ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU İÇİN TÜM YURTTAŞLARIMIZA ÇAĞRIMIZDIR

Sendika 10.01.2022 - 13:51, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2201+ kez okundu.
 

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU İÇİN TÜM YURTTAŞLARIMIZA ÇAĞRIMIZDIR

Öğretmenlere toplumda hak ettikleri saygı ve değeri kazandıracak, ekonomik ve sosyal haklarını düzenleyecek, yetiştirilme ve çalışma şartlarını belirleyecek bir “Öğretmenlik Meslek Kanunu”na ihtiyaç olduğu muhakkaktır. Hiç kuşkusuz bu kanun hazırlanırken eğitim hizmet kolunun içinde yer alan tüm eğitim emekçilerinin  haklarının da yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’nın teşkilat yapısı ve eğitime dair kanun ve kararnameler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, bir dizi yönetmelik ve genelgelerdeki mevzuat karmaşasının sonlandırılması adına da bir ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ihtiyaç vardır.          Ülkemizde eğitim emekçilerinin örgütlü mücadelesine paralel olarak toplu görüşme ve toplu sözleşme süreçlerinde elde ettikleri hakların ne yazık ki yeterli düzeyde olmaması nedeniyle başta öğretmenler olmak üzere tüm eğitim emekçilerinin ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılmasına yönelik taleplerinde son zamanlarda ciddi oranda artış olduğu görülmektedir. Türkiye’de 5 Ekim 1966 tarihinde ILO-UNESCO ortak belgesi olan “Öğretmen Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararları”nı yerine getirme noktasında yeterli çalışmaların yapılmamış olması da öğretmenlerin durumlarını iyileştirecek yasal değişikliklere ihtiyaç olduğu düşüncesini güçlendirmektedir. Yukarıda ifade ettiğimiz gerekçeler doğrultusunda, oluşan ihtiyaca istinaden siyasi partilerimiz de yıllardır seçim bildirgelerinde “Öğretmenlik Meslek Kanunu”nu gündeme getirmiş olsalar da kanun taslağı Meclis gündemine henüz taşınmıştır.            Meclis’e gelen kanun teklifinin getirilme ve hazırlanma aşamaları ise katılımcılıktan uzak, kamuoyundan habersiz şekilde tamamlanmıştır. 20. Milli Eğitim Şurası’nda Cumhurbaşkanı’nın söylemi üzerinden sadece 1 ayda ve eğitimin hiçbir paydaşına danışılmadan hazırlanan taslağın, içinde barındırdığı belirsizliklerle de alelacele bir metinden ibaret olduğu görülmüştür. Öğretmenlik, Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre zaten bir uzmanlık mesleği iken, bu teklifle öğretmene öğretmen demek bile yeni şartlara/kriterlere bağlanarak demokrasilerdeki “kazanılmış haklar gasp edilemez” ilkesi çiğnenecektir. Ayrıca tarif edilen kariyer basamaklarının birinin adının Başöğretmen olarak belirlenmesi de kabul edilemezdir. Dünyada Başöğretmen unvanlı bir liderin kurduğu tek ülke olan Türkiye’de, başöğretmenlik sıfatı sıradanlaştırılamaz. Kanun teklifinde Cumhuriyet kavramlarının içini boşaltarak değersizleştirme niyeti güdüldüğü görülmektedir. Eğitim-İş olarak kanun teklifindeki Milli Eğitimi temel amaçlarından uzaklaştıracak, iş güvencemize zarar verecek, rekabeti esas alarak apolet tarzı yaklaşımla öğretmenler arasında ayrışma yaratacak, emeğimizi değersizleştirecek maddeleri kabul etmiyoruz. Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz, söz konusu kanun teklifinin eğitimde yaratacağı tahribat sadece eğitim emekçisini değil, ülkesi için aydınlık düşler kuran her yurttaşı ilgilendirmektedir. Çünkü kanun teklifi: - Okuldaki çalışma barışını bozacak, öğretmenleri kendi arasında performans adı altında ayrıştıracak, öğretmenler odasını bölecek niteliktedir. - Öğretmeni veli ve öğrenci gözünde de ayrıştıracaktır. Öğretmene dair haksızca iyi öğretmen-kötü öğretmen ayrımı oluşacak, bu ayrım okulun öğrencisinden velisine kadar tüm öznelerini bölecektir. Bu kadar kapsamlı ve eğitim sistemini kökünden değiştirecek bir düzenlemenin, eğitimin tüm paydaşlarının fikri alınarak hazırlanması tüm ülkenin sorunudur. Öğretmenliği değersizleştirecek, eğitimi niteliksizleştirecek, okulu tümüyle bölecek bu kanun teklifinin geri çekilmesi ve doğru bir kanun teklifi hazırlanması için toplumun tüm unsurları olarak omuz omuza vermek zorundayız. Her yurttaşı öğretmenine, çocuğunun geleceğine, milli eğitime sahip çıkmaya çağırıyoruz!   Hamza Kutay EĞİTİM-İŞ  Rize Şube Başkanı

Öğretmenlere toplumda hak ettikleri saygı ve değeri kazandıracak, ekonomik ve sosyal haklarını düzenleyecek, yetiştirilme ve çalışma şartlarını belirleyecek bir “Öğretmenlik Meslek Kanunu”na ihtiyaç olduğu muhakkaktır. Hiç kuşkusuz bu kanun hazırlanırken eğitim hizmet kolunun içinde yer alan tüm eğitim emekçilerinin  haklarının da yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.


Milli Eğitim Bakanlığı’nın teşkilat yapısı ve eğitime dair kanun ve kararnameler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, bir dizi yönetmelik ve genelgelerdeki mevzuat karmaşasının sonlandırılması adına da bir ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ihtiyaç vardır.

        
Ülkemizde eğitim emekçilerinin örgütlü mücadelesine paralel olarak toplu görüşme ve toplu sözleşme süreçlerinde elde ettikleri hakların ne yazık ki yeterli düzeyde olmaması nedeniyle başta öğretmenler olmak üzere tüm eğitim emekçilerinin ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılmasına yönelik taleplerinde son zamanlarda ciddi oranda artış olduğu görülmektedir.


Türkiye’de 5 Ekim 1966 tarihinde ILO-UNESCO ortak belgesi olan “Öğretmen Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararları”nı yerine getirme noktasında yeterli çalışmaların yapılmamış olması da öğretmenlerin durumlarını iyileştirecek yasal değişikliklere ihtiyaç olduğu düşüncesini güçlendirmektedir.


Yukarıda ifade ettiğimiz gerekçeler doğrultusunda, oluşan ihtiyaca istinaden siyasi partilerimiz de yıllardır seçim bildirgelerinde “Öğretmenlik Meslek Kanunu”nu gündeme getirmiş olsalar da kanun taslağı Meclis gündemine henüz taşınmıştır.

          
Meclis’e gelen kanun teklifinin getirilme ve hazırlanma aşamaları ise katılımcılıktan uzak, kamuoyundan habersiz şekilde tamamlanmıştır.


20. Milli Eğitim Şurası’nda Cumhurbaşkanı’nın söylemi üzerinden sadece 1 ayda ve eğitimin hiçbir paydaşına danışılmadan hazırlanan taslağın, içinde barındırdığı belirsizliklerle de alelacele bir metinden ibaret olduğu görülmüştür.


Öğretmenlik, Milli Eğitim Temel Kanunu’na göre zaten bir uzmanlık mesleği iken, bu teklifle öğretmene öğretmen demek bile yeni şartlara/kriterlere bağlanarak demokrasilerdeki “kazanılmış haklar gasp edilemez” ilkesi çiğnenecektir.


Ayrıca tarif edilen kariyer basamaklarının birinin adının Başöğretmen olarak belirlenmesi de kabul edilemezdir. Dünyada Başöğretmen unvanlı bir liderin kurduğu tek ülke olan Türkiye’de, başöğretmenlik sıfatı sıradanlaştırılamaz. Kanun teklifinde Cumhuriyet kavramlarının içini boşaltarak değersizleştirme niyeti güdüldüğü görülmektedir.


Eğitim-İş olarak kanun teklifindeki Milli Eğitimi temel amaçlarından uzaklaştıracak, iş güvencemize zarar verecek, rekabeti esas alarak apolet tarzı yaklaşımla öğretmenler arasında ayrışma yaratacak, emeğimizi değersizleştirecek maddeleri kabul etmiyoruz.


Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz, söz konusu kanun teklifinin eğitimde yaratacağı tahribat sadece eğitim emekçisini değil, ülkesi için aydınlık düşler kuran her yurttaşı ilgilendirmektedir. Çünkü kanun teklifi:


- Okuldaki çalışma barışını bozacak, öğretmenleri kendi arasında performans adı altında ayrıştıracak, öğretmenler odasını bölecek niteliktedir.


- Öğretmeni veli ve öğrenci gözünde de ayrıştıracaktır. Öğretmene dair haksızca iyi öğretmen-kötü öğretmen ayrımı oluşacak, bu ayrım okulun öğrencisinden velisine kadar tüm öznelerini bölecektir.


Bu kadar kapsamlı ve eğitim sistemini kökünden değiştirecek bir düzenlemenin, eğitimin tüm paydaşlarının fikri alınarak hazırlanması tüm ülkenin sorunudur.


Öğretmenliği değersizleştirecek, eğitimi niteliksizleştirecek, okulu tümüyle bölecek bu kanun teklifinin geri çekilmesi ve doğru bir kanun teklifi hazırlanması için toplumun tüm unsurları olarak omuz omuza vermek zorundayız.


Her yurttaşı öğretmenine, çocuğunun geleceğine, milli eğitime sahip çıkmaya çağırıyoruz!

 

Hamza Kutay
EĞİTİM-İŞ  Rize Şube Başkanı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi