TEDBİR BİZDEN TAKDİR ALLAH’TAN

Siyaset 22.02.2023 - 09:22, Güncelleme: 22.02.2023 - 09:22 2193+ kez okundu.
 

TEDBİR BİZDEN TAKDİR ALLAH’TAN

Bizim 7.6 , 7.2 diye bildiğimiz deprem ölçeği depremde ortaya çıkan enerjiyi ifade eder ve lineer değil logaritmik olarak artar
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olamayız. Önce depremle ilgili birkaç basit bilgi edinelim. Bizim 7.6 , 7.2 diye bildiğimiz deprem ölçeği depremde ortaya çıkan enerjiyi ifade eder ve lineer değil  logaritmik olarak artar. Yani değer yükseldikçe katlanarak artar. Bir başka bilgi, yapılara etki eden kuvveti değerlendirmek için en önemli parametrelerden bir tanesi en büyük yer ivmesi (PGA) değeridir. Örnek vermek gerekirse 2011 yılında Japonya’da meydana gelen Richter ölçeğine göre 9.1 şiddetinde olan deprem ile Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 şiddetindeki deprem arasında ortaya çıkan enerji bakımından yüzlerce kat fark var ancak binalara etki bakımından Kahramanmaraş’ta 0,664 olarak ölçülen PGA değeri Hatay’da 1,3 Japonya’daki depremde  2.7 olarak ölçüldü. Peki, Kahramanmaraş merkez üssü iken nasıl oluyor da Hatay’da daha yüksek ölçülebiliyor. İşte burada devreye zemin giriyor.  Hatay ovaya inşa edilmişken Pazarcık zemin olarak daha sağlam bir yer. Yer ivmesi üzerinde zeminin çok büyük etkisi var. Şöyle ki aralarında çok az mesafe olan iki yerden biri kayalık biri alüvyon ise aralarında çok ciddi fark olabiliyor. Benim de Kahramanmaraş’ta gördüğüm şuydu ki şehrin ovaya kurulan kısmı yerle bir olmuşken daha yükseğe daha sağlam zemine yapılan yeni binalar sapasağlamdı. Peki, bizdeki depremden kat kat güçlü Japonya depreminde ne olmuştu. Bütün Japonya adası 3 metre yer değiştirmişti. Depremde sadece 30 bina yıkılmıştı. Ancak ardından gelen tsunamide 30 metreyi aşan dev dalgalar binlerce kişinin ölümüne sebep olmuş toplamda 19 bin kişi hayatını kaybetmişti. Nükleer santral etkilenmiş ciddi bir çevre felaketi ortaya çıkmıştı. Sonuç olarak biz ne yapmalıyız. Ülkemizin deprem bölgesinde olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Yaşadığımız felakete yüzyılın felaketi diyerek tedbirsizliğimizi gizleme yoluna gitmemeliyiz.  Bu ülkede depremler olmaya devam edecektir. Öyleyse tek çözümümüz var o da depreme dayanıklı yerleşimler inşa etmek.  Bunu nasıl yaparız. Öncelikle imar planları yapıp o planlara sadık kalmalıyız. Kaçak yapıları imar barışları ile affetmemeliyiz. Bu imar planlarında yerleşim yerlerimizi sağlam zeminlere yapmalıyız. Zemini uygun olmayan yerlere asla yüksek katlı yapılar yapmamalıyız. Yapı denetimi konusunda çok katı olmalıyız. Ne yazık ki betondan, demirden çaldığını kar gören bir anlayış var. Bu anlayışa fırsat vermemeliyiz. Müteahhitlik kurumunu yüksek standartlara tabi tutmalıyız. Önüne geleni müteahhit yapmamalıyız. Taşıtlar için uyguladığımız araç muayene sisteminin bir benzerini binalarımız için de kurmalıyız. Stratejik önemi olan kamu binaları için sismik izolasyonu zorunlu hale getirmeliyiz. Olası felaketler sonrası yapacaklarımız için daha hazırlıklı olmalıyız. Büyük bir deprem yaşadık evet ancak bu depremi büyük bir felakete çeviren bizim üst üste yaptığımız hatalardır. Sormak lazım eğer biz imar planlarına sadık kalsaydık, binalarımızı sağlam zeminlere mühendislik kurallarına uygun olarak inşa etseydik kaç bina yıkılacaktı. Tedbirsizlik kader değildir. Tedbir bizden takdir Allah’tandır. Şunu unutmayalım ki biz öğrenene kadar ders devam edecektir. Elbet bugünler de geçer. Allah bize bugünler için sabır ve metanet, bugünlerden ders çıkarmak için ise akıl ve feraset ihsan etsin. Ecz. Muhammet Avcı     Deva Partisi Rize İl Başkanı 
Bizim 7.6 , 7.2 diye bildiğimiz deprem ölçeği depremde ortaya çıkan enerjiyi ifade eder ve lineer değil logaritmik olarak artar

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olamayız. Önce depremle ilgili birkaç basit bilgi edinelim. Bizim 7.6 , 7.2 diye bildiğimiz deprem ölçeği depremde ortaya çıkan enerjiyi ifade eder ve lineer değil  logaritmik olarak artar. Yani değer yükseldikçe katlanarak artar. Bir başka bilgi, yapılara etki eden kuvveti değerlendirmek için en önemli parametrelerden bir tanesi en büyük yer ivmesi (PGA) değeridir. Örnek vermek gerekirse 2011 yılında Japonya’da meydana gelen Richter ölçeğine göre 9.1 şiddetinde olan deprem ile Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 şiddetindeki deprem arasında ortaya çıkan enerji bakımından yüzlerce kat fark var ancak binalara etki bakımından Kahramanmaraş’ta 0,664 olarak ölçülen PGA değeri Hatay’da 1,3 Japonya’daki depremde  2.7 olarak ölçüldü. Peki, Kahramanmaraş merkez üssü iken nasıl oluyor da Hatay’da daha yüksek ölçülebiliyor. İşte burada devreye zemin giriyor.  Hatay ovaya inşa edilmişken Pazarcık zemin olarak daha sağlam bir yer. Yer ivmesi üzerinde zeminin çok büyük etkisi var. Şöyle ki aralarında çok az mesafe olan iki yerden biri kayalık biri alüvyon ise aralarında çok ciddi fark olabiliyor. Benim de Kahramanmaraş’ta gördüğüm şuydu ki şehrin ovaya kurulan kısmı yerle bir olmuşken daha yükseğe daha sağlam zemine yapılan yeni binalar sapasağlamdı. Peki, bizdeki depremden kat kat güçlü Japonya depreminde ne olmuştu. Bütün Japonya adası 3 metre yer değiştirmişti. Depremde sadece 30 bina yıkılmıştı. Ancak ardından gelen tsunamide 30 metreyi aşan dev dalgalar binlerce kişinin ölümüne sebep olmuş toplamda 19 bin kişi hayatını kaybetmişti. Nükleer santral etkilenmiş ciddi bir çevre felaketi ortaya çıkmıştı.

Sonuç olarak biz ne yapmalıyız. Ülkemizin deprem bölgesinde olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz. Yaşadığımız felakete yüzyılın felaketi diyerek tedbirsizliğimizi gizleme yoluna gitmemeliyiz.  Bu ülkede depremler olmaya devam edecektir. Öyleyse tek çözümümüz var o da depreme dayanıklı yerleşimler inşa etmek.  Bunu nasıl yaparız. Öncelikle imar planları yapıp o planlara sadık kalmalıyız. Kaçak yapıları imar barışları ile affetmemeliyiz. Bu imar planlarında yerleşim yerlerimizi sağlam zeminlere yapmalıyız. Zemini uygun olmayan yerlere asla yüksek katlı yapılar yapmamalıyız. Yapı denetimi konusunda çok katı olmalıyız. Ne yazık ki betondan, demirden çaldığını kar gören bir anlayış var. Bu anlayışa fırsat vermemeliyiz. Müteahhitlik kurumunu yüksek standartlara tabi tutmalıyız. Önüne geleni müteahhit yapmamalıyız. Taşıtlar için uyguladığımız araç muayene sisteminin bir benzerini binalarımız için de kurmalıyız. Stratejik önemi olan kamu binaları için sismik izolasyonu zorunlu hale getirmeliyiz. Olası felaketler sonrası yapacaklarımız için daha hazırlıklı olmalıyız.

Büyük bir deprem yaşadık evet ancak bu depremi büyük bir felakete çeviren bizim üst üste yaptığımız hatalardır. Sormak lazım eğer biz imar planlarına sadık kalsaydık, binalarımızı sağlam zeminlere mühendislik kurallarına uygun olarak inşa etseydik kaç bina yıkılacaktı. Tedbirsizlik kader değildir. Tedbir bizden takdir Allah’tandır. Şunu unutmayalım ki biz öğrenene kadar ders devam edecektir. Elbet bugünler de geçer. Allah bize bugünler için sabır ve metanet, bugünlerden ders çıkarmak için ise akıl ve feraset ihsan etsin.


Ecz. Muhammet Avcı    
Deva Partisi Rize İl Başkanı 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi