Rize‘de her köşede bir güzellik merkezi

Rize 06.04.2025 - 13:25, Güncelleme: 06.04.2025 - 13:25 7031 kez okundu.
 

Rize‘de her köşede bir güzellik merkezi

Dükkanlar, alışveriş caddeleri, hatta küçük sokak araları bile, güzellik ve bakım hizmetleri sunan yerlerle dolmuş durumda!
Son yıllarda Türkiye’de ve Rize‘de her köşede bir güzellik merkezi açılmaya başladı. Dükkanlar, alışveriş caddeleri, hatta küçük sokak araları bile, güzellik ve bakım hizmetleri sunan yerlerle dolmuş durumda! Güney Amerika’da yaşayan bir arkadaşım bayramda Rize’ye geldi. Ona dikkatlice bakınca; Botoks yaptırdım dedi. Konu hakkında çok şeyler konuştuk lakin aklımda kalan son cümlesi;“Botoksun etkisiyle artık suratımda hiçbir şey kıvrılmıyor, en azından mutsuz olsam da belli olmuyor.” Son zamanlarda, sanki bir grup insan kasıtlı olarak “yüzümüzü ne kadar birbirine benzetebiliriz?” diye bir yarışmaya girmiş gibi. Bir bakıyorsunuz; hepsi pürüzsüz,kaygan,  ışıltılı ve… aynı. “plastik yüzler.”  “Benim yüzümde her çizgi bir anıyı temsil eder” diye gururlanırdık. Şimdi ise o anılar silinmiş, yerini tırtıksız, gergin bir cilt almış. Eskiden bir bakışla “Yıllardır arkadaşım!” diyebileceğiniz insanlar, şimdi “Acaba kimdi o?” dedirtiyor.  En büyük sorun, artık kimseye ne yaşadığını anlamanın imkansız hale gelmesidir. Gülümsemek, üzülmek, şaşırmak… Bu gibi insani duyguların izleri kaybolmuş durumda. Yüzler, artık birer duvar gibi! Hangi duyguyu yaşıyorlar, ne hissediyorlar… Bir insan kendine bunu neden yapar gerçekten çok merak ediyorum? Son yıllarda hem kadınlar hem de erkekler için vazgeçilmez hale gelmiş bir hizmet sektörü, güzellik merkezleri ! İnsanlar, dış görünüşlerine özen gösterdikçe ve estetik anlayışları değiştikçe, güzellik merkezleri de kendilerini bu ihtiyaçlara cevap verebilmek için sürekli olarak yenileyip geliştiriyor. Ancak bu alanda yapılan her işlem, her uygulama ve her yenilik, doğru şekilde değerlendirilmelidir. Öncelikle, güzellik merkezlerinin sunduğu hizmetlerin çeşitliliği günümüzde oldukça geniş. Cilt bakımlarından saçı renklendirmeye, vücut bakımından manikür pediküre kadar pek çok farklı işlem bu merkezlerde yapılmakta. Bu tür hizmetler, yalnızca fiziksel bir değişim değil, aynı zamanda ruhsal bir rahatlama da sağlamakta. İnsanlar, güzellik merkezlerine giderek hem dış hem de içsel bir tazelenme yaşadıklarını hissediyorlar. Ancak bu merkezlerin büyüyen popülaritesine rağmen, dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar da var. Özellikle kullanılan ürünler, uygulanan teknikler ve uzmanlık düzeyleri, kişilerin sağlığına doğrudan etki edebilir. Güzellik merkezi seçerken, merkezi güvenilir kılan unsurlar, hijyen, uzmanlık ve kullanılan malzemelerin kalitesidir. Aksi takdirde, sağlık sorunlarıyla karşılaşmak mümkün olabilir. Bir başka önemli konu, güzellik merkezlerinin psikolojik etkileridir. Toplumda güzellik standartlarının sürekli değişmesi ve medya aracılığıyla dayatılan ‘mükemmel’ görünümler, bireylerde kendilik algısını zedeleyebilir. Güzellik merkezlerinin sunduğu çözümler, bazı durumlarda bu baskıların bir parçası olabilir. İnsanlar, estetik işlemlerle kendilerini daha güzel hissettiklerini düşünebilirler, ancak önemli olan, güzellik algısının ne kadar toplumsal ve geçici olduğunun farkında olmaktır.  Son yıllarda, bir fenomen haline gelmeye başlayan bir durum var: birbirine benzeyen insanlar. Gözlemler, estetik müdahaleler sonucu, birçok kişinin aynı yüz hatlarına ve genel ifadeye sahip hale gelmesini gösteriyor. Kimilerine göre bu, modern estetiğin bir sonucu, kimilerine göreyse kimlik kaybının habercisi. Güzellik merkezlerinde yapılan uygulamalar, genellikle daha simetrik, genç ve “ideal” yüz hatları arzusuyla şekillendiriliyor. Dolayısıyla, benzer estetik hedeflere ulaşmak için uygulanan yöntemler de birbirini takip eder hale geliyor. Dolgu, botoks, yüz germe, burun estetiği gibi popüler işlemler, çoğu zaman birbirine benzeyen sonuçlar doğuruyor. Bu da, bir yanda herkesin “güzel” olmaya çalışırken, diğer yanda estetik bir tekdüzeliğin ortaya çıkmasına neden oluyor. Birçok estetik cerrahı, bu tür operasyonların kişinin iç dünyasını ve özgüvenini iyileştirdiğini savunsa da, benzer yüz hatlarının artışı, toplumsal kimlik ve özgünlük açısından sorgulanmaya başlanıyor.  Bir yandan da, güzellik merkezlerinin sunmuş olduğu “ideal güzellik” algısının, ticari bir strateji olarak insanların estetik algısını yönlendirdiği düşünülüyor. Yani, güzellik merkezleri, müşterilerine yalnızca estetik bir hizmet değil, aynı zamanda sosyal kabul ve aidiyet duygusu da sunuyor. Bu noktada, her birey “güzel” olmayı arzularken, aslında estetik bir kalıba hapsoluyor ve belirli bir tür güzellik normuna uymaya çalışıyor. Birbirine benzeyen insanlar, toplumun estetik ve güzellik anlayışının ne kadar değiştiğini gösterirken, aynı zamanda estetik operasyonların toplumsal etkilerini de gözler önüne seriyor. Estetik bir farklılık arayışı içinde olan bireylerin, sonunda birbirlerine benzemesi, bu alanın ne kadar homojenleştiğine dair ipuçları veriyor. Sonuç olarak, güzellik merkezlerinde birbirine benzeyen insan sayısının artışı, sadece estetik bir evrim değil, aynı zamanda toplumsal bir kimlik arayışının, bireyselliğin kaybının ve güzellik normlarının baskısının bir yansıması. Belki de tek tip estetik anlayışına karşı durup, özgünlüğü kutlamak ve güzelliğin çok çeşitli olabileceğini kabul etmek, bu trendin önüne geçmek için bir adım olabilir. Gerçekten de, insanın en güzel hali, kendini olduğu gibi kabul edebildiği andır.   MUSTAFA BARIŞ ÖZTÜRK 
Dükkanlar, alışveriş caddeleri, hatta küçük sokak araları bile, güzellik ve bakım hizmetleri sunan yerlerle dolmuş durumda!

Son yıllarda Türkiye’de ve Rize‘de her köşede bir güzellik merkezi açılmaya başladı. Dükkanlar, alışveriş caddeleri, hatta küçük sokak araları bile, güzellik ve bakım hizmetleri sunan yerlerle dolmuş durumda!

Güney Amerika’da yaşayan bir arkadaşım bayramda Rize’ye geldi. Ona dikkatlice bakınca; Botoks yaptırdım dedi. Konu hakkında çok şeyler konuştuk lakin aklımda kalan son cümlesi;“Botoksun etkisiyle artık suratımda hiçbir şey kıvrılmıyor, en azından mutsuz olsam da belli olmuyor.”

Son zamanlarda, sanki bir grup insan kasıtlı olarak “yüzümüzü ne kadar birbirine benzetebiliriz?” diye bir yarışmaya girmiş gibi. Bir bakıyorsunuz; hepsi pürüzsüz,kaygan,  ışıltılı ve… aynı. “plastik yüzler.”

 “Benim yüzümde her çizgi bir anıyı temsil eder” diye gururlanırdık. Şimdi ise o anılar silinmiş, yerini tırtıksız, gergin bir cilt almış. Eskiden bir bakışla “Yıllardır arkadaşım!” diyebileceğiniz insanlar, şimdi “Acaba kimdi o?” dedirtiyor. 

En büyük sorun, artık kimseye ne yaşadığını anlamanın imkansız hale gelmesidir. Gülümsemek, üzülmek, şaşırmak… Bu gibi insani duyguların izleri kaybolmuş durumda. Yüzler, artık birer duvar gibi! Hangi duyguyu yaşıyorlar, ne hissediyorlar… Bir insan kendine bunu neden yapar gerçekten çok merak ediyorum?

Son yıllarda hem kadınlar hem de erkekler için vazgeçilmez hale gelmiş bir hizmet sektörü, güzellik merkezleri ! İnsanlar, dış görünüşlerine özen gösterdikçe ve estetik anlayışları değiştikçe, güzellik merkezleri de kendilerini bu ihtiyaçlara cevap verebilmek için sürekli olarak yenileyip geliştiriyor. Ancak bu alanda yapılan her işlem, her uygulama ve her yenilik, doğru şekilde değerlendirilmelidir.

Öncelikle, güzellik merkezlerinin sunduğu hizmetlerin çeşitliliği günümüzde oldukça geniş. Cilt bakımlarından saçı renklendirmeye, vücut bakımından manikür pediküre kadar pek çok farklı işlem bu merkezlerde yapılmakta. Bu tür hizmetler, yalnızca fiziksel bir değişim değil, aynı zamanda ruhsal bir rahatlama da sağlamakta. İnsanlar, güzellik merkezlerine giderek hem dış hem de içsel bir tazelenme yaşadıklarını hissediyorlar.

Ancak bu merkezlerin büyüyen popülaritesine rağmen, dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar da var. Özellikle kullanılan ürünler, uygulanan teknikler ve uzmanlık düzeyleri, kişilerin sağlığına doğrudan etki edebilir. Güzellik merkezi seçerken, merkezi güvenilir kılan unsurlar, hijyen, uzmanlık ve kullanılan malzemelerin kalitesidir. Aksi takdirde, sağlık sorunlarıyla karşılaşmak mümkün olabilir.

Bir başka önemli konu, güzellik merkezlerinin psikolojik etkileridir. Toplumda güzellik standartlarının sürekli değişmesi ve medya aracılığıyla dayatılan ‘mükemmel’ görünümler, bireylerde kendilik algısını zedeleyebilir. Güzellik merkezlerinin sunduğu çözümler, bazı durumlarda bu baskıların bir parçası olabilir. İnsanlar, estetik işlemlerle kendilerini daha güzel hissettiklerini düşünebilirler, ancak önemli olan, güzellik algısının ne kadar toplumsal ve geçici olduğunun farkında olmaktır. 

Son yıllarda, bir fenomen haline gelmeye başlayan bir durum var: birbirine benzeyen insanlar. Gözlemler, estetik müdahaleler sonucu, birçok kişinin aynı yüz hatlarına ve genel ifadeye sahip hale gelmesini gösteriyor. Kimilerine göre bu, modern estetiğin bir sonucu, kimilerine göreyse kimlik kaybının habercisi.

Güzellik merkezlerinde yapılan uygulamalar, genellikle daha simetrik, genç ve “ideal” yüz hatları arzusuyla şekillendiriliyor. Dolayısıyla, benzer estetik hedeflere ulaşmak için uygulanan yöntemler de birbirini takip eder hale geliyor. Dolgu, botoks, yüz germe, burun estetiği gibi popüler işlemler, çoğu zaman birbirine benzeyen sonuçlar doğuruyor. Bu da, bir yanda herkesin “güzel” olmaya çalışırken, diğer yanda estetik bir tekdüzeliğin ortaya çıkmasına neden oluyor.

Birçok estetik cerrahı, bu tür operasyonların kişinin iç dünyasını ve özgüvenini iyileştirdiğini savunsa da, benzer yüz hatlarının artışı, toplumsal kimlik ve özgünlük açısından sorgulanmaya başlanıyor. 

Bir yandan da, güzellik merkezlerinin sunmuş olduğu “ideal güzellik” algısının, ticari bir strateji olarak insanların estetik algısını yönlendirdiği düşünülüyor. Yani, güzellik merkezleri, müşterilerine yalnızca estetik bir hizmet değil, aynı zamanda sosyal kabul ve aidiyet duygusu da sunuyor. Bu noktada, her birey “güzel” olmayı arzularken, aslında estetik bir kalıba hapsoluyor ve belirli bir tür güzellik normuna uymaya çalışıyor.

Birbirine benzeyen insanlar, toplumun estetik ve güzellik anlayışının ne kadar değiştiğini gösterirken, aynı zamanda estetik operasyonların toplumsal etkilerini de gözler önüne seriyor. Estetik bir farklılık arayışı içinde olan bireylerin, sonunda birbirlerine benzemesi, bu alanın ne kadar homojenleştiğine dair ipuçları veriyor.

Sonuç olarak, güzellik merkezlerinde birbirine benzeyen insan sayısının artışı, sadece estetik bir evrim değil, aynı zamanda toplumsal bir kimlik arayışının, bireyselliğin kaybının ve güzellik normlarının baskısının bir yansıması. Belki de tek tip estetik anlayışına karşı durup, özgünlüğü kutlamak ve güzelliğin çok çeşitli olabileceğini kabul etmek, bu trendin önüne geçmek için bir adım olabilir.

Gerçekten de, insanın en güzel hali, kendini olduğu gibi kabul edebildiği andır.

 

MUSTAFA BARIŞ ÖZTÜRK 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi