BİRLİKTE 45 YIL GEÇİRDİK KEŞKE DAHA FAZLA OLABİLSEYDİ.

Siyaset 31.10.2021 - 11:10, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2619+ kez okundu.
 

BİRLİKTE 45 YIL GEÇİRDİK KEŞKE DAHA FAZLA OLABİLSEYDİ.

Önce büyük oğlu Yavuz’u üç yıl sonra da 45 yıllık eşi merhum başbakan Mesut Yılmaz’ı kaybetmenin acısını yaşayan Berna Yılmaz, “Yavuz’un erken vedasının ardından Mesut’un hastalığı başladı. Keşke Mesut, aşk derecesinde sevdiği torunlarıyla daha çok zaman geçirebilseydi. Ben de oğlumla ve eşimle daha uzun zaman geçirebilseydim” dedi. Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın eşi Berna Yılmaz, 16 Aralık 2017’de büyük oğlu Yavuz’u, 30 Ekim 2020’de ise eşi Mesut Yılmaz’ı kaybetti. Üst üste yaşadığı acıları metanetle göğüsleyen Yılmaz, şimdilerde ailece kurdukları “Engelsiz Eğitim Vakfı” ile dezavantajlı çocuklara umut olacak çalışmalar yapıyor. Berna Yılmaz, vefat yıldönümünde eşi ile oğluna olan özlemini ve yaşadığı o süreci anlattı. Eşiyle, onun kardeşi vesilesiyle 1975 yılında üniversitede tanıştıklarını ifade eden Yılmaz, bir yıl süren arkadaşlıklarının evlilikle sonuçlandığını söyledi. Eşinin siyasi hayatında da görüldüğü gibi ciddi bir karakteri olduğunu belirten Yılmaz, “Konuşmalarını ince eler sık dokur ve az konuşmayı tercih ederdi. 25 yıla yakın süren politik hayatında daima ciddiyetini muhafaza etti” dedi. Yılmaz, eşinin yoğun siyasi hayatı içinde çocuklarına çok vakit ayıramadığını, bunun da onlarda bir kırıklık yarattığını dile getirerek, “Bunu telafi etmek genellikle bana düştüğü için çocuklar büyüyene kadar okul hayatları ve sosyal yaşamları ile ilgili tüm olması gerekenleri ben karşılamaya çalışıyordum. Tabii ki Mesut’un da onayıyla. Böyle böyle 45 yılı geçirdik, keşke daha uzun olabilseydi” diye konuştu. ERDOĞAN AİLESİ HİÇ YALNIZ BIRAKMADI Berna Yılmaz, her zaman gerçek dostluklar kurduklarını, siyasi hayattan çekildikten sonra da o dostların kendilerini yalnız bırakmadığını dile getirerek, şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ailesi ile dostluğumuz her zaman devam etmiştir. Her zaman birbirimizin aile olarak yanında olduk. Bizim acılarımızda, hastalıklarda ailemizi hiç yalnız bırakmadılar. Kendilerine sonsuz müteşekkiriz. Mesut’un rahatsızlığı ve oğlumun vefatında çok beraber olduk. Mesut’un hastalığını hemen hemen her gün takip ettiler, en son anına kadar. Hasan’ı ve beni hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Kendisine hakikaten minnettarım.” Eşinin eleştirilere her zaman açık olduğunu dile getiren Yılmaz, yavaş konuşmasının karikatürize edilmesini gülerek karşıladığını anlattı: “Mesut, ‘Yaptığım her konuşma tüm ülkeyi ilgilendirdiği için, bir hata tüm topluma mal olur. Onun için çok dikkatli konuşuyorum. Ayrıca karşımdaki basının da söylediklerimi kolay yazmasına fırsat veriyorum’ derdi...” ‘YAVUZ’UN ERKEN VEDASININ ARDINDAN’ Vefat eden oğlunun hayalini gerçekleştirmek için bir üniversite kurduklarını aktaran Yılmaz, “Üniversitenin kuruluşunun ardından o yıl Yavuz’un hastalığı başladı. Yurtiçi ve dışında yapılan bütün tedavilere rağmen meleke kayıpları başladı. Ondan sonra da veda etti. Yavuz’un erken vedasının ardından Mesut’un hastalığı başladı. O da son döneminde vakıf ve üniversitenin her zaman yaşamasını bize vasiyet etti” dedi. Çok sevdiği oğlu ile eşini çok erken kaybettiğini aktaran Yılmaz, “Keşke o kadar erken veda etmeselerdi. Keşke Mesut, aşk derecesinde sevdiği torunlarıyla daha çok zaman geçirebilseydi. Ben de oğlumla ve eşimle daha uzun zaman geçirebilseydim. Çok şükür, diğer çocuklarım Hasan ve Ceren’im ile iki mutluluk kaynağım, torunlarım hayat iksirlerim artık” diye konuştu. 

Önce büyük oğlu Yavuz’u üç yıl sonra da 45 yıllık eşi merhum başbakan Mesut Yılmaz’ı kaybetmenin acısını yaşayan Berna Yılmaz, “Yavuz’un erken vedasının ardından Mesut’un hastalığı başladı. Keşke Mesut, aşk derecesinde sevdiği torunlarıyla daha çok zaman geçirebilseydi. Ben de oğlumla ve eşimle daha uzun zaman geçirebilseydim” dedi.


Eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın eşi Berna Yılmaz, 16 Aralık 2017’de büyük oğlu Yavuz’u, 30 Ekim 2020’de ise eşi Mesut Yılmaz’ı kaybetti. Üst üste yaşadığı acıları metanetle göğüsleyen Yılmaz, şimdilerde ailece kurdukları “Engelsiz Eğitim Vakfı” ile dezavantajlı çocuklara umut olacak çalışmalar yapıyor. Berna Yılmaz, vefat yıldönümünde eşi ile oğluna olan özlemini ve yaşadığı o süreci anlattı.


Eşiyle, onun kardeşi vesilesiyle 1975 yılında üniversitede tanıştıklarını ifade eden Yılmaz, bir yıl süren arkadaşlıklarının evlilikle sonuçlandığını söyledi. Eşinin siyasi hayatında da görüldüğü gibi ciddi bir karakteri olduğunu belirten Yılmaz, “Konuşmalarını ince eler sık dokur ve az konuşmayı tercih ederdi. 25 yıla yakın süren politik hayatında daima ciddiyetini muhafaza etti” dedi. Yılmaz, eşinin yoğun siyasi hayatı içinde çocuklarına çok vakit ayıramadığını, bunun da onlarda bir kırıklık yarattığını dile getirerek, “Bunu telafi etmek genellikle bana düştüğü için çocuklar büyüyene kadar okul hayatları ve sosyal yaşamları ile ilgili tüm olması gerekenleri ben karşılamaya çalışıyordum. Tabii ki Mesut’un da onayıyla. Böyle böyle 45 yılı geçirdik, keşke daha uzun olabilseydi” diye konuştu.


ERDOĞAN AİLESİ HİÇ YALNIZ BIRAKMADI


Berna Yılmaz, her zaman gerçek dostluklar kurduklarını, siyasi hayattan çekildikten sonra da o dostların kendilerini yalnız bırakmadığını dile getirerek, şunları kaydetti: “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ailesi ile dostluğumuz her zaman devam etmiştir. Her zaman birbirimizin aile olarak yanında olduk. Bizim acılarımızda, hastalıklarda ailemizi hiç yalnız bırakmadılar. Kendilerine sonsuz müteşekkiriz. Mesut’un rahatsızlığı ve oğlumun vefatında çok beraber olduk. Mesut’un hastalığını hemen hemen her gün takip ettiler, en son anına kadar. Hasan’ı ve beni hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Kendisine hakikaten minnettarım.”


Eşinin eleştirilere her zaman açık olduğunu dile getiren Yılmaz, yavaş konuşmasının karikatürize edilmesini gülerek karşıladığını anlattı: “Mesut, ‘Yaptığım her konuşma tüm ülkeyi ilgilendirdiği için, bir hata tüm topluma mal olur. Onun için çok dikkatli konuşuyorum. Ayrıca karşımdaki basının da söylediklerimi kolay yazmasına fırsat veriyorum’ derdi...”


‘YAVUZ’UN ERKEN VEDASININ ARDINDAN’


Vefat eden oğlunun hayalini gerçekleştirmek için bir üniversite kurduklarını aktaran Yılmaz, “Üniversitenin kuruluşunun ardından o yıl Yavuz’un hastalığı başladı. Yurtiçi ve dışında yapılan bütün tedavilere rağmen meleke kayıpları başladı. Ondan sonra da veda etti. Yavuz’un erken vedasının ardından Mesut’un hastalığı başladı. O da son döneminde vakıf ve üniversitenin her zaman yaşamasını bize vasiyet etti” dedi. Çok sevdiği oğlu ile eşini çok erken kaybettiğini aktaran Yılmaz, “Keşke o kadar erken veda etmeselerdi. Keşke Mesut, aşk derecesinde sevdiği torunlarıyla daha çok zaman geçirebilseydi. Ben de oğlumla ve eşimle daha uzun zaman geçirebilseydim. Çok şükür, diğer çocuklarım Hasan ve Ceren’im ile iki mutluluk kaynağım, torunlarım hayat iksirlerim artık” diye konuştu. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi