TÜİK VERİLERİ İLE GERÇEK ENFLASYON RAKAMLARI ÖRTÜŞMÜYOR

Sendika 02.12.2020 - 09:46, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:38 1512+ kez okundu.
 

TÜİK VERİLERİ İLE GERÇEK ENFLASYON RAKAMLARI ÖRTÜŞMÜYOR

Türkiye Kamu-Sen ve Türk  Eğitim-Sen Rize Şube Başkanı Murat Köseoğlu, enflasyon oranlarının açıklandığını ancak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri ile gerçek enflasyonun örtüşmediğini belirtti. Köseoğlu açıklamasında, “Bütün bu gerçeklere rağmen TÜİK’in açıkladığına göre yıllık enflasyon 11,9 olarak görülmektedir. Buna karşın cebimize yansıyan enflasyonla TÜİK’in enflasyonu örtüşmemekte, yıllardan beri enflasyon hedefi de tutmamaktadır.  TÜİK, gıda enflasyonunu ise şu anda 16,51 olarak hesaplamıştır. Oysa çarşı, pazar enflasyonunun 25’ler düzeyinde olduğu herkesçe kabul edilen bir gerçektir” dedi. SIKINTILI HALE GETİRMEKTEDİR Türkiye Kamu-Sen ve Türk  Eğitim-Sen Rize Şube Başkanı Murat Köseoğlu, son günlerde ekonomide yaşanan gelişmelere ilişkin açıklamasında, “Ülkemiz, bütün dünya ile birlikte geçtiğimiz yılın sonlarında ortaya çıkan küresel bir salgının etkisi altındadır. Uzun zamandan beri bozulan ekonomik dengeler, bu salgının da etkisiyle daha da sıkıntılı hale gelmiştir. Türkiye özelinde, artan döviz ve faizler, enflasyonun da yükselmesine neden olmakta, salgın nedeniyle tüm dünyada üretim ve ulaşım sekteye uğrarken mal ve hizmete erişim daha da güç hale gelmektedir. Bu durum, ülkemizde mutfak masrafı olarak tanımlayabileceğimiz yaşam giderlerinin hızlı bir biçimde zamlanmasına neden olmakta, ücretlerin alım gücünün düşmesi, döviz, gayri menkul gibi yatırım araçları karşısında sürekli erimesi sonucunu doğurmaktadır.” dedi.  VERİLER ÖRTÜŞMÜYOR TÜİK verileri ile gerçek enflasyonun örtüşmediğini açıklayan Köseoğlu, “Bütün bu gerçeklere rağmen TÜİK’in açıkladığına göre yıllık enflasyon 11,9 olarak görülmektedir. Buna karşın cebimize yansıyan enflasyonla TÜİK’in enflasyonu örtüşmemekte, yıllardan beri enflasyon hedefi de tutmamaktadır.  TÜİK, gıda enflasyonunu ise şu anda 16,51 olarak hesaplamıştır. Oysa çarşı, pazar enflasyonunun 25’ler düzeyinde olduğu herkesçe kabul edilen bir gerçektir. Ama memur maaşlarına yapılan zamlar, hedeflenen enflasyon gözetilerek belirlendiği için her yıl memur ve emekliler mağduriyet yaşamakta, çalışanlara yapılan maaş artışları, harcamalara gelen zamların oldukça altında kalmakta, maaşlar erimekte, mutfak yangın yerine dönmekte, çalışanın bütçesi sürekli açık vermektedir.   Bilindiği gibi memur ve emeklilerin 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin maaş artışları 2019 Ağustos’unda yapılan toplu sözleşme görüşmeleri sürecinde belirlenmiştir. Dolayısıyla maaş artışları tespit edilirken COVID-19 salgınının etkileri hesaba katılmamıştır. Bu salgınla daha da bozulan ekonomik denge nedeniyle tüm hesaplar yeniden güncellenmiş, bütün planlar değişmiştir. Dünya böylesine olağanüstü bir dönemden geçerken salgınla mücadelenin baş aktörleri sağlık çalışanları öncülüğünde kamu görevlilerimiz olmuştur. Sokak kısıtlamasının olduğu, insanlarla temasın en aza indirgendiği zamanlarda dahi vatandaşla daima irtibat halinde kalarak her türlü hizmeti sunan fedakâr kamu çalışanları, bu salgın döneminde büyük bir yük altına girmişlerdir. Bütün çalışma süreç ve sistemleri salgına göre yeniden uyarlanan çalışanlarımızın maaşları ise salgın öncesi döneme göre belirlenmiştir. Ekonomik olumsuzlukların 2021 yılında etkisini daha da artıracağı açık bir şekilde görülmektedir.  Şu anda bile resmi enflasyon 11,9 iken 2020 yılı için memur maaşlarına yapılan zam, enflasyon farkı da dahil olmak üzere 9,98’de kalmıştır. Dolayısıyla, bir taraftan salgınla mücadele eden kamu çalışanlarımız bir taraftan da yoklukla, ekonomik zorluklarla mücadele etmektedir. Bütün hesaplar salgına ve yeni ekonomik gerçeklere göre revize edilirken yakın bir zamanda TBMM Genel Kurulu’na gelecek olan 2021 yılı bütçesinde de memur ve emeklilerin maaşlarına ilişkin bir revizyon öngörülmemiş olması, 2021 yılının da tüm çalışanlar açısından bir sıkıntılı geçeceğini göstermektedir. “ ifadelerini kullandı.  EN BÜYÜK DARBE OLACAKTIR Memur ve emeklilere verilecek olan zamlara tepki gösteren Köseoğlu, “Bütün rakamlar ortadayken memur ve emeklileri 2021 yılında 3+3 maaş zammına mahkûm etmek, salgın döneminin kahramanlarına vurulacak en büyük darbe olacaktır. Son bir yıl içinde resmi verilerle dahi gıda enflasyonunun 16,51 olduğu ülkemizde, yeniden değerleme oranı da 9,11 olarak belirlenmiş yani tüm vergi ve harçlara en az 9,11 oranında zam yapılacağı karara bağlanmıştır. Bu gerçeğe rağmen memur ve emekli maaşlarına yıllık kümülatif 6,1 zam yapmak adaletle de bağdaşmayan bir durum olacaktır. Devletin alacaklarına 9,11 zam yaparken maaşlara 6,1 artış öngörmesi kabul edilemez, hakkaniyetle de bağdaşmaz. Gerek Merkezi Yönetim Bütçesi gerekse diğer kanunlarla gelir dağılımını iyileştirmek, çalışanların yaşadığı sıkıntıyı gidermek TBMM’nin elindedir. Çalışan ve emeklilerimiz özellikle Bütçe Kanununda toplu sözleşmenin defolarının düzeltilmesi, salgın nedeniyle darbe yiyen bütçelerine destek yapılması ve alım güçlerinin biraz olsun korunması için milletvekilleri ve siyasi partilerimizden beklenti içindedir.   Bütün bu gelişmeler karşısında yakında başlayacak bütçe maratonu ile birlikte TBMM’de bir “Memur Paketi” hazırlanmasını istiyoruz. Bu paketle, yaşadığımız ekonomik sıkıntıları giderecek bir düzenlemeye ihtiyacımız vardır. Salgının bozduğu çalışan bütçesinin iyileştirilmesi, elektrik, doğalgaz, gıda, ulaşım gibi harcama kalemlerinde dar ve sabit gelirlileri ekonomik uçuruma sürükleyen zamların yükünün hafifletilmesi en büyük arzumuzdur. TBMM ve milletvekillerimizden bütçede yapılacak bir düzenleme ile memur sorunlarını çözecek, bu olağanüstü salgın günlerinde fedakar hizmetleriyle gönülleri fetheden kamu çalışanlarına elle tutulur bir iyileştirme sağlayacak bir girişim beklemekteyiz. Memur paketi bir an önce hayata geçsin.” dedi.  

Türkiye Kamu-Sen ve Türk  Eğitim-Sen Rize Şube Başkanı Murat Köseoğlu, enflasyon oranlarının açıklandığını ancak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri ile gerçek enflasyonun örtüşmediğini belirtti.


Köseoğlu açıklamasında, “Bütün bu gerçeklere rağmen TÜİK’in açıkladığına göre yıllık enflasyon 11,9 olarak görülmektedir. Buna karşın cebimize yansıyan enflasyonla TÜİK’in enflasyonu örtüşmemekte, yıllardan beri enflasyon hedefi de tutmamaktadır.  TÜİK, gıda enflasyonunu ise şu anda 16,51 olarak hesaplamıştır. Oysa çarşı, pazar enflasyonunun 25’ler düzeyinde olduğu herkesçe kabul edilen bir gerçektir” dedi.


SIKINTILI HALE GETİRMEKTEDİR


Türkiye Kamu-Sen ve Türk  Eğitim-Sen Rize Şube Başkanı Murat Köseoğlu, son günlerde ekonomide yaşanan gelişmelere ilişkin açıklamasında, “Ülkemiz, bütün dünya ile birlikte geçtiğimiz yılın sonlarında ortaya çıkan küresel bir salgının etkisi altındadır. Uzun zamandan beri bozulan ekonomik dengeler, bu salgının da etkisiyle daha da sıkıntılı hale gelmiştir. Türkiye özelinde, artan döviz ve faizler, enflasyonun da yükselmesine neden olmakta, salgın nedeniyle tüm dünyada üretim ve ulaşım sekteye uğrarken mal ve hizmete erişim daha da güç hale gelmektedir. Bu durum, ülkemizde mutfak masrafı olarak tanımlayabileceğimiz yaşam giderlerinin hızlı bir biçimde zamlanmasına neden olmakta, ücretlerin alım gücünün düşmesi, döviz, gayri menkul gibi yatırım araçları karşısında sürekli erimesi sonucunu doğurmaktadır.” dedi.


 VERİLER ÖRTÜŞMÜYOR


TÜİK verileri ile gerçek enflasyonun örtüşmediğini açıklayan Köseoğlu, “Bütün bu gerçeklere rağmen TÜİK’in açıkladığına göre yıllık enflasyon 11,9 olarak görülmektedir. Buna karşın cebimize yansıyan enflasyonla TÜİK’in enflasyonu örtüşmemekte, yıllardan beri enflasyon hedefi de tutmamaktadır.  TÜİK, gıda enflasyonunu ise şu anda 16,51 olarak hesaplamıştır. Oysa çarşı, pazar enflasyonunun 25’ler düzeyinde olduğu herkesçe kabul edilen bir gerçektir. Ama memur maaşlarına yapılan zamlar, hedeflenen enflasyon gözetilerek belirlendiği için her yıl memur ve emekliler mağduriyet yaşamakta, çalışanlara yapılan maaş artışları, harcamalara gelen zamların oldukça altında kalmakta, maaşlar erimekte, mutfak yangın yerine dönmekte, çalışanın bütçesi sürekli açık vermektedir.   Bilindiği gibi memur ve emeklilerin 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin maaş artışları 2019 Ağustos’unda yapılan toplu sözleşme görüşmeleri sürecinde belirlenmiştir. Dolayısıyla maaş artışları tespit edilirken COVID-19 salgınının etkileri hesaba katılmamıştır. Bu salgınla daha da bozulan ekonomik denge nedeniyle tüm hesaplar yeniden güncellenmiş, bütün planlar değişmiştir. Dünya böylesine olağanüstü bir dönemden geçerken salgınla mücadelenin baş aktörleri sağlık çalışanları öncülüğünde kamu görevlilerimiz olmuştur. Sokak kısıtlamasının olduğu, insanlarla temasın en aza indirgendiği zamanlarda dahi vatandaşla daima irtibat halinde kalarak her türlü hizmeti sunan fedakâr kamu çalışanları, bu salgın döneminde büyük bir yük altına girmişlerdir. Bütün çalışma süreç ve sistemleri salgına göre yeniden uyarlanan çalışanlarımızın maaşları ise salgın öncesi döneme göre belirlenmiştir. Ekonomik olumsuzlukların 2021 yılında etkisini daha da artıracağı açık bir şekilde görülmektedir.  Şu anda bile resmi enflasyon 11,9 iken 2020 yılı için memur maaşlarına yapılan zam, enflasyon farkı da dahil olmak üzere 9,98’de kalmıştır. Dolayısıyla, bir taraftan salgınla mücadele eden kamu çalışanlarımız bir taraftan da yoklukla, ekonomik zorluklarla mücadele etmektedir. Bütün hesaplar salgına ve yeni ekonomik gerçeklere göre revize edilirken yakın bir zamanda TBMM Genel Kurulu’na gelecek olan 2021 yılı bütçesinde de memur ve emeklilerin maaşlarına ilişkin bir revizyon öngörülmemiş olması, 2021 yılının da tüm çalışanlar açısından bir sıkıntılı geçeceğini göstermektedir. “ ifadelerini kullandı. 


EN BÜYÜK DARBE OLACAKTIR


Memur ve emeklilere verilecek olan zamlara tepki gösteren Köseoğlu, “Bütün rakamlar ortadayken memur ve emeklileri 2021 yılında 3+3 maaş zammına mahkûm etmek, salgın döneminin kahramanlarına vurulacak en büyük darbe olacaktır. Son bir yıl içinde resmi verilerle dahi gıda enflasyonunun 16,51 olduğu ülkemizde, yeniden değerleme oranı da 9,11 olarak belirlenmiş yani tüm vergi ve harçlara en az 9,11 oranında zam yapılacağı karara bağlanmıştır. Bu gerçeğe rağmen memur ve emekli maaşlarına yıllık kümülatif 6,1 zam yapmak adaletle de bağdaşmayan bir durum olacaktır. Devletin alacaklarına 9,11 zam yaparken maaşlara 6,1 artış öngörmesi kabul edilemez, hakkaniyetle de bağdaşmaz. Gerek Merkezi Yönetim Bütçesi gerekse diğer kanunlarla gelir dağılımını iyileştirmek, çalışanların yaşadığı sıkıntıyı gidermek TBMM’nin elindedir. Çalışan ve emeklilerimiz özellikle Bütçe Kanununda toplu sözleşmenin defolarının düzeltilmesi, salgın nedeniyle darbe yiyen bütçelerine destek yapılması ve alım güçlerinin biraz olsun korunması için milletvekilleri ve siyasi partilerimizden beklenti içindedir.   Bütün bu gelişmeler karşısında yakında başlayacak bütçe maratonu ile birlikte TBMM’de bir “Memur Paketi” hazırlanmasını istiyoruz. Bu paketle, yaşadığımız ekonomik sıkıntıları giderecek bir düzenlemeye ihtiyacımız vardır. Salgının bozduğu çalışan bütçesinin iyileştirilmesi, elektrik, doğalgaz, gıda, ulaşım gibi harcama kalemlerinde dar ve sabit gelirlileri ekonomik uçuruma sürükleyen zamların yükünün hafifletilmesi en büyük arzumuzdur. TBMM ve milletvekillerimizden bütçede yapılacak bir düzenleme ile memur sorunlarını çözecek, bu olağanüstü salgın günlerinde fedakar hizmetleriyle gönülleri fetheden kamu çalışanlarına elle tutulur bir iyileştirme sağlayacak bir girişim beklemekteyiz. Memur paketi bir an önce hayata geçsin.” dedi.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi