RİZE'DE KONGRE GÜNÜ.. İŞTE YEN YÖNETİM

Sendika 13.11.2021 - 19:45, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 3035+ kez okundu.
 

RİZE'DE KONGRE GÜNÜ.. İŞTE YEN YÖNETİM

Türk Büro sen Rize Şubesi 4. olağan genel kurulu bugün Rize kahve deryasında gerçekleştirildi.    kongreye AK Parti, CHP , MHP il başkan yardımcıları , Türkiye Kamu Sen" e bağlı sendikaların Rize  Şube başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, Türk Büro Sen Trabzon Şube Başkanı ve Sendika delegeleri katıldı.    Şube Başkanı İbrahim HACIMUSTAFAOĞLU nun tek liste olarak girdiği seçimde katılan 91 delegenin oylarını alarak tekrar şube başkanı seçildi.   Sendikamızın başkan yardımcısı olup emekli veya iş kolu değişikliği nedeniyle görevinden ayrılan Mehmet KARAÖMEROĞLU ve Yunus ÖKSÜZ"e plaket takdim edildi.     TÜRK BÜRO SEN RİZE ŞUBESİ 4. OLAĞAN GENEL KURULU YÖNETİM, DENETLEME, DİSİPLİN KURULU (ASİL, YEDEK) VE GENEL MERKEZ ÜST KURUL DELEGE ADAY  LİSTESİ      YÖNETİM KURULU (ASİL)                                  YÖNETİM KURULU (YEDEK)  □1- İBRAHİM HACIMUSTAFAOĞLU                   □ 1- ASUMAN YANAR   □2- ZAFER TATOĞLU                                         □  2- CEMAL ZEKİ EYÜPOĞLU   □3- AHMET KAYTAZ                                              □3- METİN YANIK   □4- AHMET ÇELİK                                                 □4- MURAT FIRAT   □5- HÜSEYİN DİLSİZ                                             □5- SERAP DEMİR USTAOĞLU   □6- FARUK ÜNLÜ                                                  □6- OKTAY KARA        □7- AŞKIN ÖZDEMİR                                            □7- GÜLŞAH KANBUR     DENETLEME KURULU (ASİL)                       DENETLEME KURULU (YEDEK)  □1- MUSTAFA KUK                                         □1- FATMA ÖZLEM ENGİN   □2- MEHMET YILDIZ                                       □2- AYŞE ÇAKIR   □3- İSMAİL DEMİRCİ                                       □3- MUHAMMET ORÇUN AKMEHMET   □4- KÜBRA KUL                                               □4- EMİNE ÖZYAMAN   □5- UMUR KIYMAZ                                           □5- YAVUZ KÖSE            DİSİPLİN KURULU (ASİL)                               DİSİPLİN KURULU (YEDEK)  □1- MUSTAFA TÜFENK                                □1- YAŞAR AKGÜN   □2- CİHAN İLHAN                                          □2- GÜL CENNET YAĞCI   □3- SEDEN İŞGÖREN                                   □3- AYTEN KİŞMİR   □4- TAYFUN KAĞANOĞLU                           □4- ENGİN BACAK   □5- HIZIR BALCI                                             □5-MUSTAFA DÖNMEZ         ÜST KURUL DELEGE ADAYLARI  □1- İBRAHİM HACIMUSTAFAOĞLU  □2- ZAFER TATOĞLU  □3- FARUK ÜNLÜ     BAŞKAN  SEÇİLEN İBRAHİM HACIMUSTAFAOĞLU'NUN KOGRE KONUŞMASI Türk büro sen Rize şubesi 4. Olağan kongresine hoş geldiniz, şeref verdiniz. Katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum.    Çalışanların esas amacı kendilerine ve ailelerine saygın bir yaşam düzeyi sağlamak ve ülkemizin refah seviyesini yükseltmektir.    Bu amaçla dünyanın çeşitli ülkelerinde başlayan mücadele, sendikal birlikler şeklinde kurulan ilk örgütlenme çalışmalarının üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra 1820 yılında ilk yasal sendika İngiltere’de kurulmuştur.    İşçiler bu hakkı bu yıllarda elde etmesine rağmen; yönetim erki kamu gücünü sevk ve idare eden memurlardan bu hakkı esirgemiştir.    Yasal olarak ilk memur sendikası 1916’da İngiltere’de, 1917’de ABD’de, 1946 yılında Fransa’da kurulmuştur.    Türkiye’de memura sendikal hak 1961 anayasasının 46. Maddesi ile ilk defa tanınmıştır.    Bu anayasal hak uygulama alanına 1965 yılında çıkan 624 sayılı ‘’Devlet personel sendikaları kanunu’’ ile geçebilmiştir.    Ancak 1971 yılında yapılan anayasa değişikliği ile tekrar geri alınmıştır.    Hakkı verenler yine geri almıştır. Çünkü çalışanlar bu konuda yeterli mücadele etmemiştir.    Mücadele edenler her zaman kazanmayabilir. Ama kazananlar hep mücadele edenler olmuştur anlayışı ile daha sonraki yıllarda başlayan zorlu ve çetin mücadele sonucunda 1992 yılında sendikalarımızı kurmuş olup, 2001 yılında çıkan 4688 sayılı kanun ile resmi olarak örgütlenme hakkı elde edilmiştir.    Sendikacılık bugün dünyada salt geçmiş dönemlerin eylemleri ve emeğin güçlü işveren karşısında korunması düşüncesine ilaveten demokrasi kültürünün bir uygula-ma aracı haline gelmiştir.    Demokrasi ve sendikacılık at başı giden bir gelişimdir. Demokrasinin geliştiği ülkelerde sendikal hak ve özgürlükler de gelişmiştir.    Peki..biz memurlar olarak bu sendikal örgütlenme hakkımızı yeterince kullanabiliyor muyuz sorusuna maalesef evet diyemiyoruz.    Çünkü çalışanların birçoğunun özgür iradeleri ile sendikal tercihlerini yapamadıklarına şahit oluyoruz.    Çeşitli korku ve kaygılar oluşturmak suretiyle insanların tercihleri yönlendiriliyor.    Bunun sonucunda yetkili fakat etkisiz kontrollü sendikalar ile masada sürekli kaybediyoruz.    Ülkemiz yılda 750-800 milyar dolar gayrisafi milli hasıla üretirken bundan payımızı alamıyor, satın alma gücümüz düşüyor, emeğimiz ucuzluyor.    Sadece son bir yıla bakacak olursak gayrısafi milli hasıladan alınan payda ücretler 4 gerilerken, sermayenin payı 5 artmıştır.    2021 yılı Temmuz ayı itibariyle 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, yeterli beslenmesi için gereken gıda harcaması 3050 TL’dir. Bu aynı zamanda açlık sınırıdır.    Yoksulluk sınırı olarak belirlenen yani bir aylık beslenme-barınma-sağlık-eğitim-giyim vs. harcaması 9300 TL’dir.    Bu gerçekler ortada dururken 2021 yılı Ağustos ayında toplu sözleşme masasına oturan, sözde yetkili sendika 35-40’ların üzerindeki elektrik ve doğalgaz zamlarından, 50’lerin üzerindeki gıda artışlarından habersizmiş gibi…    2022 yılı için 5+7 toplam 12  2023 yılı için 8+6 toplam 14’lük artışa imza atıyor ve yetmiyormuş gibi kameraların önüne geçip ‘’istediğimizi aldık’’ açıklaması yapıyor.    Bu açıklama yapılıyorken TÜİK’te  resmi enflasyonu 19,5 olarak açıklıyordu.    Aynı dönemde kamuda çalışan işçiler adına masaya oturan sendika TÜRK-İŞ kamu işçilerine 21 zam alıyor.    Dikkatlerinize sunuyorum  aynı yıl iki farklı sözleşme, iki farklı ücret, bakan aynı, bütçe imkânları aynı, tek far sendika.    Biz memurlar bu kadar edilgen, bu kadar uzaktan kumanda edilen ve dünyanın hiçbir yerinde sivil toplum kuruluşu kabul edilmeyen bu sendikamsı yapı tarafından temsil edilmeyi hak etmiyoruz.    Bu yapıdan kurtarmak zorundayız. Başka bir çıkış yolu yoktur.    Günün sonunda geldiğimiz nokta…Reel olarak ister döviz bazında, ister altın veya satın alma gücü olarak çalışanlar 50 oranında geriye düşmüştür.    Bu sözleşmeye işveren tarafı olarak imza atan çalışma bakanı Sayın Vedat Bilgin sözleşme tarihinden 2,5 ay gibi kısa bir süre sonra ‘’emeği enflasyona ezdirmeyeceğiz’’ açıklaması yaparken yetkili sendika sus pus hiç ortalarda gözükmemektedir.    Kamu sen haklı olarak içinde refah payı seyyanen zam vergi dilimi düzenlemesi başta olmak üzere; kırmızıçizgi olarak gördüğümüz ekonomik taleplerimizi karşılamaktan uzak kaldığı için bu zam teklifini kabul etmemiş ve masadan kalmıştır.    Ve şimdi diyoruz ki hemen şimdi bir gün bile geç kalmadan memuru bu ekonomik çıkamazdan kurtarmak için seyyanen zam yapılmalıdır.    Bu seyyanen zam sıkışan, daralan ekonomimize ve esnafımıza da can suyu olacaktır.    2013 yılında Avrupa ülkeleri ile Türkiye’deki memur maaşları arasında 2,5 kat fark varken 2014 yılında 3 kata, bugün 7-8 kata çıkmıştır.    Bu kabul edilebilir bir oran değildir, bir an önce bu farkın kapatılması için tedbirler alınmalıdır.    Biz emeğimizin karşılığını istiyoruz.    Üretilen GSMH’den payımızı istiyoruz.    Taleplerimizi dile getirmekten vazgeçmeyeceğiz.    Evet değerli arkadaşlar Bizler bugün burada bulunarak bir mücadele örneği sergiliyoruz.  Haksızlığa, eşitsizliğe ve emeğimize göz dikilmesine itiraz ediyoruz.    Bu mücadele ülkemizin geleceğinin ve çocuklarımızın istikbalinin mücadelesidir.    Konfüçyüs diyor ki   ‘’Bir neslin geleceğini bir önceki nesil belirler.’’    Bu bilinç içerisinde hareket etmek zorundayız.    Bizleri toplu sözleşme masasında satanların fil terbiyecisi rolünde aramızda dolaşmalarına inat..dik duracağız.    Onurlu bir hayat sürmek, onurlu bir mücadeleden geçer.    Toplum bilimciler:  Tarihin sarkacının 40-50 yılda bir istikamet değiştirdiğini söylerler. Bu sefer sarkacın emekten yana evirilmesi umuduyla…    Son söz olarak diyoruz ki… İnsan onur ve haysiyeti dokunulmazdır. Devlet erki buna saygı göstermek ve bunu korumakla yükümlüdür.    Bu nedenle  İnsan onuruna yakılır bir hayat standartı talep ediyoruz.    Türk Büro Sen-Türkiye Kamu Sen olarak diyoruz ki    Kamuda tartışmasız ehliyet ve liyakat…Keşkesiz - ama sız – şartsız hukukun üstünlüğü    Kesintisiz demokrasinin   sağlandığı güzel günler umuduyla Şehrimize,  Ülkemize hayırlara vesile olması dileğiyle…Hepinize      Şahsım ve yönetim kurulumuz adına saygılar sunuyorum  

Türk Büro sen Rize Şubesi 4. olağan genel kurulu bugün Rize kahve deryasında gerçekleştirildi. 

 
kongreye AK Parti, CHP , MHP il başkan yardımcıları , Türkiye Kamu Sen" e bağlı sendikaların Rize  Şube başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, Türk Büro Sen Trabzon Şube Başkanı ve Sendika delegeleri katıldı. 
 

Şube Başkanı İbrahim HACIMUSTAFAOĞLU nun tek liste olarak girdiği seçimde katılan 91 delegenin oylarını alarak tekrar şube başkanı seçildi.
 

Sendikamızın başkan yardımcısı olup emekli veya iş kolu değişikliği nedeniyle görevinden ayrılan Mehmet KARAÖMEROĞLU ve Yunus ÖKSÜZ"e plaket takdim edildi.
 

 

TÜRK BÜRO SEN RİZE ŞUBESİ 4. OLAĞAN GENEL KURULU YÖNETİM, DENETLEME, DİSİPLİN KURULU (ASİL, YEDEK) VE GENEL MERKEZ ÜST KURUL DELEGE ADAY  LİSTESİ 

 

 

YÖNETİM KURULU (ASİL)                                  YÖNETİM KURULU (YEDEK) 

□1- İBRAHİM HACIMUSTAFAOĞLU                   □ 1- ASUMAN YANAR  

□2- ZAFER TATOĞLU                                         □  2- CEMAL ZEKİ EYÜPOĞLU  

□3- AHMET KAYTAZ                                              □3- METİN YANIK  

□4- AHMET ÇELİK                                                 □4- MURAT FIRAT  

□5- HÜSEYİN DİLSİZ                                             □5- SERAP DEMİR USTAOĞLU  

□6- FARUK ÜNLÜ                                                  □6- OKTAY KARA       

□7- AŞKIN ÖZDEMİR                                            □7- GÜLŞAH KANBUR  

 

DENETLEME KURULU (ASİL)                       DENETLEME KURULU (YEDEK) 

□1- MUSTAFA KUK                                         □1- FATMA ÖZLEM ENGİN  

□2- MEHMET YILDIZ                                       □2- AYŞE ÇAKIR  

□3- İSMAİL DEMİRCİ                                       □3- MUHAMMET ORÇUN AKMEHMET  

□4- KÜBRA KUL                                               □4- EMİNE ÖZYAMAN  

□5- UMUR KIYMAZ                                           □5- YAVUZ KÖSE  

    

 

 

DİSİPLİN KURULU (ASİL)                               DİSİPLİN KURULU (YEDEK) 

□1- MUSTAFA TÜFENK                                □1- YAŞAR AKGÜN  

□2- CİHAN İLHAN                                          □2- GÜL CENNET YAĞCI  

□3- SEDEN İŞGÖREN                                   □3- AYTEN KİŞMİR  

□4- TAYFUN KAĞANOĞLU                           □4- ENGİN BACAK  

□5- HIZIR BALCI                                             □5-MUSTAFA DÖNMEZ  

 

 

 

ÜST KURUL DELEGE ADAYLARI 

□1- İBRAHİM HACIMUSTAFAOĞLU 

□2- ZAFER TATOĞLU 

□3- FARUK ÜNLÜ 

  
BAŞKAN  SEÇİLEN İBRAHİM HACIMUSTAFAOĞLU'NUN KOGRE KONUŞMASI


Türk büro sen Rize şubesi 4. Olağan kongresine hoş geldiniz, şeref verdiniz. Katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum.

  
Çalışanların esas amacı kendilerine ve ailelerine saygın bir yaşam düzeyi sağlamak ve ülkemizin refah seviyesini yükseltmektir.

  
Bu amaçla dünyanın çeşitli ülkelerinde başlayan mücadele, sendikal birlikler şeklinde kurulan ilk örgütlenme çalışmalarının üzerinden 100 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra 1820 yılında ilk yasal sendika İngiltere’de kurulmuştur.

  
İşçiler bu hakkı bu yıllarda elde etmesine rağmen; yönetim erki kamu gücünü sevk ve idare eden memurlardan bu hakkı esirgemiştir.

  
Yasal olarak ilk memur sendikası 1916’da İngiltere’de, 1917’de ABD’de, 1946 yılında Fransa’da kurulmuştur.

  
Türkiye’de memura sendikal hak 1961 anayasasının 46. Maddesi ile ilk defa tanınmıştır.

  
Bu anayasal hak uygulama alanına 1965 yılında çıkan 624 sayılı ‘’Devlet personel sendikaları kanunu’’ ile geçebilmiştir.

  
Ancak 1971 yılında yapılan anayasa değişikliği ile tekrar geri alınmıştır.

  
Hakkı verenler yine geri almıştır. Çünkü çalışanlar bu konuda yeterli mücadele etmemiştir.

  
Mücadele edenler her zaman kazanmayabilir. Ama kazananlar hep mücadele edenler olmuştur anlayışı ile daha sonraki yıllarda başlayan zorlu ve çetin mücadele sonucunda 1992 yılında sendikalarımızı kurmuş olup, 2001 yılında çıkan 4688 sayılı kanun ile resmi olarak örgütlenme hakkı elde edilmiştir.

  
Sendikacılık bugün dünyada salt geçmiş dönemlerin eylemleri ve emeğin güçlü işveren karşısında korunması düşüncesine ilaveten demokrasi kültürünün bir uygula-ma aracı haline gelmiştir.

  
Demokrasi ve sendikacılık at başı giden bir gelişimdir. Demokrasinin geliştiği ülkelerde sendikal hak ve özgürlükler de gelişmiştir.

  
Peki..biz memurlar olarak bu sendikal örgütlenme hakkımızı yeterince kullanabiliyor muyuz sorusuna maalesef evet diyemiyoruz.

  
Çünkü çalışanların birçoğunun özgür iradeleri ile sendikal tercihlerini yapamadıklarına şahit oluyoruz.

  
Çeşitli korku ve kaygılar oluşturmak suretiyle insanların tercihleri yönlendiriliyor.

  
Bunun sonucunda yetkili fakat etkisiz kontrollü sendikalar ile masada sürekli kaybediyoruz.

  
Ülkemiz yılda 750-800 milyar dolar gayrisafi milli hasıla üretirken bundan payımızı alamıyor, satın alma gücümüz düşüyor, emeğimiz ucuzluyor.

  
Sadece son bir yıla bakacak olursak gayrısafi milli hasıladan alınan payda ücretler 4 gerilerken, sermayenin payı 5 artmıştır.

  
2021 yılı Temmuz ayı itibariyle 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, yeterli beslenmesi için gereken gıda harcaması 3050 TL’dir. Bu aynı zamanda açlık sınırıdır.

  
Yoksulluk sınırı olarak belirlenen yani bir aylık beslenme-barınma-sağlık-eğitim-giyim vs. harcaması 9300 TL’dir.

  
Bu gerçekler ortada dururken 2021 yılı Ağustos ayında toplu sözleşme masasına oturan, sözde yetkili sendika 35-40’ların üzerindeki elektrik ve doğalgaz zamlarından, 50’lerin üzerindeki gıda artışlarından habersizmiş gibi…

  
2022 yılı için 5+7 toplam 12  2023 yılı için 8+6 toplam 14’lük artışa imza atıyor ve yetmiyormuş gibi kameraların önüne geçip ‘’istediğimizi aldık’’ açıklaması yapıyor.

  
Bu açıklama yapılıyorken TÜİK’te  resmi enflasyonu 19,5 olarak açıklıyordu.

  
Aynı dönemde kamuda çalışan işçiler adına masaya oturan sendika TÜRK-İŞ kamu işçilerine 21 zam alıyor.

  
Dikkatlerinize sunuyorum  aynı yıl iki farklı sözleşme, iki farklı ücret, bakan aynı, bütçe imkânları aynı, tek far sendika.

  
Biz memurlar bu kadar edilgen, bu kadar uzaktan kumanda edilen ve dünyanın hiçbir yerinde sivil toplum kuruluşu kabul edilmeyen bu sendikamsı yapı tarafından temsil edilmeyi hak etmiyoruz.

  
Bu yapıdan kurtarmak zorundayız. Başka bir çıkış yolu yoktur.

  
Günün sonunda geldiğimiz nokta…Reel olarak ister döviz bazında, ister altın veya satın alma gücü olarak çalışanlar 50 oranında geriye düşmüştür.

  
Bu sözleşmeye işveren tarafı olarak imza atan çalışma bakanı Sayın Vedat Bilgin sözleşme tarihinden 2,5 ay gibi kısa bir süre sonra ‘’emeği enflasyona ezdirmeyeceğiz’’ açıklaması yaparken yetkili sendika sus pus hiç ortalarda gözükmemektedir.

  
Kamu sen haklı olarak içinde refah payı seyyanen zam vergi dilimi düzenlemesi başta olmak üzere; kırmızıçizgi olarak gördüğümüz ekonomik taleplerimizi karşılamaktan uzak kaldığı için bu zam teklifini kabul etmemiş ve masadan kalmıştır.

  
Ve şimdi diyoruz ki hemen şimdi bir gün bile geç kalmadan memuru bu ekonomik çıkamazdan kurtarmak için seyyanen zam yapılmalıdır.

  
Bu seyyanen zam sıkışan, daralan ekonomimize ve esnafımıza da can suyu olacaktır.

  
2013 yılında Avrupa ülkeleri ile Türkiye’deki memur maaşları arasında 2,5 kat fark varken 2014 yılında 3 kata, bugün 7-8 kata çıkmıştır.

  
Bu kabul edilebilir bir oran değildir, bir an önce bu farkın kapatılması için tedbirler alınmalıdır.

  
Biz emeğimizin karşılığını istiyoruz.

  
Üretilen GSMH’den payımızı istiyoruz.

  
Taleplerimizi dile getirmekten vazgeçmeyeceğiz.

  
Evet değerli arkadaşlar Bizler bugün burada bulunarak bir mücadele örneği sergiliyoruz.  Haksızlığa, eşitsizliğe ve emeğimize göz dikilmesine itiraz ediyoruz.

  
Bu mücadele ülkemizin geleceğinin ve çocuklarımızın istikbalinin mücadelesidir.

  
Konfüçyüs diyor ki   ‘’Bir neslin geleceğini bir önceki nesil belirler.’’

  
Bu bilinç içerisinde hareket etmek zorundayız.

  
Bizleri toplu sözleşme masasında satanların fil terbiyecisi rolünde aramızda dolaşmalarına inat..dik duracağız.

  
Onurlu bir hayat sürmek, onurlu bir mücadeleden geçer.

  
Toplum bilimciler:  Tarihin sarkacının 40-50 yılda bir istikamet değiştirdiğini söylerler. Bu sefer sarkacın emekten yana evirilmesi umuduyla…

  
Son söz olarak diyoruz ki… İnsan onur ve haysiyeti dokunulmazdır. Devlet erki buna saygı göstermek ve bunu korumakla yükümlüdür.

  
Bu nedenle  İnsan onuruna yakılır bir hayat standartı talep ediyoruz.

  
Türk Büro Sen-Türkiye Kamu Sen olarak diyoruz ki    Kamuda tartışmasız ehliyet ve liyakat…Keşkesiz - ama sız – şartsız hukukun üstünlüğü    Kesintisiz demokrasinin   sağlandığı güzel günler umuduyla Şehrimize,  Ülkemize hayırlara vesile olması dileğiyle…Hepinize      Şahsım ve yönetim kurulumuz adına saygılar sunuyorum

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi