RİZELİ VEKİLDEN AÇIKLAMALAR. SUÇ İŞLİYORSUNUZ HESAP VERECEKSİNİZ.

Rize 11.08.2022 - 16:11, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 3145+ kez okundu.
 

RİZELİ VEKİLDEN AÇIKLAMALAR. SUÇ İŞLİYORSUNUZ HESAP VERECEKSİNİZ.

Rizeli İZMİR Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Murat Çepni ile taş ocağına karşı direniş yürüten Dursun Baş ve Halit Yılmaz Eskencidere’de,  vadinin son hali üzerine açıklamalar da bulundular İkizdere Eskencidere’deyiz. Arkamızda gördüğümüz manzara bir buçuk yıla yakındır tüm İkizdere halkının  itiraz ettiği taş ocağını son hali. Halen çalışma sürüyor. Başlarken demiştik ki İkizdere Vadisi dünyanın 200 korunması gereken vadisinden bir tanesidir. Buraya bırakın dozeri sokmayı, insan elinin bile değmemesi gereken bir vadi burası. Özel olarak devletin koruması altında olması gereken bir vadi burası. Fakat gelin görün ki AKP ve onun şirketleri eliyle bu vadi gördüğünüz üzere paramparça ediliyor ve İkizdere Vadisi bir süre sonra tümüyle şirketlere ve dozerlere teslim edilecek. O zaman, Adil Karaismailoğlu, Ulaştırma Bakanı demişti ki “Biz buradan iki sene sonra çıkacağız.” Bu inşaat sözüm ona   Karaismailoğlu’na bakarsanız 8 ay sonra 9 ay sonra bitmesi lazım.  Sadece bitmesi de değil buranın rehabilite edilmesi lazım. Yani alınan topraklar aynen geriye getirilecek, ve burası eski haline gelecek. Bugüne kadar Türkiye’de rehabilite edilmiş tek bir maden sahası yok. Bu AKP’nin ve onun bakanlarının söylediği en büyük yalanlardan bir tanesi. Buradan iki senede çıkacağız demeleri en büyük yalanlardan bir tanesi. Mahkeme süreci sürüyor. Burada köylüler iptal davası açtılar. Bilirkişi heyeti proje ile ilgili olumsuz değerlendirmeler yapmasına rağmen mahkeme halen iptal davasını bağlamış değil. Halen burada köylüleri oylayan bir politika içerisinde mahkeme. İşte tablo bu.  Bakın Şimşirli’de  bir taş ocağı daha var. Hemen bir kilometre karşıda.  O yetmemiş gibi şimdi de Eskencidere Vadisi’nde bu taş ocağı projesi sürüyor. İnsanların burada çay bahçeleri var. Buraya özel deli balın üretildiği petekler var. Bunları daha başında göstermiştik. O zaman demiştik ki burada çay bahçeleri yok olacak. Çünkü çay toza dayanamaz. Demiştik ki bal üretimi burada bitecek. Şimdi bir sene sonra söylediklerimiz bilimsel gerçekle ortaya çıktı. Vadi dozerlerle sistematik olarak yok ediliyor, hala dinamitler patlatılıyor, her gün onlarca kamyon bu İkizdere’den İyidere’ye iniyor. Toz, toprak ne ararsanız var. Dursun Baş,  hemen projenin başladığı yolun üzerindeki evinde konuştu en başından beri.  Aynı zamanda yine İkizdere’den Halit Yılmaz arkadaşımız da direnişin başından beri olan arkadaşlarımızdan bir tanesi. Şimdi biraz da onları dinlemek istiyoruz. Bu direniş niye başladı? Siz bu projeye niye karşı çıktınız? Dursun Baş: Bu  Projeye niye karşı çıktık? Biz ormanı artık devletten korumaya başladık. Bu doğanın yok edilmesinin insan öldürmekle hiçbir farkı yok. Bu doğaya karşı.  bu kadar vahşet, gözü dönmüşlük, bu kadar doymazlık olmaz. Neyi istiyorsunuz? Evimiz burada. Yaşam alanımız burada. Ben ineklerimi bile dışarı çıkartamıyorum.  Tarım yapın dendiği halde tarım yapacak alan bırakmadınız. Çay bahçelerine dokunulmayacak dendiniz,  ilk bizim çaylığı kamulaştırdınız. Biz nereye gideceğiz, ne yapacağız? Biz bunları gördük. Bunların olacağını gördüğümüz için başında karşı çıkalım dedik ama karşımızda kolluk güçleri.  Direkt Ulaştırma Bakanlığı ruhsatı aldığı için biz de kolluk kuvvetleri ile karşı karşıya kaldık.  Gözaltılar, her gün ifadeye çağrılmalar, ceza yazmalar. yıldırmak için her türlü şeyi yaptılar ama biz dedik yılmıyoruz. Burada sonuna kadar tek ağaç kalıncaya kadar direnmeye devam edeceğiz. Murat Çepni: Ulaştırma Bakanı sanki şirketin temsilcisi gibi çalıyor. Ulaştırma Bakanlığının projeyi tanıtım dosyasında adres olarak Cengiz inşaatın adresi var. O zaman şu soruyu sormuştuk Cengiz İnşaat mı Devlet, Devlet mi Cengiz inşaat? Aslında çok çıplak bir gerçek ortaya çıkmıştı. Halit Yılmaz:  Bizim  bu vadide insanların çaydan başka geliri yok. Hayvancılık yok denecek kadar az. Onun üzerinden gittik. Ama  gelin görün ki ekolojik olarak çok zengin olan bu vadinin  tam orta yerinden böyle bir ruhsatlan lojistik liman adı altında bir ucube yaratıldı ve şu an biz bunu yaşıyoruz. Siyasi iktidarın söylemleri üzerinden sesiz kalan insanlar artık seslerini yavaş yavaş yükseltmeye başladılar. Artık onlar da doğanın bu kadar  tahrip olmasına kendilerinin  de gönülleri razı olmadı. Bu şekilde mücadelemize her zamanki gibi olduğu yerden devam ediyoruz. Murat Çepni: Yani direnişin başında, bu bir Devlet projesidir diyerek dolayısıyla karşı çıkmakta tereddüt edenler Halit Yılmaz:  şu anda doğanın bu katliamını gördükçe farklı düşünceler oluşmaya başladı. Murat Çepni: Bu bir Devlet projesi olarak tanıtıldı ama karşıdaki  Şimşirli taş ocağı özel şirkete doğrudan verildi. Bir beton şirketine ait. Demek ki bir Devlet projesi değil. Şirketlere buraların peşkeş çekildiğinin kanıtları. Burada önemli bir direniş ortaya koydunuz. Tüm Türkiye İkizdere direnişini örnek aldı. Şimdi direniş ne aşamada? Halit Yılmaz: Biz köylüler olarak durdurma kararı için dava açtık.  3 Ağustos’ta  Rize adliyesinde mahkememiz vardı. Bu projeyi her an durduracağız umudumuz var. Hiçbir zaman kaybetmedik. Dilerim bu süreç çabuk biter. Murat Çepni: Buradan İkizdere’lilere, Rizelilere ve Karadenizlilere, ekoloji örgütlerine  ve çevrelerine çağrınız var mı?  Dışarıda ekoloji örgütlerinin bize destek vermeleri, yanımızda olmaları bir güç oluşturmamız konusunda talebimiz var. Murat Çepni:  Türkiye yüzölçümünün yarıdan fazlası maden sahası olarak tahsis edilmiş durumda. Böyle bir Türkiye’de yaşıyoruz. AKP eliyle yürütülen bu politikalar artık yanlış politikalar olmaktan öte bir yıkım politikasına dönüşmüş durumda. Bu coğrafyayı korumak zorundayız. Ormanları korumak zorundayız. Suları korumak zorundayız. Ağaçları korumak zorundayız. Beton edebiyatı, beton siyaseti sadece ve sadece üç beş tane şirketin cebini doldurur ama milyonlarca insanı geleceksizleştirir ve milyonlarca yılda oluşmuş ekosistemi yok eder. İşte İkizdere Vadisi’nin yaşadığı budur. Bu insanların gideceği başka bir yer yok. Ama bunları bu insanlara reva gören iktidar ve onun şirketlerinin paradan başka dinleri, imanları yoktur. Bunların varsa yoksa cepleridir. Buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz; Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu; Suç işliyorsun ve hesap vereceksin. Öyle yarın, emir verildi yaptım, Tayyip Erdoğan istedi yaptım, emir kuluyum diyerek kurtulamayacaksın. Her bir kestiğin ağacın hesabını vereceksin. Bu projeleri hem İkizdere’de hem tüm Türkiye’de durdurun. Beton yenmez. İnsanların tarıma ihtiyacı var. Ormana ihtiyacı var. Sağlıklı bir ekosisteme ihtiyaç var. Paradan, ranttan başka;  özgür bir gelecek, demokratik bir ülke, yaşanabilir bir ekosistem düşünen, isteyen insanlara çağrımız var. Gelin hep birlikte yan yana, omuz omuza verelim, sesimizi yükseltelim ve dur diyelim. İşte bakın, Şimşirlide taş ocağı açıldığında biz sessiz kaldığımızda, Eskencidere‘de de yaşandığında bir başka köy sessiz kaldığında yarın yaşanamayacak bir İkizdere ile karşı karşıya kalacağız.  

Rizeli İZMİR Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Murat Çepni ile taş ocağına karşı direniş yürüten Dursun Baş ve Halit Yılmaz Eskencidere’de,  vadinin son hali üzerine açıklamalar da bulundular


İkizdere Eskencidere’deyiz. Arkamızda gördüğümüz manzara bir buçuk yıla yakındır tüm İkizdere halkının  itiraz ettiği taş ocağını son hali. Halen çalışma sürüyor.


Başlarken demiştik ki İkizdere Vadisi dünyanın 200 korunması gereken vadisinden bir tanesidir. Buraya bırakın dozeri sokmayı, insan elinin bile değmemesi gereken bir vadi burası. Özel olarak devletin koruması altında olması gereken bir vadi burası. Fakat gelin görün ki AKP ve onun şirketleri eliyle bu vadi gördüğünüz üzere paramparça ediliyor ve İkizdere Vadisi bir süre sonra tümüyle şirketlere ve dozerlere teslim edilecek.


O zaman, Adil Karaismailoğlu, Ulaştırma Bakanı demişti ki “Biz buradan iki sene sonra çıkacağız.” Bu inşaat sözüm ona   Karaismailoğlu’na bakarsanız 8 ay sonra 9 ay sonra bitmesi lazım.  Sadece bitmesi de değil buranın rehabilite edilmesi lazım. Yani alınan topraklar aynen geriye getirilecek, ve burası eski haline gelecek.


Bugüne kadar Türkiye’de rehabilite edilmiş tek bir maden sahası yok. Bu AKP’nin ve onun bakanlarının söylediği en büyük yalanlardan bir tanesi. Buradan iki senede çıkacağız demeleri en büyük yalanlardan bir tanesi.


Mahkeme süreci sürüyor. Burada köylüler iptal davası açtılar. Bilirkişi heyeti proje ile ilgili olumsuz değerlendirmeler yapmasına rağmen mahkeme halen iptal davasını bağlamış değil. Halen burada köylüleri oylayan bir politika içerisinde mahkeme.


İşte tablo bu.  Bakın Şimşirli’de  bir taş ocağı daha var. Hemen bir kilometre karşıda.  O yetmemiş gibi şimdi de Eskencidere Vadisi’nde bu taş ocağı projesi sürüyor.


İnsanların burada çay bahçeleri var. Buraya özel deli balın üretildiği petekler var. Bunları daha başında göstermiştik. O zaman demiştik ki burada çay bahçeleri yok olacak. Çünkü çay toza dayanamaz. Demiştik ki bal üretimi burada bitecek. Şimdi bir sene sonra söylediklerimiz bilimsel gerçekle ortaya çıktı. Vadi dozerlerle sistematik olarak yok ediliyor, hala dinamitler patlatılıyor, her gün onlarca kamyon bu İkizdere’den İyidere’ye iniyor. Toz, toprak ne ararsanız var.


Dursun Baş,  hemen projenin başladığı yolun üzerindeki evinde konuştu en başından beri.  Aynı zamanda yine İkizdere’den Halit Yılmaz arkadaşımız da direnişin başından beri olan arkadaşlarımızdan bir tanesi. Şimdi biraz da onları dinlemek istiyoruz.


Bu direniş niye başladı? Siz bu projeye niye karşı çıktınız?


Dursun Baş: Bu  Projeye niye karşı çıktık? Biz ormanı artık devletten korumaya başladık. Bu doğanın yok edilmesinin insan öldürmekle hiçbir farkı yok. Bu doğaya karşı.  bu kadar vahşet, gözü dönmüşlük, bu kadar doymazlık olmaz. Neyi istiyorsunuz? Evimiz burada. Yaşam alanımız burada. Ben ineklerimi bile dışarı çıkartamıyorum.  Tarım yapın dendiği halde tarım yapacak alan bırakmadınız. Çay bahçelerine dokunulmayacak dendiniz,  ilk bizim çaylığı kamulaştırdınız. Biz nereye gideceğiz, ne yapacağız?


Biz bunları gördük. Bunların olacağını gördüğümüz için başında karşı çıkalım dedik ama karşımızda kolluk güçleri.  Direkt Ulaştırma Bakanlığı ruhsatı aldığı için biz de kolluk kuvvetleri ile karşı karşıya kaldık.  Gözaltılar, her gün ifadeye çağrılmalar, ceza yazmalar. yıldırmak için her türlü şeyi yaptılar ama biz dedik yılmıyoruz. Burada sonuna kadar tek ağaç kalıncaya kadar direnmeye devam edeceğiz.


Murat Çepni: Ulaştırma Bakanı sanki şirketin temsilcisi gibi çalıyor. Ulaştırma Bakanlığının projeyi tanıtım dosyasında adres olarak Cengiz inşaatın adresi var. O zaman şu soruyu sormuştuk Cengiz İnşaat mı Devlet, Devlet mi Cengiz inşaat? Aslında çok çıplak bir gerçek ortaya çıkmıştı.


Halit Yılmaz:  Bizim  bu vadide insanların çaydan başka geliri yok. Hayvancılık yok denecek kadar az. Onun üzerinden gittik. Ama  gelin görün ki ekolojik olarak çok zengin olan bu vadinin  tam orta yerinden böyle bir ruhsatlan lojistik liman adı altında bir ucube yaratıldı ve şu an biz bunu yaşıyoruz.


Siyasi iktidarın söylemleri üzerinden sesiz kalan insanlar artık seslerini yavaş yavaş yükseltmeye başladılar. Artık onlar da doğanın bu kadar  tahrip olmasına kendilerinin  de gönülleri razı olmadı. Bu şekilde mücadelemize her zamanki gibi olduğu yerden devam ediyoruz.


Murat Çepni: Yani direnişin başında, bu bir Devlet projesidir diyerek dolayısıyla karşı çıkmakta tereddüt edenler


Halit Yılmaz:  şu anda doğanın bu katliamını gördükçe farklı düşünceler oluşmaya başladı.


Murat Çepni: Bu bir Devlet projesi olarak tanıtıldı ama karşıdaki  Şimşirli taş ocağı özel şirkete doğrudan verildi. Bir beton şirketine ait. Demek ki bir Devlet projesi değil. Şirketlere buraların peşkeş çekildiğinin kanıtları.


Burada önemli bir direniş ortaya koydunuz. Tüm Türkiye İkizdere direnişini örnek aldı. Şimdi direniş ne aşamada?


Halit Yılmaz: Biz köylüler olarak durdurma kararı için dava açtık.  3 Ağustos’ta  Rize adliyesinde mahkememiz vardı. Bu projeyi her an durduracağız umudumuz var. Hiçbir zaman kaybetmedik. Dilerim bu süreç çabuk biter.


Murat Çepni: Buradan İkizdere’lilere, Rizelilere ve Karadenizlilere, ekoloji örgütlerine  ve çevrelerine çağrınız var mı? 


Dışarıda ekoloji örgütlerinin bize destek vermeleri, yanımızda olmaları bir güç oluşturmamız konusunda talebimiz var.


Murat Çepni:  Türkiye yüzölçümünün yarıdan fazlası maden sahası olarak tahsis edilmiş durumda. Böyle bir Türkiye’de yaşıyoruz.


AKP eliyle yürütülen bu politikalar artık yanlış politikalar olmaktan öte bir yıkım politikasına dönüşmüş durumda.


Bu coğrafyayı korumak zorundayız. Ormanları korumak zorundayız. Suları korumak zorundayız. Ağaçları korumak zorundayız. Beton edebiyatı, beton siyaseti sadece ve sadece üç beş tane şirketin cebini doldurur ama milyonlarca insanı geleceksizleştirir ve milyonlarca yılda oluşmuş ekosistemi yok eder.


İşte İkizdere Vadisi’nin yaşadığı budur.


Bu insanların gideceği başka bir yer yok. Ama bunları bu insanlara reva gören iktidar ve onun şirketlerinin paradan başka dinleri, imanları yoktur. Bunların varsa yoksa cepleridir.


Buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz;


Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu;


Suç işliyorsun ve hesap vereceksin.


Öyle yarın, emir verildi yaptım, Tayyip Erdoğan istedi yaptım, emir kuluyum diyerek kurtulamayacaksın.


Her bir kestiğin ağacın hesabını vereceksin.


Bu projeleri hem İkizdere’de hem tüm Türkiye’de durdurun.


Beton yenmez. İnsanların tarıma ihtiyacı var. Ormana ihtiyacı var. Sağlıklı bir ekosisteme ihtiyaç var.


Paradan, ranttan başka;  özgür bir gelecek, demokratik bir ülke, yaşanabilir bir ekosistem düşünen, isteyen insanlara çağrımız var.


Gelin hep birlikte yan yana, omuz omuza verelim, sesimizi yükseltelim ve dur diyelim.


İşte bakın, Şimşirlide taş ocağı açıldığında biz sessiz kaldığımızda, Eskencidere‘de de yaşandığında bir başka köy sessiz kaldığında yarın yaşanamayacak bir İkizdere ile karşı karşıya kalacağız.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi