KURU ÇAY İHRACAT EMEKLİYOR, İTHALAT BELİRSİZ.

Rize 21.09.2021 - 09:36, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 1603+ kez okundu.
 

KURU ÇAY İHRACAT EMEKLİYOR, İTHALAT BELİRSİZ.

KURU ÇAY’IN DIŞ TİCARET BOYUTU. İHRACAT EMEKLİYOR, İTHALAT BELİRSİZ. Rize’den gazeteci arkadaşımız Selman Kutlu’nun çay İhracatımıza dair haber videosunu izleyince sıcağı sıcağına çok detaya girmeden iki kelam edeyim istedim. Haberde “Türkiye, 2021 yılının ocak-ağustos döneminde 110 ülkeye gerçekleştirdiği çay ihracatından 11 milyon 898 bin 412 dolar gelir elde etti” deniyor. Hem bu rakamların gerçekte ne anlama geldiğini biraz aralayalım, hem de önceki yıllarla da ithalatı da ele alarak mukayese edelim. 110 ülkeden gidersek 8 ayda ülke başına sadece 108.167 dolar ihracat yapmışız. Yıllardır KKTC, Belçika, Almanya, Fransa, Hollanda ve ABD gibi Türk nüfusun yoğun olduğu ülkelere daha ağırlıklı ihracat yapıldığını göz önüne alırsak (neredeyse üçte ikisi) bu 110 ülkenin çoğuna demek ki numune kabilinden Türk çayı gönderildiğini anlıyoruz. Numuneyi devamı gelecek başlangıç olarak kabul edersek ehhh deyip geçelim. Ayda da yaklaşık 1,5 milyon dolar. Yıl sonuna kadar aynı ivmeyle eder 20 milyon dolar. Bu rakam 2019 ve 2020’ye göre artışı gösteriyor ama 2015’den bugüne ithalat ve ihracat rakamlarımızı miktar ve değer cinsinden tablo halinde burada paylaşacağım, orada da görülecek ki bu 20 milyon dolarlık hedef meblağ bile 2017 öncesinin çok gerisinde!  Küçük de olsa kıpırdanmada birkaç faktör etkili. İmdat Sütlüoğlu zamanında katılmaya başladığımız yurt dışı fuarlar, gelen turistlere çayımızın ikramıyla alışkanlık kazandırılması ve de video da Resul Okumuş’un dediği gibi Türk dizilerinin çevre ülkelerde Türk kültürümüzü, dolayısıyla çayımızı empoze etmesi… Ama gerçekçi olmak lazım dış pazarlarda ürününüzün rağbet görmesi, alıcı bulması; o pazarlara uygun ürünlerin geliştirilmesi, akılcı pazarlama bileşenlerinin kullanılmasına bağlı. Fiyatı ise iki nedenle dikkate almıyorum. Birincisi maliyet yapımızla fiyat rekabetine giremeyiz. İkincisi tüketici beğendiği ürüne fiyata takılmaksızın bedel ödemekten kaçınmaz. 2020 de ihracatı 17 bin 864 ton, 17 bin 437 ton gösteren kaynaklarda var. Belli ki bizim rakamlar ancak global ölçü verebilmekte. Dünya çay ekim alanlarının yüzde 1,7 sine sahip olan ve çay üretiminde önde gelen tüm ülkelerde olduğu gibi ekim alanları her yıl genişleyen Türkiye, çay tarımında yedinci sırada olmasına karşın resmi rakamlara göre kuru çayın dış ticaretinde etkili değil. Dünyada kişi başına en çok çayın tüketildiği ülke olan Türkiye dünya çay ithalatında 25. sırada, ihracatında ise 31.sırada yer alıyormuş. Temel olarak nedeni de resmi mevzuatın ithalata sıcak bakmaması, ihracatta yetersizliğimiz ve üretim ile tüketimin aşağı yukarı dengede olması. Dünya çay pazarına İngilizler hakımdır ama Dünyanın en fazla çay üreten 3. ülkesi olan Kenya dünya toplam ihracatın yüzde 25,3’ünü sağlıyor. Açık ara öndeler. Ancak Kenya aynı zamanda yüzde 4,1 ile de en fazla çay ithal eden 5.ülke. Nedeni de kurak geçen yıllarda üretim düşüklüğünden kaynaklı mevcut ihracat pazarlarını kaybetmemek için ithalat yapmalarıdır. Hatta tüm komşu ülkelerin üretimlerini de kendi borsalarına aldıklarından üretimlerinden çok ihracatları olmaktadır. Peki ithalatımız ne durumda? Çay, Haziran-2021, Tarım Ürünleri Piyasa Raporu, TEPGE raporuna göre geçen yıl 47 milyon dolar karşılığında ihtisas gümrüğünün olduğu Rize’den 17 bin 260 ton kuru çay ithalatı gerçekleştirilmiş. İthalat – ihracat rakamlarımızı içeren tabloyu yukarda verdim, resmi rakamlara göre ihracatın 5-6 kat fazlası ithalatımız var. Ancak kaynakların farklı verileri, farklı yollardan ve muhasebe düzenleriyle ülkeye giren çaylar nedeniyle ithalat rakamları kamuoyunda sürekli tartışılmaktadır. Zira ülkemiz çay sektörünü olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri ülkemize giren yabancı menşeli çaylardır. Kuru çay üretim ve tüketim rakamlarını, özellikle Çaykur’un kuru çay stoklarını dikkate aldığımızda resmi ithalattan daha fazla miktarda değişik yollardan ülkeye kaçak çayların girdiğine kanaat getirilir çayın başkentinde. Nüfusun Yüzde Yirmisi Kaçak Çay İçiyor 20 milyona yakın vatandaşımızın yaşadığı Güney Doğu Anadolu, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi illerinde yoğunlukla yabancı menşeli çaylar tüketildiğini biliyoruz. Ortalama 3,5 kg dan 70 bin ton kuru çayın bu bölgelerde tüketildiği, buradan da bu miktarın 50 bin ton kadarının kaçak ve ithal çaylardan karşılandığı sonucuna varabiliriz. Bu noktada hemen eklemeliyim, kaçak çaylar sadece içerdeki çay arzını artırmakla, çoğu kez kaliteli Rize çayı ile harmanlanarak rafa, pazara verildiğinden çayımızın kalite imajını da bozmakla, ekonomik kayıplarımıza neden olmakla kalmayıp hormon ve kimyasal kalıntılar içermesi bakımından toplumun sağlığı açısından da ciddi tehdit oluşturmaktadır.

KURU ÇAY’IN DIŞ TİCARET BOYUTU. İHRACAT EMEKLİYOR, İTHALAT BELİRSİZ.


Rize’den gazeteci arkadaşımız Selman Kutlu’nun çay İhracatımıza dair haber videosunu izleyince sıcağı sıcağına çok detaya girmeden iki kelam edeyim istedim.


Haberde “Türkiye, 2021 yılının ocak-ağustos döneminde 110 ülkeye gerçekleştirdiği çay ihracatından 11 milyon 898 bin 412 dolar gelir elde etti” deniyor. Hem bu rakamların gerçekte ne anlama geldiğini biraz aralayalım, hem de önceki yıllarla da ithalatı da ele alarak mukayese edelim.


110 ülkeden gidersek 8 ayda ülke başına sadece 108.167 dolar ihracat yapmışız. Yıllardır KKTC, Belçika, Almanya, Fransa, Hollanda ve ABD gibi Türk nüfusun yoğun olduğu ülkelere daha ağırlıklı ihracat yapıldığını göz önüne alırsak (neredeyse üçte ikisi) bu 110 ülkenin çoğuna demek ki numune kabilinden Türk çayı gönderildiğini anlıyoruz. Numuneyi devamı gelecek başlangıç olarak kabul edersek ehhh deyip geçelim.


Ayda da yaklaşık 1,5 milyon dolar. Yıl sonuna kadar aynı ivmeyle eder 20 milyon dolar. Bu rakam 2019 ve 2020’ye göre artışı gösteriyor ama 2015’den bugüne ithalat ve ihracat rakamlarımızı miktar ve değer cinsinden tablo halinde burada paylaşacağım, orada da görülecek ki bu 20 milyon dolarlık hedef meblağ bile 2017 öncesinin çok gerisinde! 


Küçük de olsa kıpırdanmada birkaç faktör etkili. İmdat Sütlüoğlu zamanında katılmaya başladığımız yurt dışı fuarlar, gelen turistlere çayımızın ikramıyla alışkanlık kazandırılması ve de video da Resul Okumuş’un dediği gibi Türk dizilerinin çevre ülkelerde Türk kültürümüzü, dolayısıyla çayımızı empoze etmesi… Ama gerçekçi olmak lazım dış pazarlarda ürününüzün rağbet görmesi, alıcı bulması; o pazarlara uygun ürünlerin geliştirilmesi, akılcı pazarlama bileşenlerinin kullanılmasına bağlı. Fiyatı ise iki nedenle dikkate almıyorum. Birincisi maliyet yapımızla fiyat rekabetine giremeyiz. İkincisi tüketici beğendiği ürüne fiyata takılmaksızın bedel ödemekten kaçınmaz.


2020 de ihracatı 17 bin 864 ton, 17 bin 437 ton gösteren kaynaklarda var. Belli ki bizim rakamlar ancak global ölçü verebilmekte.


Dünya çay ekim alanlarının yüzde 1,7 sine sahip olan ve çay üretiminde önde gelen tüm ülkelerde olduğu gibi ekim alanları her yıl genişleyen Türkiye, çay tarımında yedinci sırada olmasına karşın resmi rakamlara göre kuru çayın dış ticaretinde etkili değil. Dünyada kişi başına en çok çayın tüketildiği ülke olan Türkiye dünya çay ithalatında 25. sırada, ihracatında ise 31.sırada yer alıyormuş. Temel olarak nedeni de resmi mevzuatın ithalata sıcak bakmaması, ihracatta yetersizliğimiz ve üretim ile tüketimin aşağı yukarı dengede olması.


Dünya çay pazarına İngilizler hakımdır ama Dünyanın en fazla çay üreten 3. ülkesi olan Kenya dünya toplam ihracatın yüzde 25,3’ünü sağlıyor. Açık ara öndeler. Ancak Kenya aynı zamanda yüzde 4,1 ile de en fazla çay ithal eden 5.ülke. Nedeni de kurak geçen yıllarda üretim düşüklüğünden kaynaklı mevcut ihracat pazarlarını kaybetmemek için ithalat yapmalarıdır. Hatta tüm komşu ülkelerin üretimlerini de kendi borsalarına aldıklarından üretimlerinden çok ihracatları olmaktadır.


Peki ithalatımız ne durumda?


Çay, Haziran-2021, Tarım Ürünleri Piyasa Raporu, TEPGE raporuna göre geçen yıl 47 milyon dolar karşılığında ihtisas gümrüğünün olduğu Rize’den 17 bin 260 ton kuru çay ithalatı gerçekleştirilmiş.


İthalat – ihracat rakamlarımızı içeren tabloyu yukarda verdim, resmi rakamlara göre ihracatın 5-6 kat fazlası ithalatımız var. Ancak kaynakların farklı verileri, farklı yollardan ve muhasebe düzenleriyle ülkeye giren çaylar nedeniyle ithalat rakamları kamuoyunda sürekli tartışılmaktadır.


Zira ülkemiz çay sektörünü olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri ülkemize giren yabancı menşeli çaylardır. Kuru çay üretim ve tüketim rakamlarını, özellikle Çaykur’un kuru çay stoklarını dikkate aldığımızda resmi ithalattan daha fazla miktarda değişik yollardan ülkeye kaçak çayların girdiğine kanaat getirilir çayın başkentinde.


Nüfusun Yüzde Yirmisi Kaçak Çay İçiyor


20 milyona yakın vatandaşımızın yaşadığı Güney Doğu Anadolu, Doğu Akdeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi illerinde yoğunlukla yabancı menşeli çaylar tüketildiğini biliyoruz. Ortalama 3,5 kg dan 70 bin ton kuru çayın bu bölgelerde tüketildiği, buradan da bu miktarın 50 bin ton kadarının kaçak ve ithal çaylardan karşılandığı sonucuna varabiliriz.


Bu noktada hemen eklemeliyim, kaçak çaylar sadece içerdeki çay arzını artırmakla, çoğu kez kaliteli Rize çayı ile harmanlanarak rafa, pazara verildiğinden çayımızın kalite imajını da bozmakla, ekonomik kayıplarımıza neden olmakla kalmayıp hormon ve kimyasal kalıntılar içermesi bakımından toplumun sağlığı açısından da ciddi tehdit oluşturmaktadır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi