Ücret artışıyla ilgili eksiklikler giderilmelidir

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Eğitim Bir-Sen’in düzenlediği teşkilat eğitim programında kamu görevlilerinin gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yalçın enflasyonun sabit gelirlilerin alım gücünü düşürdüğünü belirterek “Kıyas peşinde değiliz, emeğimizin değerini başkalarının aldıklarıyla değil, işimizle ve alın terimizle ölçüyoruz. İçinde bulunduğumuz enflasyonist ekonomik dinamikler, en çok ücretli kesimleri olumsuz etkiliyor. Çalışanların isimleri farklı olsa da soyadları aynıdır, emekçidir. Biz emeğimizin karşılığının peşindeyiz, ücret yarışı içinde değiliz. Son zamanlarda yapılan ücret artışları yerinde ise de kaybı karşılamaktan, alım gücünü ikame ve idame etmekten uzaktır.” diye konuştu.

Eğitim-Bir-Sen 7. Dönem 2. Grup Teşkilat Eğitim Programı, 44 ilden 67 şubenin yönetim kurulları, ilçe ve üniversite temsilcileri ve kadınlar komisyonu başkanlarının katılımıyla İstanbul’da yapıldı.

Toplantının açılışında konuşan Ali Yalçın, Türkiye’nin demokratikleşmesini, kendi medeniyet kökleriyle buluşmasını, değerleri üzerinde yükselmesini istediklerini belirterek, “Biz, bu ülke cesaretiyle, heybetiyle, adaletiyle dünyaya güven veren, mazlumların yanında duran ülke olmaya devam etsin istiyoruz. Biz, mazlum ülkeler ‘Bir yiğit ayağa kalkarsa diğerlerinin omurgası sertleşir’ diyerek Türkiye’den cesaret alsın, sömürüye karşı dirençleri artsın istiyoruz. Biz, Cumhurbaşkanımızın egemenlerin yüzüne haykırdığı ‘Dünya beşten büyüktür’ itirazı küresel direnişe şiar olsun, kapitalizmi reddeden, emperyalizme itiraz yükselten, adil bir dünya özlemi çeken herkes Türkiye’den güç bulsun istiyoruz. Ve biz, ‘Dünya beşten büyüktür’ şiarını emek mücadelemize taşıyarak, ‘Dünya beşten, emek sermayeden büyüktür’ diyor, emeğin kıymeti bilinsin, küresel emek dayanışması güç kazansın istiyoruz. Memur-Sen, bu idealle yolculuğunu sürdüren, entelektüel kapasitesi yüksek bir harekettir. Bizim gayretimiz bu, hedefimiz bu, iddiamız, idealimiz bu” şeklinde konuştu.

“Mihenk noktamız, hak ve adalet ortak paydasında buluşmaktır”

Dünden bugüne çok mesafe katettiklerini dile getiren Yalçın, şunları söyledi: “Dışımıza yolculuk mottosuyla yerelden evrensele yeni bir ufuk çizgisi belirledik. Dünyanın emek örgütleriyle adil bir dünya ideali için ortak hareket etme noktasındaki gayretlerimiz karşılık buldu. Potansiyeli kapasiteye, kapasiteyi 25 ülkeden 33 konfederasyonla birlikte 30 milyon emekçiyi temsil eden Uluslararası Emek Konfederasyonu’na (ILC) dönüştürdük. Küresel emek mücadelesinde yeni bir mevzi olacak bu girişimi Memur-Sen olarak başlattık ve başardık. Çünkü bizim sorumluluğumuz sadece içeride ekmek ve emek mücadelesi vermek değil, bizim sorumluluğumuz aynı zamanda Memur-Sen’in kurucu iradesini ve entelektüel kapasitesini dünyadaki emek hareketleriyle buluşturmak, bu alanda kapasite ve saygınlığımızı artırmak, adil bir dünya idealini birlikte omuzlamak. Kararlıyız, hep birlikte başaracağız. Bizim her zaman söylediğimiz temel bir yaklaşımımız var. Biz ortaklaştığımız noktaya vurgu yaparak dedik ki, ‘Ten rengimiz farklı olsa da emekçiyiz, ter rengimiz aynı. Göz rengimiz farklı olsa da gözyaşımızın rengi aynı. Bakış açımız farklı olsa da acımız aynı.’ ‘Eğer derdimiz hak mücadelesi ise farklılıklarımız adil bir dünya idealimize engel olamaz, olmamalıdır’ diyoruz. Çünkü bizim temel mihenk noktamız Akif İnan’ın ‘Türkümüz dünyayı kardeş bilendir/ Gökleri insanın ortak tarlası’ dizelerinde ifade ettiği kaynaştırmak, ayrıştırmamak; bütünlemek, ötekileştirmemek, hak ve adalet ortak paydasında buluşmaktır. Bu çalışmalarımız gelişecek, daha da büyüyecek.”

“İşçinin aldığının değil, emeğimizin peşindeyiz”

Ücret artışlarıyla ilgili düzenlemelere de değinen Yalçın, “Ülkemizde seçimlerle birlikte yeni bir zemin oluştu. Bu yeni zeminde ülkemizin her konuda çok daha fazla yol katedeceğine inanıyorum” diyerek, “Yetki yenilendi, istikrar yakalandı. Artık ehliyet ve liyakatin esas alınması, gelir adaletinin sağlanması, kamuda hiyerarşinin korunması, çalışma barışını sağlayacak şekilde ücret skalasının yeniden ayarlanması, mobbing ve yıldırmayla etkin mücadele edilmesi, herkesin refah düzeyinde ücret alması, açlık ve yoksulluk sınırı arasından çıkmış, orta gelir tuzağından kurtulmuş bir Türkiye fotoğrafının ortaya çıkması için siyasi iktidarın önünde hiçbir engel kalmadı. Bütün bu hedeflerin gerçekleşmesi için seçim sürecinde istikrara vurgu yapmış, ‘emekle yükselen Türkiye için istikrar’ demiştik. Biz emekçiyiz, istikrar varsa kazanırız, yoksa kaybederiz. İstikrar olmadığında bir kesim refah ve felahı yaşarken, bir kesim felaketi yaşar. Enflasyonist ortamda, siyasi istikrarsızlıkta, karar mekanizmalarının felce uğradığı, kargaşaya açık ortamlarda en fazla zarar görecek kesim biziz. Emekçi kesimi olarak bunu yıllarca tecrübe ettik. Bize düşen, emek ve emekçi kazansın, alım gücü yükselsin, refah adil dağıtılsın diye ter dökmeye, iddia ve ideallerimizi dillendirmeye devam etmektir. Bize düşen, ehliyet-liyakat ve kariyerin esas alındığı bir sistemi temin ve tesis ettirebilmektir. Bize düşen, gelirde adaletin sağlanması için sesimizi yükseltmemiz gerektiğinde sesimizi yükseltmek, sözümüzü yükseltmek gerektiğinde sözümüzü yükseltmektir. Biz, işçinin aldığının değil, emeğimizin peşindeyiz” ifadelerini kullandı.

“Maaş skalası yeniden düzenlenmeli, çarpıklıklar giderilmeli, bozulan çalışma barışı düzeltilmelidir”

Ali Yalçın, en düşük devlet memuru maaşının 22 bin TL’ye çıkarıldığını hatırlatarak, “Biz maaş skalası yeniden düzenlensin, çarpıklıklar giderilsin, bozulan çalışma barışı düzeltilsin istiyoruz. Biz çalışmalarımızı tamamlamış, bu işi birlikte yapalım diye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nı ziyaret etmiş, hassasiyetimizi aktarmıştık. Ama şimdilik skalaya dokunmadan sadece maaşlarda artışa gidildi. Bozulan ücret skalasından kaynaklı çalışma barışı sorunu devam ediyor. Sosyal diyalog mekanizmaları olan kurul idari kurulları, KPDK ve toplu sözleşme masası sorunların gerçek, kalıcı ve yapıcı çözüm adresleridir. Biz diyoruz ki, bu tarz düzenlemeleri toplu sözleşmeye ek protokolle yapalım, daha fazla stresi memurun üzerine yüklemeyelim” diye konuştu.

Yalçın sözlerini, “Kıyas peşinde değiliz, emeğimizin değerini başkalarının aldıklarıyla değil, işimizle ve alın terimizle ölçüyoruz. İçinde bulunduğumuz enflasyonist ekonomik dinamikler, en çok ücretli kesimleri olumsuz etkiliyor. Çalışanların isimleri farklı olsa da soyadları aynıdır, emekçidir. Biz emeğimizin karşılığının peşindeyiz, ücret yarışı içinde değiliz. Son zamanlarda yapılan ücret artışları yerinde ise de kaybı karşılamaktan, alım gücünü ikame ve idame etmekten uzaktır. Bu sebepledir ki, toplu sözleşme gündemi bu türden eksikliklerin telafisi gibi sorunlara boğulmamalı; somut sorunların nihai çözümüne hasredilmelidir. Kamu görevlilerinin mali haklarında iyileştirme gerekliliği, enflasyon farkı verilmesiyle geçiştirilmemelidir. Bütün kamu görevlilerinin birinci dereceye kadar yükselebilmesi, birinci derecede bulunan bütün kamu görevlilerinin 3600 ek gösterge hakkından istifade edebilmesi, kamu maaş/aylık skalasının yeniden ele alınması ivedi çözüm bekleyen konular arasındadır. Kamu mühendisleri, müfettişler, şube müdürleri ve akademisyenler, statüleriyle ve üstlendikleri sorumluluklarla, kamu işverenin kendilerinden beklentileriyle orantısız, yetersiz mali haklarla teçhiz edilmiş durumdadır. Kamu görevlilerinin mali haklarına ilişkin düzenlemelerde toptancı bir bakış açısı yerine her bir kamu hizmeti özelinde o hizmeti yürüten personeli, kamu personel hiyerarşisi ve kamu görevi bütünlüğü içindeki yerinin esas alındığı bir yaklaşım sergilenmelidir” şeklinde sürdürdü.

Ücret artışıyla ilgili eksiklikler giderilmelidir

Kamu görevlilerinin ücret artışı ve bu çerçevede en düşük kamu görevlisinin ücretinin 22 bin TL’ye çıkarılması ekseninde TBMM’ye sevk edilen yasa taslağının önemli ve yerinde olduğunu belirten Yalçın, “Bizim talebimiz ve beklentimiz, ücret artışının emekliliğe yansıtılması, kamu görevlilerinin yetki ve sorumluluk eksenindeki idari hiyerarşisinin dikkate alınmasıdır. Bu hususta TBMM komisyon ve Genel Kurul süreçlerinde çabalarımız var ve bu çabalar devam edecektir” açıklamasında bulundu.

Kamu görevlilerine kira yardımı yapılmalıdır

Artan kira fiyatlarının çalışanların belini büktüğünü kaydeden Yalçın, “Kamu görevlilerinin konut ve kira sorunu, kamu görevlilerinin çalışma şartlarını ve istihdam edildikleri hizmet yeri tercihlerini etkileyecek hatta yegâne etken olacak kadar ağırlaşmış durumdadır. Sadece büyük şehirlerle sınırlı kalmayan, kamu görevlilerini büyük şehirlerden uzaklaşmaya zorlayan kira sorunu, bir geçim sorununa dönüşmüş durumdadır. Bu amaçla kamu görevlilerine ihtiyaçlarını giderecek ve destek olacak şekilde kira yardımı yapılması kamu işvereninin gündemine alınmalı, bu konuda ivedi bir adım atılmalıdır” ifadelerini kullandı.

Kritik süreçlerde sorumluluk alan, elini taşın altına koyan bir teşkilatız

Türkiye’nin kritik süreçlerinde sorumluluk alan, elini taşın altına koyan bir teşkilat olarak, deprem sürecinde teşkilatlarının yine ağırlığını koyduğunu, varlığını hissettirdiğini kaydeden Yalçın, şöyle konuştu: “270 kişilik arama kurtarma ekibimiz, 11 milyon 500 bin TL’yi geçen nakdi yardımımız, 159 TIR’ı aşan ayni yardımlarımız, 550 çadır, konukevlerimizin tahsisi gibi ortaya koyduğumuz çalışmalar depremzede kardeşlerimizin yükünü hafifletti, yaralarına merhem oldu, yükümlülük ve sorumluluk noktasında yüreğimizi rahatlattı. Bu konuda çalışmalarımız, gayretimiz sürecek.”

Birinci dereceye yükselen tüm memurlara 3600 ek gösterge verilmelidir

Yalçın, 3600 ek göstergenin şefler ve teknikerler başta olmak üzere birinci dereceye yükselen tüm kamu görevlilerine de verilmesi, kamu görevlilerine kira yardımı yapılması, bayram ikramiyelerinin çalışan kamu görevlilerine de verilmesi, vergi diliminin yüzde 15’e sabitlenmesi, 82 model kılık ve kıyafet yönetmeliğinin mevzuattan da hayatımızdan da çıkarılması, eğitimciye şiddetin önlenmesini sağlayacak düzenlemenin çıkarılması, kadroya geçirilen 4/C kökenli sözleşmelilerin hizmet süresi sorununun çözülmesi için ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Yüzde 25 artırılan emekli aylıkları için atılan adımlar Genel Kurul’da devam ettirilmelidir

Memur maaş artışlarının görüşüldüğü komisyonda dile getirdikleri, dikkat çektikleri emekli aylıklarının artırılması konusunun sunulan önerge ile yüzde 25 artış olarak kabul edildiğine işaret eden Yalçın, “Emekli kamu görevlilerine uygulanacak maaş artış oranı, düşen alım gücünün telafisi bağlamında yeterli değildir. Meclis’e sevk edilen tasarı bu eksikliğin görüldüğünü göstermektedir. Çalışırken alınan maaş ile emekli aylığı arasındaki uçurum kapatılmalıdır. Meclis Genel Kurulu’nda bu yönde gerekli adım atılmalıdır” diye konuştu.