Meme Kanseri Belirtileri, Evreleri ve Tedavisi

Sağlık 19.10.2020 - 17:07, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:38 4270+ kez okundu.
 

Meme Kanseri Belirtileri, Evreleri ve Tedavisi

Günümüzde her 8 kadından 1’inin yakalanma riskinin olduğu meme kanseri, dünya genelinde en fazla ölümle sonuçlanan kanser türlerinden biridir. Yapılan araştırmalara göre toplam kanser ölümlerinin 14’ünü oluşturan meme kanserinin görülme sıklığı da her yıl artmaktadır. Kadınlarda görülen kanser türleri içinde en yaygın olan meme kanseri olduğu için çoğu kadın meme kanseri öldürür mü endişesi yaşamaktadır. Diğer kanser türlerinde de olduğu gibi erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri meme kanserinde de hayat kurtarmaktadır. Meme Kanseri Nedir? Yağ dokusu, kan damarları, süt kanalları ve salgı bezlerinden oluşan meme dokusunda yer alan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması, bazı durumlarda vücudun diğer bölgelerine de yayılması ve çoğalmaya devam etmesi meme kanseri olarak adlandırılmaktadır. Sağlıklı hücrelerde meydana gelen yapısal değişiklikler nedeniyle hücreler hızla çoğalarak meme bölgesinde tümörleri oluşturmaktadır. Meme Kanseri Neden Olur? Meme kanseri sebepleri tam olarak bilinmese de bilinen meme kanseri risk faktörleri kanserin gelişiminde rol oynayabilmektedir: Hiç doğum yapmamış olmak ya da ilk doğumu 30 yaşından sonra yapmış olmak, Doğum yaptıktan sonra 6 ay bebeği emzirmemek, İleri yaşta menopoz dönemine girmek, Erken yaşta adet dönemine girmek,  Aşırı alkol tüketimi, Aşırı kilo ya da obezite, Hareketsiz yaşam tarzı,  Kadın olmak, Birinci dereceden akrabalarda meme kanseri öyküsü bulunmak, Uzun süreli östrojen tedavisi, Özellikle göğüs bölgesinde radyasyona maruz kalmak, Daha önce meme kanserine yakalanmış olmak. Özellikle ileri yaş, ilk adet kanamasının 12 yaşından küçük başlaması ve anne ya da kardeşte meme kanseri öyküsü bulunması değiştirilemeyen ve birincil risk faktörlerini oluşturmaktadır. Kadınlarda 30 yaşından sonra artan risk 50 yaşından sonra daha da artmaktadır. Bu kansere yakalanan kadın hastaların yaklaşık yarısını 65 üstü bireyler oluşturmaktadır. Birinci dereceden yakınları arasında meme kanseri öyküsü bulunanlar üç katı daha fazla risk taşımaktadır. Erkekler Meme Kanseri Olur mu? Erkeklerde de kadınlarda olduğu gibi meme dokusu bulunmaktadır. Bu nedenle, hastalığın görülme ihtimali olsa da erkeklerde meme kanseri riski kadınlara göre oldukça düşük seviyededir. Her 100 vakanın 1’inde görülen hastalık daha çok 60-65 yaş üstü erkeklerde görülmektedir. Bununla birlikte, erkeklerde meme kanserinin olabileceği ihtimali göz ardı edildiği için çoğu zaman erkek hastalarda tanı ve tedavi oldukça geç başlamaktadır. Meme Kanseri Belirtileri Meme kanserinin birincil belirtisi meme çevresinde ya da koltuk altında ele gelen kitlelerdir. Bu şişlik ya da kitleler bazı vakalarda sert dokulu ve ağrılı, bazı vakalarda ise yumuşak dokulu ve ağrısız olmaktadır. Meme kanseri nasıl anlaşılır şeklinde araştırma yapanlar öncelikle bu yaygın belirtiyi dikkate almaktadır. Meme çevresinde ağrı, Meme ve koltuk altı bölgelerinde şişlikler, Meme başında akıntı ya da kanama, Meme başında görülen şekil bozuklukları (çökme ya da içeri çekilme), Meme çevresinde yara ve cilt bozuklukları, Meme çevresinde oluşan ödemler, Memede renk değişiklikleri ya da şekil bozuklukları. Bazı vakalarda meme kanseri belirtileri yayılan hücrelerin neden olduğu diğer semptomlarla anlaşılmaktadır. Meme kanseri metastaz yaptığı akciğer ve karaciğer gibi organlarda da doku bozukluklarına neden olmaktadır. Bu anlamda, göğüs bölgesinde ağrı ya da nefes darlığı gibi şikayetler de meme kanserinin belirtisi olabilmektedir. Kendi Kendine Meme Kanseri Muayenesi Nasıl Yapılır? Erken aşamada belirgin semptomların görülmemesi nedeniyle meme kanseri muayenesi büyük önem taşımaktadır. Meme kanserinin erken teşhisi büyük oranda hastaların kendilerinin yaptıkları muayeneler sonucu mümkün olmaktadır. Hastaların kendileri yapacakları meme kanseri kontrolü meme çevresi ve koltuk altını kapsamaktadır. Genel olarak 20 yaşından büyük kadınların ayda bir kez yapması gereken bu kontroller sayesinde oluşan kitleler erken fark edilebilmektedir. Bu kontrollerin ise hormonların etkisinin normalden az olduğu adet dönemi bitişinden 4-5 gün sonra yapılması gerekmektedir. Meme muayenesi ayna karşısında, duşta ya da yatar pozisyonda yapılabilmektedir. Ayna karşısında, yeterli ışığın olduğu bir ortamda üst beden çıplak olacak şekilde meme çevresi ve altı, meme başları ve koltuk altında elle ve gözle inceleme yapılması gerekmektedir. Ayna karşısında öncelikle memelerin boyutları, simetrisi ve renginde herhangi bir anormallik; meme başlarında çökme; meme derisinde kızarıklık olup olmadığı farklı açılardan kontrol edilmelidir. Ardından aynı gözlem kollar yukarıdayken yapılmalıdır. Bu noktada, özellikle koltuk altında şişlik olup olmadığına dikkat edilmelidir. Yatarak ya da ayakta yapılabilen elle muayenede meme altı, meme başları ve koltuk altında kitle olup olmadığı kontrol edilmektedir. Ayakta yapılan elle muayenede sağ meme için sol el, sol meme için sağ el kullanılmalıdır. İşaret, orta ve yüzük parmaklarıyla dairesel hareketler yaparak ve baskı şiddetini hafifçe artırarak meme çevresi ve koltuk altı kontrol edilmelidir. Sırtüstü yatar pozisyonda yapılan elle muayenede ise sağ meme kontrolünde sağ kol, sol meme kontrolünde ise sol kol başın yukarısına kaldırılmalıdır. Bu noktada, muayenenin yapıldığı tarafta omuzların alt kısmına havlu ya da yastık koymak gerekmektedir. Tıpkı ayakta olduğu gibi dairesel hareketlerle meme çevresi ve koltuk altında kitle olup olmadığına bakılmalıdır. Aynı zamanda, meme ucu sıkılarak akıntı ya da kanama görülüp görülmediği de kontrol edilmelidir. Bu hareketler sırasında herhangi bir yumru ya da kitleye denk gelindiğinde bir sağlık kurumuna gidilmesi gerekmektedir. Meme Kanseri Başlangıcı Meme kanseri başlangıcı belirtiler göz önünde bulundurulduğunda diğer kanser türlerinden farklı seyretmektedir. Erken evrede çok fazla semptoma sebep olmayan hastalık bu nedenle erken teşhisi zorlaştırmaktadır. İleri evrelere kadar belirgin semptomlar göstermemesi nedeniyle hastalığın başlangıç evresinde teşhis edilebilmesi için özellikle kadınların düzenli olarak sağlık taramasından geçmesi gerekmektedir. Meme kanseri farkındalık kampanyaları da bu hastalıkla ilgili bilincin gelişmesini ve erken tanının önemini vurgulamaktadır. Meme Kanseri Evreleri Meme kanseri evreleri; kanserli hücrelerin yerine ve büyüklüğüne, lenf bezlerine yayılma derecesine ve çevre organlara ve dokulara metastaz yapıp yapmamasına göre değişiklik göstermektedir. Beş evre ve bu evrelerin alt aşamaları kanserin yayılımı hakkında bilgi vererek doktorların tedavi planı üzerinde de yol gösterici olmaktadır. Evre 0 Süt kanallarında oluşum gösteren hücreler bu aşamada henüz yağ dokusuna, lenf bezlerine ya da diğer doku ve organlara yayılmamıştır. Meme kanserinin en erken aşaması olan bu evrede tümör boyutları çok küçüktür. Evre IA Bu aşamada da lenf bezleri ve çevre organlara ulaşmayan hücreler 2 cm’den daha küçük boyutlardadır. Evre IIA Bu aşamada hücreler boyutlarına bağlı olarak lenf bezlerine yayılım yapabilmektedir. 2 cm-5 cm arası boyutlara sahip olan tümör lenf bezlerine ya da çevrede bulunan doku ve organlara yayılmamıştır. Öte yandan bu aşamada 2 cm’den küçük olan tümörlerde, çok küçük miktarda lenf bezlerinde yayılmaya rastlanabilmektedir. Evre IIB Bu aşamada 2 cm-5 cm arası boyutlarda olan tümör lenf bezlerine yayılım gösterse de uzak organ ve dokulara ulaşmamıştır. Öte yandan 5 cm’den büyük olan kitle lenf bezlerine yayılmadan yalnızca göğüs çeperi üzerinde kalmaktadır. Evre IIIA Yaklaşık 5 cm boyutlarında olan kitle çevre dokulara yayılmasa da koltuk altı lenf bezlerine yayılım göstermektedir. Öte yandan 5 cm’den büyük hücreler ise göğüs çeperini tutmasa da lenf bezlerinde yayılabilmektedir. Evre IIIB Bu aşamada hücreler koltuk altı ve göğüs kafesi çevresindeki lenf bezlerinde ya da göğüs çeperi ve dokusu üzerinde yayılma göstermektedir. Kanserli hücrelerin boyutları ise değişkendir. Bununla birlikte uzak bölgelerde kanserli hücreye rastlanmamaktadır. Evre IIIC Değişken boyutlarda olan kanserli hücreler köprücük kemiği üzerindeki ya da göğüs kafesi çevresindeki lenf bezlerine, koltuk altı lenf bezlerine yayılım göstermektedir. Bu anlamda, meme çevresindeki çok sayıda lenf bezinde kanserli hücreye rastlanmaktadır. Evre IV Meme kanseri 3 evre dışında kalan bu evrede kanserli hücreler karaciğer, akciğer, kemik gibi çevre organlara ve dokulara metastaz yapmıştır. Meme Kanseri Tedavisi Meme kanseri vakaları her yıl artış gösterse de modern tıp ve geliştirilen yeni tedavi yöntemleri sayesinde hastalık erkenden teşhis edilerek kontrol altına alınabilmektedir. Özellikle erken evrede fark edilen hastalıkta tümörün yayılmasına müdahale edilmekte ve meme kayıpları en aza indirilmektedir. Cerrahi operasyon gereken ileri evre meme kanseri tedavisi plastik cerrahiyle birlikte yürütülmekte ve hastalara meme rekonstrüksiyonu uygulanmaktadır. Meme kanseri tedavisi cerrahi yöntemlerin yanı sıra kemoterapi, radyoterapi ve hormon tedavisiyle yapılmaktadır. Bununla birlikte, özellikle erken evrelerde hastalığın tedavisinin temelini cerrahi operasyonlar oluşturmaktadır. Tedavi planı ise hastalığın evresine göre şekillenmektedir. Evre 0’da genellikle ameliyatın ardından kemoterapi ya da radyoterapi gibi yardımcı bir tedaviye gerek duyulmamaktadır. Kitlenin küçük olduğu Evre I ve Evre II’de ameliyata ek olarak yardımcı bir tedaviye ihtiyaç duyulup duyulmadığına hekimler tarafından karar verilmektedir. Evre III’te kemoterapi ve cerrahi operasyon birlikte uygulanırken Evre IV’te ise kanserli hücrelerin yayılım alanına göre ameliyat yapılıp yapılmayacağına karar verilmektedir. Çok ileri seviyede metastaz görülen vakalarda hastaların yaşam kalitesini artırmak amacıyla yalnızca yardımcı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. İleri evre tüm cerrahi operasyonlarda temel amaç kanserli hücrelerin tamamen temizlenmesi ve lenf bezlerine yayılım görülmesi durumunda bu bezlerin de alınmasıdır. Meme kanserinde uygulanan cerrahi yöntemler şu şekildedir: Mastektomi Meme dokusunun ve hücrelerin yayılması durumunda lenf bezlerinin de alınmasını içeren bu yöntem basit mastektomi, cilt koruyucu mastektomi ve radikal mastektomi olarak üçe ayrılmaktadır. Basit mastektomide yağ dokusu, meme derisi ve meme uçları olmak üzere tüm meme alınmaktadır. Günümüzde alternatif yöntemlerin gelişmesiyle çok fazla tercih edilmeyen bu yöntemde hücrelerin yayılması durumunda lenf bezleri de alınmaktadır. Bununla birlikte memenin alt bölümünde bulunan kas dokuları bırakılmaktadır. Cilt koruyucu mastektomide meme dokusu alınmasına rağmen meme derisine dokunulmamaktadır. Meme ucu ve çevresinin de alındığı operasyon sonrasında derinin büyük bölümü bırakıldığı için silikon protezler yardımıyla meme yeniden yapılandırılmaktadır. Bu anlamda, cilt koruyucu mastektomi ameliyatının ardından hastalara meme rekonstrüksiyonu uygulanabilmektedir. Günümüzde nadiren tercih edilen yöntemlerden biri olan radikal mastektomi tüm meme, meme altı kaslar ve koltuk altı lenf bezlerinin alınmasını içermektedir. Bu yöntem, genellikle göğüs çeperine tutunan büyük kitleleri temizlemek amacıyla tercih edilmektedir. Meme Koruyucu Cerrahi (Lumpektomi) Lumpektomi, memenin tamamı yerine yalnızca kanserli kitle ve etkilediği çevre dokuların alınmasını içeren cerrahi yöntemdir. Günümüzde, özellikle erken evre meme kanseri vakalarında yaygın olarak tercih edilen bu yöntem hem memenin bütünlüğünü koruması hem de hastaların psikolojik olarak daha az etkilenmesini sağlaması açısından önemlidir. Bu cerrahi yöntemle birlikte hastalara genellikle radyoterapi uygulanmaktadır. Ameliyata yardımcı tedavi yöntemleri ise şunlardır: Radyoterapi Özellikle memenin tamamının alınmadığı operasyonlardan sonra yardımcı tedavi olarak uygulanan radyoterapi, koltuk altı ve meme bölgesine ışın verilmesini içermektedir. Cerrahi operasyonlarda kitle temizlense de kanserli hücre kalma olasılığı bulunmaktadır. Radyoterapi hem kalan kanserli hücreleri yok etmede hem de alınmayan meme dokusunun korunmasında etkili sonuçlar vermektedir. Bu tedavi ameliyattan yaklaşık 30 gün sonra planlanmakta ve ortalama 6-7 hafta sürmektedir. Kemoterapi İlaçlı tedavi yöntemlerinden biri olan ve genellikle cerrahi operasyonlardan sonra uygulanan kemoterapi de koruyucu yöntemler arasında bulunmaktadır. Kemoterapi, özellikle muayene ve taramalarla belirlenemeyen fakat vücudun farklı bölgelerine yayılma ihtimali olan kanserli hücrelerin temizlenmesinde etkilidir. Bu amaçla hastalara damar içinden kimyasal ilaçlar verilmektedir. Meme kanseri ameliyatından sonra ise kalan kanserli hücre varsa bu hücrelerin temizlenmesi amaçlanmaktadır. Aynı zamanda çevre organ ve dokulara yayılma riskini de ortadan kaldırmayı amaçlayan ilaçlı tedavi, kanserli hücrelerin meme çevresi ve koltuk altındaki yayılımı ve boyutlarına göre planlanmaktadır. Meme kanseri ameliyatından önce de uygulanabilen kemoterapi çok büyük boyutlu hücrelerin küçülmesini sağlamaktadır. Hormon Tedavisi Hormon tedavisi; kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi operasyonun ardından kalan kanserli hücrelerin temizlenmesi amacıyla uygulanmaktadır. Hastalığın tekrar etmesine karşı koruyucu yöntemlerden biri olan tedavide östrojen hormonunu azaltmak ve bu hormona duyarlı kanserli hücrelerin çoğalmasını önlemek amaçlanmaktadır. Meme Kanseri Ameliyatı Meme kanseri ameliyatları memenin tamamının ya da yalnızca kanserli dokuların görüldüğü bölümlerin alınmasını amaçlayan mastektomi ve lumpektomi yöntemleri olarak ayrılmaktadır. Erken evrede meme kanseri olanlar için lumpektomi ideal yöntemlerden biridir. Bazı durumlarda hücrelerin fazla yayılması nedeniyle memenin tamamının alınmasını içeren mastektomi ameliyatları uygulanmaktadır. Genel anestezi altında gerçekleştirilen ameliyatların süresi operasyonun türüne göre değişmektedir. Yaklaşık 1-3 saat arasında biten operasyonların ardında hastalar birkaç gün istirahat ettikten sonra taburcu olmaktadır. Meme kanseri ameliyatları sonrasında tedavi ne kadar başarılı olursa olsun hastalığın tekrar etme riski bulunmaktadır. Erken evrede hastalığın tekrar etme olasılığı daha düşük olduğu için ameliyattan sonra hastaların mutlaka düzenli kontrole girmesi gerekmektedir. Ameliyattan sonraki üç sene üç ayda bir, daha sonraki senelerde altı ayda bir ve senede bir olacak şekilde kontrol planı yapılması gerekmektedir. Medicana Web ve Yayın Kurul

Günümüzde her 8 kadından 1’inin yakalanma riskinin olduğu meme kanseri, dünya genelinde en fazla ölümle sonuçlanan kanser türlerinden biridir. Yapılan araştırmalara göre toplam kanser ölümlerinin 14’ünü oluşturan meme kanserinin görülme sıklığı da her yıl artmaktadır.


Kadınlarda görülen kanser türleri içinde en yaygın olan meme kanseri olduğu için çoğu kadın meme kanseri öldürür mü endişesi yaşamaktadır. Diğer kanser türlerinde de olduğu gibi erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleri meme kanserinde de hayat kurtarmaktadır.


Meme Kanseri Nedir?


Yağ dokusu, kan damarları, süt kanalları ve salgı bezlerinden oluşan meme dokusunda yer alan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması, bazı durumlarda vücudun diğer bölgelerine de yayılması ve çoğalmaya devam etmesi meme kanseri olarak adlandırılmaktadır. Sağlıklı hücrelerde meydana gelen yapısal değişiklikler nedeniyle hücreler hızla çoğalarak meme bölgesinde tümörleri oluşturmaktadır.


Meme Kanseri Neden Olur?


Meme kanseri sebepleri tam olarak bilinmese de bilinen meme kanseri risk faktörleri kanserin gelişiminde rol oynayabilmektedir:


  • Hiç doğum yapmamış olmak ya da ilk doğumu 30 yaşından sonra yapmış olmak,

  • Doğum yaptıktan sonra 6 ay bebeği emzirmemek, İleri yaşta menopoz dönemine girmek, Erken yaşta adet dönemine girmek,  Aşırı alkol tüketimi, Aşırı kilo ya da obezite, Hareketsiz yaşam tarzı, 

    Kadın olmak,

  • Birinci dereceden akrabalarda meme kanseri öyküsü bulunmak,
  • Uzun süreli östrojen tedavisi,
  • Özellikle göğüs bölgesinde radyasyona maruz kalmak,
  • Daha önce meme kanserine yakalanmış olmak.


Özellikle ileri yaş, ilk adet kanamasının 12 yaşından küçük başlaması ve anne ya da kardeşte meme kanseri öyküsü bulunması değiştirilemeyen ve birincil risk faktörlerini oluşturmaktadır. Kadınlarda 30 yaşından sonra artan risk 50 yaşından sonra daha da artmaktadır. Bu kansere yakalanan kadın hastaların yaklaşık yarısını 65 üstü bireyler oluşturmaktadır. Birinci dereceden yakınları arasında meme kanseri öyküsü bulunanlar üç katı daha fazla risk taşımaktadır.


Erkekler Meme Kanseri Olur mu?


Erkeklerde de kadınlarda olduğu gibi meme dokusu bulunmaktadır. Bu nedenle, hastalığın görülme ihtimali olsa da erkeklerde meme kanseri riski kadınlara göre oldukça düşük seviyededir. Her 100 vakanın 1’inde görülen hastalık daha çok 60-65 yaş üstü erkeklerde görülmektedir. Bununla birlikte, erkeklerde meme kanserinin olabileceği ihtimali göz ardı edildiği için çoğu zaman erkek hastalarda tanı ve tedavi oldukça geç başlamaktadır.


Meme Kanseri Belirtileri


Meme kanserinin birincil belirtisi meme çevresinde ya da koltuk altında ele gelen kitlelerdir. Bu şişlik ya da kitleler bazı vakalarda sert dokulu ve ağrılı, bazı vakalarda ise yumuşak dokulu ve ağrısız olmaktadır. Meme kanseri nasıl anlaşılır şeklinde araştırma yapanlar öncelikle bu yaygın belirtiyi dikkate almaktadır.


  • Meme çevresinde ağrı,

  • Meme ve koltuk altı bölgelerinde şişlikler,

  • Meme başında akıntı ya da kanama,

  • Meme başında görülen şekil bozuklukları (çökme ya da içeri çekilme),

  • Meme çevresinde yara ve cilt bozuklukları,

  • Meme çevresinde oluşan ödemler,

  • Memede renk değişiklikleri ya da şekil bozuklukları.


Bazı vakalarda meme kanseri belirtileri yayılan hücrelerin neden olduğu diğer semptomlarla anlaşılmaktadır. Meme kanseri metastaz yaptığı akciğer ve karaciğer gibi organlarda da doku bozukluklarına neden olmaktadır. Bu anlamda, göğüs bölgesinde ağrı ya da nefes darlığı gibi şikayetler de meme kanserinin belirtisi olabilmektedir.


Kendi Kendine Meme Kanseri Muayenesi Nasıl Yapılır?


Erken aşamada belirgin semptomların görülmemesi nedeniyle meme kanseri muayenesi büyük önem taşımaktadır. Meme kanserinin erken teşhisi büyük oranda hastaların kendilerinin yaptıkları muayeneler sonucu mümkün olmaktadır. Hastaların kendileri yapacakları meme kanseri kontrolü meme çevresi ve koltuk altını kapsamaktadır. Genel olarak 20 yaşından büyük kadınların ayda bir kez yapması gereken bu kontroller sayesinde oluşan kitleler erken fark edilebilmektedir. Bu kontrollerin ise hormonların etkisinin normalden az olduğu adet dönemi bitişinden 4-5 gün sonra yapılması gerekmektedir.


Meme muayenesi ayna karşısında, duşta ya da yatar pozisyonda yapılabilmektedir. Ayna karşısında, yeterli ışığın olduğu bir ortamda üst beden çıplak olacak şekilde meme çevresi ve altı, meme başları ve koltuk altında elle ve gözle inceleme yapılması gerekmektedir.


Ayna karşısında öncelikle memelerin boyutları, simetrisi ve renginde herhangi bir anormallik; meme başlarında çökme; meme derisinde kızarıklık olup olmadığı farklı açılardan kontrol edilmelidir. Ardından aynı gözlem kollar yukarıdayken yapılmalıdır. Bu noktada, özellikle koltuk altında şişlik olup olmadığına dikkat edilmelidir.


Yatarak ya da ayakta yapılabilen elle muayenede meme altı, meme başları ve koltuk altında kitle olup olmadığı kontrol edilmektedir. Ayakta yapılan elle muayenede sağ meme için sol el, sol meme için sağ el kullanılmalıdır. İşaret, orta ve yüzük parmaklarıyla dairesel hareketler yaparak ve baskı şiddetini hafifçe artırarak meme çevresi ve koltuk altı kontrol edilmelidir.


Sırtüstü yatar pozisyonda yapılan elle muayenede ise sağ meme kontrolünde sağ kol, sol meme kontrolünde ise sol kol başın yukarısına kaldırılmalıdır. Bu noktada, muayenenin yapıldığı tarafta omuzların alt kısmına havlu ya da yastık koymak gerekmektedir. Tıpkı ayakta olduğu gibi dairesel hareketlerle meme çevresi ve koltuk altında kitle olup olmadığına bakılmalıdır. Aynı zamanda, meme ucu sıkılarak akıntı ya da kanama görülüp görülmediği de kontrol edilmelidir. Bu hareketler sırasında herhangi bir yumru ya da kitleye denk gelindiğinde bir sağlık kurumuna gidilmesi gerekmektedir.


Meme Kanseri Başlangıcı


Meme kanseri başlangıcı belirtiler göz önünde bulundurulduğunda diğer kanser türlerinden farklı seyretmektedir. Erken evrede çok fazla semptoma sebep olmayan hastalık bu nedenle erken teşhisi zorlaştırmaktadır. İleri evrelere kadar belirgin semptomlar göstermemesi nedeniyle hastalığın başlangıç evresinde teşhis edilebilmesi için özellikle kadınların düzenli olarak sağlık taramasından geçmesi gerekmektedir. Meme kanseri farkındalık kampanyaları da bu hastalıkla ilgili bilincin gelişmesini ve erken tanının önemini vurgulamaktadır.


Meme Kanseri Evreleri


Meme kanseri evreleri; kanserli hücrelerin yerine ve büyüklüğüne, lenf bezlerine yayılma derecesine ve çevre organlara ve dokulara metastaz yapıp yapmamasına göre değişiklik göstermektedir. Beş evre ve bu evrelerin alt aşamaları kanserin yayılımı hakkında bilgi vererek doktorların tedavi planı üzerinde de yol gösterici olmaktadır.


Evre 0


Süt kanallarında oluşum gösteren hücreler bu aşamada henüz yağ dokusuna, lenf bezlerine ya da diğer doku ve organlara yayılmamıştır. Meme kanserinin en erken aşaması olan bu evrede tümör boyutları çok küçüktür.


Evre IA


Bu aşamada da lenf bezleri ve çevre organlara ulaşmayan hücreler 2 cm’den daha küçük boyutlardadır.


Evre IIA


Bu aşamada hücreler boyutlarına bağlı olarak lenf bezlerine yayılım yapabilmektedir. 2 cm-5 cm arası boyutlara sahip olan tümör lenf bezlerine ya da çevrede bulunan doku ve organlara yayılmamıştır. Öte yandan bu aşamada 2 cm’den küçük olan tümörlerde, çok küçük miktarda lenf bezlerinde yayılmaya rastlanabilmektedir.


Evre IIB


Bu aşamada 2 cm-5 cm arası boyutlarda olan tümör lenf bezlerine yayılım gösterse de uzak organ ve dokulara ulaşmamıştır. Öte yandan 5 cm’den büyük olan kitle lenf bezlerine yayılmadan yalnızca göğüs çeperi üzerinde kalmaktadır.


Evre IIIA


Yaklaşık 5 cm boyutlarında olan kitle çevre dokulara yayılmasa da koltuk altı lenf bezlerine yayılım göstermektedir. Öte yandan 5 cm’den büyük hücreler ise göğüs çeperini tutmasa da lenf bezlerinde yayılabilmektedir.


Evre IIIB


Bu aşamada hücreler koltuk altı ve göğüs kafesi çevresindeki lenf bezlerinde ya da göğüs çeperi ve dokusu üzerinde yayılma göstermektedir. Kanserli hücrelerin boyutları ise değişkendir. Bununla birlikte uzak bölgelerde kanserli hücreye rastlanmamaktadır.


Evre IIIC


Değişken boyutlarda olan kanserli hücreler köprücük kemiği üzerindeki ya da göğüs kafesi çevresindeki lenf bezlerine, koltuk altı lenf bezlerine yayılım göstermektedir. Bu anlamda, meme çevresindeki çok sayıda lenf bezinde kanserli hücreye rastlanmaktadır.


Evre IV


Meme kanseri 3 evre dışında kalan bu evrede kanserli hücreler karaciğer, akciğer, kemik gibi çevre organlara ve dokulara metastaz yapmıştır.


Meme Kanseri Tedavisi


Meme kanseri vakaları her yıl artış gösterse de modern tıp ve geliştirilen yeni tedavi yöntemleri sayesinde hastalık erkenden teşhis edilerek kontrol altına alınabilmektedir. Özellikle erken evrede fark edilen hastalıkta tümörün yayılmasına müdahale edilmekte ve meme kayıpları en aza indirilmektedir. Cerrahi operasyon gereken ileri evre meme kanseri tedavisi plastik cerrahiyle birlikte yürütülmekte ve hastalara meme rekonstrüksiyonu uygulanmaktadır.


Meme kanseri tedavisi cerrahi yöntemlerin yanı sıra kemoterapi, radyoterapi ve hormon tedavisiyle yapılmaktadır. Bununla birlikte, özellikle erken evrelerde hastalığın tedavisinin temelini cerrahi operasyonlar oluşturmaktadır. Tedavi planı ise hastalığın evresine göre şekillenmektedir. Evre 0’da genellikle ameliyatın ardından kemoterapi ya da radyoterapi gibi yardımcı bir tedaviye gerek duyulmamaktadır. Kitlenin küçük olduğu Evre I ve Evre II’de ameliyata ek olarak yardımcı bir tedaviye ihtiyaç duyulup duyulmadığına hekimler tarafından karar verilmektedir. Evre III’te kemoterapi ve cerrahi operasyon birlikte uygulanırken Evre IV’te ise kanserli hücrelerin yayılım alanına göre ameliyat yapılıp yapılmayacağına karar verilmektedir. Çok ileri seviyede metastaz görülen vakalarda hastaların yaşam kalitesini artırmak amacıyla yalnızca yardımcı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.


İleri evre tüm cerrahi operasyonlarda temel amaç kanserli hücrelerin tamamen temizlenmesi ve lenf bezlerine yayılım görülmesi durumunda bu bezlerin de alınmasıdır. Meme kanserinde uygulanan cerrahi yöntemler şu şekildedir:


Mastektomi


Meme dokusunun ve hücrelerin yayılması durumunda lenf bezlerinin de alınmasını içeren bu yöntem basit mastektomi, cilt koruyucu mastektomi ve radikal mastektomi olarak üçe ayrılmaktadır.


Basit mastektomide yağ dokusu, meme derisi ve meme uçları olmak üzere tüm meme alınmaktadır. Günümüzde alternatif yöntemlerin gelişmesiyle çok fazla tercih edilmeyen bu yöntemde hücrelerin yayılması durumunda lenf bezleri de alınmaktadır. Bununla birlikte memenin alt bölümünde bulunan kas dokuları bırakılmaktadır.


Cilt koruyucu mastektomide meme dokusu alınmasına rağmen meme derisine dokunulmamaktadır. Meme ucu ve çevresinin de alındığı operasyon sonrasında derinin büyük bölümü bırakıldığı için silikon protezler yardımıyla meme yeniden yapılandırılmaktadır. Bu anlamda, cilt koruyucu mastektomi ameliyatının ardından hastalara meme rekonstrüksiyonu uygulanabilmektedir.


Günümüzde nadiren tercih edilen yöntemlerden biri olan radikal mastektomi tüm meme, meme altı kaslar ve koltuk altı lenf bezlerinin alınmasını içermektedir. Bu yöntem, genellikle göğüs çeperine tutunan büyük kitleleri temizlemek amacıyla tercih edilmektedir.


Meme Koruyucu Cerrahi (Lumpektomi)


Lumpektomi, memenin tamamı yerine yalnızca kanserli kitle ve etkilediği çevre dokuların alınmasını içeren cerrahi yöntemdir. Günümüzde, özellikle erken evre meme kanseri vakalarında yaygın olarak tercih edilen bu yöntem hem memenin bütünlüğünü koruması hem de hastaların psikolojik olarak daha az etkilenmesini sağlaması açısından önemlidir. Bu cerrahi yöntemle birlikte hastalara genellikle radyoterapi uygulanmaktadır.


Ameliyata yardımcı tedavi yöntemleri ise şunlardır:


Radyoterapi


Özellikle memenin tamamının alınmadığı operasyonlardan sonra yardımcı tedavi olarak uygulanan radyoterapi, koltuk altı ve meme bölgesine ışın verilmesini içermektedir. Cerrahi operasyonlarda kitle temizlense de kanserli hücre kalma olasılığı bulunmaktadır. Radyoterapi hem kalan kanserli hücreleri yok etmede hem de alınmayan meme dokusunun korunmasında etkili sonuçlar vermektedir. Bu tedavi ameliyattan yaklaşık 30 gün sonra planlanmakta ve ortalama 6-7 hafta sürmektedir.


Kemoterapi


İlaçlı tedavi yöntemlerinden biri olan ve genellikle cerrahi operasyonlardan sonra uygulanan kemoterapi de koruyucu yöntemler arasında bulunmaktadır. Kemoterapi, özellikle muayene ve taramalarla belirlenemeyen fakat vücudun farklı bölgelerine yayılma ihtimali olan kanserli hücrelerin temizlenmesinde etkilidir. Bu amaçla hastalara damar içinden kimyasal ilaçlar verilmektedir.


Meme kanseri ameliyatından sonra ise kalan kanserli hücre varsa bu hücrelerin temizlenmesi amaçlanmaktadır. Aynı zamanda çevre organ ve dokulara yayılma riskini de ortadan kaldırmayı amaçlayan ilaçlı tedavi, kanserli hücrelerin meme çevresi ve koltuk altındaki yayılımı ve boyutlarına göre planlanmaktadır.


Meme kanseri ameliyatından önce de uygulanabilen kemoterapi çok büyük boyutlu hücrelerin küçülmesini sağlamaktadır.


Hormon Tedavisi


Hormon tedavisi; kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi operasyonun ardından kalan kanserli hücrelerin temizlenmesi amacıyla uygulanmaktadır. Hastalığın tekrar etmesine karşı koruyucu yöntemlerden biri olan tedavide östrojen hormonunu azaltmak ve bu hormona duyarlı kanserli hücrelerin çoğalmasını önlemek amaçlanmaktadır.


Meme Kanseri Ameliyatı


Meme kanseri ameliyatları memenin tamamının ya da yalnızca kanserli dokuların görüldüğü bölümlerin alınmasını amaçlayan mastektomi ve lumpektomi yöntemleri olarak ayrılmaktadır. Erken evrede meme kanseri olanlar için lumpektomi ideal yöntemlerden biridir. Bazı durumlarda hücrelerin fazla yayılması nedeniyle memenin tamamının alınmasını içeren mastektomi ameliyatları uygulanmaktadır.


Genel anestezi altında gerçekleştirilen ameliyatların süresi operasyonun türüne göre değişmektedir. Yaklaşık 1-3 saat arasında biten operasyonların ardında hastalar birkaç gün istirahat ettikten sonra taburcu olmaktadır.


Meme kanseri ameliyatları sonrasında tedavi ne kadar başarılı olursa olsun hastalığın tekrar etme riski bulunmaktadır. Erken evrede hastalığın tekrar etme olasılığı daha düşük olduğu için ameliyattan sonra hastaların mutlaka düzenli kontrole girmesi gerekmektedir. Ameliyattan sonraki üç sene üç ayda bir, daha sonraki senelerde altı ayda bir ve senede bir olacak şekilde kontrol planı yapılması gerekmektedir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi