‘13’ÜNCÜ CUMHURBAŞKANI, MİLLET İTTİFAKI'NIN ADAYI OLACAK’

SAMSUN 31.08.2022 - 16:00, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 1682+ kez okundu.
 

‘13’ÜNCÜ CUMHURBAŞKANI, MİLLET İTTİFAKI'NIN ADAYI OLACAK’

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Samsun'un Havza ilçesindeki Atatürk Evi Müzesi'ni ziyareti sonrası Vezirköprü ilçesine geçerek, burada STK başkanları, muhtarlar ve kanaat önderleri ile basına kapalı programında bir araya geldi. Daha sonra Bafra ilçesine giden Kılıçdaroğlu, partisinin burada yapılan grup toplantısına katıldı. Partiye yeni katılanlara rozetlerini takarak konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin yeni bir iklime ihtiyacı olduğunu belirterek, "Kavgadan uzak durmaya, barışmaya, beraber olmaya, birlik olmaya, beraber mücadele etmeye hepimizin ihtiyacı var. Çok ayrıştık, çok kamplaştık. Komşumuzun kimliğini sorgulamaya başladık. Buradan Türkiye'yi çekip çıkarmamız lazım. Her birimiz sokakta, caddede, parkta, lokantada, kahvehanede kimi görüyorsak rahatlıkla 'merhaba' demeliyiz, elimizi uzatmalıyız, kucaklaşmalıyız. Birbirimize selam vermeliyiz. Ben Türkiye'de bu iklimi yaratmaya talibim ve mutlaka yaratacağım. Bafra ve Vezirköprü'de oylarımız düşük. Kabahat bizde. Gelmedik, sofranıza oturmadık. Çayınızı, kahvenizi içmedik. Ankara'da laflar ettik, 'bize oy verin' dedik. Olmuyor. O zaman olması gereken nedir? Vatandaşın ayağına gideceksin. Oturacaksın, çayını kahvesini içip dertleşeceksin. Derdini parlamentoya taşıyacaksın. Şimdi yeni bir iklim var. Bu yeni iklimin altında hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bu iklimi yaratmaya çalışıyorum. Toplumla helalleşmek istedik. Kusurumuz, kabahatimiz, yanlışımız var. Olabilir. Hepimiz insanız. Erdemli insan hatadan ders çıkaran insandır. Erdemli insan aynı hayatı tekrar etmeyen insandır. O nedenle geldik. O nedenle geldik, birlikteyiz" dedi.   'BENİM DAVAM HAK DAVASIDIR'   Ülkedeki beşli çeteye talip olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ülkenin fakirine, fukarasına, sorunlarına talibim. Herkesin sorunlarını çözmek için mücadele edeceğim. Herkesin sorunlarını çözmek için irade ortaya koyarsak o zaman ülke gerginlikten kurtulur. Ülkeye barış, huzur egemen olur. Ülkede herkes kazanır. Alın terinin değeri bilinir. Bu çerçevede hareket etmek lazım. Samsun'un sorunları var. Çiftçinin, üreticinin, esnafın her bir sorununu biliyorum. Sorunu bilmek yetmez. Nasıl çözeceğini de anlatmanız lazım. Vatandaşa güven vermek için sorunu nasıl çözeceğinizi anlatmanız lazım. Söylediğimiz her sorunun cevabını nasıl çözülmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Burada yıllardır çalışan şeker fabrikasına kilit vurulduğunu biliyoruz. O fabrikanın çalışması gerekiyor. Onu da biliyoruz. 34 yıl sonra Türkiye yurt dışından şeker ithal etti. Allah aşkına şeker pancarı ekecek çiftçimiz mi yoktu? Toprağımız mı yoktu? İşleyecek fabrikamız mı yoktu? Hepsi vardı. Çetelere çalıştılar. Bafralılara sözüm var. 5'li çetelerin burnundan getireceğim. Paralarını götürüyorlar. O paraların tamamını getireceğim. Alıyorlar paralarını vakıf ayaklarına bir vakıf Türkiye'de, bir vakfın bir ayağı ABD'de. Oradan oraya milyon dolarları gönderecekler. Bay Kemal de bunu seyredecek. Yemezler. O paraların tamamını getireceğim. Benim davam hak davasıdır. Benim davam kul hakkı yiyenlerle mücadele davasıdır. Benim davam, sıradan bir dava değildir. Benim davam alın teri davasıdır. Kim alın teri döküyorsa, onun hakkını, hukukunu ona teslim etme davasıdır. Benim davam 5'li çetelerle mücadele davasıdır. Benim davam haramilerden bu memleketi temizleme, ayıklama davasıdır. O nedenle benim mücadelem sizin mücadelenizdir. Bu mücadeleyi beraber ve birlikte yapmak zorundayız."   'ÇİFTÇİYE ÖTV VE KDV'SİZ MAZOT VERECEĞİZ' Yurt dışından tütün de ithal edilmeye başlandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Eskiden tütün ihraç ederdik, şimdi tütün ithal ediyoruz. Bu gerçekleri bilerek sandığa gitmenizi, vicdanınızın sesini dinlemenizi istiyorum. Ön yargılarınızdan arınmanızı istiyorum. Ön yargılarından arının. Beraber, birlikte, bu güzel ülkeyi yeniden inşa edeceğiz. Çiftçi kardeşim. Mazot dünyanın parası. Sana kırmızı mazot vereceğim. ÖTV ve KDV'siz. Denizdeki yata hangi fiyattan veriyorsan traktöre de çiftçiye de aynı fiyattan vereceksin. Hiç endişe etmeyin. Kırmızı mazot vereceğiz. Havza bazlı üretim yapacağız. Türkiye'de kim neyi ekecek kaç dönüm ekecek bunun planlanması lazım. Planlamazsanız olmaz. Bakıyorsunuz bu yıl soğan çok iyi. Hep beraber soğan ekiyoruz. Ertesi yıl hep beraber batıyoruz. Havza bazlı planlama ile hangi toprakta, hangi arazide, hangi il neyi ekecek. O planlanacak. Devlet ona alım garantisi verecek. Bunların hepsi bilinecek. Türkiye'nin gerçeklerini bileceğiz, üretim artışı sağlayacağız. Fazla üretimimizi ihraç edeceğiz. Alıcısı olmasa dahi Afrika'da birçok fakir insan, devlet var. Türkiye'nin itibarı için onlara göndereceğiz. Onlar tüketecekler. Türkiye'nin ne kadar hayırsever bir ülke olduğunu bilecekler. Bunu yaparken formülümüz şu. Maliyet, artı makul kar, eşittir taban fiyat" diye konuştu.   'ÜRETİCİYİ DESTEKLERSENİZ İYİ VERİM ALIRSINIZ' 'Alın teri yere düşmeyecek' diyen Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyetin kuruluşunda bu felsefe vardı. Toprak Mahsulleri, Fiskobirlik, TARİŞ bunun için kuruldu. Bütün çiftçi birlikleri bunun için kuruldu. Şimdi batının egemen güçleri dediler ki; ‘Siz tarımla uğraşmayın, biz size daha ucuz veririz.’ Biz de toprakları ekmemeye başladık. Çiftçiyi cezalandırmaya başladık. Fiyatını vermemeye başladık. Her şey ateş pahası oldu. Pandemi bize bir gerçeği hatırlattı. Tarım stratejik sektördür. Tarımdan vazgeçen dünyada hiçbir ülke yoktur. Bir canlı varsa onların karnı doyması lazım. Kim doyuracak? Çiftçi doyuracak. Gazi Mustafa Kemal Atatürk boşuna dememiş; ‘Çiftçi, köylü bu milletin efendisidir’ diye. Hala biz iktidar sahipleri Mustafa Kemal'in değerini yeteri kadar anlamış değiliz. Çiftçi milletin efendisidir. Üretmek, alın teri dökmek. Kırsalda çalışan kadınların ve gençlerin tamamı sigortalı olacak. Sigorta primlerini devlet ödeyecek. 2 çocuğunuz varsa, eşiniz varsa onlar tarlada çalışmak suretiyle veya hayvancılık yapıyorlarsa üretimde çalışmak suretiyle görevlerini yapsınlar, onların sosyal güvenliklerini siz değil devlet olarak biz ödeyeceğiz. Üreticiyi desteklerseniz beklediğinizden çok daha iyi verim alırsınız. Türkiye ele güne muhtaç kalmaz" ifadelerini kullandı.   ‘ÇOK KISA SÜRE İÇİNDE TÜRKİYE TOPARLANACAK’ Tarım politikasında dair eleştiri ve öneriler sunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Tarım bakanı Fransa'ya gidip Fransa tarımına yaptığı katkı dolayısıyla nişan alıyorsa demek ki bir sorunumuz var. Bu nişan aldılar, Tarım Bakanlığı’nın internet sitesinde de koydular ve dediler ki; Türk-Fransız tarımına en büyük desteği veren falan kişi, hadi adını da vereyim. Mehdi Eker, Fransız tarımına yaptığı katkı dolayısıyla ödül aldı. Buradan Türkiye'yi çekip çıkaracağız. Böyle sorunları biliyoruz, alacağız ve çekip çıkaracağız. Üretimden yana, alın terinden yana politikalar oluşturacağız ve göreceksiniz. Çok kısa süre içinde Türkiye toparlanacak. Çiftçi için sadece bu mu? Hayır, bir şey daha var. Tarım kanunu 21’inci madde diyor ki; her yıl milli gelirin yüzde biri oranında çiftçiye destek verilir; verilebilir değil, verilir diyor. Vereceksin diyor. Bugüne kadar verilmedi. Biz vereceğiz; çünkü siz üretiyorsunuz. Çağıracağız. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanını çağıracağım; ‘Bak diyeceğim, bütçe burada çiftçi için milli gelirinin yüzde biri oranında destek konmuş mu, konmamış mı?’ Bakacak, konmuşsa o zaman basına açıklama yapacak. Bu kadar önemli ve değerli görüşlerimiz var. Çiftçi kardeşim hiç meraklanma, yine söyleyeyim, iktidar olduğumuzda Allah nasip ederse, iktidar olduğumuzda göreceksiniz ilk 1 hafta içinde sizin bankalardan ve tarım kredi kooperatiflerinden çektiğiniz kredilerin faizlerini tak diye sileceğiz. Esnafın da esnaf kefalet kooperatifinden veya bankalardan aldıkları kredilerin faizlerini sileceğiz. Diyeceksiniz ki; parayı nereden bulacaksınız? Beşli çete nerede? Milyarlar götürdüler, milyarlar derken milyarlar Türk lirası değil, milyar dolarlar götürdüler. Milyar dolarları hâlâ götürüyorlar. Bu kardeşiniz onların tamamını kesecek, hiç endişe etmeyin. O paranın tamamını kim üretiyorsa, sanayici üretiyorsa başımın üstüne, çiftçi üretiyorsa başımın üstüne havadan para kazananlar ve kul hakkı yiyenler onlarla benim hesaplaşma var.”   ‘BAY KEMAL SENİN NEFES ALIŞINI DA TAKİP EDİYOR’ Bu ülkenin hayrına ne gerekiyorsa hepsini yapacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Pek çok sorunumuz var, biliyorum. Eğer üretirseniz yem sorun olmaktan çıkar. Gübre fiyatı, tepedeki adam, zat diyor ki; ‘Efendim tarım kredi kooperatiflerinin alışveriş merkezlerinde fiyatları indirdik. 10 kuruş, 15 kuruş, 50 kuruş.’ Neyse yalan veya doğru. Ya kardeşim sen indiriyorsan tarım kredi kooperatifine ait Gübretaş var, gübre fabrikası var, gübre fiyatını düşür, çiftçiden ucuza alsın, onu düşürmüyor ama. O sanıyor ki; Bay Kemal bunları bilmiyor. Bay Kemal senin nefes alışını da takip ediyor, sen meraklanma. Bu ülkenin hayrına ne gerekiyorsa hepsini yapacağız. En ufak bir endişeniz olmasın. Beşli çete derken aslında bunu espri olarak söylemiyorum, bir devlet bu kadar soyulamaz. Siz iş alıyorsunuz devletten eyvallah, kâr da edebilirsiniz, zarar da buna da itirazım yok. Ama bunlara ayrıcalık tanınıyor. Bunlara deniyor ki; ‘Sana garanti vereceğim hiç asla iflas etmeyeceksin, asla zarar etmeyeceksin sen.’ Garantiyi de dolar üzerinden veriyor. Bizim cebimizdeki paralar, oralara gidiyor. Bunları anlatıyorum. Bunları söylüyorum. Allah aşkına siz de anlatın, yeter artık milleti soydular, perişan ettiler.”   ‘BİZİM BİR EKSİĞİMİZ, BİZİM BİR YANLIŞIMIZ VARDI’ Partisi adına özeleştiride bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, “Bugün Bafra’dayım. Oyumuzun en düşük olduğu bir kentteyim. Özellikle burayı seçtim, özellikle buraya geldim. Özellikle bizim Vezirköprü’ye gittim. Özellikle oradaki insanlarla konuştum. Çünkü bizim bir eksiğimiz, bizim bir yanlışımız vardı. Biz bu insanlarla sıcak, samimi ilişki kurmadık zamanında; o ilişkiyi kurmak istiyoruz. Biz doğruları anlatıyoruz. Bize her türlü iftira yapılır, enflasyon olur sorumlusu CHP, bir yerde kavga olur, sorumlusu CHP. Biz gezip anlatabilseydik onlar cesaret edip bunu söyleyemezlerdi. Şimdi biz diyoruz ki; memleket çok kritik bir süreçte. Olay bir parti olayı olmayı çoktan aşmış. Olay bir Türkiye olayıdır. Burada güçlü bir milliyetçi damarı olduğunu da gayet iyi biliyorum. Ama bizim 6 okumuzdan birisinin milliyetçilik olduğunu hiç kimse unutmasın” dedi.   ‘MİLLİYETÇİLİĞİMİZ, SAHTE DEĞİL GERÇEK’ Milliyetçilik hakkında atacakları adımlara anlatan Kılıçdaroğlu, “Milliyetçisiniz de ne yapacaksınız? Bir, ilk bir hafta içinde Katar ordusuna verilen tank palet fabrikasını alacağız, Türk ordusuna yeniden vereceğiz. Bizim milliyetçiliğimiz, onlarınki gibi değil, sahte değil, gerçek milliyetçilik. Askeri hastanesi olmayan dünyadaki tek ordu, Türk ordusu. Askeri hastaneleri kapattılar. GATA'ya el koydular ilk bir hafta içinde bütün askeri hastaneleri açacağız ve GATA’yı da şanlı ordumuza vereceğiz. Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırdılar. İlk kez Cumhuriyet tarihinde kendi toprağından kaçtı, kendi toprağına kendi bayrağını indirdi. Süleyman Şah türbesini aldı, kaçırdı. Terörden kaçtı. Allah nasip eder, sizlerin oylarıyla iktidar olduğumuzda bir hafta içinde yine Süleyman Şah türbesini yine kendi toprağımıza götüreceğiz. Göndere bayrağı dikeceğiz ve şerefiyle o bayrak orada dalgalanacak. Bizim milliyetçiliğimiz budur. Biz onlar gibi değiliz. Lafta değil, işin özüne bakarız” ifadelerinde bulundu.   ‘ÜRETMEYEN ÜLKE GÜÇLÜ OLMAZ’ Türkiye’nin üretmesi halinde güçlü olacağını vurgulayan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Türkiye üretirse güçlü olur. Üretmeyen ülke güçlü olmaz. Üretmeyen ülke sömürge haline, başkalarının ürettiğini tüketen ülke haline gelir. Biz aynı zamanda bizim milliyetçilik anlayışımız, katma değeri yüksek ürün üreten bir anlayıştır. Söz sahibi olacaksınız dünyada. Ürettiğimiz ürünleri dünyanın her tarafına satabileceksiniz. Bunlar olmadığı takdirde vasat bir sanayi ile bir yere gidemezsiniz. Güçlü bir sanayinin olmadığını yolu katma değeri yüksek ürün üretmekten geçiyor. Bunun da yolu üniversitelerin bilgi üretmesidir. Adalet en büyük sorunumuzdur. Ülkeye adaletin gelmesi lazım. Adaletin olmadığı yerde devleti ayakta tutamazsınız ve devlet çürümeye başlar” dedi.   ‘İKİ KIRMIZI ÇİZGİMİZ VAR; BAYRAK VE VATAN’ Bayrak ve vatanın kırmızı çizgileri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, muhtarlıklarla ilgili düşüncelerini anlattı. Kılıçdaroğlu “Milliyetçiliği, vatan sevdasını bayrağımızı unutmayacağız. İki kırmızı çizgimiz var, bayrak ve vatan. Bayrak ve vatan konusunda sorunu olmayan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Muhtarlık kurumunun güçlendirilmesi lazım. Muhtarlık temel kanununun çıkması lazım ve Türkiye muhtarlar birliğinin kurulması lazım. Bunlar olmadan olmaz, birleştirilmiş oy pusulalarıyla muhtarlık seçimlerinin yapılması lazım. Muhtarlık kurumunun güçlendirilmesi lazım. Bu konuda bir kanun teklifi hazırladık. Parlamentoya sunduk. AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi ama benim sözüm sözdür. Cumhuriyet Halk Partisi inşallah iktidar olduğunda göreceksiniz. Muhtarlık kanunu çıkacak ve muhtarlar demokrasinin temel taşı olarak görevlerini alacaklar siyaset arenasında” diye konuştu.   ‘13’ÜNCÜ CUMHURBAŞKANI, MİLLET İTTİFAKI'NIN ADAYI OLACAK’ Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayına ilişkin Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Bir millet masası var kurduk böyle bir masa, 6 kişi, 6 lider bir aradayız. Altımız ortak hareket ediyoruz, demokrasiyi istiyoruz, hukuk istiyoruz, adalet istiyoruz. Kadın erkek eşitliği istiyoruz, üretim istiyoruz. Kul hakkı yiyen istemiyoruz. 6 lider bir araya geldik, zaman zaman gazetelerde, iktidar kanadının televizyon kanallarında ‘vay o bunu söyledi bu bunu söyledi, masa dağıldı’. Bunların hepsi hikaye. Her birimiz beraber hareket ediyoruz. Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları biliyoruz ve Türkiye'yi bu badireden çıkarmak zorundayız. Çıkarmak hepimizin görevi, hepimizin ortak hedefidir. Adaletten yana, hukuktan yana, liyakatten yana bütün kararları müşterek alıyoruz. Bize diyorlar ki; hemen niçin cumhurbaşkanı adayınızı göstermiyorsunuz? Önce biz hangi konularda görüş birliğine vardık. Önce bunun üzerinde oturup konuşmamız lazım. Önce bu işin felsefesini ortaya koymak lazım. Birliktelikten ne yapacağız, neleri yapacağız, hangi olaylara öncelikle ele alacağız? Hangilerini daha sonraki bir süreçte ele alınacak, hangi komisyonları kuracağız? Bu komisyonların görevleri neler olacak? Önce bunları tespit edeceğiz. Arkasından Allah nasip ederse hep beraber bir araya geleceğiz. Cumhurbaşkanı adayımızı seçeceğiz ve kamuoyuna duyuracağız. Şundan emin olun; 13’üncü cumhurbaşkanı Millet İttifakı'nın seçtiği cumhurbaşkanı adayı olacak.”   ‘KUL HAKKI YİYENLERLE BİZİM İŞİMİZ VAR’ Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı, devleti bilecek, devlette adaleti bilecek, devlette liyakati bilecek. Fakirin fukaranın yanında olacak. Torpil dediğimiz, gençler çok şikâyet ediyorlar. Torpili kaldıracak. Söyledik, kararı da aldık. Bu torpile son vereceğiz. Kul hakkı yiyenlerle bizim işimiz var, hesaplaşacağız. Efendim moralinizi sakın bozmayın, sakın sevgili gençler sakın üzülmeyin. Türkiye güçlü bir ülkedir. Türkiye bölgesinde en güçlü ülke olmayı hak ediyor. Bunların tamamını yapacağız. Tek desteğimiz millettir. Yani sizlersiniz, sizlerden destek istiyoruz, bize katılın diyoruz, bize katılın. Türkiye'yi aydınlığa çıkaralım, bize katılın kadın erkek eşitliğini sağlayalım. Bize katılın adaleti sağlayalım, bize katılın, adaletin, alın terinin değeri olsun. Kılıçdaroğlu ile ilgili size pek çok şey anlatabilirler, bir şeyden emin olmanızı isterim; Kılıçdaroğlu'nun mücadele ettiği kişiler kul hakkını yiyen kişilerdir. Onunla mücadele etmekte benim için şereftir, onurdur” diyerek konuşmasını tamamladı. Kılıçdaroğlu toplantının ardından Alaçam ilçesine geçerek Doyran köyünde çeltik tarlasında çiftçilerle bir araya geldi. Burada bir çiftçi Kılıçdaroğlu’na vefat eden babasının kasketini hediye etti. Kasketi takan Kılıçdaroğlu, çiftçilerle hatıra fotoğrafı çektirdi. 

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Samsun'un Havza ilçesindeki Atatürk Evi Müzesi'ni ziyareti sonrası Vezirköprü ilçesine geçerek, burada STK başkanları, muhtarlar ve kanaat önderleri ile basına kapalı programında bir araya geldi. Daha sonra Bafra ilçesine giden Kılıçdaroğlu, partisinin burada yapılan grup toplantısına katıldı. Partiye yeni katılanlara rozetlerini takarak konuşmasına başlayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin yeni bir iklime ihtiyacı olduğunu belirterek, "Kavgadan uzak durmaya, barışmaya, beraber olmaya, birlik olmaya, beraber mücadele etmeye hepimizin ihtiyacı var. Çok ayrıştık, çok kamplaştık. Komşumuzun kimliğini sorgulamaya başladık. Buradan Türkiye'yi çekip çıkarmamız lazım. Her birimiz sokakta, caddede, parkta, lokantada, kahvehanede kimi görüyorsak rahatlıkla 'merhaba' demeliyiz, elimizi uzatmalıyız, kucaklaşmalıyız. Birbirimize selam vermeliyiz. Ben Türkiye'de bu iklimi yaratmaya talibim ve mutlaka yaratacağım. Bafra ve Vezirköprü'de oylarımız düşük. Kabahat bizde. Gelmedik, sofranıza oturmadık. Çayınızı, kahvenizi içmedik. Ankara'da laflar ettik, 'bize oy verin' dedik. Olmuyor. O zaman olması gereken nedir? Vatandaşın ayağına gideceksin. Oturacaksın, çayını kahvesini içip dertleşeceksin. Derdini parlamentoya taşıyacaksın. Şimdi yeni bir iklim var. Bu yeni iklimin altında hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bu iklimi yaratmaya çalışıyorum. Toplumla helalleşmek istedik. Kusurumuz, kabahatimiz, yanlışımız var. Olabilir. Hepimiz insanız. Erdemli insan hatadan ders çıkaran insandır. Erdemli insan aynı hayatı tekrar etmeyen insandır. O nedenle geldik. O nedenle geldik, birlikteyiz" dedi.

 

'BENİM DAVAM HAK DAVASIDIR'

 

Ülkedeki beşli çeteye talip olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ülkenin fakirine, fukarasına, sorunlarına talibim. Herkesin sorunlarını çözmek için mücadele edeceğim. Herkesin sorunlarını çözmek için irade ortaya koyarsak o zaman ülke gerginlikten kurtulur. Ülkeye barış, huzur egemen olur. Ülkede herkes kazanır. Alın terinin değeri bilinir. Bu çerçevede hareket etmek lazım. Samsun'un sorunları var. Çiftçinin, üreticinin, esnafın her bir sorununu biliyorum. Sorunu bilmek yetmez. Nasıl çözeceğini de anlatmanız lazım. Vatandaşa güven vermek için sorunu nasıl çözeceğinizi anlatmanız lazım. Söylediğimiz her sorunun cevabını nasıl çözülmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Burada yıllardır çalışan şeker fabrikasına kilit vurulduğunu biliyoruz. O fabrikanın çalışması gerekiyor. Onu da biliyoruz. 34 yıl sonra Türkiye yurt dışından şeker ithal etti. Allah aşkına şeker pancarı ekecek çiftçimiz mi yoktu? Toprağımız mı yoktu? İşleyecek fabrikamız mı yoktu? Hepsi vardı. Çetelere çalıştılar. Bafralılara sözüm var. 5'li çetelerin burnundan getireceğim. Paralarını götürüyorlar. O paraların tamamını getireceğim. Alıyorlar paralarını vakıf ayaklarına bir vakıf Türkiye'de, bir vakfın bir ayağı ABD'de. Oradan oraya milyon dolarları gönderecekler. Bay Kemal de bunu seyredecek. Yemezler. O paraların tamamını getireceğim. Benim davam hak davasıdır. Benim davam kul hakkı yiyenlerle mücadele davasıdır. Benim davam, sıradan bir dava değildir. Benim davam alın teri davasıdır. Kim alın teri döküyorsa, onun hakkını, hukukunu ona teslim etme davasıdır. Benim davam 5'li çetelerle mücadele davasıdır. Benim davam haramilerden bu memleketi temizleme, ayıklama davasıdır. O nedenle benim mücadelem sizin mücadelenizdir. Bu mücadeleyi beraber ve birlikte yapmak zorundayız."

 

'ÇİFTÇİYE ÖTV VE KDV'SİZ MAZOT VERECEĞİZ' Yurt dışından tütün de ithal edilmeye başlandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Eskiden tütün ihraç ederdik, şimdi tütün ithal ediyoruz. Bu gerçekleri bilerek sandığa gitmenizi, vicdanınızın sesini dinlemenizi istiyorum. Ön yargılarınızdan arınmanızı istiyorum. Ön yargılarından arının. Beraber, birlikte, bu güzel ülkeyi yeniden inşa edeceğiz. Çiftçi kardeşim. Mazot dünyanın parası. Sana kırmızı mazot vereceğim. ÖTV ve KDV'siz. Denizdeki yata hangi fiyattan veriyorsan traktöre de çiftçiye de aynı fiyattan vereceksin. Hiç endişe etmeyin. Kırmızı mazot vereceğiz. Havza bazlı üretim yapacağız. Türkiye'de kim neyi ekecek kaç dönüm ekecek bunun planlanması lazım. Planlamazsanız olmaz. Bakıyorsunuz bu yıl soğan çok iyi. Hep beraber soğan ekiyoruz. Ertesi yıl hep beraber batıyoruz. Havza bazlı planlama ile hangi toprakta, hangi arazide, hangi il neyi ekecek. O planlanacak. Devlet ona alım garantisi verecek. Bunların hepsi bilinecek. Türkiye'nin gerçeklerini bileceğiz, üretim artışı sağlayacağız. Fazla üretimimizi ihraç edeceğiz. Alıcısı olmasa dahi Afrika'da birçok fakir insan, devlet var. Türkiye'nin itibarı için onlara göndereceğiz. Onlar tüketecekler. Türkiye'nin ne kadar hayırsever bir ülke olduğunu bilecekler. Bunu yaparken formülümüz şu. Maliyet, artı makul kar, eşittir taban fiyat" diye konuştu.

 

'ÜRETİCİYİ DESTEKLERSENİZ İYİ VERİM ALIRSINIZ' 'Alın teri yere düşmeyecek' diyen Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyetin kuruluşunda bu felsefe vardı. Toprak Mahsulleri, Fiskobirlik, TARİŞ bunun için kuruldu. Bütün çiftçi birlikleri bunun için kuruldu. Şimdi batının egemen güçleri dediler ki; ‘Siz tarımla uğraşmayın, biz size daha ucuz veririz.’ Biz de toprakları ekmemeye başladık. Çiftçiyi cezalandırmaya başladık. Fiyatını vermemeye başladık. Her şey ateş pahası oldu. Pandemi bize bir gerçeği hatırlattı. Tarım stratejik sektördür. Tarımdan vazgeçen dünyada hiçbir ülke yoktur. Bir canlı varsa onların karnı doyması lazım. Kim doyuracak? Çiftçi doyuracak. Gazi Mustafa Kemal Atatürk boşuna dememiş; ‘Çiftçi, köylü bu milletin efendisidir’ diye. Hala biz iktidar sahipleri Mustafa Kemal'in değerini yeteri kadar anlamış değiliz. Çiftçi milletin efendisidir. Üretmek, alın teri dökmek. Kırsalda çalışan kadınların ve gençlerin tamamı sigortalı olacak. Sigorta primlerini devlet ödeyecek. 2 çocuğunuz varsa, eşiniz varsa onlar tarlada çalışmak suretiyle veya hayvancılık yapıyorlarsa üretimde çalışmak suretiyle görevlerini yapsınlar, onların sosyal güvenliklerini siz değil devlet olarak biz ödeyeceğiz. Üreticiyi desteklerseniz beklediğinizden çok daha iyi verim alırsınız. Türkiye ele güne muhtaç kalmaz" ifadelerini kullandı.

 

‘ÇOK KISA SÜRE İÇİNDE TÜRKİYE TOPARLANACAK’ Tarım politikasında dair eleştiri ve öneriler sunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Tarım bakanı Fransa'ya gidip Fransa tarımına yaptığı katkı dolayısıyla nişan alıyorsa demek ki bir sorunumuz var. Bu nişan aldılar, Tarım Bakanlığı’nın internet sitesinde de koydular ve dediler ki; Türk-Fransız tarımına en büyük desteği veren falan kişi, hadi adını da vereyim. Mehdi Eker, Fransız tarımına yaptığı katkı dolayısıyla ödül aldı. Buradan Türkiye'yi çekip çıkaracağız. Böyle sorunları biliyoruz, alacağız ve çekip çıkaracağız. Üretimden yana, alın terinden yana politikalar oluşturacağız ve göreceksiniz. Çok kısa süre içinde Türkiye toparlanacak. Çiftçi için sadece bu mu? Hayır, bir şey daha var. Tarım kanunu 21’inci madde diyor ki; her yıl milli gelirin yüzde biri oranında çiftçiye destek verilir; verilebilir değil, verilir diyor. Vereceksin diyor. Bugüne kadar verilmedi. Biz vereceğiz; çünkü siz üretiyorsunuz. Çağıracağız. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanını çağıracağım; ‘Bak diyeceğim, bütçe burada çiftçi için milli gelirinin yüzde biri oranında destek konmuş mu, konmamış mı?’ Bakacak, konmuşsa o zaman basına açıklama yapacak. Bu kadar önemli ve değerli görüşlerimiz var. Çiftçi kardeşim hiç meraklanma, yine söyleyeyim, iktidar olduğumuzda Allah nasip ederse, iktidar olduğumuzda göreceksiniz ilk 1 hafta içinde sizin bankalardan ve tarım kredi kooperatiflerinden çektiğiniz kredilerin faizlerini tak diye sileceğiz. Esnafın da esnaf kefalet kooperatifinden veya bankalardan aldıkları kredilerin faizlerini sileceğiz. Diyeceksiniz ki; parayı nereden bulacaksınız? Beşli çete nerede? Milyarlar götürdüler, milyarlar derken milyarlar Türk lirası değil, milyar dolarlar götürdüler. Milyar dolarları hâlâ götürüyorlar. Bu kardeşiniz onların tamamını kesecek, hiç endişe etmeyin. O paranın tamamını kim üretiyorsa, sanayici üretiyorsa başımın üstüne, çiftçi üretiyorsa başımın üstüne havadan para kazananlar ve kul hakkı yiyenler onlarla benim hesaplaşma var.”

 

‘BAY KEMAL SENİN NEFES ALIŞINI DA TAKİP EDİYOR’ Bu ülkenin hayrına ne gerekiyorsa hepsini yapacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Pek çok sorunumuz var, biliyorum. Eğer üretirseniz yem sorun olmaktan çıkar. Gübre fiyatı, tepedeki adam, zat diyor ki; ‘Efendim tarım kredi kooperatiflerinin alışveriş merkezlerinde fiyatları indirdik. 10 kuruş, 15 kuruş, 50 kuruş.’ Neyse yalan veya doğru. Ya kardeşim sen indiriyorsan tarım kredi kooperatifine ait Gübretaş var, gübre fabrikası var, gübre fiyatını düşür, çiftçiden ucuza alsın, onu düşürmüyor ama. O sanıyor ki; Bay Kemal bunları bilmiyor. Bay Kemal senin nefes alışını da takip ediyor, sen meraklanma. Bu ülkenin hayrına ne gerekiyorsa hepsini yapacağız. En ufak bir endişeniz olmasın. Beşli çete derken aslında bunu espri olarak söylemiyorum, bir devlet bu kadar soyulamaz. Siz iş alıyorsunuz devletten eyvallah, kâr da edebilirsiniz, zarar da buna da itirazım yok. Ama bunlara ayrıcalık tanınıyor. Bunlara deniyor ki; ‘Sana garanti vereceğim hiç asla iflas etmeyeceksin, asla zarar etmeyeceksin sen.’ Garantiyi de dolar üzerinden veriyor. Bizim cebimizdeki paralar, oralara gidiyor. Bunları anlatıyorum. Bunları söylüyorum. Allah aşkına siz de anlatın, yeter artık milleti soydular, perişan ettiler.”

 

‘BİZİM BİR EKSİĞİMİZ, BİZİM BİR YANLIŞIMIZ VARDI’ Partisi adına özeleştiride bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, “Bugün Bafra’dayım. Oyumuzun en düşük olduğu bir kentteyim. Özellikle burayı seçtim, özellikle buraya geldim. Özellikle bizim Vezirköprü’ye gittim. Özellikle oradaki insanlarla konuştum. Çünkü bizim bir eksiğimiz, bizim bir yanlışımız vardı. Biz bu insanlarla sıcak, samimi ilişki kurmadık zamanında; o ilişkiyi kurmak istiyoruz. Biz doğruları anlatıyoruz. Bize her türlü iftira yapılır, enflasyon olur sorumlusu CHP, bir yerde kavga olur, sorumlusu CHP. Biz gezip anlatabilseydik onlar cesaret edip bunu söyleyemezlerdi. Şimdi biz diyoruz ki; memleket çok kritik bir süreçte. Olay bir parti olayı olmayı çoktan aşmış. Olay bir Türkiye olayıdır. Burada güçlü bir milliyetçi damarı olduğunu da gayet iyi biliyorum. Ama bizim 6 okumuzdan birisinin milliyetçilik olduğunu hiç kimse unutmasın” dedi.

 

‘MİLLİYETÇİLİĞİMİZ, SAHTE DEĞİL GERÇEK’ Milliyetçilik hakkında atacakları adımlara anlatan Kılıçdaroğlu, “Milliyetçisiniz de ne yapacaksınız? Bir, ilk bir hafta içinde Katar ordusuna verilen tank palet fabrikasını alacağız, Türk ordusuna yeniden vereceğiz. Bizim milliyetçiliğimiz, onlarınki gibi değil, sahte değil, gerçek milliyetçilik. Askeri hastanesi olmayan dünyadaki tek ordu, Türk ordusu. Askeri hastaneleri kapattılar. GATA'ya el koydular ilk bir hafta içinde bütün askeri hastaneleri açacağız ve GATA’yı da şanlı ordumuza vereceğiz. Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırdılar. İlk kez Cumhuriyet tarihinde kendi toprağından kaçtı, kendi toprağına kendi bayrağını indirdi. Süleyman Şah türbesini aldı, kaçırdı. Terörden kaçtı. Allah nasip eder, sizlerin oylarıyla iktidar olduğumuzda bir hafta içinde yine Süleyman Şah türbesini yine kendi toprağımıza götüreceğiz. Göndere bayrağı dikeceğiz ve şerefiyle o bayrak orada dalgalanacak. Bizim milliyetçiliğimiz budur. Biz onlar gibi değiliz. Lafta değil, işin özüne bakarız” ifadelerinde bulundu.

 

‘ÜRETMEYEN ÜLKE GÜÇLÜ OLMAZ’ Türkiye’nin üretmesi halinde güçlü olacağını vurgulayan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Türkiye üretirse güçlü olur. Üretmeyen ülke güçlü olmaz. Üretmeyen ülke sömürge haline, başkalarının ürettiğini tüketen ülke haline gelir. Biz aynı zamanda bizim milliyetçilik anlayışımız, katma değeri yüksek ürün üreten bir anlayıştır. Söz sahibi olacaksınız dünyada. Ürettiğimiz ürünleri dünyanın her tarafına satabileceksiniz. Bunlar olmadığı takdirde vasat bir sanayi ile bir yere gidemezsiniz. Güçlü bir sanayinin olmadığını yolu katma değeri yüksek ürün üretmekten geçiyor. Bunun da yolu üniversitelerin bilgi üretmesidir. Adalet en büyük sorunumuzdur. Ülkeye adaletin gelmesi lazım. Adaletin olmadığı yerde devleti ayakta tutamazsınız ve devlet çürümeye başlar” dedi.

 

‘İKİ KIRMIZI ÇİZGİMİZ VAR; BAYRAK VE VATAN’ Bayrak ve vatanın kırmızı çizgileri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, muhtarlıklarla ilgili düşüncelerini anlattı. Kılıçdaroğlu “Milliyetçiliği, vatan sevdasını bayrağımızı unutmayacağız. İki kırmızı çizgimiz var, bayrak ve vatan. Bayrak ve vatan konusunda sorunu olmayan herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Muhtarlık kurumunun güçlendirilmesi lazım. Muhtarlık temel kanununun çıkması lazım ve Türkiye muhtarlar birliğinin kurulması lazım. Bunlar olmadan olmaz, birleştirilmiş oy pusulalarıyla muhtarlık seçimlerinin yapılması lazım. Muhtarlık kurumunun güçlendirilmesi lazım. Bu konuda bir kanun teklifi hazırladık. Parlamentoya sunduk. AK Parti ve MHP oylarıyla reddedildi ama benim sözüm sözdür. Cumhuriyet Halk Partisi inşallah iktidar olduğunda göreceksiniz. Muhtarlık kanunu çıkacak ve muhtarlar demokrasinin temel taşı olarak görevlerini alacaklar siyaset arenasında” diye konuştu.

 

‘13’ÜNCÜ CUMHURBAŞKANI, MİLLET İTTİFAKI'NIN ADAYI OLACAK’ Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayına ilişkin Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Bir millet masası var kurduk böyle bir masa, 6 kişi, 6 lider bir aradayız. Altımız ortak hareket ediyoruz, demokrasiyi istiyoruz, hukuk istiyoruz, adalet istiyoruz. Kadın erkek eşitliği istiyoruz, üretim istiyoruz. Kul hakkı yiyen istemiyoruz. 6 lider bir araya geldik, zaman zaman gazetelerde, iktidar kanadının televizyon kanallarında ‘vay o bunu söyledi bu bunu söyledi, masa dağıldı’. Bunların hepsi hikaye. Her birimiz beraber hareket ediyoruz. Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları biliyoruz ve Türkiye'yi bu badireden çıkarmak zorundayız. Çıkarmak hepimizin görevi, hepimizin ortak hedefidir. Adaletten yana, hukuktan yana, liyakatten yana bütün kararları müşterek alıyoruz. Bize diyorlar ki; hemen niçin cumhurbaşkanı adayınızı göstermiyorsunuz? Önce biz hangi konularda görüş birliğine vardık. Önce bunun üzerinde oturup konuşmamız lazım. Önce bu işin felsefesini ortaya koymak lazım. Birliktelikten ne yapacağız, neleri yapacağız, hangi olaylara öncelikle ele alacağız? Hangilerini daha sonraki bir süreçte ele alınacak, hangi komisyonları kuracağız? Bu komisyonların görevleri neler olacak? Önce bunları tespit edeceğiz. Arkasından Allah nasip ederse hep beraber bir araya geleceğiz. Cumhurbaşkanı adayımızı seçeceğiz ve kamuoyuna duyuracağız. Şundan emin olun; 13’üncü cumhurbaşkanı Millet İttifakı'nın seçtiği cumhurbaşkanı adayı olacak.”

 

‘KUL HAKKI YİYENLERLE BİZİM İŞİMİZ VAR’ Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı, devleti bilecek, devlette adaleti bilecek, devlette liyakati bilecek. Fakirin fukaranın yanında olacak. Torpil dediğimiz, gençler çok şikâyet ediyorlar. Torpili kaldıracak. Söyledik, kararı da aldık. Bu torpile son vereceğiz. Kul hakkı yiyenlerle bizim işimiz var, hesaplaşacağız. Efendim moralinizi sakın bozmayın, sakın sevgili gençler sakın üzülmeyin. Türkiye güçlü bir ülkedir. Türkiye bölgesinde en güçlü ülke olmayı hak ediyor. Bunların tamamını yapacağız. Tek desteğimiz millettir. Yani sizlersiniz, sizlerden destek istiyoruz, bize katılın diyoruz, bize katılın. Türkiye'yi aydınlığa çıkaralım, bize katılın kadın erkek eşitliğini sağlayalım. Bize katılın adaleti sağlayalım, bize katılın, adaletin, alın terinin değeri olsun. Kılıçdaroğlu ile ilgili size pek çok şey anlatabilirler, bir şeyden emin olmanızı isterim; Kılıçdaroğlu'nun mücadele ettiği kişiler kul hakkını yiyen kişilerdir. Onunla mücadele etmekte benim için şereftir, onurdur” diyerek konuşmasını tamamladı. Kılıçdaroğlu toplantının ardından Alaçam ilçesine geçerek Doyran köyünde çeltik tarlasında çiftçilerle bir araya geldi. Burada bir çiftçi Kılıçdaroğlu’na vefat eden babasının kasketini hediye etti. Kasketi takan Kılıçdaroğlu, çiftçilerle hatıra fotoğrafı çektirdi. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi