RİZE'DE ÖĞRETMENLER İŞ BIRAKTI.

Eğitim 02.11.2022 - 15:32, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2207+ kez okundu.
 

RİZE'DE ÖĞRETMENLER İŞ BIRAKTI.

Rize'de Eğitim İş  ile birlikte 14  sendikaya  bağlı  öğretmenler bugün iş bırakma eylemi yaptı.  İş bırakma eylemi sebebiyle Rize Valiliği önünde bir basın açıklamasında bulunuldu.  Eğiim Bir Sen 'n dün 1 saatlik iş bırakma eylemi yaptığı öğrenilirken , Türk Eğitim Sen'in destek vermediği iş bırakma eyleminde Eğitim İş Rize Şube Başkanı Hamza KUTAY bir konuşma yaptı. İşte O Konuşmanın tam metni   Selam olsun, 81 ilde alanları dolduranlara. Selam olsun, haklı davasına sahip çıkan gerçek tüm eğitim emekçilerine. Selam olsun, geleceğimiz olan çocuklarımıza sahip çıkanlara. Selam olsun, siyasetin arka bahçesi sarı sendikalara hayır diyenlere. Selam olsun, haklı davamıza omuz veren 14 sendikanın hepsine. 100000 üyesiyle bu gün alanları selamlayan Eğitimiş’e selam olsun. Selam olsun, “ Öğretmen el açmaz, boyun eğmez, öğretmen ders verir!” diyenlere. Selam olsun, “ Yaşasın tam bağımsız Türkiye!” diyenlere. Selam olsun, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetini var edenlere. Selam olsun, onu yaşatmak için can veren güvenlik görevlisi şehit ve gazilerimize. Selam olsun, çocuklarımızı eğitmek için ülkemizin dört bir yanında hain terör tarafından katledilerek şehit olan öğretmenlere. Selam olsun, “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet paidar olacaktır!” diyen, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’e. Selam olsun, TEK BAŞÖĞRETMENİMİZ VAR ! O DA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’tür  diyen sizlere.   Diyorlar ki öğretmenler bu gün derse girmeyecek ! Hayır ! Bizler bu gün dersimizi alanlardan vereceğiz. Duymayanlara duyurup, öğrenemeyenlere buradan öğreteceğiz !   Bugün eğitim emekçisinin, haksızlıklar karşısında susmayacağını, baskılara boyun eğmeyeceğini, mesleğinin onuruna, çocuklarının geleceğine sahip çıkacağını göstermenin günüdür. Yıldan yıla haklarımızı gasp ettiler; bizi ayın daha başında kara kara ay sonunu düşünür hale getirdiler; evimize başımız dik, sınıflarımıza kafamız rahat girmemizi engellediler; Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimize laik, bilimsel, kamusal, adil ve çağdaş bir eğitim vermemizin önüne geçtiler, yaşanabilir bir emeklilik hayalimizi bile aldılar; sistematik itibar suikastleri düzenlediler, şimdi ise bu tabloyu daha da beter hale getirecek, hakaret niteliğindeki bir öğretmenlik meslek kanununu önümüze getirdiler. Onlar, elimizde kalanlarda da gözü olduğunu gösterdi; şimdi biz de haklarımızı ve saygınlığımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz! Bugün “artık yeter!” demenin, sendikal önderimiz Fakir Baykurt’un dediği gibi “ders vermenin”, bizi hafife alanları uyarmanın günüdür!   Bildiğiniz gibi Eğitim-İş olarak eğitim emekçilerinin görüşü alınmadan, Saray’ın talimatı ve yandaş sendikaların oluruyla hazırlanan, sorunlarımızı çözmek bir yana dursun bize yeni haksızlıkları ve angaryaları dayatacak olan ÖMK’ya karşı ilk günden beri itirazın örgütleyicisi olduk. “Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir” dedik. “Her öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir. Siz kendi diplomalarınıza bakın” dedik. “Teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda bizi yeni sıfatlarla ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim emekçileri açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir” dedik. Fakat, hükümet bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi biz de haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz!   Eğitim-İş’in çağrısı ve bu çağrıya yanıt veren eğitim sendikalarıyla birlikte, Türkiye sendikal mücadele tarihinde neredeyse benzeri olmayan bir ortak duruş birlikteliği oluşturulmuştur. Bugün 14 eğitim sendikası olarak üretimden gelen gücümüzü kullanacak, iş bırakarak kararlılığımızı gösterecek, “ders vereceğiz”    Taleplerimiz çok açık:   Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir. Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır! Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.          Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.  Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır. Atanamamış değil, atanmamış meslektaşlarımıza kadro, sözleşmeli ve ücretli köleliğin kaldırılmasını istiyoruz.   Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.   Tarih, eğitim emekçilerinden, çocuklarımızın geleceğinden ve nitelikli eğitim hakkından yana olanları mutlaka yazacaktır. Emeğimize, alın terimize ve mesleki itibarımıza saldıranlar ile çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkını gasp edenler ise tarihle yargılanacaktır.   Bir Başöğretmenin kurduğu ülkede eğitim emekçisini değersizleştirmek, Başöğretmenimizin yeni nesilleri emanet edecek kadar güvendiği öğretmenlerin uzmanlığını kendi yeterliliğine bakmadan teste tabi tutmak, öğrencileri Anayasal hakları olan laik, bilimsel ve kamusal eğitimden mahrum bırakmak kimsenin haddi değildir!  Bu gerçeği anlamayanlara cevabımızı hep birlikte vereceğimiz mücadeleyle göstereceğiz! Gücümüz birliğimizde, gücümüz örgütlülüğümüzde! Korkmayan siz cesur insanlara ayrı ayrı selam ve saygılarımızı sunuyoruz! Yaşasın örgütlü mücadelemiz . Yaşasın Eğitimiş. İlelebet yaşasın, lâik, demokratik sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti.   Bizi korumak için buraya gelip emek veren emniyet görevlisi emekçi polislerimize teşekkür ediyoruz. Sağolun, varolun.   Hamza KUTAY EĞİTİM İŞ RİZE ŞUBE BAŞKANI      

Rize'de Eğitim İş  ile birlikte 14  sendikaya  bağlı  öğretmenler bugün iş bırakma eylemi yaptı. 

İş bırakma eylemi sebebiyle Rize Valiliği önünde bir basın açıklamasında bulunuldu. 


Eğiim Bir Sen 'n dün 1 saatlik iş bırakma eylemi yaptığı öğrenilirken , Türk Eğitim Sen'in destek vermediği iş bırakma eyleminde Eğitim İş Rize Şube Başkanı Hamza KUTAY bir konuşma yaptı.


İşte O Konuşmanın tam metni
 

Selam olsun, 81 ilde alanları dolduranlara.


Selam olsun, haklı davasına sahip çıkan gerçek tüm eğitim emekçilerine.


Selam olsun, geleceğimiz olan çocuklarımıza sahip çıkanlara.


Selam olsun, siyasetin arka bahçesi sarı sendikalara hayır diyenlere.


Selam olsun, haklı davamıza omuz veren 14 sendikanın hepsine.


100000 üyesiyle bu gün alanları selamlayan Eğitimiş’e selam olsun.


Selam olsun, “ Öğretmen el açmaz, boyun eğmez, öğretmen ders verir!” diyenlere.


Selam olsun, “ Yaşasın tam bağımsız Türkiye!” diyenlere.


Selam olsun, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetini var edenlere.


Selam olsun, onu yaşatmak için can veren güvenlik görevlisi şehit ve gazilerimize.


Selam olsun, çocuklarımızı eğitmek için ülkemizin dört bir yanında hain terör tarafından katledilerek şehit olan öğretmenlere.


Selam olsun, “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet paidar olacaktır!” diyen, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’e.


Selam olsun, TEK BAŞÖĞRETMENİMİZ VAR ! O DA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’tür  diyen sizlere.

 

Diyorlar ki öğretmenler bu gün derse girmeyecek ! Hayır ! Bizler bu gün dersimizi alanlardan vereceğiz. Duymayanlara duyurup, öğrenemeyenlere buradan öğreteceğiz !

 

Bugün eğitim emekçisinin, haksızlıklar karşısında susmayacağını, baskılara boyun eğmeyeceğini, mesleğinin onuruna, çocuklarının geleceğine sahip çıkacağını göstermenin günüdür.


Yıldan yıla haklarımızı gasp ettiler; bizi ayın daha başında kara kara ay sonunu düşünür hale getirdiler; evimize başımız dik, sınıflarımıza kafamız rahat girmemizi engellediler;

Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimize laik, bilimsel, kamusal, adil ve çağdaş bir eğitim vermemizin önüne geçtiler, yaşanabilir bir emeklilik hayalimizi bile aldılar; sistematik itibar suikastleri düzenlediler, şimdi ise bu tabloyu daha da beter hale getirecek, hakaret niteliğindeki bir öğretmenlik meslek kanununu önümüze getirdiler. Onlar, elimizde kalanlarda da gözü olduğunu gösterdi; şimdi biz de haklarımızı ve saygınlığımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz!


Bugün “artık yeter!” demenin, sendikal önderimiz Fakir Baykurt’un dediği gibi “ders vermenin”, bizi hafife alanları uyarmanın günüdür!

 

Bildiğiniz gibi Eğitim-İş olarak eğitim emekçilerinin görüşü alınmadan, Saray’ın talimatı ve yandaş sendikaların oluruyla hazırlanan, sorunlarımızı çözmek bir yana dursun bize yeni haksızlıkları ve angaryaları dayatacak olan ÖMK’ya karşı ilk günden beri itirazın örgütleyicisi olduk.


“Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir” dedik. “Her öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir. Siz kendi diplomalarınıza bakın” dedik. “Teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda bizi yeni sıfatlarla ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim emekçileri açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir” dedik. Fakat, hükümet bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi biz de haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz!

 

Eğitim-İş’in çağrısı ve bu çağrıya yanıt veren eğitim sendikalarıyla birlikte, Türkiye sendikal mücadele tarihinde neredeyse benzeri olmayan bir ortak duruş birlikteliği oluşturulmuştur. Bugün 14 eğitim sendikası olarak üretimden gelen gücümüzü kullanacak, iş bırakarak kararlılığımızı gösterecek, “ders vereceğiz” 

 

Taleplerimiz çok açık:
 

  • Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir.
  • Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır! Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.

        

  • Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir. 
  • Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.
  • Atanamamış değil, atanmamış meslektaşlarımıza kadro, sözleşmeli ve ücretli köleliğin kaldırılmasını istiyoruz.

 

  • Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.

 

Tarih, eğitim emekçilerinden, çocuklarımızın geleceğinden ve nitelikli eğitim hakkından yana olanları mutlaka yazacaktır. Emeğimize, alın terimize ve mesleki itibarımıza saldıranlar ile çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkını gasp edenler ise tarihle yargılanacaktır.

 

Bir Başöğretmenin kurduğu ülkede eğitim emekçisini değersizleştirmek, Başöğretmenimizin yeni nesilleri emanet edecek kadar güvendiği öğretmenlerin uzmanlığını kendi yeterliliğine bakmadan teste tabi tutmak, öğrencileri Anayasal hakları olan laik, bilimsel ve kamusal eğitimden mahrum bırakmak kimsenin haddi değildir! 


Bu gerçeği anlamayanlara cevabımızı hep birlikte vereceğimiz mücadeleyle göstereceğiz! Gücümüz birliğimizde, gücümüz örgütlülüğümüzde!


Korkmayan siz cesur insanlara ayrı ayrı selam ve saygılarımızı sunuyoruz!


Yaşasın örgütlü mücadelemiz .


Yaşasın Eğitimiş.


İlelebet yaşasın, lâik, demokratik sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti.

 

Bizi korumak için buraya gelip emek veren emniyet görevlisi emekçi polislerimize teşekkür ediyoruz.


Sağolun, varolun.

 

Hamza KUTAY
EĞİTİM İŞ RİZE ŞUBE BAŞKANI

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi