BANA BİR MASAL ANLAT İÇİNDE RİZE ...

Rize 25.12.2020 - 15:12, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2870+ kez okundu.
 

BANA BİR MASAL ANLAT İÇİNDE RİZE ...

Bana bir masal anlat…. İçinde çay kanunu, kentsel dönüşüm, trafik sorunu, otopark sorunu, teleferik projesi, Isırlık Mesire Alanı, Müftü Mahallesi istimlakları, AVM, Rize Sanayi Sitesi, Organize Sanayi Sitesi, Lojistik üst, Onkoloji Hastanesi, Rize Şehir Hastanesi, Rize-Andon yolu, Didi fabrikası, stevia şeker fabrikası, Çaykur, kuruyan dereler, hesler, taş ocakları, sahil dolgu alanı, ASGARİ ÜCRET……olsun. Her seçim öncesi anlatılan, söylenen, söz verilen, vaat edilen, yazılı olsa da yaptırımı olmayan “BOŞ” ifadeler. Gelenin şiddetli bir şekilde gideni arattığı ve hazine yardımlarının hoyratça harcandığı panayır günleri. Vergilerimizden kesilen paralarla yapılan büyük yalanlar, hakaretler, iftiralar organizasyonu. Demokrasi adı altında vekil olacakların Genel Başkanlar tarafından  “ASİL”lere dayatıldığı bir halüsinasyon… İşi bilenin değil de; yakın akraba, komşu yada dost gruplarından tanınan beceriksizlerin yönetici yapıldığı garip uygulamalar. “SENİ LORD İLAN EDİYORUM” oldu, bitti. Diploma, tecrübe, liyakat vs hak getire. Vicdan ve akıl muhasebesini kaybetmiş, özel olarak yetiştirilmiş “fetö” tedrisatından geçmiş kimliksizler. Bu kimliksizlerin sistemli bir şekilde hedef aldığı Eğitim ve İnanç sistemimiz. Kula kul olmayı marifet sayan kopyacı ve maklubeci genç kiralık beyinler. Neme lazımcı, ağlamaklı, dinler arasında sıkışmış talimatla hareket eden “DEİZM” e kayan gençlik. Başta, Peygamber ocağı olarak bilinen askerlik ve Baş Komutan Mustafa Kemal’in şahsında Cumhuriyetin kurucu değerlini “itibarsızlaştırma” saldırıları. Yazılı ve görsel medya yolu ile asimetrik paralel saldırılar. Askere gitmeyen gence kız vermeyen bir toplumdan bedelli askerliği hak gören bir toplum olmaya doğru hızlı bir kaçış. Hem de bu Devlete ya da bu komutanlara hizmet etmek için askere çocuk mu gönderilir “BAHANESİ” ve “iftiraları” ile haklılık aramak. İşte size siyaset. Aynı kanunla kurulan siyasi partiler aynı tüzük yada yönetmelikle idare edilen siyasi partiler. Biri hain diğeri Vatansever öbürü ortada kimisi solda kimisi sağda….. Konu Vekillerin hakları ve maaş artışları olunca hepsi ortak ”ELLER HAVADA”. Liderler istemedikçe kişiler aday dahi olamaz. Lafa gelince hepsinde demokrasi ve düşünce özgürlüğü var. Birine sorsan diğerinde “TEK ADAMLIK” var diğerine sorsan öbürü “DİKTATÖR”. Aslında hepsinin tüzüğü hemen hemen aynı. Ne güzel bir Milletiz diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Hırsız, namussuz, yolsuz, arsız bizden olunca yapıyor ama “BİR SOR HELE” neden yaptı diye başlayan cümlelere. Asgari ücrete bile çok şükür diyebilen bir inanca, Şehit oğlu için Vatan Sağolsun diyebilen yüreklere sahip oldukça; dini siyasete alet edecek, kul hakkı yerken içkiyi konuşup vakit namazlarını aksatmayacak istismarcılar olacaktır. İstismar her yerde; Din istismarı, Milliyetçilik istismarı, Devletçilik  istismarı, Atatürkçülük istismarı, “KADIN VE ÇOCUK”  istismarı…………….. Asıl istismar zihinlerde. Zihinler net değil. Kalpler sevgi ile atmıyor. Toplumlar ahlaki değerlerden uzaklaşmış. İstanbul sözleşmesi “İMZALANMIŞ”. Eşcinsel evliliklerin önü açılmış. Cinsiyet değiştirmek bir ayrıcalık olmuş. Televizyonlarda sürekli olarak nikahsız birlikteliklerin işlendiği program, dizi ve filimler. Kim dur diyecek “one minute”. Şimdi bu yazıya bir sonuç cümlesi mi lazım? İşte size sonuç. Herkes aynaya baksın. Vicdan muhasebesİ Şener BÜLBÜL Ridok Yönetim Kurulu Başkanı 

Bana bir masal anlat….


İçinde çay kanunu, kentsel dönüşüm, trafik sorunu, otopark sorunu, teleferik projesi, Isırlık Mesire Alanı, Müftü Mahallesi istimlakları, AVM, Rize Sanayi Sitesi, Organize Sanayi Sitesi, Lojistik üst, Onkoloji Hastanesi, Rize Şehir Hastanesi, Rize-Andon yolu, Didi fabrikası, stevia şeker fabrikası, Çaykur, kuruyan dereler, hesler, taş ocakları, sahil dolgu alanı, ASGARİ ÜCRET……olsun.


Her seçim öncesi anlatılan, söylenen, söz verilen, vaat edilen, yazılı olsa da yaptırımı olmayan “BOŞ” ifadeler. Gelenin şiddetli bir şekilde gideni arattığı ve hazine yardımlarının hoyratça harcandığı panayır günleri. Vergilerimizden kesilen paralarla yapılan büyük yalanlar, hakaretler, iftiralar organizasyonu. Demokrasi adı altında vekil olacakların Genel Başkanlar tarafından  “ASİL”lere dayatıldığı bir halüsinasyon…


İşi bilenin değil de; yakın akraba, komşu yada dost gruplarından tanınan beceriksizlerin yönetici yapıldığı garip uygulamalar. “SENİ LORD İLAN EDİYORUM” oldu, bitti. Diploma, tecrübe, liyakat vs hak getire.


Vicdan ve akıl muhasebesini kaybetmiş, özel olarak yetiştirilmiş “fetö” tedrisatından geçmiş kimliksizler. Bu kimliksizlerin sistemli bir şekilde hedef aldığı Eğitim ve İnanç sistemimiz. Kula kul olmayı marifet sayan kopyacı ve maklubeci genç kiralık beyinler. Neme lazımcı, ağlamaklı, dinler arasında sıkışmış talimatla hareket eden “DEİZM” e kayan gençlik.


Başta, Peygamber ocağı olarak bilinen askerlik ve Baş Komutan Mustafa Kemal’in şahsında Cumhuriyetin kurucu değerlini “itibarsızlaştırma” saldırıları. Yazılı ve görsel medya yolu ile asimetrik paralel saldırılar. Askere gitmeyen gence kız vermeyen bir toplumdan bedelli askerliği hak gören bir toplum olmaya doğru hızlı bir kaçış. Hem de bu Devlete ya da bu komutanlara hizmet etmek için askere çocuk mu gönderilir “BAHANESİ” ve “iftiraları” ile haklılık aramak.


İşte size siyaset. Aynı kanunla kurulan siyasi partiler aynı tüzük yada yönetmelikle idare edilen siyasi partiler. Biri hain diğeri Vatansever öbürü ortada kimisi solda kimisi sağda…..


Konu Vekillerin hakları ve maaş artışları olunca hepsi ortak ”ELLER HAVADA”. Liderler istemedikçe kişiler aday dahi olamaz. Lafa gelince hepsinde demokrasi ve düşünce özgürlüğü var. Birine sorsan diğerinde “TEK ADAMLIK” var diğerine sorsan öbürü “DİKTATÖR”. Aslında hepsinin tüzüğü hemen hemen aynı.


Ne güzel bir Milletiz diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Hırsız, namussuz, yolsuz, arsız bizden olunca yapıyor ama “BİR SOR HELE” neden yaptı diye başlayan cümlelere. Asgari ücrete bile çok şükür diyebilen bir inanca, Şehit oğlu için Vatan Sağolsun diyebilen yüreklere sahip oldukça; dini siyasete alet edecek, kul hakkı yerken içkiyi konuşup vakit namazlarını aksatmayacak istismarcılar olacaktır.


İstismar her yerde;


Din istismarı, Milliyetçilik istismarı, Devletçilik  istismarı, Atatürkçülük istismarı, “KADIN VE ÇOCUK”  istismarı……………..


Asıl istismar zihinlerde. Zihinler net değil. Kalpler sevgi ile atmıyor. Toplumlar ahlaki değerlerden uzaklaşmış. İstanbul sözleşmesi “İMZALANMIŞ”. Eşcinsel evliliklerin önü açılmış. Cinsiyet değiştirmek bir ayrıcalık olmuş. Televizyonlarda sürekli olarak nikahsız birlikteliklerin işlendiği program, dizi ve filimler. Kim dur diyecek “one minute”.


Şimdi bu yazıya bir sonuç cümlesi mi lazım?


İşte size sonuç.


Herkes aynaya baksın.


Vicdan muhasebesİ



Şener BÜLBÜL
Ridok Yönetim Kurulu Başkanı 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi