ÜNİVERSİTE MEZUNLARI DİPLOMALI CAHİL OLARAK HAYATA ATILIYOR’

Eğitim 03.09.2021 - 12:15, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2441+ kez okundu.
 

ÜNİVERSİTE MEZUNLARI DİPLOMALI CAHİL OLARAK HAYATA ATILIYOR’

İkizdere eski Belediye Başkanı Hasan Kösoğlu’her il’e Üniversite açılamasının yanlışlığına değinerek ’diplomalı cahil gençlik hayata atılmıştır dedi.    ‘’Bir Milletin Geleceği Olan Üniversiteler’’ başlığıyla sosyal medyada açıklamada bulunan eski AKP’den üç dönem seçilen Belediye Başkanı Hasan Kösoğlu’nun açıklaması dikkat çekici.      Başkan Hasan Kösoğlu’nun açıklaması şöyle’ ’Bir Milletin varlığını koruyabilmesi için, Güçlü Devleti olmalı ve bunun içinde Eğitim ve öğretimi güçlü olmalıdır. Eğitim ve öğretimin kalitesi, Devletin gücü ile doğru orantılıdır.   Bugün, ülkemizde bu konuda büyük bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Eğitim ve öğretim kalitemiz maalesef yerlerde sürünüyor.    Şunu söylemek isterim ki, her İl'e bir üniversite açılması son derece yanlış olmuştur. Eğitimi verecek kadrolardan yoksun, adı üniversite olan okullardan mezun olan çok ama pek çok kişi “diplomalı cahil" olarak hayata atılmıştır. Her İl'e bir üniversite, her ilçe ye bir yüksekokul açılması; sosyal ve ekonomik yönden o il ve ilçelere katkı sağlamıştır, faydası olmuştur ama karşılığında yeterli eğitim alamamış bir sürü diplomalı fakat iş bilmeyen sorunlu gençlerimiz topluma katılmıştır. Bilgi ve becerisi olmayan binlerce işsiz ama"üniversite diploması" olan gençler sokaklarda dolaşmaktadır. Bu durum ülkemizin geleceği açısından büyük bir tehlike arz etmektedir. Bir ülkede herkesin üniversite okuması şart değildir. Herkesin, bilgi, becerisi, yapabileceği işler farklıdır. Orta öğretim çağında çocuklarımız, becerilerine göre yönlendirilmeli ve hayata hazırlandırılmalıdır.     Bizim dönemlerde " sanat okulları" meslek liselerinde, iyi bir eğitim öğretim verilerek gençler bir meslek sahibi olarak hayata atılırlardı. Maalesef geçmiş yıllarda, İmam Hatip okullarının önünü kesmek için, meslek liselerini mahveden zihniyet ülkeye büyük zararlar vermiştir. Her İl'e bir üniversite açılınca, pek çok üniversitelerde akademisyen eğitimci bulunamayınca, lise öğretmenleri bile üniversitelere derslere girmek zorunda kalmıştır. İşin daha acı yönü de akademik kadroların oluşturulabilmesi içinde, hiç de hakkı olmayan yetersiz binlerce kişiye de akademik unvanlar verilerek kadroların tamamlanması yönüne gidilmiştir. Bu ise, daha da kötü bir durum ortaya koymuş, “Bilgisiz, yeteneksiz ünvanlı “hocalar okulları doldurmuştur... Yeteneksiz bir eğitimciden, iyi bir talebenin yetişmesi pek de beklenemez. Bugün ülkemizde 300 civarında üniversitemiz mevcuttur. Âmâ dünyada ki sıralamaya bakınca acınacak haldeyiz... Büyük şehirlerde, apartmanları üniversite yapan pek çok vakıf üniversitesi vardır. Üniversite bir kültürdür, üniversite bir kampüs içinde olmalı, öğrenci psikolojik olarak üniversitede okuduğunu hissetmelidir. Mahalle aralarında, apartman dairelerinde üniversite eğitimi olmamalıdır. Türkiye'de seçilecek 10-15 bölgede üniversiteler olmalı, eğitim kadroları gerçek anlamda güçlü olmalı ve kaliteli bir eğitim verilmelidir. Meslek liselerini eski işlevlerine tekrar kavuşturmalıdır. Kaliteli bir eğitim, Devletin temel görevi olmalıdır. Egitim-ögretim millî olmalıdır. Her iktidar değişikliğinde hatta aynı iktidarın Bakan değişikliğinde eğitim öğretim metodu değişirse vay halimize. Yeterli eğitim alamamış insanlar, Devletin yönetiminde büyük sıkıntı yaşar ve yaşatırlar... Hele hele hukuk ve tıp dalında yetersiz eğitim ve öğretim çok önemli sıkıntılar yaratır. Şimdi bir ilimizde vali olan değerli bir arkadaşımdan duyduğum bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Rusya'da devlet kadrolarına atanan yöneticiler hakkında. Rusya'da en iyi üniversitelerde Okuyan her branştaki en başarılı öğrenciler, üniversiteyi bitirince,4-5 yıl daha bir eğitime alınıyorlar ve bu başarılı öğrencilere aşırı Rus milliyetçiliği altında pek çok bilgi yüklüyorlar, her konuda çok bilgili ve çok iyi yetiştirilen bu kişilerden branşlarına göre “Devlet adamı, yönetici "olarak atamaları yapılıyor. Mesela, bir il müdürü atanacaksa bu kişilerden atanıyor. Konusuna vakıf, devletine bağlı ve bilgi dolu, vasıflı bu kişilerle devlet idare ediliyor. Keşke, bizde de böyle olsa, liyakatli, yetişmiş kişiler devletin yönetici kadrolarına atanmış olsa. Bu yıl üniversite imtihanlarına girenlerin yüzde seksen den fazlası üniversite kazandırıldı... Sokaklarda gezen on binlerce işsiz üniversite mezunu sayısını artırmaktan başka bir şey yapacağımız yok. Gençlere de Devletimize de yazık oluyor. Bir idareci için en büyük üzüntü kaynağı; çalışmak isteyenlere, “iş yok" demek olmamalıdır. Allah Devletimizin de, gençlerimizin de, hepimizin yardımcısı olsun’’.

İkizdere eski Belediye Başkanı Hasan Kösoğlu’her il’e Üniversite açılamasının yanlışlığına değinerek ’diplomalı cahil gençlik hayata atılmıştır dedi.

  
‘’Bir Milletin Geleceği Olan Üniversiteler’’ başlığıyla sosyal medyada açıklamada bulunan eski AKP’den üç dönem seçilen Belediye Başkanı Hasan Kösoğlu’nun açıklaması dikkat çekici.

    
Başkan Hasan Kösoğlu’nun açıklaması şöyle’ ’Bir Milletin varlığını koruyabilmesi için, Güçlü Devleti olmalı ve bunun içinde Eğitim ve öğretimi güçlü olmalıdır. Eğitim ve öğretimin kalitesi, Devletin gücü ile doğru orantılıdır.

 
Bugün, ülkemizde bu konuda büyük bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Eğitim ve öğretim kalitemiz maalesef yerlerde sürünüyor.

  
Şunu söylemek isterim ki, her İl'e bir üniversite açılması son derece yanlış olmuştur. Eğitimi verecek kadrolardan yoksun, adı üniversite olan okullardan mezun olan çok ama pek çok kişi “diplomalı cahil" olarak hayata atılmıştır. Her İl'e bir üniversite, her ilçe ye bir yüksekokul açılması; sosyal ve ekonomik yönden o il ve ilçelere katkı sağlamıştır, faydası olmuştur ama karşılığında yeterli eğitim alamamış bir sürü diplomalı fakat iş bilmeyen sorunlu gençlerimiz topluma katılmıştır. Bilgi ve becerisi olmayan binlerce işsiz ama"üniversite diploması" olan gençler sokaklarda dolaşmaktadır. Bu durum ülkemizin geleceği açısından büyük bir tehlike arz etmektedir. Bir ülkede herkesin üniversite okuması şart değildir. Herkesin, bilgi, becerisi, yapabileceği işler farklıdır. Orta öğretim çağında çocuklarımız, becerilerine göre yönlendirilmeli ve hayata hazırlandırılmalıdır.

   
Bizim dönemlerde " sanat okulları" meslek liselerinde, iyi bir eğitim öğretim verilerek gençler bir meslek sahibi olarak hayata atılırlardı. Maalesef geçmiş yıllarda, İmam Hatip okullarının önünü kesmek için, meslek liselerini mahveden zihniyet ülkeye büyük zararlar vermiştir.


Her İl'e bir üniversite açılınca, pek çok üniversitelerde akademisyen eğitimci bulunamayınca, lise öğretmenleri bile üniversitelere derslere girmek zorunda kalmıştır. İşin daha acı yönü de akademik kadroların oluşturulabilmesi içinde, hiç de hakkı olmayan yetersiz binlerce kişiye de akademik unvanlar verilerek kadroların tamamlanması yönüne gidilmiştir. Bu ise, daha da kötü bir durum ortaya koymuş, “Bilgisiz, yeteneksiz ünvanlı “hocalar okulları doldurmuştur... Yeteneksiz bir eğitimciden, iyi bir talebenin yetişmesi pek de beklenemez. Bugün ülkemizde 300 civarında üniversitemiz mevcuttur. Âmâ dünyada ki sıralamaya bakınca acınacak haldeyiz...


Büyük şehirlerde, apartmanları üniversite yapan pek çok vakıf üniversitesi vardır. Üniversite bir kültürdür, üniversite bir kampüs içinde olmalı, öğrenci psikolojik olarak üniversitede okuduğunu hissetmelidir. Mahalle aralarında, apartman dairelerinde üniversite eğitimi olmamalıdır.


Türkiye'de seçilecek 10-15 bölgede üniversiteler olmalı, eğitim kadroları gerçek anlamda güçlü olmalı ve kaliteli bir eğitim verilmelidir. Meslek liselerini eski işlevlerine tekrar kavuşturmalıdır.


Kaliteli bir eğitim, Devletin temel görevi olmalıdır. Egitim-ögretim millî olmalıdır. Her iktidar değişikliğinde hatta aynı iktidarın Bakan değişikliğinde eğitim öğretim metodu değişirse vay halimize. Yeterli eğitim alamamış insanlar, Devletin yönetiminde büyük sıkıntı yaşar ve yaşatırlar... Hele hele hukuk ve tıp dalında yetersiz eğitim ve öğretim çok önemli sıkıntılar yaratır.


Şimdi bir ilimizde vali olan değerli bir arkadaşımdan duyduğum bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Rusya'da devlet kadrolarına atanan yöneticiler hakkında. Rusya'da en iyi üniversitelerde Okuyan her branştaki en başarılı öğrenciler, üniversiteyi bitirince,4-5 yıl daha bir eğitime alınıyorlar ve bu başarılı öğrencilere aşırı Rus milliyetçiliği altında pek çok bilgi yüklüyorlar, her konuda çok bilgili ve çok iyi yetiştirilen bu kişilerden branşlarına göre “Devlet adamı, yönetici "olarak atamaları yapılıyor. Mesela, bir il müdürü atanacaksa bu kişilerden atanıyor. Konusuna vakıf, devletine bağlı ve bilgi dolu, vasıflı bu kişilerle devlet idare ediliyor.


Keşke, bizde de böyle olsa, liyakatli, yetişmiş kişiler devletin yönetici kadrolarına atanmış olsa.


Bu yıl üniversite imtihanlarına girenlerin yüzde seksen den fazlası üniversite kazandırıldı... Sokaklarda gezen on binlerce işsiz üniversite mezunu sayısını artırmaktan başka bir şey yapacağımız yok. Gençlere de Devletimize de yazık oluyor. Bir idareci için en büyük üzüntü kaynağı; çalışmak isteyenlere, “iş yok" demek olmamalıdır. Allah Devletimizin de, gençlerimizin de, hepimizin yardımcısı olsun’’.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi