VATANDAŞLAR DIŞARIDA SABAHLADI

DÜZCE 23.11.2022 - 11:00, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2702+ kez okundu.
 

VATANDAŞLAR DIŞARIDA SABAHLADI

DÜZCE’de bugün sabaha karşı merkez üssü Gölyaka ilçesi olan Richter ölçeğine göre 5.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Marmara ve İç Anadolu bölgelerindeki birçok ilde hissedilen depremde, Düzce’de bazı köylerde ahırlar yıkıldı, evlerde hasar ve duvarlarında çatlaklar oluştu. Depremde, çoğu yüksekten atlamaya bağlı olarak Düzce'de 37, Zonguldak'ta 6, Bursa'da 4, İstanbul, Sakarya ve Bolu'da 1 kişi olmak üzere toplam 50 kişi yaralandı. Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde oturan vatandaşlar, güne Düzce merkezli depremle uyandı. AFET ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, (AFAD), saat 04.08’de olan depremin merkez üssünü Gölyaka ilçesinin Kemeryani köyü, büyüklüğünü ise 5.9 olarak açıkladı. Yerin 6.81 kilometre derinliğinde olan deprem, Düzce’nin yanı sıra Bursa, Sakarya, Yalova, Bolu, Kocaeli, Zonguldak, Bartın, Ankara, Eskişehir, Kütahya, İstanbul, Tekirdağ ve Edirne’de hissedildi. Birçok ilde vatandaşlar, sarsıntıyla birlikte yataklarından fırlayıp, panik içinde sokaklara çıktı. Depremin merkez üssü Düzce’de elektrik kesintileri yaşandı. Düzce’de itfaiye, jandarma, polis ve sağlık ekipleri teyakkuza geçti. Düzce, Ankara, İstanbul ve Sakarya’dan AFAD ile Kızılay ekipleri de bölgeye sevk edildi. Ekipler, bölge genelinde hasar tespiti için çalışma başlattı. AFAD bölgeye 10 bin battaniye ile 480 aile tipi, 20 genel maksat çadırı gönderdi. 10 adet mobil baz istasyonu yönlendirildi. Bölgeye 1 mobil koordinasyon TIR'ı ile 1 sosyal çalışma TIR'ı sevk edildi. Depremin merkez üssüne yakın bölgedeki köylerde bazı ahırlar yıkıldı, birçok binada da hasar ve çatlaklar oluştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da depremin ardından bölgeye gitti. 50 KİŞİ YARALANDI Deprem sırasında paniğe kapılan bazı vatandaşlar, evlerinin balkon ve pencerelerinden atlayarak yaralandı. Bazı vatandaşlar ise stres kaynaklı sağlık sorunu yaşadı. AFAD'dan yapılan açıklamada, "Düzce'de 37, Zonguldak'ta 6, Bursa'da 4, İstanbul, Sakarya ve Bolu'da 1 kişi olmak üzere toplam 50 vatandaşımız yaralanmıştır" denildi AFAD'dan yapılan açıklamada, Düzce Gölyaka merkezli depremin ardından 109 artçı olduğu belirtildi. Deprem bölgesinde 678 personelin 146 araçla görev yaptığının kaydedildiği açıklamada, "Afet Hasar Tespit Grubu ekipleri bölgede hasar tespit çalışmalarına başlamıştır. Sakarya AFAD'dan 1 mobil koordinasyon TIR'ı, 1 sosyal çalışma TIR'ı ve 2 adet arama köpeği bölgeye sevk edilmiştir. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan 1 adet mobil laboratuvar aracı ve 6 izleme aracı bölgeye sevk edilmiştir. Düzce ilinde bazı bölgelerde kontrol amaçlı olarak elektrik kesintisi yapılmaktadır. Bölgede beslenme ve psikososyal destek hizmetleri devam ediyor" denildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da halka psikolojik destek sağlamak üzere 10 ekip görevlendirdi.   KALP KRİZİNDEN YAŞAMINI YİTİRDİ Düzce’nin Çay Mahallesi'nde oturan Sevim Çengel (63), deprem sırasında fenalaştı. Hastaneye kaldırılan, kalp krizi geçirdiği tespit edilen Çengel, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı.   VATANDAŞLAR DIŞARIDA SABAHLADI Depremin ardından Düzce’de korkuyla dışarıya çıkan vatandaşlar, sabaha kadar ateş yakıp dışarıda bekledi. Bazı vatandaşlar ise araçlarında sabahladı. Kızılay, vatandaşlara, battaniye ve sıcak çorba dağıttı. Polis ekipleri, olası hırsızlık olaylarına karşı tedbir aldı. 17 Ağustos 1999 depreminin merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi ile Sakarya’da da vatandaşlar, gün ağarıncaya kadar sokaklarda ve parklarda bekledi.    3 İL VE 1 İLÇEDE OKULLAR TATİL EDİLDİ Depremin merkez üssü Düzce ile sarsıntının yoğun olarak hissedildiği Bolu ve Sakarya ile Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde okullar 1 günlüğüne tatil edildi.   HASAR OLUŞAN BİNANIN SAHİBİ, DEPREM ANINI ANLATTI  Düzce'nin Gölyaka ilçesinde meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremde hasar gören ve dış cephesinde çatlaklar oluşan Aktürk Apartmanı, binadakilerin ortak kararıyla boşaltıldı. 3 katlı, 6 daireli olan ve depremde 3 ailenin bulunduğu binada yaşayan 11 kişi, geceyi dışarıda geçirdi. Kızılay ekipleri, battaniye dağıtırken, dışarıda kalanlar üşümemek için ateş yaktı. Deprem anını ve apartmanın durumu anlatan bina sahibi Ramazan Aktürk, "12 Kasım 1999 depreminin vermiş olduğu psikolojik baskı vardı bizde. Akşamları her ne kadar yatsak da o baskı ile uyuyup, o baskıyla kalkıyorduk. Bu akşam da bunun olma ihtimaline karşı sanki biraz hazırlıklıydık. Uyanıktım o saatte abdest almak için kalkmıştım. Depreme abdest alırken yakalandım. O an çoluğumuza çocuğumuza seslenebildik, kendimizi dışarı atabildik” dedi.   'EVİME DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM’ Binasına yetkililer tarafından verilecek rapor ne olursa olsun yaşadığı korku nedeniyle bir daha evine dönmek istemediğini anlatan Aktürk, "Deprem anında 1 metre 20 santim genişliğinde bir koridordaydım. Kendimin bir o duvara bir diğer duvara savrulduğunu gördüm. 15-20 santim ötemdeki kapıyı tutamadım, açamadım kapıyı. O esnada çok büyük birçok yaşadık, o şokla birlikte kendimizi dışarı attık. Gece boyunca dışarıdaydık. Yetkililer gelecekler, binanın sağlam olup olmadığını söyleyecekler ama sağlam olsa da olmasa da ben evime dönmeyi düşünmüyorum" diye konuştu.    '12 KASIM DEPREMİNDE HASARSIZLIK RAPORU VERİLMİŞTİ' Binanın 1992 yılında yapıldığını ve 1999 Düzce depremini hasarsız atlattığını kaydeden Ramazan Aktürk "12 Kasım 1999 depreminde hasarsızlık raporu verilmişti, bu bina için. Herhangi bir hasar yoktu. Kolonlarda, duvarlarda çatlak dahi yoktu. Gece dışarı çıkarken bazı yerlerin hasar aldığını gördük. Binanın dışınca camlar çatlamıştı. Dışarı çıkınca da binanın çatlak olduğunu gördük" dedi.   PROF. DR. SERTÇELİK: TETİKLEYİCİ DEPREM DEĞİL Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fadime Sertçelik, Düzce'de meydana gelen depremin tetikleyici nitelikte olmadığını belirterek, "Olası bir Marmara depremine baktığınızda bu fayın Marmara Denizi içerisinden geçen bir kolu var, bir de Bursa üzerinden geçen bir kolu var. Üstteki kuzey kolu alttaki güney kolu. Güney kolu hiç çalışmadı. Güney kolu, Bursa üzerinden geçen bir kol ve o bölgede de bir deprem üretebilir bu fay. İster kuzey ister güney kolunda olsun, büyük bir deprem, zaten bölgeyi çok etkileyecek. O nedenle bu bölgeye biz hepimiz gözlerimizi dikmiş vaziyetteyiz. 'Bu deprem, o depremi tetikler mi?' konusunda büyüklük olarak ve uzaklığa baktığımızda tetikleyici nitelikte bir deprem değil ama diğer taraftan da Marmara'ya bakarken kesinlikle doğuyu da kaçırmamalıyız. Doğu Anadolu fayında da son yüzyılda büyük bir deprem olmadı. O fayın da 580 kilometre uzunluğunda ve üzerinde büyük bir sürü şehirlerimiz var" dedi.  Düzce depreminin birçok ilde hissedildiğini de dile getiren Prof. Dr. Sertçelik, şöyle konuştu:  "Depremin olduğu yer nüfusun yoğunluğu olduğu bir yer. Biz ülke olarak aslında depremi öğrendik. En küçük sarsıntıda artçılarda dahi hisseder vaziyetteyiz. Çok büyük coğrafyada hissedilmesinin nedeni, yüzeye çok yakın olması. Bizim ülke olarak bir dezavantajımız da o. Türkiye'de meydana gelen depremler, sığ depremler. Sığ depremler dediğimiz 10-15 kilometre, akademik bilgi olarak 60 kilometreye kadardır. Türkiye'deki depremlere baktığımızda 15-20 kilometreden daha derinde depremler olmuyor. Dolayısıyla enerji direk binalara ve bizlere iletiliyor. Biz çok hissediyoruz. Japonya'da ya da dünyanın başka ülkelerinde deprem yerin 100-150 kilometre civarında oluyor ve çok daha az hasarla depremler atlatılırken bizim maalesef öyle bir dezavantajımız var. Bu fayların özelliği." (

DÜZCE’de bugün sabaha karşı merkez üssü Gölyaka ilçesi olan Richter ölçeğine göre 5.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Marmara ve İç Anadolu bölgelerindeki birçok ilde hissedilen depremde, Düzce’de bazı köylerde ahırlar yıkıldı, evlerde hasar ve duvarlarında çatlaklar oluştu. Depremde, çoğu yüksekten atlamaya bağlı olarak Düzce'de 37, Zonguldak'ta 6, Bursa'da 4, İstanbul, Sakarya ve Bolu'da 1 kişi olmak üzere toplam 50 kişi yaralandı. Marmara ve İç Anadolu bölgelerinde oturan vatandaşlar, güne Düzce merkezli depremle uyandı. AFET ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, (AFAD), saat 04.08’de olan depremin merkez üssünü Gölyaka ilçesinin Kemeryani köyü, büyüklüğünü ise 5.9 olarak açıkladı. Yerin 6.81 kilometre derinliğinde olan deprem, Düzce’nin yanı sıra Bursa, Sakarya, Yalova, Bolu, Kocaeli, Zonguldak, Bartın, Ankara, Eskişehir, Kütahya, İstanbul, Tekirdağ ve Edirne’de hissedildi. Birçok ilde vatandaşlar, sarsıntıyla birlikte yataklarından fırlayıp, panik içinde sokaklara çıktı. Depremin merkez üssü Düzce’de elektrik kesintileri yaşandı. Düzce’de itfaiye, jandarma, polis ve sağlık ekipleri teyakkuza geçti. Düzce, Ankara, İstanbul ve Sakarya’dan AFAD ile Kızılay ekipleri de bölgeye sevk edildi. Ekipler, bölge genelinde hasar tespiti için çalışma başlattı. AFAD bölgeye 10 bin battaniye ile 480 aile tipi, 20 genel maksat çadırı gönderdi. 10 adet mobil baz istasyonu yönlendirildi. Bölgeye 1 mobil koordinasyon TIR'ı ile 1 sosyal çalışma TIR'ı sevk edildi. Depremin merkez üssüne yakın bölgedeki köylerde bazı ahırlar yıkıldı, birçok binada da hasar ve çatlaklar oluştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da depremin ardından bölgeye gitti. 50 KİŞİ YARALANDI Deprem sırasında paniğe kapılan bazı vatandaşlar, evlerinin balkon ve pencerelerinden atlayarak yaralandı. Bazı vatandaşlar ise stres kaynaklı sağlık sorunu yaşadı. AFAD'dan yapılan açıklamada, "Düzce'de 37, Zonguldak'ta 6, Bursa'da 4, İstanbul, Sakarya ve Bolu'da 1 kişi olmak üzere toplam 50 vatandaşımız yaralanmıştır" denildi AFAD'dan yapılan açıklamada, Düzce Gölyaka merkezli depremin ardından 109 artçı olduğu belirtildi. Deprem bölgesinde 678 personelin 146 araçla görev yaptığının kaydedildiği açıklamada, "Afet Hasar Tespit Grubu ekipleri bölgede hasar tespit çalışmalarına başlamıştır. Sakarya AFAD'dan 1 mobil koordinasyon TIR'ı, 1 sosyal çalışma TIR'ı ve 2 adet arama köpeği bölgeye sevk edilmiştir. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan 1 adet mobil laboratuvar aracı ve 6 izleme aracı bölgeye sevk edilmiştir. Düzce ilinde bazı bölgelerde kontrol amaçlı olarak elektrik kesintisi yapılmaktadır. Bölgede beslenme ve psikososyal destek hizmetleri devam ediyor" denildi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da halka psikolojik destek sağlamak üzere 10 ekip görevlendirdi.

 

KALP KRİZİNDEN YAŞAMINI YİTİRDİ Düzce’nin Çay Mahallesi'nde oturan Sevim Çengel (63), deprem sırasında fenalaştı. Hastaneye kaldırılan, kalp krizi geçirdiği tespit edilen Çengel, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı.

 

VATANDAŞLAR DIŞARIDA SABAHLADI Depremin ardından Düzce’de korkuyla dışarıya çıkan vatandaşlar, sabaha kadar ateş yakıp dışarıda bekledi. Bazı vatandaşlar ise araçlarında sabahladı. Kızılay, vatandaşlara, battaniye ve sıcak çorba dağıttı. Polis ekipleri, olası hırsızlık olaylarına karşı tedbir aldı. 17 Ağustos 1999 depreminin merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi ile Sakarya’da da vatandaşlar, gün ağarıncaya kadar sokaklarda ve parklarda bekledi. 

 

3 İL VE 1 İLÇEDE OKULLAR TATİL EDİLDİ Depremin merkez üssü Düzce ile sarsıntının yoğun olarak hissedildiği Bolu ve Sakarya ile Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde okullar 1 günlüğüne tatil edildi.

 

HASAR OLUŞAN BİNANIN SAHİBİ, DEPREM ANINI ANLATTI  Düzce'nin Gölyaka ilçesinde meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremde hasar gören ve dış cephesinde çatlaklar oluşan Aktürk Apartmanı, binadakilerin ortak kararıyla boşaltıldı. 3 katlı, 6 daireli olan ve depremde 3 ailenin bulunduğu binada yaşayan 11 kişi, geceyi dışarıda geçirdi. Kızılay ekipleri, battaniye dağıtırken, dışarıda kalanlar üşümemek için ateş yaktı. Deprem anını ve apartmanın durumu anlatan bina sahibi Ramazan Aktürk, "12 Kasım 1999 depreminin vermiş olduğu psikolojik baskı vardı bizde. Akşamları her ne kadar yatsak da o baskı ile uyuyup, o baskıyla kalkıyorduk. Bu akşam da bunun olma ihtimaline karşı sanki biraz hazırlıklıydık. Uyanıktım o saatte abdest almak için kalkmıştım. Depreme abdest alırken yakalandım. O an çoluğumuza çocuğumuza seslenebildik, kendimizi dışarı atabildik” dedi.

 

'EVİME DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM’ Binasına yetkililer tarafından verilecek rapor ne olursa olsun yaşadığı korku nedeniyle bir daha evine dönmek istemediğini anlatan Aktürk, "Deprem anında 1 metre 20 santim genişliğinde bir koridordaydım. Kendimin bir o duvara bir diğer duvara savrulduğunu gördüm. 15-20 santim ötemdeki kapıyı tutamadım, açamadım kapıyı. O esnada çok büyük birçok yaşadık, o şokla birlikte kendimizi dışarı attık. Gece boyunca dışarıdaydık. Yetkililer gelecekler, binanın sağlam olup olmadığını söyleyecekler ama sağlam olsa da olmasa da ben evime dönmeyi düşünmüyorum" diye konuştu. 

 

'12 KASIM DEPREMİNDE HASARSIZLIK RAPORU VERİLMİŞTİ' Binanın 1992 yılında yapıldığını ve 1999 Düzce depremini hasarsız atlattığını kaydeden Ramazan Aktürk "12 Kasım 1999 depreminde hasarsızlık raporu verilmişti, bu bina için. Herhangi bir hasar yoktu. Kolonlarda, duvarlarda çatlak dahi yoktu. Gece dışarı çıkarken bazı yerlerin hasar aldığını gördük. Binanın dışınca camlar çatlamıştı. Dışarı çıkınca da binanın çatlak olduğunu gördük" dedi.

 

PROF. DR. SERTÇELİK: TETİKLEYİCİ DEPREM DEĞİL Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fadime Sertçelik, Düzce'de meydana gelen depremin tetikleyici nitelikte olmadığını belirterek, "Olası bir Marmara depremine baktığınızda bu fayın Marmara Denizi içerisinden geçen bir kolu var, bir de Bursa üzerinden geçen bir kolu var. Üstteki kuzey kolu alttaki güney kolu. Güney kolu hiç çalışmadı. Güney kolu, Bursa üzerinden geçen bir kol ve o bölgede de bir deprem üretebilir bu fay. İster kuzey ister güney kolunda olsun, büyük bir deprem, zaten bölgeyi çok etkileyecek. O nedenle bu bölgeye biz hepimiz gözlerimizi dikmiş vaziyetteyiz. 'Bu deprem, o depremi tetikler mi?' konusunda büyüklük olarak ve uzaklığa baktığımızda tetikleyici nitelikte bir deprem değil ama diğer taraftan da Marmara'ya bakarken kesinlikle doğuyu da kaçırmamalıyız. Doğu Anadolu fayında da son yüzyılda büyük bir deprem olmadı. O fayın da 580 kilometre uzunluğunda ve üzerinde büyük bir sürü şehirlerimiz var" dedi.  Düzce depreminin birçok ilde hissedildiğini de dile getiren Prof. Dr. Sertçelik, şöyle konuştu:  "Depremin olduğu yer nüfusun yoğunluğu olduğu bir yer. Biz ülke olarak aslında depremi öğrendik. En küçük sarsıntıda artçılarda dahi hisseder vaziyetteyiz. Çok büyük coğrafyada hissedilmesinin nedeni, yüzeye çok yakın olması. Bizim ülke olarak bir dezavantajımız da o. Türkiye'de meydana gelen depremler, sığ depremler. Sığ depremler dediğimiz 10-15 kilometre, akademik bilgi olarak 60 kilometreye kadardır. Türkiye'deki depremlere baktığımızda 15-20 kilometreden daha derinde depremler olmuyor. Dolayısıyla enerji direk binalara ve bizlere iletiliyor. Biz çok hissediyoruz. Japonya'da ya da dünyanın başka ülkelerinde deprem yerin 100-150 kilometre civarında oluyor ve çok daha az hasarla depremler atlatılırken bizim maalesef öyle bir dezavantajımız var. Bu fayların özelliği." (

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi