Adnan ONAY
Köşe Yazarı
Adnan ONAY
 

KOTA ARTIRMAKLA ÇAYIN SORUNU ORTADAN KALKMAZ

Çaykur’un kotayı 600 kg.’ye çıkarması üretici açısından elbet sevindiricidir. Ancak yaş çayın sorunu kota ile sınırlı değildir. Kota sorunların sonucudur.  Çayda özel sektörün mevcut yapısı çözüm yollarını tıkamaktadır.  Çayı özel sektöre açanlar D.Karadenize en büyük kötülüğü yapmışlardır. Özal’ın hedefi Çaykur’u özelleştirmekti. Bunu gerçekleştiremedi.  A.Mesut Yılmaz döneminde Çaykur’un özelleştirilmesi çok kez gündeme geldi ancak Yılmaz, bunu engelledi. Sonrasında ise hızlı özelleştirmenin önünü açarak birçok kuruluşu özelleştiren R.Tayyip Erdoğan Çaykur’un özelleşmesine izin vermedi.  Ancak, Çaykur’un geçmiş yıllar bilançolarına baktığımızda Çaykur çoğu kez varlığını sermaye artırımıyla sürdürdü. Buna rağmen genellikle bilanço zararlarıyla karşılaşıldı. Son zamanlarda ise Çaykur bazı kuruluşlarla birlikte Varlık Fonuna devredildi. Varlık fonundaki genel uygulama Çaykur’un özel bir muameleye tabi tutulmasına engel teşkil ettiği için maddi sorunları bankalar yoluyla aşmaya çalıştı ve neticede, faiz sarmalı ,banka borçları içinden çıkılmaz bir hal almış durumda. Çaydan geçimini sağlayan, onunla yetersiz gelirine ek yapıp, aile bütçesine destek sağlayan yüzbinlerce bölge insanı Çaykur’un özelleşme ihtimalinden tedirgin olmakta ve bu durumda üreticinin özel sektörün kıskacına gireceğine inanmakta. Bu durumda çay pazarının yabancıların eline geçmesinden, yaş çay ürününün tamamen değersiz hale gelmesinden endişe etmekte.. Ancak, şöyle de bir gerçek var: Çay üreticisi olmayan insanlar, Çaykur’un devlete yük olmasına karşı çıkmakta ve özelleştirilmesini istemekteler. Bırakınız Çay ile ilgisiz insanları, yıllar önce Rize sokaklarında “Çaykur özelleştirilmek isteniyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz?” diye soru yönelttiğimiz birçok kişi “özelleşsin, bu haliyle devlete yük, zararını halk ödüyor.” diye açıklama yaptığında şaşırmıştım. O nedenle, bu gidişin sonu yok..  Öncelikle, sektör kontrol altına alınamazsa palyatif tedbirlerle, kuru çay zammıyla filan Çaykur’un borçlarını kapatıp, kendi yağıyla kavrulması oldukça zor. Acilen yapılması gereken şey, Çaykur’un güçlenerek devamını dikkate alan bir ÇAY KANUNU’nun çıkarılmasıdır.
Ekleme Tarihi: 18 Mayıs 2020 - Pazartesi

KOTA ARTIRMAKLA ÇAYIN SORUNU ORTADAN KALKMAZ

Çaykur’un kotayı 600 kg.’ye çıkarması üretici açısından elbet sevindiricidir. Ancak yaş çayın sorunu kota ile sınırlı değildir. Kota sorunların sonucudur. 


Çayda özel sektörün mevcut yapısı çözüm yollarını tıkamaktadır. 


Çayı özel sektöre açanlar D.Karadenize en büyük kötülüğü yapmışlardır.


Özal’ın hedefi Çaykur’u özelleştirmekti. Bunu gerçekleştiremedi. 


A.Mesut Yılmaz döneminde Çaykur’un özelleştirilmesi çok kez gündeme geldi ancak Yılmaz, bunu engelledi.


Sonrasında ise hızlı özelleştirmenin önünü açarak birçok kuruluşu özelleştiren R.Tayyip Erdoğan Çaykur’un özelleşmesine izin vermedi. 


Ancak, Çaykur’un geçmiş yıllar bilançolarına baktığımızda Çaykur çoğu kez varlığını sermaye artırımıyla sürdürdü. Buna rağmen genellikle bilanço zararlarıyla karşılaşıldı.


Son zamanlarda ise Çaykur bazı kuruluşlarla birlikte Varlık Fonuna devredildi.

Varlık fonundaki genel uygulama Çaykur’un özel bir muameleye tabi tutulmasına engel teşkil ettiği için maddi sorunları bankalar yoluyla aşmaya çalıştı ve neticede, faiz sarmalı ,banka borçları içinden çıkılmaz bir hal almış durumda.


Çaydan geçimini sağlayan, onunla yetersiz gelirine ek yapıp, aile bütçesine destek sağlayan yüzbinlerce bölge insanı Çaykur’un özelleşme ihtimalinden tedirgin olmakta ve bu durumda üreticinin özel sektörün kıskacına gireceğine inanmakta. Bu durumda çay pazarının yabancıların eline geçmesinden, yaş çay ürününün tamamen değersiz hale gelmesinden endişe etmekte..


Ancak, şöyle de bir gerçek var: Çay üreticisi olmayan insanlar, Çaykur’un devlete yük olmasına karşı çıkmakta ve özelleştirilmesini istemekteler.


Bırakınız Çay ile ilgisiz insanları, yıllar önce Rize sokaklarında “Çaykur özelleştirilmek isteniyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz?” diye soru yönelttiğimiz birçok kişi “özelleşsin, bu haliyle devlete yük, zararını halk ödüyor.” diye açıklama yaptığında şaşırmıştım.


O nedenle, bu gidişin sonu yok.. 


Öncelikle, sektör kontrol altına alınamazsa palyatif tedbirlerle, kuru çay zammıyla filan Çaykur’un borçlarını kapatıp, kendi yağıyla kavrulması oldukça zor.


Acilen yapılması gereken şey, Çaykur’un güçlenerek devamını dikkate alan bir ÇAY KANUNU’nun çıkarılmasıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi