Rizeli hemşerilerim, bu haberi okusunlar

Rize 18.08.2022 - 12:10, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 3120+ kez okundu.
 

Rizeli hemşerilerim, bu haberi okusunlar

Ne idik, Ne olduk?   Sözcü Gazetesi’ muhabiri Elif Çavuş’un bir haberi, beni alıp Batum (Gürcistan’a) götürdü. Özellikle genç meslektaşımı, bir iletişim hocası olarak kutluyorum. Acı, fakat gerçek, bir habere imzasını attı. Haberin özeti şu: Türk lirası Gürcistan parası karşısında değer kaybedince, Sarp Kapısı’ndan giriş yapan Gürcüler, Aliş-veriş için Artvin-Kemalpaşa ilçesine akın ediyorlar. Batum- Kemalpaşa ilçesi arası 15 kilometre.   Nedeni basit. TL, Gürcistan para birimi karşısında değer kaybedince, yabancılar için Türkiye tatil ve Aliş-veriş cenneti oldu. Rizeli hemşerilerim, bu haberi okusunlar… Ve iyi düşünsünler…   2010 yılında yazdığım yazımın bir bölümünü aynen aktarıyorum..   “Sevgili Okurlarım, herkes kurban telaşında. Kurbanlıklar bir yıl öncesine göre yüzde yüz arttı. Dar gelirliler kara kara düşünürken, bizim Karadenizliler; kendilerine göre çözüm bulmuşlar.   Batum’da en iyi, hormonsuz etin kilosu 9 TL Türkiye’de ise canlı hayvanın kilosu 11–12 TL. Anlayacağınız, Batum’da 150 kilo et verecek bir hayvanın fiyatı 1500 TL iken, bizde aynı hayvan; 5 bin TL’den satılıyor. Üç kat fazla.”    Kurbanı; Batum’da kesmeye karar verdik. Bizim çocuklara vekâleti verdik. Kan akıtmaksa akacak, fakirlere dağıtmaksa; Batum’da fakir Müslüman çok. Dönüşte de 5–10 kilo eti Gümrük’ten geçirmek de yasalmış.   Bu ayıp bize yeter… Asıl ayıp ise, Türkiye’de hayvancılığı ve tarımı bitirenlere ve bizi dışa bağımlı yapanlara…   2010 yılında… Basitleştirirsek…100TL, 150 Gürcistan Larisi ediyordu. Türk liramız yüzde elli daha değerliydi.. Bugün ise 100 TL, 34 Lari ediyor. Türk lirası Gürcistan para birimi karşısında,150 TL’den 34 TL’ye düştü. Hesap ortada… Sonuç: 1 Gürcistan Larisi= 6,45 Türk lirası…   Bundan 10 yıl önce. Rize ve ilçelerinde yaşayan vatandaşlarımız,  Yarım saat mesafedeki Gürcistan sınırına gidip, başta benzin ve gıda maddeleri başta olmak üzere, her şeyi üçte bir fiyatına Batum’dan alıyorlardı.   Çay-Fındık ve inşaat işçileri Batum’dan geliyordu. Şimdi işler tersine döndü. Gürcüler gelip bizden alış-veriş yapıp gidiyorlar…İşçiler gelmiyor..   İşte tablo..   Peki, hayvancılıkta durum ne? 12 yıl önceki yazımdan devam edelim..   ..35–40 yıl öncesini hatırlarım. Sadece bizim köye ait Kaçkar-Sırt yaylasına giden 300 ailenin yarısından çoğu büyük hayvancılık yapar, diğer ailelerin de en az 10 adet inekleri olurdu. Kendi kendilerine yetiyorlardı. Son10 yıldan beri; aynı yaylada inek besleyen ailenin sayısı 3-5’i geçmiyor. Hayvancılığı bitirdik. Artık, Kurbanlık hayvanlarını bile ithal ediyoruz.   ..Türk tarımı ve hayvancılığı içerden beceriksiz, basiretsiz, teslimiyetçi politikalarla ve dışarıdan yapılan baskılar sonucu bitirdik.   Batı, 20 yıl sonrasına, gıda ve hayvancılık alanında çalışma yaparken, biz; iki gün sonrasında ne yapacağımızı bilmiyoruz. Türk tarımı ve hayvancılığını çökerttik. Batı, gıda güvenliğini elinde tutarken, Türkiye artık her alanda dışa bağımlı oldu. Bütün gıdaların, tohumların genetiğini değiştirdiler. Teknolojiyi elde eden, dünyayı, gıdayı elinde tutanlar ise insanlığa hükmeder. Anlayacağınız sağlığımız, geleceğimiz artık başkasının elinde.   2009 yılında; yurtdışından gelen tarım ürünleri için 10 milyar dolar ödendi. Türkiye 2003 yılında ABD’den hiç buğday ithalatı yapmazken, 2007 yılında 12 milyon dolarlık buğday aldık. 2005 yılına kadar Türkiye hububat ihraç ederken, aynı yıldan sonra ithalatçı olduk. Türkiye 1988 yılında toplam işlenen tarım alanı 24,7 milyon hektarken, 2010 yılında bu alan yarıya düştü. Hayvancılıkta ise yüzde 60 azalma var. Kurbanlık hayvanları dâhi yurtdışından ithal etmeye başladık.   Ve en önemlisi… Sevgili okurlarım, benim gibi köy kökenli olanlar bilirler. Bizim köyde, mezrada bin yıllık tarım ürünlerimiz vardır. (Mısır, patates, fasulye ve diğerleri) Her yıl ekilir, biçilir, iyi tohumlar saklanır, ertesi yıl kullanılır. Aman, siz siz olun bu tohumlara sahip çıkın. Geleceğiniz ve sağlığınız bu tohumlara bağlı olabilir. Altından bile kıymetlidir. Mutlaka bunlara sahip çıkın. Gerçek hayvanların nesillerini, daha çok süt ve et alacağız bahanesiyle bitirdik. Hiç olmazsa, varsa bu tohumları koruyun ve gelecek nesillere teslim edin.!

Ne idik, Ne olduk?

 

Sözcü Gazetesi’ muhabiri Elif Çavuş’un bir haberi, beni alıp Batum (Gürcistan’a) götürdü. Özellikle genç meslektaşımı, bir iletişim hocası olarak kutluyorum. Acı, fakat gerçek, bir habere imzasını attı.

Haberin özeti şu: Türk lirası Gürcistan parası karşısında değer kaybedince, Sarp Kapısı’ndan giriş yapan Gürcüler, Aliş-veriş için Artvin-Kemalpaşa ilçesine akın ediyorlar. Batum- Kemalpaşa ilçesi arası 15 kilometre.

 

Nedeni basit. TL, Gürcistan para birimi karşısında değer kaybedince, yabancılar için Türkiye tatil ve Aliş-veriş cenneti oldu. Rizeli hemşerilerim, bu haberi okusunlar… Ve iyi düşünsünler…

 

2010 yılında yazdığım yazımın bir bölümünü aynen aktarıyorum..

 

“Sevgili Okurlarım, herkes kurban telaşında. Kurbanlıklar bir yıl öncesine göre yüzde yüz arttı. Dar gelirliler kara kara düşünürken, bizim Karadenizliler; kendilerine göre çözüm bulmuşlar.

 

Batum’da en iyi, hormonsuz etin kilosu 9 TL Türkiye’de ise canlı hayvanın kilosu 11–12 TL. Anlayacağınız, Batum’da 150 kilo et verecek bir hayvanın fiyatı 1500 TL iken, bizde aynı hayvan; 5 bin TL’den satılıyor. Üç kat fazla.”

 

 Kurbanı; Batum’da kesmeye karar verdik. Bizim çocuklara vekâleti verdik. Kan akıtmaksa akacak, fakirlere dağıtmaksa; Batum’da fakir Müslüman çok. Dönüşte de 5–10 kilo eti Gümrük’ten geçirmek de yasalmış.

 

Bu ayıp bize yeter… Asıl ayıp ise, Türkiye’de hayvancılığı ve tarımı bitirenlere ve bizi dışa bağımlı yapanlara…

 

2010 yılında… Basitleştirirsek…100TL, 150 Gürcistan Larisi ediyordu. Türk liramız yüzde elli daha değerliydi.. Bugün ise 100 TL, 34 Lari ediyor. Türk lirası Gürcistan para birimi karşısında,150 TL’den 34 TL’ye düştü. Hesap ortada… Sonuç: 1 Gürcistan Larisi= 6,45 Türk lirası…

 

Bundan 10 yıl önce. Rize ve ilçelerinde yaşayan vatandaşlarımız,  Yarım saat mesafedeki Gürcistan sınırına gidip, başta benzin ve gıda maddeleri başta olmak üzere, her şeyi üçte bir fiyatına Batum’dan alıyorlardı.

 

Çay-Fındık ve inşaat işçileri Batum’dan geliyordu. Şimdi işler tersine döndü. Gürcüler gelip bizden alış-veriş yapıp gidiyorlar…İşçiler gelmiyor..

 

İşte tablo..

 

Peki, hayvancılıkta durum ne? 12 yıl önceki yazımdan devam edelim..

 

..35–40 yıl öncesini hatırlarım. Sadece bizim köye ait Kaçkar-Sırt yaylasına giden 300 ailenin yarısından çoğu büyük hayvancılık yapar, diğer ailelerin de en az 10 adet inekleri olurdu. Kendi kendilerine yetiyorlardı. Son10 yıldan beri; aynı yaylada inek besleyen ailenin sayısı 3-5’i geçmiyor. Hayvancılığı bitirdik. Artık, Kurbanlık hayvanlarını bile ithal ediyoruz.

 

..Türk tarımı ve hayvancılığı içerden beceriksiz, basiretsiz, teslimiyetçi politikalarla ve dışarıdan yapılan baskılar sonucu bitirdik.

 

Batı, 20 yıl sonrasına, gıda ve hayvancılık alanında çalışma yaparken, biz; iki gün sonrasında ne yapacağımızı bilmiyoruz. Türk tarımı ve hayvancılığını çökerttik. Batı, gıda güvenliğini elinde tutarken, Türkiye artık her alanda dışa bağımlı oldu. Bütün gıdaların, tohumların genetiğini değiştirdiler. Teknolojiyi elde eden, dünyayı, gıdayı elinde tutanlar ise insanlığa hükmeder. Anlayacağınız sağlığımız, geleceğimiz artık başkasının elinde.

 

2009 yılında; yurtdışından gelen tarım ürünleri için 10 milyar dolar ödendi. Türkiye 2003 yılında ABD’den hiç buğday ithalatı yapmazken, 2007 yılında 12 milyon dolarlık buğday aldık. 2005 yılına kadar Türkiye hububat ihraç ederken, aynı yıldan sonra ithalatçı olduk. Türkiye 1988 yılında toplam işlenen tarım alanı 24,7 milyon hektarken, 2010 yılında bu alan yarıya düştü. Hayvancılıkta ise yüzde 60 azalma var. Kurbanlık hayvanları dâhi yurtdışından ithal etmeye başladık.

 

Ve en önemlisi… Sevgili okurlarım, benim gibi köy kökenli olanlar bilirler. Bizim köyde, mezrada bin yıllık tarım ürünlerimiz vardır. (Mısır, patates, fasulye ve diğerleri) Her yıl ekilir, biçilir, iyi tohumlar saklanır, ertesi yıl kullanılır. Aman, siz siz olun bu tohumlara sahip çıkın. Geleceğiniz ve sağlığınız bu tohumlara bağlı olabilir. Altından bile kıymetlidir. Mutlaka bunlara sahip çıkın. Gerçek hayvanların nesillerini, daha çok süt ve et alacağız bahanesiyle bitirdik. Hiç olmazsa, varsa bu tohumları koruyun ve gelecek nesillere teslim edin.!

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi