iki ayrı kitabı birden okuyucuları ile buluşturmak istemesi Şairimizin azmi ve cesaretinin en büyük örneğidir. 

Rize'nin Kalkandere ilçesinden halk şairi Mustafa Çakır’ Türk kültür ve edebiyatını asırlardan bu yana Ozanlar, Aşıklar ve Şairler nesilden nesile taşımış bende bu aşamada bir basamağım ’dedi. 


Halk edebiyatında şairlik ve ozanlık konusunda açıklamalarda bulunan halk şairi Mustafa Çakır  ’Edebiyatın  her dalı kendi ekseni içerisinde adeta bir ummandır ve asla öğrenmenin sonu yoktur. Bu ummanda Ozanlar, Âşıklar ve Şairler adeta bu işin gönüllü hamallarıdır. Türk Kültür ve Edebiyatını kuşaktan kuşağa aktarmak yeni nesle ışık olmak adına canla başla mücadele ederler. Türk edebiyatının en önemli unsurlarından biri olan Şairlik ise bambaşka bir duygu bambaşka bir meziyettir çünkü Şairliğin bir okulu yoktur. 


Tarihe adını altın harfler ile yazdırmış olan Dadaloğlu, Sümmani baba, Erzurumlu Emrah, Ercişli Emrah, ya da Yunus Emre hiçbir halk Şairimiz bu işin okulunda okumamış ama Türk edebiyat tarihine altın harfler ile yazılmışlardır. Şairlik tamamen bir Allah vergisi, Şairin kelimeler ile raks etme yeteneğidir, bir düşünür der ki “ Şair olunmaz Şair doğulur “ günümüzde bu sözün gerçeklik payını hemen herkes kabul etmektedir.  Şiirler Şairlerin gönül tezgâhlarında ilmek ilmek dokunur ve gönül imbiklerinden damla, damla  hece  hece  akar ak sayfaların üzerine. 


Yurdumuzun dört bir yanında adından sıkça söz ettiren binlerce Şairimiz vardır. Eli kalem tutanın Şair olduğu bir ülkede yaşadığımızı söylemek sanırım kabalık olmaz. Her yazılanın Şiir olmadığı gibi, elbette ki her Şiir yazan da Şair değildir. Yedi iklim içerisinde zümrüt yeşili ile dillere destan olmuş olan Karadeniz bölgesinin göz bebeği Çay denilince akla ilk gelen ili olan yeşil Rize’den de ileriki tarihte adından sıkça söz ettirecek olan bir Şairimiz olmak isterim’dedi. 


Mustafa ÇAKIR Kimdir?  


1971 yılında Rize'nin Kalkandere ilçesinde doğan Şair, İlkokulu Çağlayan İlkokulunda okudu ve Ortaokulu da Kalkandere de okurken gelişen ailevi şartlardan dolayı eğitim hayatını yarıda bırakarak okuldan  ayrılmak  zorunda kaldı. Eğitim hayatını yarıda bırakmış olması onun okuyup kendisini geliştirmesine engel olmadı. 15 yaşında Şiir yazmaya başlayan Mustafa Çakır 32 yaşına kadar yazmış olduğu iki defter dolusu Şiirlerini ne yazık ki kaybetmiş. Yılların birikimi olan eserlerini kaybetmiş olmanın verdiği hüzün ile Şiir yazmaktan soğumuş ve artık duygularını dizelere aktarmayı bırakmıştı. Bu suskunluk dönemi tam on iki yıl boyunca devam eden Şairimiz, on iki yıl sonra yeniden kalemini eline alarak duygularını dizeler ile buluşturmaya  başladı. Artık matem dönemi sona ermiş duygular adeta buhurdanlar misali taşmaktaydı,  


Şiirlerin de Sevgi, barış, kardeşlik, Memleket vs her türlü temaya yer veren Şair dizeleri bir nakkaş edası ile ilmek imek işlerken teknik olarak da genelde hece Şiirleri yazmayı tercih ediyordu. Fırsat bulduğu her anda duygularını dizelere döken Şair tabiri yerinde ise kulvar değiştirerek çalışmalarının ağırlığını uzun Şiirlerden daha ziyade özlü sözlere vermişti. Yüzlerce özlü söz ve Şiirler yazan Şairimiz bu özlü sözlerini bir kitap da derleyerek çok kısa bir süre sonra okuyucuları ile buluşturmayı hedefliyor. 


Aynı zaman da bir güfte yazarı olan Şairimizin bestelenmeye hazır onlarca eseri bulunmaktadır. Güftelerini  Şiirlerini bir kitapta özlü sözlerini ayrı bir kitap da derlemek isteyen Şairimiz şimdiden kitaplarının okuyucuları ile buluşacağı anın heyecanı yaşamaktadır. Okuma oranın çok düşük olduğu ülkemizde iki ayrı kitabı birden okuyucuları ile buluşturmak istemesi Şairimizin azmi ve cesaretinin en büyük örneğidir. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi