RİZELİ ÜNLÜ AVUKAT ÇAY ÜRETİCİSİNE MEKTUP YAZDI

Rize 22.09.2021 - 14:20, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2146+ kez okundu.
 

RİZELİ ÜNLÜ AVUKAT ÇAY ÜRETİCİSİNE MEKTUP YAZDI

ÇAYLAR ŞİRKETTEN kitabının yazarı, çay işçisi ve üreticisi bir ailenin oğlu olan, Av.  Remzi KAZMAZ'dan ÇAY ÜRETİCİSİNE MEKTUP 1921 yılının Nisan ayında Mecliste kurulan bir komisyona Ziraat Genel Müdürü olarakkatılan Zihni DERİN, o gün ortaya attığı bir fikir ile Doğu Karadeniz bölgesindeyaşayanların hayatını değiştirecekti. Arkasından, çaydanlıktan bardağa bir yudum çayın hikayesinde uzunca bir yol alındı.Bütün aile fertlerinin katılımı ile çok zor şartlar altında ekilen, biçilen, gübrelenen,toplanan ve sırtlarda taşınarak alım yerlerine ulaştırılan, ardından kamyonlarla fabrikalara taşınan bu cefalı yolculukta, yaş çay cüzdanına, siyah zabit kalemiyleyazılan yeşil çayın hikayesi üreticinin elinden çıkarak, fabrikada sanayi endüstrisine teslim edilir. İşçilerin emekleriyle işlenen, siyah altın önce paketlenip, mağaza  reyonlarında yerini alır ve ardından sofralarımıza kadar gelir. Rize, Trabzon ve Artvin' de yaşayan tüm aileler doğrudan veya dolaylı yollarla çay üretiminin veya çay hasadının içinde yer almıştır. Bu yörenin insanları geçimini çay sanayinden sağlamakta, bölge insanı tabiri caizse, ekmeğini bu yolla kazanmaktadır. Geriye dönüp baktığımda 100 yıllık bir tarihe sahip olan Türk Çayı, içinde bulunduğu birçok sorun karşısında çaresiz kalmış, ne çay üreticisinin ne de çay fabrikalarında çalışan işçilerin geleceğe dair hiçbir güvencesi kalmamıştır. ÇAYKUR üzerinde kara bulutlar dolaşmaktadır. Çay üreticisinin ve işçisinin hamisi konumunda olan ÇAYKUR her an devredilerek, tarihe karışabilir. Milli bir ürün olmasına rağmen tam 100 yıldır markalaşamayan çayın engelleri birer birer kaldırılabilir. Kapalı kapılar arkasında oluşturulan Çay Kanununun hiçbir surette kabul edilemeyeceğini bildiren çay üreticisi ve çay işçileri, kendilerini ilgilendiren bir konuda, hiçbir şekilde görüş ve önerilerine önem verilmediğini dile getiriyorlar. Halbuki yıllar önce İsmet İNÖNÜ ve arkadaşları tarafından hazırlanan ve CHP tarafından milli bir ürün olarak ilan edilen çayın, sonraki dönemlerde iktidara gelen gruplar tarafından önemsenmediği, çay konusunda herhangi bir çalışma yapılmadığı üstüne üstlük kamu adına alım yapılan bu ürünün geleceği özel sektörün eline bırakılarak, içinden çıkılmaz sorunlar yumağı ortaya çıkmıştır. Bu durumdan zarar gören çay üreticisi ve çay işçisi olmuştur. CHP döneminde temelleri atılan fabrikaların sayısını artırmak yerine, özel sektöre ve merdiven altı üretime teslim edilen çayın geleceğinin önü kesilmiştir. Bu şekilde çay üreticisi ve çay işçisinin emeği ülke içine sıkışmakta, kendi ürettiğimiz çayı yine iç piyasada kendimiz tüketmekteyiz. Bu şekilde Türk Çayının marka değerini arttıramayız. Halbuki Milli ürünümüz ve stratejik öneme sahip çayımızın 100. Yılında uluslararası bir marka değeri taşıması gerekmektedir. Uluslararası çay piyasasında daha fazla yer alabilmenin, dünya çay piyasasında rekabet edebilmenin yolu marka olmaktan geçmektedir.İşte bu nedenlerle önümüzdeki yıllarda yapacağımız en büyük projelerden biri de çayın geleceğine ilişkin olarak YEŞİL ALTIN PROJESİ olmalıdır. Öncelikle, çay üreticisinin ve işçisinin bu yolda söz sahibi olması gerekir. Üretici ve işçi bir örgüttür. Sendikalar, sivil toplum kuruluşları, dernekler bu alanda aktif rol alıp, söz sahibi olmalılardır. Ortada iktidarın yarattığı ve yıllardır bir çözüm bulamadığı yaş çay taban fiyatının bütün tedbirlere rağmen halen özel sektör tarafından üreticiyle alay edercesine onur kırıcı bir tavırla devlet fiyatının çok altında çay almasını sosyal devlet anlayışından açıklamakta zorlanıyoruz. Kota ve kontenjan gibi ilkel ve üreticinin aleyhine kurallarla üreticiye eziyet yaşatan, çay üretiminden soğutan bu anlayış gelecekte diğer tarımlarda olduğu gibi çay üreticisini de bıktıracak ve Gürcistan'da olduğu gibi çay tarlalarımızı eğreti ve yabani  otların sarması söz konusu olacaktır. Gübreleme, aşılamala, budama ve destekleme primi adı altında Devletin hiçbir ciddi yatırımı ve politikası yoktur. İktidar ise çaydan ve onun satımlarından bir an önce kurtulmak istiyor. Sevgili Çay Üreticileri, Değerli Çay İşçileri, Emekçileri Çayın bu topraklarda yeşermesinin önünü açarak Doğu Karadeniz bölgesinin Kurtuluş Savaşından sonraki ekonomik ve sosyal hayatına bir kurtuluş reçetesi olarak emanet edilen çayı gelecek iktidarlar koruyamadı, büyütemedi ve gereken değeri vermedi. 100 yıl öncesinde başlayan bu çalışmalarımıza muhalefet olarak her alanda destek verdik ve vermeye de devam edeceğiz. İki yıldan bu yana TBMM' de verdiğimiz Yaş Çay Taban fiyatlarıyla ilgili yasa önergelerimiz iktidar tarafından hiç dinlenmeden  anında reddedilmiştir. Her şey sizlerin gözü önünde oluyor. Özel sektör düşük fiyattan çay alıyor. Bu kalite ile dünya çay pazarına girmemiz mümkün değil. Kaçak çaylar ülkenin her tarafında, herkes sağır, dilsiz ve kör. Çayın Anavatanında, kaçak çay operasyonlarında tonlorca kaçak çay ele geçiriliyor. Destekleme primleri adı altında bu aldatmaca, bu çürümüş düzen hüküm sürüyor. Çay Kanunu hâla neden çıkartılmadı ? Üreticinin sorunlarını, fabrikalardaki işçilerin sorunlarını kim dinleyecek, kim çözecek ? Sevgili Çay Üreticileri Değerli Çay İşçileri Geçen dönem milletvekili seçimlerinde, çay vatandır satılamaz ! ÇAYKUR halkındır özelleştirilemez ! Sloganlarıyla taleplerimizi, önerilerimizi ve çözümlerimizi sunduk. Sağır sultanlar bile duydu, TBMM' ye Çay Kanunu ile ilgili kanun teklifleri verdik ama hep reddedildi. Geriye tek bir yol kalıyor. Çayın sorunlarını kökünden çözmek istiyorsak, CHP iktidar olmalıdır. Evet çok açık, çok net gelecek seçimlerde Millet İttifakının iktidar olmasıyla ülkemizde Çay Sorunu ortadan kalkacaktır.Şimdi sizden bir şey isteyeceğim, milletvekili seçimlerinde beni ve arkadaşlarımı desteklediniz, çayın sorunlarına hep birlikte sahip çıktık ve o günden bu yana hummalı bir şekilde çayın sorunlarını gündeme taşıyoruz. Bu konu ile ilgili birçok önerilerimiz oluyor. Yani biz CHP olarak bu konuda elimizden geleni hatta elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyoruz. 23 Eylülde CHP Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU' da, Rize'ye geliyor. Özellikle, Rizeli çay üreticisi ve çay işçilerinin sorunlarını dinlemeye geliyor. Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, çay sorunları ve çözümü konusunda CHP'nin yapmış olduğu çalışmaları anlatmaya geliyor. Bu sebeple çayın gerçek sahibi olan Rizeli hemşehrilerimin, bu toplantıya katılması büyük önem taşıyor. Bu toplantıda çayın sorunlarını konuşup, çözüm ve önerileri birlikte tartışalım, birlikte bu işi çözmeye çalışalım. Üreticisinden, işçisine hep birlikte hareket edelim. Kurtuluşumuzu birlikte bulalım. Üreticinin ve işçinin dostu, emeğin ve emekçinin dostu CHP bu topraklarda çözüm üretebilecek kapasite ve kabiliyete sahip bir kuruluştur. İlk defa çayın dikimini, alım- satımını, yasasını hazırlayacak olan partidir. Şimdi çayın, uluslararası pazarda milli bir marka olması için senin de desteğine ihtiyacımız var. 23 Eylülde Rize'de, Ramada Otelde yapılacak olan toplantıya katılmanı, görüşlerini söylemeni, çözümü birlikte üretmeyi, çayı ve geleceğimizi hep beraber konuşmayı öneriyoruz. Sizleri de yapılacak bu halk toplantısına bekliyoruz. ÇAY VATANDIR SATILAMAZ ÇAYKUR HALKINDIR ÖZELLEŞTİRİLEMEZ Av. Remzi KAZMAZ Cumhuriyet Halk Partisi Rize Milletvekili Adayı

ÇAYLAR ŞİRKETTEN kitabının yazarı, çay işçisi ve üreticisi bir ailenin oğlu olan, Av.  Remzi KAZMAZ'dan
ÇAY ÜRETİCİSİNE MEKTUP

1921 yılının Nisan ayında Mecliste kurulan bir komisyona Ziraat Genel Müdürü olarakkatılan Zihni DERİN, o gün ortaya attığı bir fikir ile Doğu Karadeniz bölgesindeyaşayanların hayatını değiştirecekti.

Arkasından, çaydanlıktan bardağa bir yudum çayın hikayesinde uzunca bir yol alındı.Bütün aile fertlerinin katılımı ile çok zor şartlar altında ekilen, biçilen, gübrelenen,toplanan ve sırtlarda taşınarak alım yerlerine ulaştırılan, ardından kamyonlarla fabrikalara taşınan bu cefalı yolculukta, yaş çay cüzdanına, siyah zabit kalemiyleyazılan yeşil çayın hikayesi üreticinin elinden çıkarak, fabrikada sanayi endüstrisine teslim edilir. İşçilerin emekleriyle işlenen, siyah altın önce paketlenip, mağaza  reyonlarında yerini alır ve ardından sofralarımıza kadar gelir.

Rize, Trabzon ve Artvin' de yaşayan tüm aileler doğrudan veya dolaylı yollarla çay üretiminin veya çay hasadının içinde yer almıştır. Bu yörenin insanları geçimini çay sanayinden sağlamakta, bölge insanı tabiri caizse, ekmeğini bu yolla kazanmaktadır.

Geriye dönüp baktığımda 100 yıllık bir tarihe sahip olan Türk Çayı, içinde bulunduğu birçok sorun karşısında çaresiz kalmış, ne çay üreticisinin ne de çay fabrikalarında çalışan işçilerin geleceğe dair hiçbir güvencesi kalmamıştır.

ÇAYKUR üzerinde kara bulutlar dolaşmaktadır. Çay üreticisinin ve işçisinin hamisi konumunda olan ÇAYKUR her an devredilerek, tarihe karışabilir. Milli bir ürün olmasına rağmen tam 100 yıldır markalaşamayan çayın engelleri birer birer kaldırılabilir. Kapalı kapılar arkasında oluşturulan Çay Kanununun hiçbir surette kabul edilemeyeceğini bildiren çay üreticisi ve çay işçileri, kendilerini ilgilendiren bir konuda, hiçbir şekilde görüş ve önerilerine önem verilmediğini dile getiriyorlar.

Halbuki yıllar önce İsmet İNÖNÜ ve arkadaşları tarafından hazırlanan ve CHP tarafından milli bir ürün olarak ilan edilen çayın, sonraki dönemlerde iktidara gelen gruplar tarafından önemsenmediği, çay konusunda herhangi bir çalışma yapılmadığı üstüne üstlük kamu adına alım yapılan bu ürünün geleceği özel sektörün eline bırakılarak, içinden çıkılmaz sorunlar yumağı ortaya çıkmıştır. Bu durumdan zarar gören çay üreticisi ve çay işçisi olmuştur.

CHP döneminde temelleri atılan fabrikaların sayısını artırmak yerine, özel sektöre ve merdiven altı üretime teslim edilen çayın geleceğinin önü kesilmiştir. Bu şekilde çay üreticisi ve çay işçisinin emeği ülke içine sıkışmakta, kendi ürettiğimiz çayı yine iç piyasada kendimiz tüketmekteyiz. Bu şekilde Türk Çayının marka değerini arttıramayız.

Halbuki Milli ürünümüz ve stratejik öneme sahip çayımızın 100. Yılında uluslararası bir marka değeri taşıması gerekmektedir. Uluslararası çay piyasasında daha fazla yer alabilmenin, dünya çay piyasasında rekabet edebilmenin yolu marka olmaktan geçmektedir.İşte bu nedenlerle önümüzdeki yıllarda yapacağımız en büyük projelerden biri de çayın geleceğine ilişkin olarak YEŞİL ALTIN PROJESİ olmalıdır.
Öncelikle, çay üreticisinin ve işçisinin bu yolda söz sahibi olması gerekir. Üretici ve işçi bir örgüttür. Sendikalar, sivil toplum kuruluşları, dernekler bu alanda aktif rol alıp, söz sahibi olmalılardır.

Ortada iktidarın yarattığı ve yıllardır bir çözüm bulamadığı yaş çay taban fiyatının bütün tedbirlere rağmen halen özel sektör tarafından üreticiyle alay edercesine onur kırıcı bir tavırla devlet fiyatının çok altında çay almasını sosyal devlet anlayışından açıklamakta zorlanıyoruz.

Kota ve kontenjan gibi ilkel ve üreticinin aleyhine kurallarla üreticiye eziyet yaşatan, çay üretiminden soğutan bu anlayış gelecekte diğer tarımlarda olduğu gibi çay üreticisini de bıktıracak ve Gürcistan'da olduğu gibi çay tarlalarımızı eğreti ve yabani  otların sarması söz konusu olacaktır.

Gübreleme, aşılamala, budama ve destekleme primi adı altında Devletin hiçbir ciddi yatırımı ve politikası yoktur. İktidar ise çaydan ve onun satımlarından bir an önce kurtulmak istiyor.

Sevgili Çay Üreticileri,

Değerli Çay İşçileri, Emekçileri

Çayın bu topraklarda yeşermesinin önünü açarak Doğu Karadeniz bölgesinin Kurtuluş Savaşından sonraki ekonomik ve sosyal hayatına bir kurtuluş reçetesi olarak emanet edilen çayı gelecek iktidarlar koruyamadı, büyütemedi ve gereken değeri vermedi.

100 yıl öncesinde başlayan bu çalışmalarımıza muhalefet olarak her alanda destek verdik ve vermeye de devam edeceğiz. İki yıldan bu yana TBMM' de verdiğimiz Yaş Çay Taban fiyatlarıyla ilgili yasa önergelerimiz iktidar tarafından hiç dinlenmeden  anında reddedilmiştir.

Her şey sizlerin gözü önünde oluyor. Özel sektör düşük fiyattan çay alıyor. Bu kalite ile dünya çay pazarına girmemiz mümkün değil. Kaçak çaylar ülkenin her tarafında, herkes sağır, dilsiz ve kör. Çayın Anavatanında, kaçak çay operasyonlarında tonlorca kaçak çay ele geçiriliyor.

Destekleme primleri adı altında bu aldatmaca, bu çürümüş düzen hüküm sürüyor. Çay Kanunu hâla neden çıkartılmadı ? Üreticinin sorunlarını, fabrikalardaki işçilerin sorunlarını kim dinleyecek, kim çözecek ?

Sevgili Çay Üreticileri

Değerli Çay İşçileri

Geçen dönem milletvekili seçimlerinde, çay vatandır satılamaz ! ÇAYKUR halkındır özelleştirilemez ! Sloganlarıyla taleplerimizi, önerilerimizi ve çözümlerimizi sunduk.

Sağır sultanlar bile duydu, TBMM' ye Çay Kanunu ile ilgili kanun teklifleri verdik ama hep reddedildi. Geriye tek bir yol kalıyor. Çayın sorunlarını kökünden çözmek istiyorsak, CHP iktidar olmalıdır. Evet çok açık, çok net gelecek seçimlerde Millet İttifakının iktidar olmasıyla ülkemizde Çay Sorunu ortadan kalkacaktır.Şimdi sizden bir şey isteyeceğim, milletvekili seçimlerinde beni ve arkadaşlarımı desteklediniz, çayın sorunlarına hep birlikte sahip çıktık ve o günden bu yana hummalı bir şekilde çayın sorunlarını gündeme taşıyoruz. Bu konu ile ilgili birçok önerilerimiz oluyor. Yani biz CHP olarak bu konuda elimizden geleni hatta elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyoruz.

23 Eylülde CHP Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU' da, Rize'ye geliyor. Özellikle, Rizeli çay üreticisi ve çay işçilerinin sorunlarını dinlemeye geliyor. Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, çay sorunları ve çözümü konusunda CHP'nin yapmış olduğu çalışmaları anlatmaya geliyor. Bu sebeple çayın gerçek sahibi olan Rizeli hemşehrilerimin, bu toplantıya katılması büyük önem taşıyor. Bu toplantıda çayın sorunlarını konuşup, çözüm ve önerileri birlikte tartışalım, birlikte bu işi çözmeye çalışalım. Üreticisinden, işçisine hep birlikte hareket edelim.

Kurtuluşumuzu birlikte bulalım. Üreticinin ve işçinin dostu, emeğin ve emekçinin dostu CHP bu topraklarda çözüm üretebilecek kapasite ve kabiliyete sahip bir kuruluştur. İlk defa çayın dikimini, alım- satımını, yasasını hazırlayacak olan partidir. Şimdi çayın, uluslararası pazarda milli bir marka olması için senin de desteğine ihtiyacımız var.

23 Eylülde Rize'de, Ramada Otelde yapılacak olan toplantıya katılmanı, görüşlerini söylemeni, çözümü birlikte üretmeyi, çayı ve geleceğimizi hep beraber konuşmayı öneriyoruz. Sizleri de yapılacak bu halk toplantısına bekliyoruz.

ÇAY VATANDIR SATILAMAZ

ÇAYKUR HALKINDIR ÖZELLEŞTİRİLEMEZ


Av. Remzi KAZMAZ
Cumhuriyet Halk Partisi
Rize Milletvekili Adayı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi