MAAŞLAR 10 YILDA YÜZDE 50 ERİDİ

Sendika 03.08.2021 - 11:15, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2378+ kez okundu.
 

MAAŞLAR 10 YILDA YÜZDE 50 ERİDİ

2011 yılında 9/1 derecedeki bir öğretmen maaşı ile yaklaşık 12 çeyrek altın alabiliyorken, 2021 yılında aynı öğretmen maaşıyla yaklaşık 6 çeyrek altın ancak alabiliyor.   Kamuda, 2021 yılı ağustos ayında imzalanacak ve 2022-2023 yıllarını kapsayacak 6. dönem toplu iş sözleşmesi (TİS), enflasyon karşısında hızla yoksullaşan kamu emekçilerinin ekonomik, özlük ve sendikal hakları açısından çok önemli. Ancak bugün kamu emekçilerinin ekonomik taleplerden önce, çok acil “4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu”nun yerine grevli ve toplu sözleşmeli gerçek ve güncel bir sendikalar kanununa ihtiyacı vardır. Çünkü kamu emekçilerinin yaşamış olduğu ekonomik, özlük ve sosyal hak kayıplarının temelinde memur sendikalarını işlevsiz bırakan bu kanun yatmaktadır. Memur sendikalarının, üyesinin aidatını işverenin ödediği, ekonomik ve özlük hakların toplu sözleşme masasında kararlaştırılamadığı durumlarda bunun yine işveren tarafından atanan ve hiçbir yerde örneği olmayan hakem heyeti adında bir kurul kararı ile kesinleştiği bürokratik bir sistemle olamayacağı artık çok net bir dille vurgulanmalıdır. 10 YILDA MAAŞLAR YÜZDE 50 ERİDİ Bu toplu sözleşmeyi önemli kılan en önemli faktör tabii ki, kamu emekçilerinin son iki yılda yaşadıkları yoksullaşmadır. TÜİK 2020 yılı enflasyon oranı yüzde 14.60 olarak açıklandı. Ancak akademisyenlerden ve hesap uzmanlarından oluşan bağımsız araştırmacıların ve tüketici derneklerinin alternatif enflasyon hesaplarına göre, halkın hissettiği “gerçek enflasyon” yüzde 36.7 ile yüzde 50 arasında değişiyor. Maalesef bu ekonomik koşullar altında emeğiyle çalışan diğer tüm sosyal kesimler gibi öğretmenlerin maaşları da enflasyon ve döviz kurlarındaki artış nedeniyle ciddi oranda erimiştir. 2011 yılında dolar kurunun ortalama 1.67 TL olduğu ve 1590 TL aylık alan 9. derece 1. kademedeki bir öğretmenin maaşıyla 952 dolar alınıyordu. Bugün aynı derece ve kademede 4 bin 591 TL alan bir öğretmenin dolar bazında aldığı maaş 563 dolar (1 dolar=8.15 TL) seviyesine inmiş durumdadır. Benzer bir şekilde 2011 yılında 9/1 derecedeki bir öğretmen maaşı ile yaklaşık 12 çeyrek altın alabiliyorken, 2021 yılında aynı öğretmen maaşıyla yaklaşık 6 çeyrek altın ancak alabiliyor. Bu da son 10 yıldaki öğretmen maaşlarının yüzde 50 oranında eridiğinin ispatıdır. Yüksek enflasyon ve döviz kurlarımdaki ciddi artıştan kaynaklı TL’deki erime kendisini alım gücünün yarı yarıya azalmasıyla reel olarak karşımıza çıkarmaktadır. EN DÜŞÜK MAAŞ ÖĞRETMENLERE Bugün öğretmen maaşları en düşük memur maaşı seviyesindedir dersek yanlış olmaz. 20 yıllık bir eğitim emekçisinin maaşı yaklaşık olarak 5 bin 500 TL civarındadır. Basında açıklanan yüksek öğretmen maaşları, evli, çocuklu ve eşi çalışmayan ve vergi dilimine girmeyen üzerinden hesaplanarak duyurulduğu için öğretmenler yüksek maaş alıyormuş gibi gösterilmektedir. Burada öğretmenler için diğer önemli bir konu da artan oranlı vergi dilimleridir. Bugün 24 bin TL’ye kadar olan gelirler yüzde 15 vergi dilimi ile vergilendirilirken, 24 bin TL ile 53 bin TL arası yüzde 20 vergi dilimi ile vergilendirilmektedir. Bu da öğretmenlerin 4-5 maaş sonra aldığı maaşının ek yüzde 5 vergiye dönüşmesi demek. Bugüne kadar yetkili sendika ve hükümet arasında imzalanmış olan TİS’lerin zam oranlarına bakıldığında da yüzde 3-5 aralığında olduğu, bu göstermelik zam oranlarının da bırakın enflasyon karşısında eğitim emekçilerinin ekonomik koşullarını düzeltmesini, adeta devlete vergi olarak kesilmesi için verildiğini akıllara getiriyor. Ayrıca enflasyon oranında yapılan artışlar için “zam” ibaresinin kullanılmasının yanlış olduğunu, bunun bir zam değil memurun alım gücünü korumak için yapılan bir güncelleme olduğunu, ancak enflasyon oranının üzerinde yapılacak bir artış için “zam” ibaresinin kullanılmasının doğru olacağını da belirtmek isterim. Bugün eğitim emekçilerinin tamamına yakını ek ders ücretleri olmadan ekonomik olarak rahat bir yaşam sürdüremiyorlar. Durum böyleyken maalesef pandemi sürecinde öğretmelerin bir ders saati 20 TL olan ek dersine bile göz dikilmişti. 950 EĞİTİMCİ İLE YAPILAN ANKET NE DİYOR? Bu toplu sözleşme masasında bir öğretmen olarak talebim ve yöneticisi olduğum sendika şubesinin mayıs ayında yaptığı sendikalı sendikasız 950 eğitim emekçisinin katıldığı anketteki talepleri; Geçmiş yıllardaki ekonomik kayıplar için seyyanen 1000 TL zam Enflasyondan bağımsız olarak 2022 yılı için yüzde 25 ve 2023 yılı için yüzde 25 zam. Ayrıca enflasyon oranında iyileştirme zammı. Ek derslere yüzde 50 zam. 3600 ek göstergenin hayata geçirilmesi. Murat SÖYLEMEZ Eğitim Sen İstanbul 4 No’lu Şube Eğitim Sekreteri

2011 yılında 9/1 derecedeki bir öğretmen maaşı ile yaklaşık 12 çeyrek altın alabiliyorken, 2021 yılında aynı öğretmen maaşıyla yaklaşık 6 çeyrek altın ancak alabiliyor.
 

Kamuda, 2021 yılı ağustos ayında imzalanacak ve 2022-2023 yıllarını kapsayacak 6. dönem toplu iş sözleşmesi (TİS), enflasyon karşısında hızla yoksullaşan kamu emekçilerinin ekonomik, özlük ve sendikal hakları açısından çok önemli. Ancak bugün kamu emekçilerinin ekonomik taleplerden önce, çok acil “4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu”nun yerine grevli ve toplu sözleşmeli gerçek ve güncel bir sendikalar kanununa ihtiyacı vardır. Çünkü kamu emekçilerinin yaşamış olduğu ekonomik, özlük ve sosyal hak kayıplarının temelinde memur sendikalarını işlevsiz bırakan bu kanun yatmaktadır. Memur sendikalarının, üyesinin aidatını işverenin ödediği, ekonomik ve özlük hakların toplu sözleşme masasında kararlaştırılamadığı durumlarda bunun yine işveren tarafından atanan ve hiçbir yerde örneği olmayan hakem heyeti adında bir kurul kararı ile kesinleştiği bürokratik bir sistemle olamayacağı artık çok net bir dille vurgulanmalıdır.


10 YILDA MAAŞLAR YÜZDE 50 ERİDİ


Bu toplu sözleşmeyi önemli kılan en önemli faktör tabii ki, kamu emekçilerinin son iki yılda yaşadıkları yoksullaşmadır. TÜİK 2020 yılı enflasyon oranı yüzde 14.60 olarak açıklandı. Ancak akademisyenlerden ve hesap uzmanlarından oluşan bağımsız araştırmacıların ve tüketici derneklerinin alternatif enflasyon hesaplarına göre, halkın hissettiği “gerçek enflasyon” yüzde 36.7 ile yüzde 50 arasında değişiyor. Maalesef bu ekonomik koşullar altında emeğiyle çalışan diğer tüm sosyal kesimler gibi öğretmenlerin maaşları da enflasyon ve döviz kurlarındaki artış nedeniyle ciddi oranda erimiştir. 2011 yılında dolar kurunun ortalama 1.67 TL olduğu ve 1590 TL aylık alan 9. derece 1. kademedeki bir öğretmenin maaşıyla 952 dolar alınıyordu. Bugün aynı derece ve kademede 4 bin 591 TL alan bir öğretmenin dolar bazında aldığı maaş 563 dolar (1 dolar=8.15 TL) seviyesine inmiş durumdadır. Benzer bir şekilde 2011 yılında 9/1 derecedeki bir öğretmen maaşı ile yaklaşık 12 çeyrek altın alabiliyorken, 2021 yılında aynı öğretmen maaşıyla yaklaşık 6 çeyrek altın ancak alabiliyor. Bu da son 10 yıldaki öğretmen maaşlarının yüzde 50 oranında eridiğinin ispatıdır.


Yüksek enflasyon ve döviz kurlarımdaki ciddi artıştan kaynaklı TL’deki erime kendisini alım gücünün yarı yarıya azalmasıyla reel olarak karşımıza çıkarmaktadır.


EN DÜŞÜK MAAŞ ÖĞRETMENLERE


Bugün öğretmen maaşları en düşük memur maaşı seviyesindedir dersek yanlış olmaz. 20 yıllık bir eğitim emekçisinin maaşı yaklaşık olarak 5 bin 500 TL civarındadır. Basında açıklanan yüksek öğretmen maaşları, evli, çocuklu ve eşi çalışmayan ve vergi dilimine girmeyen üzerinden hesaplanarak duyurulduğu için öğretmenler yüksek maaş alıyormuş gibi gösterilmektedir. Burada öğretmenler için diğer önemli bir konu da artan oranlı vergi dilimleridir. Bugün 24 bin TL’ye kadar olan gelirler yüzde 15 vergi dilimi ile vergilendirilirken, 24 bin TL ile 53 bin TL arası yüzde 20 vergi dilimi ile vergilendirilmektedir. Bu da öğretmenlerin 4-5 maaş sonra aldığı maaşının ek yüzde 5 vergiye dönüşmesi demek. Bugüne kadar yetkili sendika ve hükümet arasında imzalanmış olan TİS’lerin zam oranlarına bakıldığında da yüzde 3-5 aralığında olduğu, bu göstermelik zam oranlarının da bırakın enflasyon karşısında eğitim emekçilerinin ekonomik koşullarını düzeltmesini, adeta devlete vergi olarak kesilmesi için verildiğini akıllara getiriyor.


Ayrıca enflasyon oranında yapılan artışlar için “zam” ibaresinin kullanılmasının yanlış olduğunu, bunun bir zam değil memurun alım gücünü korumak için yapılan bir güncelleme olduğunu, ancak enflasyon oranının üzerinde yapılacak bir artış için “zam” ibaresinin kullanılmasının doğru olacağını da belirtmek isterim. Bugün eğitim emekçilerinin tamamına yakını ek ders ücretleri olmadan ekonomik olarak rahat bir yaşam sürdüremiyorlar. Durum böyleyken maalesef pandemi sürecinde öğretmelerin bir ders saati 20 TL olan ek dersine bile göz dikilmişti.


950 EĞİTİMCİ İLE YAPILAN ANKET NE DİYOR?


Bu toplu sözleşme masasında bir öğretmen olarak talebim ve yöneticisi olduğum sendika şubesinin mayıs ayında yaptığı sendikalı sendikasız 950 eğitim emekçisinin katıldığı anketteki talepleri;


Geçmiş yıllardaki ekonomik kayıplar için seyyanen 1000 TL zam


Enflasyondan bağımsız olarak 2022 yılı için yüzde 25 ve 2023 yılı için yüzde 25 zam. Ayrıca enflasyon oranında iyileştirme zammı.


Ek derslere yüzde 50 zam.


3600 ek göstergenin hayata geçirilmesi.



Murat SÖYLEMEZ

Eğitim Sen İstanbul 4 No’lu Şube Eğitim Sekreteri

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi