Murat KÖSEOĞLU
Köşe Yazarı
Murat KÖSEOĞLU
 

TÜM YÖNLERİYLE “MOBBİNG”

MOBBİNG BİR İNSANLIK SUÇUDUR   “Gerek kamuda gerek özel sektörde çalışma hayatının önemli sorunlarından birisi olarak kabul edilen mobbing, her kademedeki çalışanın karşılaşması muhtemel bir olumsuzluktur. Türkiye Kamu-Sen olarak özellikle kamuda Mobbing uygulamalarının her geçen gün biraz daha arttığını müşahede ediyoruz.  Mobbing, özellikle kontrol mekanizmasının yetersiz olduğu, liyakat ve adalet ilkelerinin zedelendiği ortamlarda sıkça görülmektedir. Çoğunlukla güçlünün güçsüze karşı sistematik olarak baskı uygulaması durumunu ifade eden Mobbing bize göre bir insanlık suçudur. Mobbing, duygusal bir saldırıdır ve yaş, ırk, cinsiyet ayırımı gözetmeden; taciz, rahatsız etme ve kötü davranış yoluyla herhangi bir kişiye ya da gruba yönelir.  Rasgele olmayıp kasıtlı ve planlı olan “mobbing”in amacı, kişiyi ya da grubu iş yaşamından dışlamak, pasif hale getirmek ve yıpratmaktır.   Özellikle son dönemde, kamu kurumlarında sıklıkla görülen psikolojik taciz vakalarının çalışma ilişkilerini ve mağdurun sağlığını olumsuz yönde etkilenmektedir. İşyerinin ve çalışanların verimini düşürdüğü yadsınamaz bir gerçektir. Bununla birlikte psikolojik taciz olgusunun tek bir nedenle açıklanamayacak kadar kapsamlı ve karmaşık olan yapısı, olayların tespiti ve değerlendirilmesi noktasında birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.”   Kamu kurum ve kuruluşlarında sendika üyeliğinden, siyasi görüş ayrılıklarına kadar birçok nedenden dolayı kamu görevlilerinin işyerlerinde psikolojik tacize maruz kalmaktadır. Maruz kaldığı mobbing nedeniyle hayatına son veren Saadet Öğretmenin yaşadıklarımıza bir  örnektir.   “Geçtiğimiz ay tüm ülke çapında Konfederasyonumuza bağlı sendikalara üye kamu görevlileri yaptığımız bir ankette, kamu görevlilerimizin yüzde 80’i, çeşitli derecelerde mobbinge maruz kaldığını ifade etmiştir.  Kamu görevlilerinin tayin, atanma, terfi, yer değişikliği, görev gibi konularda ağırlıklı olarak idarenin takdir yetkisine bağlı olması, psikolojik tacizin yaygınlaşmasının başlıca nedenleri arasında gösterilebilir.  Bilhassa son dönemde sendikal ayrımcılık noktasında karşılaşılan sorunlardan bir tanesi de idarenin istediği sendikaya üye olmayan kamu görevlilerine, verilen geçici görevlendirmeler yoluyla uyguladığı tacizler olmaktadır.  Kamuda yaygınlaşan esnek istihdam biçimi, gerekli güvencelerden yoksun bir çalışma sistemi önermesi nedeniyle çalışanları psikolojik taciz karşısında korumasız bırakmaktadır. Daha geçtiğimiz Kasım ayında, gençliğinin baharında hayatına son veren Saadet öğretmen, mobbingin çalışanlarımızı ne denli acı bir sona götürdüğünü en açık şekliyle ortaya koymuştur.  Saadet öğretmen; “Öğrencilerim haklarını helal etsinler, gözüm gibi baktım hepsine üzülmesinler, ben yapamadım mobbinge uğramaktan. Allah'a emanetsiniz canım öğrencilerim” diyerek maruz kaldığı baskıdan canına kıyarak kurtulma yolunu seçmiştir.  Öğretmenimizin, idarecilerin “Memurluk hayatınız pamuk ipliğine bağlı. Sizi bitiririz.” yönündeki söylemleri nedeniyle intihar ettiği bilinmektedir. Ne yazık ki, toplumsal olarak üzerinde yeterince durmadığımız bu konu boyutları ve sonuçları itibarı ile korkutucudur.”    Kamuda mobbinge maruz kalan çalışanların, daha sonra çok daha fazla baskılara maruz kalacağı korkusuyla şikâyet mekanizmalarını kullanmamaktadır. “Dileğimiz ve çabamız, çalışanlarımızın her türlü baskıdan uzak, güvenceli işlerde, verimli ve mutlu bir şekilde istihdam edilmeleridir”.      “Psikolojik şiddetin bir sonraki aşamasının fiziksel şiddet olduğu unutulmamalıdır”   “Psikolojik tacizin bulaşıcı olduğunu göz ardı etmeyelim.  Bir müddet mobbinge uğrayanların daha sonra kendilerinin de mobbing uygulamaya meylettiği görülmektedir.  Bütün bu sorunlar ortadayken ILO’nun Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizle Mücadele Sözleşmesi, bizler için de bir umut ışığı olmuştur. Dileğimiz ve çabamız, çalışanlarımızın her türlü baskıdan uzak, güvenceli işlerde, verimli ve mutlu bir şekilde istihdam edilmeleridir. Bu düşünceler çerçevesinde mobbing uygulamalarının bütün yönleriyle tartışılacağı bir ortam oluşturulmalıdır. Mobbing gerçeği ve çözümü noktasında toplumun daha duyarlı hale gelmesi gerekir.  Kamuda yaşanan Mobbing olaylarının daha çok liyakatsizlik ve adaletsizlik nedeniyle yaşandığı doğru bir tespittir. Bu sorunların çözülebilmesi için öncelikle kamudaki bu çürümüşlüğün bertaraf edilmesi gerekir.”    Türk Eğitim-Sen Rize Şube Başkanı
Ekleme Tarihi: 16 Şubat 2020 - Pazar

TÜM YÖNLERİYLE “MOBBİNG”

MOBBİNG BİR İNSANLIK SUÇUDUR

 

“Gerek kamuda gerek özel sektörde çalışma hayatının önemli sorunlarından birisi olarak kabul edilen mobbing, her kademedeki çalışanın karşılaşması muhtemel bir olumsuzluktur. Türkiye Kamu-Sen olarak özellikle kamuda Mobbing uygulamalarının her geçen gün biraz daha arttığını müşahede ediyoruz.  Mobbing, özellikle kontrol mekanizmasının yetersiz olduğu, liyakat ve adalet ilkelerinin zedelendiği ortamlarda sıkça görülmektedir. Çoğunlukla güçlünün güçsüze karşı sistematik olarak baskı uygulaması durumunu ifade eden Mobbing bize göre bir insanlık suçudur. Mobbing, duygusal bir saldırıdır ve yaş, ırk, cinsiyet ayırımı gözetmeden; taciz, rahatsız etme ve kötü davranış yoluyla herhangi bir kişiye ya da gruba yönelir.  Rasgele olmayıp kasıtlı ve planlı olan “mobbing”in amacı, kişiyi ya da grubu iş yaşamından dışlamak, pasif hale getirmek ve yıpratmaktır.

 

Özellikle son dönemde, kamu kurumlarında sıklıkla görülen psikolojik taciz vakalarının çalışma ilişkilerini ve mağdurun sağlığını olumsuz yönde etkilenmektedir. İşyerinin ve çalışanların verimini düşürdüğü yadsınamaz bir gerçektir. Bununla birlikte psikolojik taciz olgusunun tek bir nedenle açıklanamayacak kadar kapsamlı ve karmaşık olan yapısı, olayların tespiti ve değerlendirilmesi noktasında birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.”

 

Kamu kurum ve kuruluşlarında sendika üyeliğinden, siyasi görüş ayrılıklarına kadar birçok nedenden dolayı kamu görevlilerinin işyerlerinde psikolojik tacize maruz kalmaktadır. Maruz kaldığı mobbing nedeniyle hayatına son veren Saadet Öğretmenin yaşadıklarımıza bir  örnektir.

 

“Geçtiğimiz ay tüm ülke çapında Konfederasyonumuza bağlı sendikalara üye kamu görevlileri yaptığımız bir ankette, kamu görevlilerimizin yüzde 80’i, çeşitli derecelerde mobbinge maruz kaldığını ifade etmiştir.  Kamu görevlilerinin tayin, atanma, terfi, yer değişikliği, görev gibi konularda ağırlıklı olarak idarenin takdir yetkisine bağlı olması, psikolojik tacizin yaygınlaşmasının başlıca nedenleri arasında gösterilebilir.  Bilhassa son dönemde sendikal ayrımcılık noktasında karşılaşılan sorunlardan bir tanesi de idarenin istediği sendikaya üye olmayan kamu görevlilerine, verilen geçici görevlendirmeler yoluyla uyguladığı tacizler olmaktadır.  Kamuda yaygınlaşan esnek istihdam biçimi, gerekli güvencelerden yoksun bir çalışma sistemi önermesi nedeniyle çalışanları psikolojik taciz karşısında korumasız bırakmaktadır. Daha geçtiğimiz Kasım ayında, gençliğinin baharında hayatına son veren Saadet öğretmen, mobbingin çalışanlarımızı ne denli acı bir sona götürdüğünü en açık şekliyle ortaya koymuştur.  Saadet öğretmen; “Öğrencilerim haklarını helal etsinler, gözüm gibi baktım hepsine üzülmesinler, ben yapamadım mobbinge uğramaktan. Allah'a emanetsiniz canım öğrencilerim” diyerek maruz kaldığı baskıdan canına kıyarak kurtulma yolunu seçmiştir.  Öğretmenimizin, idarecilerin “Memurluk hayatınız pamuk ipliğine bağlı. Sizi bitiririz.” yönündeki söylemleri nedeniyle intihar ettiği bilinmektedir. Ne yazık ki, toplumsal olarak üzerinde yeterince durmadığımız bu konu boyutları ve sonuçları itibarı ile korkutucudur.” 

 

Kamuda mobbinge maruz kalan çalışanların, daha sonra çok daha fazla baskılara maruz kalacağı korkusuyla şikâyet mekanizmalarını kullanmamaktadır. “Dileğimiz ve çabamız, çalışanlarımızın her türlü baskıdan uzak, güvenceli işlerde, verimli ve mutlu bir şekilde istihdam edilmeleridir”. 

   

“Psikolojik şiddetin bir sonraki aşamasının fiziksel şiddet olduğu unutulmamalıdır”

 

“Psikolojik tacizin bulaşıcı olduğunu göz ardı etmeyelim.  Bir müddet mobbinge uğrayanların daha sonra kendilerinin de mobbing uygulamaya meylettiği görülmektedir.  Bütün bu sorunlar ortadayken ILO’nun Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizle Mücadele Sözleşmesi, bizler için de bir umut ışığı olmuştur. Dileğimiz ve çabamız, çalışanlarımızın her türlü baskıdan uzak, güvenceli işlerde, verimli ve mutlu bir şekilde istihdam edilmeleridir. Bu düşünceler çerçevesinde mobbing uygulamalarının bütün yönleriyle tartışılacağı bir ortam oluşturulmalıdır. Mobbing gerçeği ve çözümü noktasında toplumun daha duyarlı hale gelmesi gerekir.  Kamuda yaşanan Mobbing olaylarının daha çok liyakatsizlik ve adaletsizlik nedeniyle yaşandığı doğru bir tespittir. Bu sorunların çözülebilmesi için öncelikle kamudaki bu çürümüşlüğün bertaraf edilmesi gerekir.” 

 

Türk Eğitim-Sen Rize Şube Başkanı

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi