THE İMAM RECEP KOYUNCU’DAN RİZE’DE BİR İLK DAHA

Kültür 02.07.2021 - 08:50, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 4269+ kez okundu.
 

THE İMAM RECEP KOYUNCU’DAN RİZE’DE BİR İLK DAHA

Rize’de kıt kaynakları bir araya getirerek fevkalade güzellikleri başaran Recep Koyuncu hoca, bugün 2 Temmuz 2021 Cuma günü saat 15:30 da Rize Kent Meydanında içinde 5’er adet kitabın yer aldığı 150 çanta kitap, 150 pide et döner ve 150 ayran ile iki yıldır sürdürdüğü “ASKIDA KİTAP” projesinin finalini, finale yakışır şekilde yapacak. Bir dönem her hafta Çarşamba günleri olmak üzere iki yılda 20’den fazla bedelsiz kitap dağıtımı günü yapan, bugün için de sosyal medya paylaşımında kendisini “The İmam” olarak etiketleyip  “Rize’de ilkleri hep biz yaptık, Şimdi de kitap seti yanında döner – ayran ikram ederek hemşerilerimizin hem beynine, hem de midelerine ikramda bulunmuş olacağız” diyen Recep Koyuncu’yu geçmiş yıllarda birkaç kez yazdım. The İmam’ın Cuma günkü farklılık yaratacak aktivitesini duyan Atatürk Üniversitesinden bir arkadaşım önceki gün arayıp doğruluğunu, nasıl başardığına dair bilgiler sorunca kendisi hakkında daha kapsamlı bir yazı yazmam gerektiğini hissettim. Rize, iyi kötü Recep Koyuncu ve Rize İhtisas Kütüphanesini biliyor gibi ama Rize dışından hemşerilerimizin, hatta kültüre değer veren tüm dostlarımızın bilgilenmesi, tanıması için yazmak benimde sorumluluğum. Zira Recep Koyuncu, Rize Merkezde Halatçılar Mahallesinin Camii İmamı ve aktaracaklarımın tamamını maaşı dışında duyarlı dostlarımızın destekleriyle sağlıyor. Dahasına kapasitesi var. Var ama dahası için daha da desteğe ihtiyacı var. Recep Koyuncu Kimdir? Hemen her lafında kendisi için “Herkes kendisine yakışanı yapar” diyen Recep Koyuncu’yu kıdemli gazeteci İsmet Kösoğlu, “Rize kitaplarının hizmetkârı, Rize tarihinin, geçmişinin yok olmasına gönlü razı olmayan, dağ bayır, yayla mezra, cami mezarlık demeden Rize’nin her köşesinde emeği olan adam” olarak anlatır. Onun için geçmişte ki bir yazımda ben de, “Özellikle Rize’mizde orada burada üretmeden, risk almadan, topa girmeden gününü gün eden, oturduğu koltuğu ısıtmaktan ötesi olmayan, hatta kral çıplak bile diyemedikleri için makamlarında zirve yapanların dünyasında tırnaklarıyla, zamanının tümünü de, eforunu da limitine kadar kullanarak Rize için kalıcı eserler, değerler üreten benim gözümde diğerlerinden, hele hele kosi cinsinden olanlardan çok ötededir, lafını da esirgemeyen sıra dışı bir kimliktir Recep Koyuncu Hoca” demişim. Recep Koyuncu, 1968 yılında Rize Merkez’e bağlı Camidağı Köyünde doğdu. Liseden sonra 4 yıl özel sektör çay fabrikalarında çalıştı. 1992 yılında askerlik dönüşü Rize Müftülüğü bünyesinde İmam-Hatip olarak başladığı görevini Halatçılar Mahallesi Camii İmamı olarak sürdürmektedir. Kurucu Başkanı olduğu Çınar Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği adına 16, arkadaşları ile beraber Rize yereline dair yayınlanmış 18 kitabı (yazımın sonunda liste olarak paylaşacağım) ve çok sayıda makalesi vardır. İlk yayını Rize’nin Mezar Taşları konusunda olmuştu. İki yayını hariç tüm yayınlarını eşten dosttan sağladığı kaynaklarla sağlamış. Kalan iki yayından biri olan Zihni Derin ile ilgili kitabın basımına Çaykur destek vermiş. Geçen yılın sonunda Recep Usta ile beraber hazırladığı, ülke genelinde çok da popüler olan “Ankara İstiklal Mahkemesinin Rize Duruşmaları” isimli belgesel  kitabının basımını da yayınevi üstlenmiş. Recep Koyucu ve Rize İhtisas Kütüphanesi Recep Koyuncu Rize’ye dair arşivciliğini Kurucu Başkanı olduğu Rize Özel İhtisas Kütüphanesi kurumsal kimliği altında sürdürüyor. 10 bin adedin üzerinde kitabın bulunduğu, sayısı belirsiz ancak Rize ile ilgili yayımlanmış tüm süreli yayın, dergi ve gazete arşivlerinin, ebediyete irtihal etmiş çok sayıda ki şahsiyetin fotoğraf albümlerinin, hatıratlarının, notlarının, mektuplarının yer aldığı Kütüphaneyi detaylandırmadan The İmam’ın bu maceraya, arşivciliğe nasıl başladığını önce kısaca aktarayım. İlkokul ikide kitap okumaya aşırı bir merakı olduğunu ailesi de fark eder. Ama belli bir kitap tarzı değil, ne bulursa okumaya başlar. Biriktirir. Biriktirir ama bir süre sonra ev yetmemeye başlayınca dışarda bağımsız yerin gerekliliğini hisseder. Zira 2004 yılının sonunda tesadüfen tanıştığı Çayelili Prof. Dr. Orhan Terzioğlu, Koyuncu’nun ufkunu açmış, onun hedef göstermesi ve kendisinin de eriştiği her tarihi belge onu daha da fazlasına yönlendirdiğinden bugün gelebildiği noktayı hayal edebilmeye genç yaşta başlamıştır. 2005’den itibaren artık Rize’ye dair ne var ise; duvarın dibine terk edilmiş mezar taşından yerel kartpostallara, söyleşilerden süreli yayınlara, kitaba, kasete, fotoğrafa kadar toplamaya başlar. Artık arşivcildir. Ajanslar 22 Haziran 2013’de Rizeli koleksiyoner İmam Recep Koyuncu’nun 8 yılda topladığı kitaplar tarihi yazışmalar, tarihi istihbarat raporları gibi 2 bin 938 eserin yer aldığı Rize İhtisas Kütüphanesinin okurların hizmetine açıldığını geçer. O günden beri Kent Meydanına bakan Medine İş Hanı’da faaliyetlerini sürdüren RİK’nin açılışında Recep Koyuncu’nun yaptığı konuşma da ki bir detay bugün yaptığı işin ne kadar özveri istediği ve değerli olduğunu ortaya koyuyordu. “Evde biriktirdiğim objeler arasında 250 yıllık el yazmaları da var. Benim için büyük değeri bulunan bu eserleri benim kadar hiç kimsenin koruyamayacağını düşündüğümden bugüne kadar her hangi bir kütüphaneye bağışlamadım. Ancak bu eserlerden herkesin faydalanabilmesi gerektiğine de inandığım için de bu kütüphaneyi açtım" diyordu Koyuncu. Zaman içinde bu ifadesinde çok haklı çıktığını okuduğum beyanları oldu. Zira belli bir süre sonra kamu arşivlerinden, kütüphanelerden kilo işi satılan kitap, belge ve arşivlere denk geldi; tarihin, kültürün bile bile yok edilmesine isyan etti, haykırdı. Hatta antipati de topladı. Ama o bazılarını parasını bulup buluşturup vererek satın alıp kurtardı, bazılarının geri dönüşüme gitmesine kahroldu! RİK, Araştırmacıların, Akademisyenlerin Hizmetinde Rize İhtisas Kütüphanesi RİK, Çaykur dahil yerel deki tüm kurumların elinde bulunmayan belge ve dokumana sahip olup bu kaynakları araştırmacıların, tez hazırlayanların istifadesine ücretsiz sunuyor. Böyle olunca da bölge üzerinde araştırma yapanların adresi Recep hocanın Rize İhtisas Kütüphanesi. RİK, bugüne değin 150’nin üzerinde Yüksek Lisans ve Doktora Tezine aktif kaynak sağlamış, yönlendirmiş. Halktan ya da öyle laf olsun diye pek ziyaretçisi olmaz RİK’ nin. Ancak camide ki görev saatlerinin dışında, bir de sahada belge peşinde değilse gün boyu Medine İş hanında ki kütüphanede gömleğini sıyırmış, kan ter içinde kitaplarla, dergilerle sevişirken bulursunuz Recep Hocayı. Ziyaretiniz onu soluklandırır. Onun en büyük hazzı bir yaraya merhem olmaktır; bir yandan çay söyler, bir yandan da istenen kaynakları döker önünüze. Çıkarken de size uygun bir poşet kitabı tutuşturur elinize. Son ziyaretimde zamanım dardı, kısa kaldım, çıkarken “2 hediyem var sana abim” dedi. Ardından da ekledi, “ama bunlar geçen hafta bana gönderdiğin bir çuval eski yayına karşılık değil, Rize için ta İstanbul'dan verdiğin mücadele için.” İslampaşa ’da ki eski evimizin çatısındakilerden doldurduğum koca çuvaldan en çok ilgisini çeken, 1980 öncesinin Çaykur'a ait teksirle hazırlanmış rapor tarzında ki yayınları idi. Fakülte bitirme tezim için yararlanmıştım, 40 yıl sonra işe yaramalarına ben de çok mutlu olmuştum. Koyuncu, araştırmacılara, akademisyenlere sağladığı bu destekten çok mutlu, gurur da duyuyor. Ama küsmese de bazen kızar yüksek sesle zengin diliyle sitem etmekten de geri kalmaz. Çünkü, onun ifadesi ile “Üniversite, Çaykur dahil kamu yöneticilerimiz araştırmacıya, tez hazırlayacak olana bizi adres verir ama hiçbir kamu kuruluşu kültür adına yaptığı toplantıya, buluşmaya bizi nedense davet etmez, yaptıklarımızı desteklemez, taleplerimize cevap vermez.” Kızar, bırakacağım der ama küsme huyu yoktur Recep Hoca’nın. Derdi Rize iledir. İster ki, şehrimizin kültürü doğru ve belgeli olarak tanıtılsın. Bugüne kadar yapılan yayınlarda çok yanlış bilgilerin olduğunu iddia ederek doğruların araştırılmasını, şehrin gerek tarihini ve gerekse kültürünü gelecek nesillere doğru aktarılmasına katkı sağlamak ister. Bununla beraber bugün olduğu gibi belli periyotlarla halka, okullara, kütüphanelere, belli meslek gruplarına ücretsiz kitap dağıtmak suretiyle insanımızın okuma alışkanlığına katkıda bulunmak ister. RİK Herkese Açık Ama Rize Kitap Günlerine Alınmaz!  Ancak yöre için bu kadar kitabın hazırlanıp basılmasında emeği olan, Rize’nin adeta yazılı belleğini oluşturmak için didinen Recep Koyuncu ve Başkanı olduğu Çınar Eğitim Yayınevi, “16-26 Ekim 2018 Rize Kitap Günleri “ adı altında kendi kentinde yapılan ve 50 den fazla yazarın davet edildiği fuara, aktiviteye dahil edilmiyor. Daha acısı, davet edildikten sonra organizatörlerce davet edilenler, stant verilenler arasından çıkarılıyor! Neden? Recep Koyuncu kadar Rize için dokümanter oluşturmuş, yayın yapmış acaba bir başka Rizeli var miydi o etkinlik alanında! Acaba bu yaklaşımla kaybeden Recep Koyuncu mu, yoksa Rize bürokrasisi mi olmuştu! “Çok çabaladım bu şehre ait ne varsa toplamak için. Oldukça geniş ve değerli bir arşive sahip oldum ama bence yeterli değil. Bu şehre değer katmak adına çalmadığım kapı kalmadı ama olmadı nedense istediğim kadar. Belki düzenin adamı değilim de o yüzden, bilmiyorum. Oysa son zamanlarda özellikle bu şehrin çay tarihi hakkında çok büyük belgelere ulaştım. Literatürü değiştirecek yüzlerce belge. Ama artık kimseye yalvarmak istemiyorum. Yoruldum çünkü dert anlatmaktan, yapılması gerekenleri dillendirmekten.“ Koyuncu böyle diyor ama artık öyle bir noktaya gelinmiş ki, arada bunaldığında “Kütüphanenin faaliyetlerini durduracağım” beyanında bulunsa da Türkiye’nin her yanından, dünyadan Rize ile ilgili kim ne belge vb eline geçiyorsa RİK ne gönderiyor. Bir anlamda kamu hala fark ettiğini göstermese de vatandaş RİK’ ni sahiplenmiş durumda. Recep Koyuncu’ya Rize Adına Kulak Verelim, Sahip Çıkalım Artık daha çok materyal var. Ama asıl sıkıntı şimdi burada başlıyor; gelenlerin kimi rafta, kimi hala kolilerde. Bir yandan tasnifleniyor, hatta daha kolay erişilebilinsin diye dijitale aktarılıyor ama bünyede ne kadar materyalin olduğunun icmalini hengameden, yersizlikten çıkaramıyorlar. RİK’ nin araştırmacılara daha iyi ve kolayca cevap verebilmek, yardımcı olabilmek ve de materyallerin zarar görmeden de sergilenebileceği yeni bir mekana gereksinimi var. Bu net. Arşivin sağlıklı muhafazası ve araştırmacıların yararlanmalarına kolaylık sağlanması için dijitale aktarmaya başlanması da fevkalade olumlu. Ancak RİK’nin kendi olanaklarıyla bunu makul bir sürede tamamlayabilmesi zor. Örneğin Belediye veya Valilik makamı belli bir süre için birkaç memuru burada pekala görevlendirip destek verebilir. Dahası kopyalama için gerekli bellek desteği ve geniş yüzeyli (gazete boyutunun taranması için) tarayıcı sağlayabilmek de çok zor olmasa gerek. Zira Recep Hoca neredeyse her konuşmasında “para değil daha geniş, elverişli bir yer ve malzeme desteği istiyoruz” diye haykırıyor. Recep Koyuncu tüm bunları da Rize’nin tarihini ve kültürünü yaşatmak, doğru yansıtmak için istiyor. Çok şey istemiyor ki! “Birçok şehirde valiliklerin, belediyelerin, üniversitelerin, kültür müdürlüklerinin ve diğer ilgili kurumların benzeri teşekküllere verdiği desteği beklediğimiz yöneticilerimizin çoğu emeklerimizi görmelerine karşın faaliyetlerimize ilgi göstermeyip, hatta gereksiz olarak nitelendirmeleri, destek taleplerimize kapalı olmaları, kendilerinin de gerektiği kadar Rize için yayın yapmamaları bu şehir adına en büyük üzüntümüzdür. Bu durumu kabullenememe beni ve arkadaşlarımı daha çok çalışmaya sevk ediyor. Ama bir yere kadar gelip tıkanıyoruz” diyor Sevgili Recep Koyuncu. İstiyor ki, Rize’nin ‘Kent Arşivi’ olsun, ardından da müzesi olsun. Çünkü, sanıldığının aksine yöre inanımızın elinde sayısız belge ve fotoğrafın olduğunu, buna karşın Rize’de ki kurumlarda arşiv geleneğinin, zihniyetinin yerleşmemiş olduğunu örneklerle izah ediyor. Örneğin oluşturduğu kütüphanede 1831’de yazılmış Çay Risalesinden tutun da Osmanlı’dan Cumhuriyete geçiş dönemine ve sonrasına ait binlerce belgenin bulunmasına rağmen Belediyenin arşivindeki en eski belgenin 1969 yılına ait olduğunu, Çaykur’un arşivinin ise tamamen yok edildiğini belirtiyor. Var olanı korumak, kaybolmaya yüz tutmuşları bulmak, kayıt altına almak ve yararlanacak olanların istifadesine sunmada önünü açabilmek için Rize İhtisas Kütüphanesine karşı daha duyarlı olalım vesselam.     THE İMAM RECEP KOYUNCU’NUN YAZDIĞI KİTAPLAR Ankara İstiklal Mahkemesinin Rize Duruşmaları / Recep Usta İle Rize Yöresinde Evlenme Ve Düğün Adetleri / Esra Köse İle Bildiğini Okuyan İmam Zihni / Elif Yemenici İle Çay Bibliyografyası / Yunus Emre Koyuncu İle Rize Derepazarı İlçesi Tarihi Mezar Kitabeleri / Canan Hanoğlu İle Rize Çayeli İlçesi Mezar Taşları/ Canan Hanoğlu İle Rize-İyidere İlçesi Tarihi Mezar Kitabeleri / İshak Güven Güvelioğlu Tarihin Tozlu Sayfalarından; Rize'de Sağlık / Filiz Yavuz Avşar İle Bir Tutam Hemşin Bir Nefes Tulum Ve Remzi Bekar / Yunus Emre Koyuncu İle Kaybolan Destan - Cimil Çığ Destanı / Nazif Arıman İle Osmanlı Belgelerinde Rize Sütlüce Köyü / İshak Güven Güvelioğlu Çayın Anadolu Serüveni / Nazif Arıman ile birlikte Rize Yöresinde Su Değirmenleri / Recep Usta ile Geçmişten Günümüze Rize Belediyesi Belediye Başkanları/ Recep Usta ile Bir Yol Hikayesi Ovit / Çayhan Orhon Dervişoğlu ile birlikte Rize Güreş Şampiyonları / Recep Usta ile birlikte Türkistan’dan Sesler Süleyman Kazmaz / Recep Usta ile birlikte Mollaveyis Karyesi San'at-ı Umumiye Sandığı Defteri / Recep Usta ile  

Rize’de kıt kaynakları bir araya getirerek fevkalade güzellikleri başaran Recep Koyuncu hoca, bugün 2 Temmuz 2021 Cuma günü saat 15:30 da Rize Kent Meydanında içinde 5’er adet kitabın yer aldığı 150 çanta kitap, 150 pide et döner ve 150 ayran ile iki yıldır sürdürdüğü “ASKIDA KİTAP” projesinin finalini, finale yakışır şekilde yapacak.


Bir dönem her hafta Çarşamba günleri olmak üzere iki yılda 20’den fazla bedelsiz kitap dağıtımı günü yapan, bugün için de sosyal medya paylaşımında kendisini “The İmam” olarak etiketleyip  “Rize’de ilkleri hep biz yaptık, Şimdi de kitap seti yanında döner – ayran ikram ederek hemşerilerimizin hem beynine, hem de midelerine ikramda bulunmuş olacağız” diyen Recep Koyuncu’yu geçmiş yıllarda birkaç kez yazdım.


The İmam’ın Cuma günkü farklılık yaratacak aktivitesini duyan Atatürk Üniversitesinden bir arkadaşım önceki gün arayıp doğruluğunu, nasıl başardığına dair bilgiler sorunca kendisi hakkında daha kapsamlı bir yazı yazmam gerektiğini hissettim. Rize, iyi kötü Recep Koyuncu ve Rize İhtisas Kütüphanesini biliyor gibi ama Rize dışından hemşerilerimizin, hatta kültüre değer veren tüm dostlarımızın bilgilenmesi, tanıması için yazmak benimde sorumluluğum. Zira Recep Koyuncu, Rize Merkezde Halatçılar Mahallesinin Camii İmamı ve aktaracaklarımın tamamını maaşı dışında duyarlı dostlarımızın destekleriyle sağlıyor. Dahasına kapasitesi var. Var ama dahası için daha da desteğe ihtiyacı var.


Recep Koyuncu Kimdir?


Hemen her lafında kendisi için “Herkes kendisine yakışanı yapar” diyen Recep Koyuncu’yu kıdemli gazeteci İsmet Kösoğlu, “Rize kitaplarının hizmetkârı, Rize tarihinin, geçmişinin yok olmasına gönlü razı olmayan, dağ bayır, yayla mezra, cami mezarlık demeden Rize’nin her köşesinde emeği olan adam” olarak anlatır.


Onun için geçmişte ki bir yazımda ben de, “Özellikle Rize’mizde orada burada üretmeden, risk almadan, topa girmeden gününü gün eden, oturduğu koltuğu ısıtmaktan ötesi olmayan, hatta kral çıplak bile diyemedikleri için makamlarında zirve yapanların dünyasında tırnaklarıyla, zamanının tümünü de, eforunu da limitine kadar kullanarak Rize için kalıcı eserler, değerler üreten benim gözümde diğerlerinden, hele hele kosi cinsinden olanlardan çok ötededir, lafını da esirgemeyen sıra dışı bir kimliktir Recep Koyuncu Hoca” demişim.


Recep Koyuncu, 1968 yılında Rize Merkez’e bağlı Camidağı Köyünde doğdu. Liseden sonra 4 yıl özel sektör çay fabrikalarında çalıştı. 1992 yılında askerlik dönüşü Rize Müftülüğü bünyesinde İmam-Hatip olarak başladığı görevini Halatçılar Mahallesi Camii İmamı olarak sürdürmektedir. Kurucu Başkanı olduğu Çınar Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği adına 16, arkadaşları ile beraber Rize yereline dair yayınlanmış 18 kitabı (yazımın sonunda liste olarak paylaşacağım) ve çok sayıda makalesi vardır.


İlk yayını Rize’nin Mezar Taşları konusunda olmuştu. İki yayını hariç tüm yayınlarını eşten dosttan sağladığı kaynaklarla sağlamış. Kalan iki yayından biri olan Zihni Derin ile ilgili kitabın basımına Çaykur destek vermiş. Geçen yılın sonunda Recep Usta ile beraber hazırladığı, ülke genelinde çok da popüler olan “Ankara İstiklal Mahkemesinin Rize Duruşmaları” isimli belgesel  kitabının basımını da yayınevi üstlenmiş.


Recep Koyucu ve Rize İhtisas Kütüphanesi


Recep Koyuncu Rize’ye dair arşivciliğini Kurucu Başkanı olduğu Rize Özel İhtisas Kütüphanesi kurumsal kimliği altında sürdürüyor. 10 bin adedin üzerinde kitabın bulunduğu, sayısı belirsiz ancak Rize ile ilgili yayımlanmış tüm süreli yayın, dergi ve gazete arşivlerinin, ebediyete irtihal etmiş çok sayıda ki şahsiyetin fotoğraf albümlerinin, hatıratlarının, notlarının, mektuplarının yer aldığı Kütüphaneyi detaylandırmadan The İmam’ın bu maceraya, arşivciliğe nasıl başladığını önce kısaca aktarayım.


İlkokul ikide kitap okumaya aşırı bir merakı olduğunu ailesi de fark eder. Ama belli bir kitap tarzı değil, ne bulursa okumaya başlar. Biriktirir. Biriktirir ama bir süre sonra ev yetmemeye başlayınca dışarda bağımsız yerin gerekliliğini hisseder. Zira 2004 yılının sonunda tesadüfen tanıştığı Çayelili Prof. Dr. Orhan Terzioğlu, Koyuncu’nun ufkunu açmış, onun hedef göstermesi ve kendisinin de eriştiği her tarihi belge onu daha da fazlasına yönlendirdiğinden bugün gelebildiği noktayı hayal edebilmeye genç yaşta başlamıştır. 2005’den itibaren artık Rize’ye dair ne var ise; duvarın dibine terk edilmiş mezar taşından yerel kartpostallara, söyleşilerden süreli yayınlara, kitaba, kasete, fotoğrafa kadar toplamaya başlar. Artık arşivcildir.


Ajanslar 22 Haziran 2013’de Rizeli koleksiyoner İmam Recep Koyuncu’nun 8 yılda topladığı kitaplar tarihi yazışmalar, tarihi istihbarat raporları gibi 2 bin 938 eserin yer aldığı Rize İhtisas Kütüphanesinin okurların hizmetine açıldığını geçer.


O günden beri Kent Meydanına bakan Medine İş Hanı’da faaliyetlerini sürdüren RİK’nin açılışında Recep Koyuncu’nun yaptığı konuşma da ki bir detay bugün yaptığı işin ne kadar özveri istediği ve değerli olduğunu ortaya koyuyordu.


“Evde biriktirdiğim objeler arasında 250 yıllık el yazmaları da var. Benim için büyük değeri bulunan bu eserleri benim kadar hiç kimsenin koruyamayacağını düşündüğümden bugüne kadar her hangi bir kütüphaneye bağışlamadım. Ancak bu eserlerden herkesin faydalanabilmesi gerektiğine de inandığım için de bu kütüphaneyi açtım" diyordu Koyuncu.


Zaman içinde bu ifadesinde çok haklı çıktığını okuduğum beyanları oldu. Zira belli bir süre sonra kamu arşivlerinden, kütüphanelerden kilo işi satılan kitap, belge ve arşivlere denk geldi; tarihin, kültürün bile bile yok edilmesine isyan etti, haykırdı. Hatta antipati de topladı. Ama o bazılarını parasını bulup buluşturup vererek satın alıp kurtardı, bazılarının geri dönüşüme gitmesine kahroldu!


RİK, Araştırmacıların, Akademisyenlerin Hizmetinde


Rize İhtisas Kütüphanesi RİK, Çaykur dahil yerel deki tüm kurumların elinde bulunmayan belge ve dokumana sahip olup bu kaynakları araştırmacıların, tez hazırlayanların istifadesine ücretsiz sunuyor. Böyle olunca da bölge üzerinde araştırma yapanların adresi Recep hocanın Rize İhtisas Kütüphanesi. RİK, bugüne değin 150’nin üzerinde Yüksek Lisans ve Doktora Tezine aktif kaynak sağlamış, yönlendirmiş.


Halktan ya da öyle laf olsun diye pek ziyaretçisi olmaz RİK’ nin. Ancak camide ki görev saatlerinin dışında, bir de sahada belge peşinde değilse gün boyu Medine İş hanında ki kütüphanede gömleğini sıyırmış, kan ter içinde kitaplarla, dergilerle sevişirken bulursunuz Recep Hocayı. Ziyaretiniz onu soluklandırır. Onun en büyük hazzı bir yaraya merhem olmaktır; bir yandan çay söyler, bir yandan da istenen kaynakları döker önünüze. Çıkarken de size uygun bir poşet kitabı tutuşturur elinize.


Son ziyaretimde zamanım dardı, kısa kaldım, çıkarken “2 hediyem var sana abim” dedi. Ardından da ekledi, “ama bunlar geçen hafta bana gönderdiğin bir çuval eski yayına karşılık değil, Rize için ta İstanbul'dan verdiğin mücadele için.”


İslampaşa ’da ki eski evimizin çatısındakilerden doldurduğum koca çuvaldan en çok ilgisini çeken, 1980 öncesinin Çaykur'a ait teksirle hazırlanmış rapor tarzında ki yayınları idi. Fakülte bitirme tezim için yararlanmıştım, 40 yıl sonra işe yaramalarına ben de çok mutlu olmuştum.


Koyuncu, araştırmacılara, akademisyenlere sağladığı bu destekten çok mutlu, gurur da duyuyor. Ama küsmese de bazen kızar yüksek sesle zengin diliyle sitem etmekten de geri kalmaz. Çünkü, onun ifadesi ile “Üniversite, Çaykur dahil kamu yöneticilerimiz araştırmacıya, tez hazırlayacak olana bizi adres verir ama hiçbir kamu kuruluşu kültür adına yaptığı toplantıya, buluşmaya bizi nedense davet etmez, yaptıklarımızı desteklemez, taleplerimize cevap vermez.”


Kızar, bırakacağım der ama küsme huyu yoktur Recep Hoca’nın. Derdi Rize iledir. İster ki, şehrimizin kültürü doğru ve belgeli olarak tanıtılsın. Bugüne kadar yapılan yayınlarda çok yanlış bilgilerin olduğunu iddia ederek doğruların araştırılmasını, şehrin gerek tarihini ve gerekse kültürünü gelecek nesillere doğru aktarılmasına katkı sağlamak ister. Bununla beraber bugün olduğu gibi belli periyotlarla halka, okullara, kütüphanelere, belli meslek gruplarına ücretsiz kitap dağıtmak suretiyle insanımızın okuma alışkanlığına katkıda bulunmak ister.


RİK Herkese Açık Ama Rize Kitap Günlerine Alınmaz! 


Ancak yöre için bu kadar kitabın hazırlanıp basılmasında emeği olan, Rize’nin adeta yazılı belleğini oluşturmak için didinen Recep Koyuncu ve Başkanı olduğu Çınar Eğitim Yayınevi, “16-26 Ekim 2018 Rize Kitap Günleri “ adı altında kendi kentinde yapılan ve 50 den fazla yazarın davet edildiği fuara, aktiviteye dahil edilmiyor. Daha acısı, davet edildikten sonra organizatörlerce davet edilenler, stant verilenler arasından çıkarılıyor!


Neden?


Recep Koyuncu kadar Rize için dokümanter oluşturmuş, yayın yapmış acaba bir başka Rizeli var miydi o etkinlik alanında!


Acaba bu yaklaşımla kaybeden Recep Koyuncu mu, yoksa Rize bürokrasisi mi olmuştu!


“Çok çabaladım bu şehre ait ne varsa toplamak için. Oldukça geniş ve değerli bir arşive sahip oldum ama bence yeterli değil. Bu şehre değer katmak adına çalmadığım kapı kalmadı ama olmadı nedense istediğim kadar. Belki düzenin adamı değilim de o yüzden, bilmiyorum. Oysa son zamanlarda özellikle bu şehrin çay tarihi hakkında çok büyük belgelere ulaştım. Literatürü değiştirecek yüzlerce belge. Ama artık kimseye yalvarmak istemiyorum. Yoruldum çünkü dert anlatmaktan, yapılması gerekenleri dillendirmekten.“


Koyuncu böyle diyor ama artık öyle bir noktaya gelinmiş ki, arada bunaldığında “Kütüphanenin faaliyetlerini durduracağım” beyanında bulunsa da Türkiye’nin her yanından, dünyadan Rize ile ilgili kim ne belge vb eline geçiyorsa RİK ne gönderiyor. Bir anlamda kamu hala fark ettiğini göstermese de vatandaş RİK’ ni sahiplenmiş durumda.


Recep Koyuncu’ya Rize Adına Kulak Verelim, Sahip Çıkalım


Artık daha çok materyal var. Ama asıl sıkıntı şimdi burada başlıyor; gelenlerin kimi rafta, kimi hala kolilerde. Bir yandan tasnifleniyor, hatta daha kolay erişilebilinsin diye dijitale aktarılıyor ama bünyede ne kadar materyalin olduğunun icmalini hengameden, yersizlikten çıkaramıyorlar.


RİK’ nin araştırmacılara daha iyi ve kolayca cevap verebilmek, yardımcı olabilmek ve de materyallerin zarar görmeden de sergilenebileceği yeni bir mekana gereksinimi var. Bu net.


Arşivin sağlıklı muhafazası ve araştırmacıların yararlanmalarına kolaylık sağlanması için dijitale aktarmaya başlanması da fevkalade olumlu. Ancak RİK’nin kendi olanaklarıyla bunu makul bir sürede tamamlayabilmesi zor. Örneğin Belediye veya Valilik makamı belli bir süre için birkaç memuru burada pekala görevlendirip destek verebilir. Dahası kopyalama için gerekli bellek desteği ve geniş yüzeyli (gazete boyutunun taranması için) tarayıcı sağlayabilmek de çok zor olmasa gerek. Zira Recep Hoca neredeyse her konuşmasında “para değil daha geniş, elverişli bir yer ve malzeme desteği istiyoruz” diye haykırıyor.


Recep Koyuncu tüm bunları da Rize’nin tarihini ve kültürünü yaşatmak, doğru yansıtmak için istiyor.


Çok şey istemiyor ki!


“Birçok şehirde valiliklerin, belediyelerin, üniversitelerin, kültür müdürlüklerinin ve diğer ilgili kurumların benzeri teşekküllere verdiği desteği beklediğimiz yöneticilerimizin çoğu emeklerimizi görmelerine karşın faaliyetlerimize ilgi göstermeyip, hatta gereksiz olarak nitelendirmeleri, destek taleplerimize kapalı olmaları, kendilerinin de gerektiği kadar Rize için yayın yapmamaları bu şehir adına en büyük üzüntümüzdür. Bu durumu kabullenememe beni ve arkadaşlarımı daha çok çalışmaya sevk ediyor. Ama bir yere kadar gelip tıkanıyoruz” diyor Sevgili Recep Koyuncu.


İstiyor ki, Rize’nin ‘Kent Arşivi’ olsun, ardından da müzesi olsun.


Çünkü, sanıldığının aksine yöre inanımızın elinde sayısız belge ve fotoğrafın olduğunu, buna karşın Rize’de ki kurumlarda arşiv geleneğinin, zihniyetinin yerleşmemiş olduğunu örneklerle izah ediyor. Örneğin oluşturduğu kütüphanede 1831’de yazılmış Çay Risalesinden tutun da Osmanlı’dan Cumhuriyete geçiş dönemine ve sonrasına ait binlerce belgenin bulunmasına rağmen Belediyenin arşivindeki en eski belgenin 1969 yılına ait olduğunu, Çaykur’un arşivinin ise tamamen yok edildiğini belirtiyor.


Var olanı korumak, kaybolmaya yüz tutmuşları bulmak, kayıt altına almak ve yararlanacak olanların istifadesine sunmada önünü açabilmek için Rize İhtisas Kütüphanesine karşı daha duyarlı olalım vesselam.

 

 

THE İMAM RECEP KOYUNCU’NUN YAZDIĞI KİTAPLAR

Ankara İstiklal Mahkemesinin Rize Duruşmaları / Recep Usta İle

Rize Yöresinde Evlenme Ve Düğün Adetleri / Esra Köse İle

Bildiğini Okuyan İmam Zihni / Elif Yemenici İle

Çay Bibliyografyası / Yunus Emre Koyuncu İle

Rize Derepazarı İlçesi Tarihi Mezar Kitabeleri / Canan Hanoğlu İle

Rize Çayeli İlçesi Mezar Taşları/ Canan Hanoğlu İle

Rize-İyidere İlçesi Tarihi Mezar Kitabeleri / İshak Güven Güvelioğlu

Tarihin Tozlu Sayfalarından; Rize'de Sağlık / Filiz Yavuz Avşar İle

Bir Tutam Hemşin Bir Nefes Tulum Ve Remzi Bekar / Yunus Emre Koyuncu İle

Kaybolan Destan - Cimil Çığ Destanı / Nazif Arıman İle

Osmanlı Belgelerinde Rize Sütlüce Köyü / İshak Güven Güvelioğlu

Çayın Anadolu Serüveni / Nazif Arıman ile birlikte

Rize Yöresinde Su Değirmenleri / Recep Usta ile

Geçmişten Günümüze Rize Belediyesi Belediye Başkanları/ Recep Usta ile

Bir Yol Hikayesi Ovit / Çayhan Orhon Dervişoğlu ile birlikte

Rize Güreş Şampiyonları / Recep Usta ile birlikte

Türkistan’dan Sesler Süleyman Kazmaz / Recep Usta ile birlikte

Mollaveyis Karyesi San'at-ı Umumiye Sandığı Defteri / Recep Usta ile

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi