Prof.Dr. Demir: Sulak alanların yüzde 35'i kaybedildi

Karadeniz 01.02.2020 - 13:30, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:38 1936+ kez okundu.
 

Prof.Dr. Demir: Sulak alanların yüzde 35'i kaybedildi

SAMSUN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, "1970 yılından bugüne dünya sulak alanlarının yüzde 35'inin kaybedilmesi ve sıcaklıkların yükselmesi, dünya çapındaki meteorolojik felaketlerin sıklığının sadece 35 yılda iki kattan fazla artmasına sebep olmuştur. Ülkemizde gördüğümüz hortumlar, seller ve yağış rejimindeki değişiklikler bunların sadece başlangıcıdır" dedi.   Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, 2 Şubat Sulak Alanlar Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Demir, Türkiye'de suyun öneminin tam olarak anlatılamadığı ve anlaşılamadığını söyledi. Dünyada küresel ısınma ve iklim değişimi ve etkilerinin gün geçtikçe daha fazla hissedildiğini ve yaşandığını dile getiren Prof.Dr. Demir, "Yağış rejimlerinin değişimi, doğal afetler ve salgın hastalıklar beraberinde yaşanılan olumsuz yaşam koşulları her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde son 10 yıllık süreç incelendiğinde iklimsel değişim bölgesel ve ülkesel olarak açıkça görülmektedir. İçinde bulunduğumuz yıl içerisinde ilk başlarda yaz düzensiz yağışları, kış kuraklığı ve düzensiz yağış dağılımı, özellikle belli bölgelerde kış mevsiminin yeterince yaşanamaması ve kar yağışının önemli ölçüde azalması gelecek ile ilgili tartışılması gereken konuları artırmaktadır" diye konuştu. Prof.Dr. Demir, yaşanan bu sürecin, Samsun'da bulunan Ladik Gölü başta olmak üzere ülkemizin pek çok sulak alanını yakından etkilediğini, belli alanlarda geri dönüşü olmayan zararlar meydana geldiğini söyleyerek, "Sulak alanlar tropik ormanlardan sonra biyolojik çeşitliliğin en yüksek olduğu ekosistemlerdir. Pek çok tür ve çeşitteki canlılar için uygun beslenme, üreme ve barınma ortamı olan sulak alanlar sadece bulundukları ülkenin değil, tüm dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul ediliyor. Türkiye, sulak alanlar bakımından Avrupa ve Orta Doğu’nun en önemli ülkelerinden birini oluşturmaktadır. 1970 yılından bugüne dünya sulak alanlarının yüzde 35'inin kaybedilmesi ve sıcaklıkların yükselmesi, dünya çapındaki meteorolojik felaketlerin sıklığının sadece 35 yılda iki kattan fazla artmasına sebep olmuştur. Ülkemizde gördüğümüz hortumlar, seller ve yağış rejimindeki değişiklikler bunların sadece başlangıcıdır. Sulak alanların sahil şeritlerinde aşırı hava şartlarına karşı tampon bölge oluşturması, taşkınları azaltması, kuraklığı önlemesi, karbonu emmesi ve depolaması iklim değişikliğine karşı gezegenimizi korumaktadır" şeklinde konuştu. 

SAMSUN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, "1970 yılından bugüne dünya sulak alanlarının yüzde 35'inin kaybedilmesi ve sıcaklıkların yükselmesi, dünya çapındaki meteorolojik felaketlerin sıklığının sadece 35 yılda iki kattan fazla artmasına sebep olmuştur. Ülkemizde gördüğümüz hortumlar, seller ve yağış rejimindeki değişiklikler bunların sadece başlangıcıdır" dedi.

 

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, 2 Şubat Sulak Alanlar Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Demir, Türkiye'de suyun öneminin tam olarak anlatılamadığı ve anlaşılamadığını söyledi. Dünyada küresel ısınma ve iklim değişimi ve etkilerinin gün geçtikçe daha fazla hissedildiğini ve yaşandığını dile getiren Prof.Dr. Demir, "Yağış rejimlerinin değişimi, doğal afetler ve salgın hastalıklar beraberinde yaşanılan olumsuz yaşam koşulları her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde son 10 yıllık süreç incelendiğinde iklimsel değişim bölgesel ve ülkesel olarak açıkça görülmektedir. İçinde bulunduğumuz yıl içerisinde ilk başlarda yaz düzensiz yağışları, kış kuraklığı ve düzensiz yağış dağılımı, özellikle belli bölgelerde kış mevsiminin yeterince yaşanamaması ve kar yağışının önemli ölçüde azalması gelecek ile ilgili tartışılması gereken konuları artırmaktadır" diye konuştu. Prof.Dr. Demir, yaşanan bu sürecin, Samsun'da bulunan Ladik Gölü başta olmak üzere ülkemizin pek çok sulak alanını yakından etkilediğini, belli alanlarda geri dönüşü olmayan zararlar meydana geldiğini söyleyerek, "Sulak alanlar tropik ormanlardan sonra biyolojik çeşitliliğin en yüksek olduğu ekosistemlerdir. Pek çok tür ve çeşitteki canlılar için uygun beslenme, üreme ve barınma ortamı olan sulak alanlar sadece bulundukları ülkenin değil, tüm dünyanın doğal zenginlik müzeleri olarak kabul ediliyor. Türkiye, sulak alanlar bakımından Avrupa ve Orta Doğu’nun en önemli ülkelerinden birini oluşturmaktadır. 1970 yılından bugüne dünya sulak alanlarının yüzde 35'inin kaybedilmesi ve sıcaklıkların yükselmesi, dünya çapındaki meteorolojik felaketlerin sıklığının sadece 35 yılda iki kattan fazla artmasına sebep olmuştur. Ülkemizde gördüğümüz hortumlar, seller ve yağış rejimindeki değişiklikler bunların sadece başlangıcıdır. Sulak alanların sahil şeritlerinde aşırı hava şartlarına karşı tampon bölge oluşturması, taşkınları azaltması, kuraklığı önlemesi, karbonu emmesi ve depolaması iklim değişikliğine karşı gezegenimizi korumaktadır" şeklinde konuştu. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi