400 Milyarlık borç yapılandırma yasası neden uygulanmıyor?

400 Milyarlık borç yapılandırma yasası neden uygulanmıyor? Takipteki kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasını öngören yasanın çıkarılmasını takip eden 3 ayda yeni düzenlemenin gereği yerine getirildi mi? Türkiye’de takipteki kredi borçları 400 milyar TL’yi aşmış durumda. Geçtiğimiz Temmuz ayında kredi borçlarının yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak çıkarıldığı belirtilen yasadan kimlerin yararlandığı ise muamma. Yasadan kredi ve kredi kartı borçlularının bireysel olarak yararlanabilmesi için ikincil düzenlemeler henüz çıkarılmış değil. Bu durum, Hükümet’in yanlış ekonomi politikaları sonucu krize giren reel sektörü kurtarmanın maliyetinin yine vatandaşa ödettirilmesi, vatandaşın ise ortada bırakılması anlamına geliyor. CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın cevaplaması istemiyle TBMM’ye verdiği soru önergesinde, 17.07.2019 tarih ve 7186 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 17. maddesiyle 5411 sayılı Bankacılık Kanununa eklenen geçici 32. madde ile Türkiye'de faaliyette bulunan bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman şirketleri ile bu maddede tanımlanan diğer finansal kuruluşlarla kredi ilişkisinde bulunan ve BDDK tarafından çıkarılan yönetmeliğe göre hazırlanan Çerçeve Anlaşmalarda belirlenen borçluların kullandıkları krediler için yeniden yapılandırma olanağı getirildiğini hatırlattı. “Bu maddelerle yapılan düzenlemeler tüm uyarılarımıza rağmen Ak Parti iktidarı tarafından uygulanan yanlış ekonomik politikaların sonucunda ortaya çıkan reel sektör krizinin giderilmesine yöneliktir” diyen Bekaroğlu, söz konusu yasa teklifinin Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi sırasında ilgililerce yapılan açıklamalarda, “yakın izlemedeki ve takipteki kredilerin 400 Milyar TL’ye ulaştığının” ifade edilmesinin durumun ciddiyetini ve vahametini ortaya koyduğunu belirterek, yürürlüğe girmesinden sonra geçen 3 aylık süre zarfında söz konusu maddede yer alan düzenlemelerin gereğinin yerine getirilip getirilmediğinin tespiti amacıyla Bakan Albayrak’tan şu soruların cevabını istedi:   Söz konusu geçici kanun maddesinin gerektirdiği ikincil mevzuat düzenlemeleri (12.09.2019 tarih ve 30886 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Finansal Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik haricinde) tamamlanmış mıdır? Tamamlanamamış ise nedeni nedir? BDDK tarafından çıkarılması gerekli bulunan yönetmelik hükümlerine uygun olarak hazırlanmış bulunan herhangi bir Çerçeve antlaşması bulunmakta mıdır? Şayet bu Çerçeve Antlaşma metinleri hazırlanmamış ise gecikmenin nedeni nedir? Ayrıca kanun metninde yer alan;” Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların mali durumunun tespiti ve finansal yeniden yapılandırmanın uygulanabilirliğine ilişkin değerlendirme, bağımsız denetim kuruluşlarına, Çerçeve Anlaşmaları kapsamında belirlenecek yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşlara veya borçlu tarafından kabul edilmesi halinde alacaklı kuruluşlara yaptırılır” şeklindeki düzenleme gereği bu işlerle uğraşacak bağımsız denetim kuruluşlarının ve yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşlarının kimlerden oluşacağı belirlenmiş midir? Bunların sayısı kaçtır? Bu madde yürürlüğe girdikten sonra kamu ve özel bankalar tarafından yapılan finansal yeniden yapılandırma adedi, toplam tutarı, sektörel dağılımı, ertelenen, tahsilinden vazgeçilen veya yeniden yapılandırılan toplam borç tutarı nedir? Bu madde kapsamında aradan geçen 3 aylık süre zarfında yapılan yeniden yapılandırmalardan kaç firma veya kişi yararlanmıştır? Bu maddenin uygulamasında gecikme olduğu yönündeki iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu gecikmelerin ekonomiye ek bir maliyeti var mıdır? Söz konusu maddede yer alan düzenlemelere karşı özel sektör bankalarınca ortaya konulan herhangi bir tereddüt veya direnç söz konusu mudur? Sektörün aktörlerinin ilave güvence talepleri bulunmakta mıdır? Varsa bu talepler ile ilgili olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz?  Bu konularda ilave bir yasa değişikliğine ihtiyaç bulunmakta mıdır?