Bir Koltuk Uğruna: Değer mi Bu Kadar Eziyete, Sayın Hacıosmanoğlu?
Bir Koltuk Uğruna: Değer mi Bu Kadar Eziyete, Sayın Hacıosmanoğlu?
Dün gece Antep'te düzenlenen Süper Kupa finalinde yaşananlar artık “tesadüf” ya da “taraftar tepkisi” olarak geçiştirilemeyecek boyuttadır.
Futbol, yalnızca bir oyun değildir. Milyonların duygusunu, aidiyetini ve hayallerini temsil eder. Yönetilen değil, yaşatılan bir kültürdür. Türkiye Futbol Federasyonu gibi en üst kurumu yönetenlerin ise bu kültüre gölge değil, ışık olması beklenir. Ancak gelinen noktada, futbolumuzun yöneticisi olmaktan çok, krizlerin odağı hâline gelmiş bir ismi tartışıyoruz: İbrahim Hacıosmanoğlu.
Dün gece Antep'te düzenlenen Süper Kupa finalinde yaşananlar artık “tesadüf” ya da “taraftar tepkisi” olarak geçiştirilemeyecek boyuttadır. Tribünleri dolduran Galatasaraylı taraftarlar, TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nu yoğun şekilde protesto etti. Sloganlar, ıslıklar, yuhalamalar arasında sahneye çıkan Hacıosmanoğlu’nun ellerini yumruk yaparak sergilediği gergin tavır, canlı yayın kameralarına yansıdı. Gözleri sinirle parlayan, dudakları sıkılı bir adam vardı sahnede. Ve bu görüntü, bir futbol federasyonu başkanına değil; adeta kendisini tüm camialara karşı konumlandırmış bir yalnız savaşçıya aitti.
Ancak bu yalnızlık ne destansı ne de onurludur. Bu yalnızlık; diyalogdan uzak, öfke diliyle örülmüş, yönetme değil dayatma anlayışıyla şekillenmiş bir sürecin sonucudur.
Trabzonspor’un Sessiz Çığlığı
Protestolar yalnızca taraftardan gelmiyor. Kökleriyle, tarihiyle ve ilkeleriyle Türk futbolunun en saygın kulüplerinden biri olan Trabzonspor, yaşananlara karşı en net tavrı koydu: Kupa seremonisine çıkmıyoruz. Bu, sadece bir seremoni boykotundan ibaret değildir. Bu, “Biz bu adaletsizliğin parçası olmayacağız” diyen bir camianın çığlığıdır.
Trabzonspor taraftarı için bu duruş, sahada alınan sonuçtan çok daha değerlidir. Onlar, sadece kupaları değil, hakkı da ister. Bu nedenle TFF Başkanı’nın Trabzonspor geçmişine rağmen, bizzat Trabzon camiasının tepkisini çekmiş olması manidardır. Eskiden ‘bizim adamımız’ denilen bir isim, bugün kendi şehrinin takımının dahi arkasında durmadığı bir figür hâline gelmişse, ortada çok ciddi bir itibar erozyonu var demektir.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.