Osman YAZICI
Köşe Yazarı
Osman YAZICI
 

Paranın Para Etmediği Dönem.. ​Dünya o’na doğru gidiyor..

Artvin-Borçka Şerefiye köyüne gitmiştim. Yolları çok bozuk olduğundan iki kilometre yolu yaya gitmek zorunda kalmıştım. Köydeki Şanlı ve Çayban Mahalle halkı; bölge siyasetçilerine tepkiliydiler. * Şerefiye köyü benim için çok önemlidir. Doğa güzelliği ile ünlü muhteşem bir köy. Babam rahmetli, ikinci dünya Savaşı’nda bu köyde yaşadı. Babaannemin mezarı de bu köydedir. 4 yıl önce ziyaretine gitmiştim. Rahmetli babam, bu köyde Yetiştirdiği mısırların belli bölümünü devlete verdikten sonra, geri kalan kısmını sırtıyla  Rize- Ardeşen’e getirip, ailenin karnını doyuruyordu. Şimdi araç ile gidemediğimiz yolu, günlerce tepeleri, dağları aşıp Ardeşen’e geliyordu Babam rahmetinin 60.Yıllık arkadaşı Mehmet Poyraz, o günleri ağlayarak anlatmıştı bize. Şimdi hak ’in rahmetine kavuştuğunu öğrendim. Mekânı cennet olsun.. O dönemde kıtlık vardı, her yerde her şey yetişmiyordu. Babam rahmetli  Şerefiye köyünde mısır yetiştiğini öğrenmiş. Rahmetli babaannemi yanına alarak bu köye yerleşmiş,15 yıl kaldıktan sonra Ardeşen’e dönmüş. Babam, bu işleri yaparken henüz 13-14 yaşındaydı. * Babam rahmetli anlatmıştı bana… Amcalarınla, söz konusu köyde köy de yetiştirdiğimiz mısır yüküyle dağları aşıp Ardeşen’e giderken, parasal anlamda zengin olan birisi; silahıyla yolumuzu kesip, elindeki bir çuval parayı uzatıp ”Ya bu parayı alıp sırtınızdaki mısırı verirsiniz, ya da sizi öldürüp yine alırım. Çocuklarım evde açlıktan ölüyor, başka çarem yok” dedi. Babam rahmetliden bu olayı dinlerken heyecanlanıp hemen sormuştum. “ Parayı almadınız mı?” diye. Gülerek “ O dönemde para dediğiniz şey, şu bahçedeki karayemiş yaprağı kadar değeri yoktu” demişti. Baban rahmetli mısırın yarısını adama verip, parayı de almamış. Çünkü o dönemde para işe yaramıyordu ’Açlığın, hastalığın, sefaletin kol gezdiği, paranın para etmediği bir dönem. * Araç  ile üç saatte bile zor gittiğim köyde, mısır yetiştirip, karnını doyurabilmek için günlerce dağları aşan babam.. Ayakta kalmak, açlıktan ölmemek için mucizeler yaratan babam... Ben o babanın çocuğuyum. Her ne kadar çocuklarım, bu olay bir masal gibi geliyorsa da gerçek bu. Babam böyle dönemi yaşadı. Ben yaşamadım. İnşallah çocuklarım yaşamaz. Dahası hiç kimse yaşamaz… Dünya o’na doğru gidiyor..
Ekleme Tarihi: 26 Mart 2020 - Perşembe

Paranın Para Etmediği Dönem.. ​Dünya o’na doğru gidiyor..

Artvin-Borçka Şerefiye köyüne gitmiştim. Yolları çok bozuk olduğundan iki kilometre yolu yaya gitmek zorunda kalmıştım. Köydeki Şanlı ve Çayban Mahalle halkı; bölge siyasetçilerine tepkiliydiler.


*


Şerefiye köyü benim için çok önemlidir. Doğa güzelliği ile ünlü muhteşem bir köy. Babam rahmetli, ikinci dünya Savaşı’nda bu köyde yaşadı. Babaannemin mezarı de bu köydedir. 4 yıl önce ziyaretine gitmiştim.


Rahmetli babam, bu köyde Yetiştirdiği mısırların belli bölümünü devlete verdikten sonra, geri kalan kısmını sırtıyla  Rize- Ardeşen’e getirip, ailenin karnını doyuruyordu. Şimdi araç ile gidemediğimiz yolu, günlerce tepeleri, dağları aşıp Ardeşen’e geliyordu


Babam rahmetinin 60.Yıllık arkadaşı Mehmet Poyraz, o günleri ağlayarak anlatmıştı bize. Şimdi hak ’in rahmetine kavuştuğunu öğrendim. Mekânı cennet olsun..


O dönemde kıtlık vardı, her yerde her şey yetişmiyordu. Babam rahmetli  Şerefiye köyünde mısır yetiştiğini öğrenmiş. Rahmetli babaannemi yanına alarak bu köye yerleşmiş,15 yıl kaldıktan sonra Ardeşen’e dönmüş. Babam, bu işleri yaparken henüz 13-14 yaşındaydı.


*


Babam rahmetli anlatmıştı bana… Amcalarınla, söz konusu köyde köy de yetiştirdiğimiz mısır yüküyle dağları aşıp Ardeşen’e giderken, parasal anlamda zengin olan birisi; silahıyla yolumuzu kesip, elindeki bir çuval parayı uzatıp ”Ya bu parayı alıp sırtınızdaki mısırı verirsiniz, ya da sizi öldürüp yine alırım. Çocuklarım evde açlıktan ölüyor, başka çarem yok” dedi.


Babam rahmetliden bu olayı dinlerken heyecanlanıp hemen sormuştum. “ Parayı almadınız mı?” diye. Gülerek “ O dönemde para dediğiniz şey, şu bahçedeki karayemiş yaprağı kadar değeri yoktu” demişti.


Baban rahmetli mısırın yarısını adama verip, parayı de almamış. Çünkü o dönemde para işe yaramıyordu ’Açlığın, hastalığın, sefaletin kol gezdiği, paranın para etmediği bir dönem.


*


Araç  ile üç saatte bile zor gittiğim köyde, mısır yetiştirip, karnını doyurabilmek için günlerce dağları aşan babam..


Ayakta kalmak, açlıktan ölmemek için mucizeler yaratan babam... Ben o babanın çocuğuyum.


Her ne kadar çocuklarım, bu olay bir masal gibi geliyorsa da gerçek bu. Babam böyle dönemi yaşadı. Ben yaşamadım. İnşallah çocuklarım yaşamaz. Dahası hiç kimse yaşamaz…


Dünya o’na doğru gidiyor..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi