RİZE RTEÜ'DE ÇOK GÜZEL ŞEYLER OLACAK

Eğitim 05.09.2022 - 13:51, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2800+ kez okundu.
 

RİZE RTEÜ'DE ÇOK GÜZEL ŞEYLER OLACAK

Gazeteci yazar Yasemin Özçelik sordu, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Yılmaz yanıtladı.   100’ün üzerinde makalesi olan, akademik başarısı göz dolduran Prof. Dr. Yusuf Yılmaz, öğrenci olarak ayrıldığı memleketine bu kez hizmet aşkı ile döndü.   “Benim için gerçek başarı, öğrencilerimin benden daha iyi bir konuma gelmesidir.” diyen genç rektör sorularıma samimi cevaplar verdi.   Göreve başladığı günden itibaren birçok incelemede bulunan Yılmaz, zaman kaybetmeden pek çok işe el attı. Projeler hakkında konuşurken her ne kadar heyecanına şahit olmuş olsam da, projelerin sunumunu bizlerle kendisi ileriki günlerde paylaşacak.    Sayın Yılmaz’ın birbirinden güzel projeler üzerinde çalıştığını söylemekten mutluluk duyarım.   1996 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde başlayan hikâyenin içerisine 2002 yılında 'Tıp Doktoru' unvanı, 2007 yılında 'İç Hastalıkları Uzmanı' unvanı, 2011 yılında 'Gastroenteroloji Uzmanı ve Doçent unvanı, 2012 yılında Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi'nde 'Öğretim Üyesi' olan başarılarını sığdırdı.   Dünyadaki En İyi Bilim İnsanları Listesinde yerini aldı. 2017 yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne atanan en genç ‘Profesör’ oldu.  2018 yılında dünyada 'Tıp Bilimine Yön Veren 100 Türk' arasına girdi.    Prof. Dr. Yusuf Yılmaz,  klinik tıp alanında bu listede yer alabilen 28 bilim insanı arasında iken, kendi bilim dalı olan Gastroenteroloji de ise Türkiye’den yer alan tek isim olma başarısını gösterdi.   Bu kadar çok başarıyı bu genç yaşına sığdıran RTEÜ Rektörümüze, “Hocam, başarılı bir kariyer için gençlere neler önerirsiniz?” diye sordum.   “Öğrencilerin vizyon sahibi olabilmesi için sabırla çalışmaları, pes etmek yerine hedeflerine ulaşmakta ısrarcı olmaları gerekmektedir. Zamansızlıktan şikâyet eden öğrenciler bilmeliler ki, aslında en çok zamanları öğrencilik dönemlerinde var. Sosyal sorumluluk gerektiren gönüllü faaliyetlerde bulunarak bunu CV’lerine eklemelerini öneririm. İnternet ortamında birçok hocaya ulaşmaları mümkün; hangi üniversitenin hocası olursa olsun, soru soran her gence seve seve yardımcı olurlar. Yeter ki hayal etmekten ve hayallerinizin peşinden koşmaktan vazgeçmesinler.”   -Son yıllarda hastanelerimizden doktorlarımız ayrılıp özel hastanelere geçti. Bundan sonra doktorlarımızın gitmemesi ya da geri gelmeleri için herhangi bir çalışmanız var mı?   “Bahsettiğiniz konu ile alakalı olarak bakanlık tarafından şu an yeni bir yönetmelik yayınlandı, aslında bu amacı taşıyor. Gelirlerinde bir düzeltme yapılmış oluyor. Bu, Sağlık Bakanlığı hastanelerinden özele geçişte azaltıcı bir hamledir. Ancak yine de bir hastanede çalışan bir öğretim üyesi ile bir uzman arasında bir fark olması lazım değil mi? Biri sağlık hizmeti verirken diğeri ise sağlık hizmetinin yanında akademik faaliyetleri de olmalı, bunların içinde eğitim faaliyeti de var araştırma da var. Şimdi biz bu hekime, “Sadece hasta bakacaksın” deyip, neredeyse diğer faaliyetlerine zaman bırakmazsak o zaman haklı olarak şunu söylüyor, “O zaman ben niye öğretim üyesi oldum, bir uzmandan farkım ne? Uzmanlığı yaparım, kafam da rahat... Ne ders sıkıntım var, ne araştırma derdim var ne de başka bir sorumluluğum var...” Bir fark hissettirmek lazım. Dengeyi gözetmek gerek. Yani eğitim faaliyeti yürütmek istiyorsa ona zaman tanıyabiliriz, araştırma yapmak istiyorsa ona yönelik imkân sunarak teşvik etmeliyiz. Sürekli karşılıklı bir etkileşim içerisinde olup istişareler yapmalıyız. Tabi her zaman isteğe cevap veremezsiniz, o istek her zaman mevzuata uygun olmayabilir. Mevzuat engeline takılabilir. Yine de çözüm odaklı olduğunuzu, ulaşılabilir olduğunuzu gösterirseniz muhtemelen tutmayı sağlayabilirsiniz. Bir de benim gözlemlediğim, çok çatışma var. Küçük gruplar oluşmuş, gruplar ve bireyler arasında çatışma var. Bu enerji kaybına neden oluyor. Çatışmada taraf değil de çatışmayı ortadan kaldırmak lazım. Yoksa çatışma halinde bir artı bir iki yapmıyor, toplasan bir bile yapmıyor ama biz bir artı biri üç yapmanın peşinde olmalıyız.”   -Üniversite hastanemiz bölgeye hitap eden bir hastane olmalı, şeklinde bir projeniz var mı? Benim hayalimdi bu, üniversite hastanemiz bölgeye hitap etmeli değil mi?   “Bölgeye hitap etmesi için kesinlikle fiziki yapısı uygun yeni bir hastaneye kavuşturulması lazım. Mevcut hastanenin fiziki şartları ideal değil, ortalama bir hastanenin gerekliliklerini bence karşılamıyor. Hastane 250 yataklı olarak planlanmış, şu an 530 yatağa ulaşmış.    Binanın şu an acil servisi olması gerektiği gibi değil. Ciddi eksiklikler var, hep geçici çözümler bulunmuş. Dolayısıyla modern standartlarda yapılmış bir bina ihtiyacımız olduğu açık. Bölgeye hitap etmekteki maksadımız; tercihli olarak gelmek, iyi işler yapıldığını göstermektir. İnşallah yeni inşa edilecek hastane ile bu standartları sağlayabiliriz diye düşünüyorum.  Alanında iyi hekimleri de çekebilmenin yollarını bulursak o zaman sadece çevre illere değil etraf devletlerine de, bu Azerbaycan olur Gürcistan olur Ermenistan olur... Onlara da hizmet veririz.”   -Bu yıl benim gözlemlediğim Rize Devlet Hastanesi binasında olan çocuk polikliniğine Gürcistan tarafından çokça çocuk hasta geldiği yönünde...   “Gelir tabi, yüksek standartlarda hizmet veriyorsak. Şimdi bir kişi geliyorsa haftada o zaman 40 kişi gelir. Bu hizmeti verecek şekilde planlama yapmalı. Sonra bu da yetmiyor; bizim nüfus 350 bin kişi ama yazın burada olan nüfus 850 bin oluyor. Bu tür bir planlama en az 30 yıl sonrasının ihtiyaçlarını düşünerek yapılmalı. Keşke hastanem olsun da dolmasın, yüzde 25’i boş kalsın. Öyle bir lüksüm olsun değil mi? İmkânım olsun, acilde yatırmayayım bir günde olsa serviste yatırayım, rahat olsun. Çıkaracaksam da ertesi gün çıkarayım. Belki de hastanın bir gün yatması yetecek, acil serviste neden yatsın? Serviste yatsın, ertesi gün çıksın.”   -Hocam, genç sağlıkçılar var; meslek, görev aşkı ile dolu... Onlara bir mesaj verir misiniz?   “Hekim olmak için önce vicdanli olmak gerektirir .. sabırla çalışmak, ısrarcı olmak , pes etmemek ve hayallerinin peşinden koşmak "   Bu konuşma uzar gider. Çünkü konuşurken gelecekteki RTEÜ’yü görür gibi oldum. Genç yaşına bu kadar çok akademik başarıyı sığdırmış, pes etmeyip hayallerini gerçekleştirmiş ve baba ocağı Rize’ye hizmet aşkıyla geri dönen Yılmaz, kalan hayallerini gerçekleştirmek için büyük çaba gösteriyor. Yılmaz, her alanda üniversitemizi daha ileri götürmek için canla başla çalışıyor. Ben, RTEÜ’de yeni bir sayfa ile çok güzel şeyler olacağını görüyorum.

Gazeteci yazar Yasemin Özçelik sordu, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Yılmaz yanıtladı.

 

100’ün üzerinde makalesi olan, akademik başarısı göz dolduran Prof. Dr. Yusuf Yılmaz, öğrenci olarak ayrıldığı memleketine bu kez hizmet aşkı ile döndü.

 

“Benim için gerçek başarı, öğrencilerimin benden daha iyi bir konuma gelmesidir.” diyen genç rektör sorularıma samimi cevaplar verdi.

 

Göreve başladığı günden itibaren birçok incelemede bulunan Yılmaz, zaman kaybetmeden pek çok işe el attı. Projeler hakkında konuşurken her ne kadar heyecanına şahit olmuş olsam da, projelerin sunumunu bizlerle kendisi ileriki günlerde paylaşacak. 

 

Sayın Yılmaz’ın birbirinden güzel projeler üzerinde çalıştığını söylemekten mutluluk duyarım.

 

1996 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde başlayan hikâyenin içerisine 2002 yılında 'Tıp Doktoru' unvanı, 2007 yılında 'İç Hastalıkları Uzmanı' unvanı, 2011 yılında 'Gastroenteroloji Uzmanı ve Doçent unvanı, 2012 yılında Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi'nde 'Öğretim Üyesi' olan başarılarını sığdırdı.

 

Dünyadaki En İyi Bilim İnsanları Listesinde yerini aldı. 2017 yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne atanan en genç ‘Profesör’ oldu.  2018 yılında dünyada 'Tıp Bilimine Yön Veren 100 Türk' arasına girdi. 

 

Prof. Dr. Yusuf Yılmaz,  klinik tıp alanında bu listede yer alabilen 28 bilim insanı arasında iken, kendi bilim dalı olan Gastroenteroloji de ise Türkiye’den yer alan tek isim olma başarısını gösterdi.

 

Bu kadar çok başarıyı bu genç yaşına sığdıran RTEÜ Rektörümüze, “Hocam, başarılı bir kariyer için gençlere neler önerirsiniz?” diye sordum.

 

“Öğrencilerin vizyon sahibi olabilmesi için sabırla çalışmaları, pes etmek yerine hedeflerine ulaşmakta ısrarcı olmaları gerekmektedir. Zamansızlıktan şikâyet eden öğrenciler bilmeliler ki, aslında en çok zamanları öğrencilik dönemlerinde var. Sosyal sorumluluk gerektiren gönüllü faaliyetlerde bulunarak bunu CV’lerine eklemelerini öneririm. İnternet ortamında birçok hocaya ulaşmaları mümkün; hangi üniversitenin hocası olursa olsun, soru soran her gence seve seve yardımcı olurlar. Yeter ki hayal etmekten ve hayallerinizin peşinden koşmaktan vazgeçmesinler.”

 

-Son yıllarda hastanelerimizden doktorlarımız ayrılıp özel hastanelere geçti. Bundan sonra doktorlarımızın gitmemesi ya da geri gelmeleri için herhangi bir çalışmanız var mı?

 

“Bahsettiğiniz konu ile alakalı olarak bakanlık tarafından şu an yeni bir yönetmelik yayınlandı, aslında bu amacı taşıyor. Gelirlerinde bir düzeltme yapılmış oluyor. Bu, Sağlık Bakanlığı hastanelerinden özele geçişte azaltıcı bir hamledir. Ancak yine de bir hastanede çalışan bir öğretim üyesi ile bir uzman arasında bir fark olması lazım değil mi? Biri sağlık hizmeti verirken diğeri ise sağlık hizmetinin yanında akademik faaliyetleri de olmalı, bunların içinde eğitim faaliyeti de var araştırma da var. Şimdi biz bu hekime, “Sadece hasta bakacaksın” deyip, neredeyse diğer faaliyetlerine zaman bırakmazsak o zaman haklı olarak şunu söylüyor, “O zaman ben niye öğretim üyesi oldum, bir uzmandan farkım ne? Uzmanlığı yaparım, kafam da rahat... Ne ders sıkıntım var, ne araştırma derdim var ne de başka bir sorumluluğum var...” Bir fark hissettirmek lazım. Dengeyi gözetmek gerek. Yani eğitim faaliyeti yürütmek istiyorsa ona zaman tanıyabiliriz, araştırma yapmak istiyorsa ona yönelik imkân sunarak teşvik etmeliyiz. Sürekli karşılıklı bir etkileşim içerisinde olup istişareler yapmalıyız. Tabi her zaman isteğe cevap veremezsiniz, o istek her zaman mevzuata uygun olmayabilir. Mevzuat engeline takılabilir. Yine de çözüm odaklı olduğunuzu, ulaşılabilir olduğunuzu gösterirseniz muhtemelen tutmayı sağlayabilirsiniz. Bir de benim gözlemlediğim, çok çatışma var. Küçük gruplar oluşmuş, gruplar ve bireyler arasında çatışma var. Bu enerji kaybına neden oluyor. Çatışmada taraf değil de çatışmayı ortadan kaldırmak lazım. Yoksa çatışma halinde bir artı bir iki yapmıyor, toplasan bir bile yapmıyor ama biz bir artı biri üç yapmanın peşinde olmalıyız.”

 

-Üniversite hastanemiz bölgeye hitap eden bir hastane olmalı, şeklinde bir projeniz var mı? Benim hayalimdi bu, üniversite hastanemiz bölgeye hitap etmeli değil mi?

 

“Bölgeye hitap etmesi için kesinlikle fiziki yapısı uygun yeni bir hastaneye kavuşturulması lazım. Mevcut hastanenin fiziki şartları ideal değil, ortalama bir hastanenin gerekliliklerini bence karşılamıyor. Hastane 250 yataklı olarak planlanmış, şu an 530 yatağa ulaşmış. 

 

Binanın şu an acil servisi olması gerektiği gibi değil. Ciddi eksiklikler var, hep geçici çözümler bulunmuş. Dolayısıyla modern standartlarda yapılmış bir bina ihtiyacımız olduğu açık. Bölgeye hitap etmekteki maksadımız; tercihli olarak gelmek, iyi işler yapıldığını göstermektir. İnşallah yeni inşa edilecek hastane ile bu standartları sağlayabiliriz diye düşünüyorum.  Alanında iyi hekimleri de çekebilmenin yollarını bulursak o zaman sadece çevre illere değil etraf devletlerine de, bu Azerbaycan olur Gürcistan olur Ermenistan olur... Onlara da hizmet veririz.”

 

-Bu yıl benim gözlemlediğim Rize Devlet Hastanesi binasında olan çocuk polikliniğine Gürcistan tarafından çokça çocuk hasta geldiği yönünde...

 

“Gelir tabi, yüksek standartlarda hizmet veriyorsak. Şimdi bir kişi geliyorsa haftada o zaman 40 kişi gelir. Bu hizmeti verecek şekilde planlama yapmalı. Sonra bu da yetmiyor; bizim nüfus 350 bin kişi ama yazın burada olan nüfus 850 bin oluyor. Bu tür bir planlama en az 30 yıl sonrasının ihtiyaçlarını düşünerek yapılmalı. Keşke hastanem olsun da dolmasın, yüzde 25’i boş kalsın. Öyle bir lüksüm olsun değil mi? İmkânım olsun, acilde yatırmayayım bir günde olsa serviste yatırayım, rahat olsun. Çıkaracaksam da ertesi gün çıkarayım. Belki de hastanın bir gün yatması yetecek, acil serviste neden yatsın? Serviste yatsın, ertesi gün çıksın.”

 

-Hocam, genç sağlıkçılar var; meslek, görev aşkı ile dolu... Onlara bir mesaj verir misiniz?

 

“Hekim olmak için önce vicdanli olmak gerektirir .. sabırla çalışmak, ısrarcı olmak , pes etmemek ve hayallerinin peşinden koşmak "


 

Bu konuşma uzar gider. Çünkü konuşurken gelecekteki RTEÜ’yü görür gibi oldum. Genç yaşına bu kadar çok akademik başarıyı sığdırmış, pes etmeyip hayallerini gerçekleştirmiş ve baba ocağı Rize’ye hizmet aşkıyla geri dönen Yılmaz, kalan hayallerini gerçekleştirmek için büyük çaba gösteriyor. Yılmaz, her alanda üniversitemizi daha ileri götürmek için canla başla çalışıyor. Ben, RTEÜ’de yeni bir sayfa ile çok güzel şeyler olacağını görüyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi