ARTIK MUTFAKLARA GİRMESİ DAHA DA ZORLAŞTI

Ciğer Artık Lüks Oldu: Artan Gıda Fiyatları ve Halkın Alım Gücü

Son yıllarda Türkiye’de temel gıda fiyatlarında yaşanan artış, vatandaşların sofralarını doğrudan etkiliyor. Eskiden ekonomik bir seçenek olarak görülen sakatatlar, özellikle ciğer, artık neredeyse lüks kategorisine girmiş durumda. Peki, ciğerin bu kadar pahalanmasının arkasında hangi sebepler yatıyor? Kuzu ciğerinin kilosu 1.200 TL’ye, dana ciğerinin kilosu ise marketlerde 700 TL’yi buldu  .Vatandaşlar bu durum karşısında nasıl bir çözüm arıyor? Ciğerin Ucuz Alternatif Olmaktan Çıkışı Bir dönem, kırmızı ete göre çok daha uygun fiyatlı olmasıyla bilinen ciğer, özellikle dar gelirli vatandaşlar tarafından sıkça tüketiliyordu. Ancak son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar, enflasyonist baskılar ve hayvancılık sektöründeki maliyet artışları, ciğerin de fiyatlarını hızla yukarı çekti. Bugün, kasap ve market raflarında ciğerin kilosu kırmızı etle yarışır hale geldi. Bu durum, özellikle düşük gelirli kesim için büyük bir sıkıntı yaratıyor. Hayvancılık Maliyetleri ve Üretim Sorunları Ciğer fiyatlarının yükselmesinin ana nedenlerinden biri, hayvancılık sektöründe yaşanan maliyet artışları. Hayvan yemlerinin fiyatı döviz kurlarına bağlı olarak ciddi şekilde yükseldi. Çiftçiler ve besiciler, yem maliyetlerinin yanı sıra veteriner giderleri, enerji maliyetleri ve lojistik masraflarındaki artışlarla mücadele etmek zorunda kaldı. Bu durum, et ve sakatat fiyatlarının genel olarak yükselmesine neden oldu. Talep Artışı ve Arz Dengesizliği Ekonomik zorluklar nedeniyle kırmızı et tüketimi azalan vatandaşlar, bir dönem ciğer gibi alternatif protein kaynaklarına yöneldi. Ancak talebin artması, arzın yetersiz kalmasına ve fiyatların yükselmesine yol açtı. Üstelik restoranların ve lokantaların ciğere olan ilgisi de fiyatların artmasına katkıda bulundu. Özellikle ciğer kebabı gibi yöresel yemeklerin popülerleşmesi, sakatat piyasasında büyük bir hareketlilik yarattı. Enflasyon ve Döviz Kuru Etkisi Türkiye’de son yıllarda hızla yükselen enflasyon, tüm gıda ürünlerinde olduğu gibi sakatat fiyatlarını da etkiledi. Tarım ve hayvancılık sektörlerinde kullanılan girdilerin büyük bir kısmı ithalata dayalı olduğu için döviz kurundaki dalgalanmalar doğrudan fiyatlara yansıyor. İthal yem, ilaç ve ekipman maliyetlerindeki artış, besicilerin üretim maliyetlerini artırıyor ve bu da doğrudan tüketici fiyatlarına yansıyor. Vatandaşlar Ne Yapıyor? Yükselen fiyatlar karşısında vatandaşlar çeşitli çözümler aramaya başladı. Önceleri uygun fiyatlı olduğu için sıkça tüketilen ciğer, artık daha az alınan bir gıda maddesi haline geldi. Vatandaşlar, daha ucuz protein kaynaklarına yönelmeye çalışıyor. Tavuk ve bazı baklagiller, protein ihtiyacını karşılamak için alternatif olarak değerlendiriliyor. Ancak uzmanlar, dengeli ve sağlıklı bir beslenme için hayvansal protein tüketiminin önemli olduğunu vurguluyor. Uzmanlara göre, hayvancılık sektöründeki üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve yerli üretime verilen desteklerin artırılması gerekiyor. Devletin yem, gübre ve enerji maliyetleri konusunda üreticilere teşvikler sunması, et ve sakatat fiyatlarının dengelenmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, tüketicinin alım gücünü artırmaya yönelik ekonomik önlemler, temel gıdalara erişimi kolaylaştırabilir. Bir zamanlar ekonomik bir alternatif olarak görülen ciğer, günümüzde yüksek fiyatları nedeniyle lüks bir ürün haline gelmiş durumda. Artan maliyetler, yüksek enflasyon ve arz-talep dengesizliği, bu yükselişin başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Uzun vadeli ve sürdürülebilir çözümler üretilmezse, sadece ciğer değil, birçok temel gıda maddesi vatandaşlar için daha da ulaşılmaz hale gelebilir. Bu yüzden hem üreticilerin hem de tüketicilerin korunması adına kapsamlı ekonomik politikalar geliştirilmesi büyük önem taşıyor.