SAHIPSIZ PATİLERİ BESLEMEK NEREYE KADAR

Türkiye 05.06.2022 - 10:16, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2604+ kez okundu.
 

SAHIPSIZ PATİLERİ BESLEMEK NEREYE KADAR

Bugün 5 Haziran 2022, Pazar. Yönetiminde bulunduğum Avrasya İnşaat ve Yapı Marketleri Grubunun 2020 yılının Nisan ayından beri Askıda Ekmek’ten esinlenerek başarıyla sürdürdüğü SEPETE MAMA KOY & BİR PATİYE CAN OL sosyal sorumluluk projesi kapsamında farklı bir farkındalık günü gerçekleştireceğiz. Farklı, çünkü daha öncekilerde sokağa, ormana terk edilmiş sahipsiz bakıma muhtaç patilere dikkat çekmek ve deneyimli bir ekip olan PATİKA Derneği mensupları ile ormanda muhtelif noktalarda besleme yaparak daha geniş kitlelerin desteğini almaya yönelik farkındalık programları oluşturmuştuk. İki yılı aşkın süredir başarıyla, örnek olacak şekilde sürdürdüğümüz projeden hareketle ve de yaşadığımız çevreye gözleri açık bakan kimlikler olarak fark ettik ki, bu masum patileri beslemek tek başına çözüm değil. Beykoz ilçesinde 20 yıldır başkanlığını Semra Tecimen Hanımın yaptığı PATİKA Doğa ve Yaşama Saygı Derneği ile farklı kişi ve kurumlar Beykoz genelinde sayıları 5 bini bulan patileri muntazaman besliyorlar. Harikulade bir işi yıllardır başarıyorlar. Ancak zaman zaman Patika’da ki dostların bağışların düşmesinden hareketle yetemediklerine dair isyanlarını, yardım çığlıklarını bir yandan işitirken bir yandan da ilçede sahipsiz hayvan nüfusunun hemen her gün arttığına da paylaşımlarından vakıf oluyoruz. Yaşadığım Kadıköy ilçede sahipsiz kediler, köpekler Beykoz’un aksine ormanda değil sokaklarda, evler arasında yaşıyor. Belediyelerin besleme istasyonları yanında pati dostlarının besleme kapları, üniteleri, barınma materyallerine adım başı denk gelebiliyorsunuz. Patilerin obeze kaçan görüntülerinden hiç de beslenme problemleri olmadığını fark ediyor, hatta çevre – sokak sakinlerinin bu can dost duyarlılığından birkaç nedenle rahatsız olduğunu da duyuyoruz, işitiyoruz, okuyoruz. Fazlalık mamaların çevreye yayılması, sokaktan – o çevreden geçen çocuk ve yetişkinlerin maruz kaldığı ölüme varan saldırılar hiç yabancısı olmadığımız konular. Açıkçası her ne kadar “siz korktuğunuzu hissettirmezseniz, tehlike algılatmazsanız size zarar vermezler” diye nutuk atsak da bir arada toplanmış farklı cinslerden onlarca köpeğin arasından geçerken tedirginlik duymamakta her babayiğidin harcı değil. Daha önce hiç yazmadığım, sadece bazı sohbetlerimde dile getirdiğim bir olumsuz faktörü de ayrıca bilmenizi istiyorum. Doğal sütü, yanı köy sütünü şehir yaşamında kendimiz, özellikle de çocuklarımız için daha bir tercih eder, yüksek bedel de ödeyerek satın alırız. Sütlacı, yoğurdu daha bir başka olur. Olur da bilmeden çok zararlı ya da tiksineceğimiz farklı bakterileri de bünyemize alabiliyoruz. Beykoz ilçemiz, yüz ölçüm ve orman alanları olarak İstanbul’un en büyüklerinden. Metropolde köy yaşamının sürdürüldüğü harika bir ilçe. Patiler için sürdürdüğümüz sosyal sorumluluk projemiz ve diğer sosyal aktivitelerim gereği Beykoz’un kırsalına çok çıkarım. İnek besleyen vatandaşlarımız sabahları hayvanlarını ormana salar, hava kararmaya doğru da her hayvan kendi köyünün yolunu tutar, ahırına gider. İşte ormanda başı boş beslenen bu ineklerimizin patilerin saçılmış mamalarına ortak olduğuna, sulaklarından yararlandığına arada şahitte oluruz. Demem o ki, doğal diye aldığımız süt, en tehlikeli sütte olabilir! Hele çocuklarımız için. Devam edeyim. Genelde pati mamalarının mezbahana atıklarından, sakatatlardan hareketle üretildiğini biliriz. Geçtiğimiz ay ABD’de rehabilitasyon merkezinde görevli bir uzmanın ifşa niteliğinde, doğru olmadığını ümit ettiğim yazısını okuyunca adeta nutkum tutuldu. Uzman, “Sokağa pati terk etmek ağır suç olduğundan sokaklarda başıboş hayvan göremezsiniz ama rehabilitasyon ve barınağa düşen hayvanlar birkaç günde sahiplenilmezse itlaf edilir, hatta mama fabrikalarında değerlendirilirler” diyor. Düşünebiliyor musunuz vahameti! Biz ne yapıyoruz? Dostlar, ev ortamında yaşamaya alışmış, doğada kendi başına beslenme kabiliyeti olmayan patilere duyarlı - gönüllü kişi ve kurumların, belediyelerin olanakları ölçüsünde kol kanat olmaları problemi çözemiyor. Taşıma suyla değirmen dönemiyor. İnsandan gördüğü zararlar ile saldırganlaşan, toplumun hatalı yaklaşımı sonucu 'canavara' da dönüşebilen köpeklerin yaşam yeri ormanlar, sokaklar olmamalı. Onlar orada kendi başına yaşayabilmeyi, beslenebilmeyi bilmedikleri gibi kendileri de türlü türlü tehlikelere maruz kalabilmektedirler. Beykoz Belediyesi soruna daha köklü çözüm üretebilmek gayesiyle birkaç yıl önce yıllardır “barınak” formatında patilere ev sahipliği yaptığı uygulamayı da iptal ederek geçtiğimiz yıl hizmet vermeye başlayan Hayvan Rehabilitasyon ve Kısırlaştırma Merkezini inşa etti. Beykoz Ormanları Öğümce mevkiinde tedavi, ameliyat birimlerinden kliniklerine kadar modern bir hastane evsafında inşa edilen komplekste aynı anda yaklaşık 500 kadar köpek ve kedinin tedavisi, bakımı gerçekleştirilebiliyor. İlk açıldığında öylesine, kış döneminde detaylı inceleme olanağımızın olduğu merkezi bugün gerçekleştireceğimiz farkındalık gününün detaylarını konuşmak üzere hafta içinde tekrar ziyaret ettiğimizde farklı bir aşamaya geçtiklerine şahit olduk. Rehabilitasyon merkezinin hemen arkasında ki 300 dönüm orman arazisini bakanlıktan kiralayan belediye, bu alanı tesise entegre ederek binlerce patiyi kontrol ve güven altına almayı hedefliyor. Orman içinde, doğal koşullarda ama etrafı sarılı parsellenmiş alanlarda farklı cins ve yaştaki hayvanları bir arada tutarak besleme, bakım sürecine geçmişler. Pati dostları, gönüllüler bu çevrelenmiş alanda görevliler nezaretinde besleme yapabilecekler, pati sahiplenebilecekler. Henüz yolun başındalar, seneye tüm alanı rantabl kullanabilir hale getirdiklerinde patilere gerçek anlamda can olabilecekler.    Elbette bu adım da yetmeyecek. Dahası için yasal düzenlemeler yanında sıkı takiplerinde yapılması gerekiyor. İnsanlar geçici hevesle pati edinip sonra sokağa, ormana terk etmeyi sürdürdüğü sürece bu sorun hep devam eder. Hükümetimiz batılı ülkelerdeki örneklerden hareketle hukuki anlamda bazı adımlar atmaya başladı. Türkiye'deki hayvanların daha sağlıklı bir hayat yaşayabilmesi için Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılan değişiklik 9 Temmuz 2021 tarihinde TBMM’de kabul edilerek yasalaştı. Bazı cezalar getirildi. Yasayla birlikte İstanbul’da 4 bin kadar olduğu söylenen pet shoplarda 9 Temmuz 2022 tarihinden itibaren kedi köpek satışı yapılamayacak! Genelde çocuğunun bir anlık hevesi için marketten oyuncak alır gibi evine bu canları alıp kısa sürede sokağa – ormana terk edenler, dövüştürüp yaralı bırakanlar, daha çok para kazanmak - satmak için defalarca doğuma zorlayanlar için merkezi yönetimin, belediyelerin artık batılı ülkelerde olduğu gibi yaptırımlar uygulama safhasına geçeceği günlere geliyoruz gibi. Yurt dışında bulunduysanız bizde ki gibi başı boş dolanan köpek görmemişsinizdir; her bir hayvanın vücudundaki chipte tüm yaşamı kayıtlı olduğu için cezaya maruz kalmamak ve de gerekli bilinç düzeyine eriştiklerinden kişiler sırf çocukları eğlensin veya bir süreliğine kendisine arkadaşlık etsin evlerine pati almazlar! Metin uzun birkaç not yine de araya sıkıştırayım… 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu geçici üçüncü maddesi kapsamında 14.07.2021 tarihi öncesinde sahiplenilmiş olan tehlike arz eden hayvanların 6 ay içerisinde kısırlaştırılıp kayıt altına alınması yükümlülüğü getirildi. Kanunun geçici üçüncü maddesi gereğince veteriner kliniklerinde kısırlaştırma işlemleri gerçekleştirilen söz konusu hayvanların, yine Kanun’un geçici dördüncü maddesi gereğince dijital kimliklendirme (mikroçip) ve kayıt altına alma işlemlerini gerçekleştirmek üzere il veya ilçe tarım müdürlüklerine başvurulması zorunlu hale getirildi. Değerli okurlarım sözün özü; keyfiniz geçince, hevesinizi alınca veya bakmakta zorlandığınızda o masumları götürüp ormana bırakmak, sokağa terk etmek yasal müeyyideleri olsun veya olmasın sorunu büyüttüğü gibi insanlığımıza da yakışmıyor! Bir dönem evinizde en iyi dostunuz olan bu canların uyutulmasına neden olmamak için bakabileceğimizi kalıcı sahiplenelim, artmamaları için de kısırlaştırma yoluna gidelim. Onlar o kadar güzel, o kadar masumlar ki. Bugünkü farklı otomobil ve doğa gruplarının konvoy katılımıyla zenginleşecek farkındalık günümüzü anımsatarak tamamlayayım. Ziyaretlerimizde işini aşkla yaptığına şahit olduğumuz, ekibiyle beraber her gün ortalama 120 – 140 arası dış çağrıya da çözüm üretmek durumunda olan Beykoz Belediyesi Veteriner Hizmetleri Müdürü Mücahit Turgut Özdemir Beye teşekkür etmek, yöneticisi olduğu diğer belediyelerce de örnek model kabul edilen tesisi ve işlevini kamuoyuna tanıtmak amacıyla bu kez farkındalık organizasyonumuzu bir dizi etkinlikle burada tamamlamış olacağız.

Bugün 5 Haziran 2022, Pazar. Yönetiminde bulunduğum Avrasya İnşaat ve Yapı Marketleri Grubunun 2020 yılının Nisan ayından beri Askıda Ekmek’ten esinlenerek başarıyla sürdürdüğü SEPETE MAMA KOY & BİR PATİYE CAN OL sosyal sorumluluk projesi kapsamında farklı bir farkındalık günü gerçekleştireceğiz.


Farklı, çünkü daha öncekilerde sokağa, ormana terk edilmiş sahipsiz bakıma muhtaç patilere dikkat çekmek ve deneyimli bir ekip olan PATİKA Derneği mensupları ile ormanda muhtelif noktalarda besleme yaparak daha geniş kitlelerin desteğini almaya yönelik farkındalık programları oluşturmuştuk.


İki yılı aşkın süredir başarıyla, örnek olacak şekilde sürdürdüğümüz projeden hareketle ve de yaşadığımız çevreye gözleri açık bakan kimlikler olarak fark ettik ki, bu masum patileri beslemek tek başına çözüm değil.


Beykoz ilçesinde 20 yıldır başkanlığını Semra Tecimen Hanımın yaptığı PATİKA Doğa ve Yaşama Saygı Derneği ile farklı kişi ve kurumlar Beykoz genelinde sayıları 5 bini bulan patileri muntazaman besliyorlar. Harikulade bir işi yıllardır başarıyorlar. Ancak zaman zaman Patika’da ki dostların bağışların düşmesinden hareketle yetemediklerine dair isyanlarını, yardım çığlıklarını bir yandan işitirken bir yandan da ilçede sahipsiz hayvan nüfusunun hemen her gün arttığına da paylaşımlarından vakıf oluyoruz.


Yaşadığım Kadıköy ilçede sahipsiz kediler, köpekler Beykoz’un aksine ormanda değil sokaklarda, evler arasında yaşıyor. Belediyelerin besleme istasyonları yanında pati dostlarının besleme kapları, üniteleri, barınma materyallerine adım başı denk gelebiliyorsunuz. Patilerin obeze kaçan görüntülerinden hiç de beslenme problemleri olmadığını fark ediyor, hatta çevre – sokak sakinlerinin bu can dost duyarlılığından birkaç nedenle rahatsız olduğunu da duyuyoruz, işitiyoruz, okuyoruz.


Fazlalık mamaların çevreye yayılması, sokaktan – o çevreden geçen çocuk ve yetişkinlerin maruz kaldığı ölüme varan saldırılar hiç yabancısı olmadığımız konular. Açıkçası her ne kadar “siz korktuğunuzu hissettirmezseniz, tehlike algılatmazsanız size zarar vermezler” diye nutuk atsak da bir arada toplanmış farklı cinslerden onlarca köpeğin arasından geçerken tedirginlik duymamakta her babayiğidin harcı değil.


Daha önce hiç yazmadığım, sadece bazı sohbetlerimde dile getirdiğim bir olumsuz faktörü de ayrıca bilmenizi istiyorum.


Doğal sütü, yanı köy sütünü şehir yaşamında kendimiz, özellikle de çocuklarımız için daha bir tercih eder, yüksek bedel de ödeyerek satın alırız. Sütlacı, yoğurdu daha bir başka olur. Olur da bilmeden çok zararlı ya da tiksineceğimiz farklı bakterileri de bünyemize alabiliyoruz.


Beykoz ilçemiz, yüz ölçüm ve orman alanları olarak İstanbul’un en büyüklerinden. Metropolde köy yaşamının sürdürüldüğü harika bir ilçe. Patiler için sürdürdüğümüz sosyal sorumluluk projemiz ve diğer sosyal aktivitelerim gereği Beykoz’un kırsalına çok çıkarım. İnek besleyen vatandaşlarımız sabahları hayvanlarını ormana salar, hava kararmaya doğru da her hayvan kendi köyünün yolunu tutar, ahırına gider. İşte ormanda başı boş beslenen bu ineklerimizin patilerin saçılmış mamalarına ortak olduğuna, sulaklarından yararlandığına arada şahitte oluruz.


Demem o ki, doğal diye aldığımız süt, en tehlikeli sütte olabilir!


Hele çocuklarımız için.


Devam edeyim.


Genelde pati mamalarının mezbahana atıklarından, sakatatlardan hareketle üretildiğini biliriz. Geçtiğimiz ay ABD’de rehabilitasyon merkezinde görevli bir uzmanın ifşa niteliğinde, doğru olmadığını ümit ettiğim yazısını okuyunca adeta nutkum tutuldu. Uzman, “Sokağa pati terk etmek ağır suç olduğundan sokaklarda başıboş hayvan göremezsiniz ama rehabilitasyon ve barınağa düşen hayvanlar birkaç günde sahiplenilmezse itlaf edilir, hatta mama fabrikalarında değerlendirilirler” diyor.


Düşünebiliyor musunuz vahameti!


Biz ne yapıyoruz?


Dostlar, ev ortamında yaşamaya alışmış, doğada kendi başına beslenme kabiliyeti olmayan patilere duyarlı - gönüllü kişi ve kurumların, belediyelerin olanakları ölçüsünde kol kanat olmaları problemi çözemiyor. Taşıma suyla değirmen dönemiyor.


İnsandan gördüğü zararlar ile saldırganlaşan, toplumun hatalı yaklaşımı sonucu 'canavara' da dönüşebilen köpeklerin yaşam yeri ormanlar, sokaklar olmamalı. Onlar orada kendi başına yaşayabilmeyi, beslenebilmeyi bilmedikleri gibi kendileri de türlü türlü tehlikelere maruz kalabilmektedirler.


Beykoz Belediyesi soruna daha köklü çözüm üretebilmek gayesiyle birkaç yıl önce yıllardır “barınak” formatında patilere ev sahipliği yaptığı uygulamayı da iptal ederek geçtiğimiz yıl hizmet vermeye başlayan Hayvan Rehabilitasyon ve Kısırlaştırma Merkezini inşa etti. Beykoz Ormanları Öğümce mevkiinde tedavi, ameliyat birimlerinden kliniklerine kadar modern bir hastane evsafında inşa edilen komplekste aynı anda yaklaşık 500 kadar köpek ve kedinin tedavisi, bakımı gerçekleştirilebiliyor.


İlk açıldığında öylesine, kış döneminde detaylı inceleme olanağımızın olduğu merkezi bugün gerçekleştireceğimiz farkındalık gününün detaylarını konuşmak üzere hafta içinde tekrar ziyaret ettiğimizde farklı bir aşamaya geçtiklerine şahit olduk.


Rehabilitasyon merkezinin hemen arkasında ki 300 dönüm orman arazisini bakanlıktan kiralayan belediye, bu alanı tesise entegre ederek binlerce patiyi kontrol ve güven altına almayı hedefliyor. Orman içinde, doğal koşullarda ama etrafı sarılı parsellenmiş alanlarda farklı cins ve yaştaki hayvanları bir arada tutarak besleme, bakım sürecine geçmişler. Pati dostları, gönüllüler bu çevrelenmiş alanda görevliler nezaretinde besleme yapabilecekler, pati sahiplenebilecekler. Henüz yolun başındalar, seneye tüm alanı rantabl kullanabilir hale getirdiklerinde patilere gerçek anlamda can olabilecekler.   


Elbette bu adım da yetmeyecek. Dahası için yasal düzenlemeler yanında sıkı takiplerinde yapılması gerekiyor. İnsanlar geçici hevesle pati edinip sonra sokağa, ormana terk etmeyi sürdürdüğü sürece bu sorun hep devam eder.


Hükümetimiz batılı ülkelerdeki örneklerden hareketle hukuki anlamda bazı adımlar atmaya başladı. Türkiye'deki hayvanların daha sağlıklı bir hayat yaşayabilmesi için Hayvanları Koruma Kanunu'nda yapılan değişiklik 9 Temmuz 2021 tarihinde TBMM’de kabul edilerek yasalaştı. Bazı cezalar getirildi. Yasayla birlikte İstanbul’da 4 bin kadar olduğu söylenen pet shoplarda 9 Temmuz 2022 tarihinden itibaren kedi köpek satışı yapılamayacak!


Genelde çocuğunun bir anlık hevesi için marketten oyuncak alır gibi evine bu canları alıp kısa sürede sokağa – ormana terk edenler, dövüştürüp yaralı bırakanlar, daha çok para kazanmak - satmak için defalarca doğuma zorlayanlar için merkezi yönetimin, belediyelerin artık batılı ülkelerde olduğu gibi yaptırımlar uygulama safhasına geçeceği günlere geliyoruz gibi.


Yurt dışında bulunduysanız bizde ki gibi başı boş dolanan köpek görmemişsinizdir; her bir hayvanın vücudundaki chipte tüm yaşamı kayıtlı olduğu için cezaya maruz kalmamak ve de gerekli bilinç düzeyine eriştiklerinden kişiler sırf çocukları eğlensin veya bir süreliğine kendisine arkadaşlık etsin evlerine pati almazlar!


Metin uzun birkaç not yine de araya sıkıştırayım… 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu geçici üçüncü maddesi kapsamında 14.07.2021 tarihi öncesinde sahiplenilmiş olan tehlike arz eden hayvanların 6 ay içerisinde kısırlaştırılıp kayıt altına alınması yükümlülüğü getirildi. Kanunun geçici üçüncü maddesi gereğince veteriner kliniklerinde kısırlaştırma işlemleri gerçekleştirilen söz konusu hayvanların, yine Kanun’un geçici dördüncü maddesi gereğince dijital kimliklendirme (mikroçip) ve kayıt altına alma işlemlerini gerçekleştirmek üzere il veya ilçe tarım müdürlüklerine başvurulması zorunlu hale getirildi.


Değerli okurlarım sözün özü; keyfiniz geçince, hevesinizi alınca veya bakmakta zorlandığınızda o masumları götürüp ormana bırakmak, sokağa terk etmek yasal müeyyideleri olsun veya olmasın sorunu büyüttüğü gibi insanlığımıza da yakışmıyor!


Bir dönem evinizde en iyi dostunuz olan bu canların uyutulmasına neden olmamak için bakabileceğimizi kalıcı sahiplenelim, artmamaları için de kısırlaştırma yoluna gidelim.


Onlar o kadar güzel, o kadar masumlar ki.


Bugünkü farklı otomobil ve doğa gruplarının konvoy katılımıyla zenginleşecek farkındalık günümüzü anımsatarak tamamlayayım.


Ziyaretlerimizde işini aşkla yaptığına şahit olduğumuz, ekibiyle beraber her gün ortalama 120 – 140 arası dış çağrıya da çözüm üretmek durumunda olan Beykoz Belediyesi Veteriner Hizmetleri Müdürü Mücahit Turgut Özdemir Beye teşekkür etmek, yöneticisi olduğu diğer belediyelerce de örnek model kabul edilen tesisi ve işlevini kamuoyuna tanıtmak amacıyla bu kez farkındalık organizasyonumuzu bir dizi etkinlikle burada tamamlamış olacağız.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi