Mehmet Emin  TOPRAK
Köşe Yazarı
Mehmet Emin TOPRAK
 

KADIN-ERKEK EŞİT Mİ?

Garip bir süreçten geçiyoruz. Elma ile armut birbirine karıştırılmak isteniyor! Geçen gün bir tv. programında, bayan moderatör, kadın-erkek eşitliği konusunda şöyle demişti: Kız çocuk pembe, erkek çocuk mavi sever diye bir şey yok; bu durum insanların yönlendirmesinden kaynaklanıyor! Hatta daha da ileri giderek, kız çocuk evcilik oynar, erkek çocuk arabalarla oynar diye bir durum da yok!  Demek istiyor ki, aramızda fark filan yok, aynıyız! Bu görüş, fıtratı ve vicdanı inkâr olduğu gibi,  ilmî hakikatleri de gözardı etmektir! Bu konuda Bediüzzaman Hazretleri: “Fıtrat yalan söylemez.” diye sağlam bir tespit yapmaktadır.  Biz insanlar, bu iki farklı cinsi, ne kadar eşitlemeye gayret edersek edelim, bunlar aynı olamazlar! Bu durum bana, Galile’nin idama giderken ki sözünü hatırlattı. Ne demişti? “Ben ne kadar dünya dönmüyor desem de, o yine dönüyor.” Zorlama ile bir şey olur mu? Olmaz tabii ki! Bu zorlamadan da, hep kadınlar zararlı çıkmışlar ve çıkmaktadırlar. Halbuki dinimiz, her bir cinse, fıtratına göre ve kaldırabileceği kapasiteye uygun olarak yük vermiştir. Adalet, her şeye hakkını vermektir. Hak edenin hakkını az vermek zulüm olduğu gibi, fazla vermekte bir çeşit haksızlıktır! Çok detaya girmek istemiyorum, konu hakkında bir çok kitaplar yazılmış, yorumlar yapılmış ve yazılmaya da yapılmaya da devam edecektir. Evet Aziz Dostlar! Özetlersek, sütten ağızımız yandığı için, yoğurdu da üfleyerek yemeye başladık. Halbuki, sütü süt olarak, yoğurdu yoğurt olarak yemeliyiz! Yani ifrattan tefrite düşmemeliyiz! Eski devirlerde, yani İslâmiyetin hâkim olmadığı yer ve zamanlarda, kadınlar gerçekten ezilmişler. Kadınların aleyhine işleyen bu haksızlığın, dengeye getirilmesi gerekirken, tam tersi yanlışa düşülüyor! Kadına hak verme adına, kaldıramayacağı yüklerin altına itilmek isteniyor! Halbuki hukukun dışında, değil sadece kadın ve erkek, hiçbir insan eşit değildir ve olmaması gerekir! Cenab-ı Hak, dünya işlerinin düzenli bir şekilde yürütülebilmesi için, bütün insanları farklı fıtrat ve kabiliyetlerde yaratmıştır. Fıtrat değişmez! Bu sadece müslüman ülkelerde değil, her ülkede bu farklılık mevcuttur. Şayet hukuk’un dışında da, kadın ve erkek eşittir der isek, maalesef bugün geldiğimiz vahim noktaları daha ilerilere taşırız!  Bugün evliliklerde, boşanmalarda, ailevî ilişkilerde, şiddet olaylarında dünyanın ve memleketimizin nerelere geldiğini söylemeye hâcet yok sanırım! Ne zaman ki insanlık, fıtrata döner ve kadını kadın olarak, erkeği erkek olarak yorumlamaya başlarsa, belki o zaman, haberleri canımız sıkılmadan izleyebiliriz! İnşallah en yakın zamanda, dünyanın geldiği bu cinnet hâlinin sona ermesi veya en azından azalması dileği ile saygılar sunuyorum...
Ekleme Tarihi: 07 Şubat 2021 - Pazar

KADIN-ERKEK EŞİT Mİ?

Garip bir süreçten geçiyoruz. Elma ile armut birbirine karıştırılmak isteniyor!

Geçen gün bir tv. programında, bayan moderatör, kadın-erkek eşitliği konusunda şöyle demişti: Kız çocuk pembe, erkek çocuk mavi sever diye bir şey yok; bu durum insanların yönlendirmesinden kaynaklanıyor! Hatta daha da ileri giderek, kız çocuk evcilik oynar, erkek çocuk arabalarla oynar diye bir durum da yok! 

Demek istiyor ki, aramızda fark filan yok, aynıyız!

Bu görüş, fıtratı ve vicdanı inkâr olduğu gibi,  ilmî hakikatleri de gözardı etmektir!

Bu konuda Bediüzzaman Hazretleri: “Fıtrat yalan söylemez.” diye sağlam bir tespit yapmaktadır. 

Biz insanlar, bu iki farklı cinsi, ne kadar eşitlemeye gayret edersek edelim, bunlar aynı olamazlar!

Bu durum bana, Galile’nin idama giderken ki sözünü hatırlattı. Ne demişti? “Ben ne kadar dünya dönmüyor desem de, o yine dönüyor.”

Zorlama ile bir şey olur mu? Olmaz tabii ki! Bu zorlamadan da, hep kadınlar zararlı çıkmışlar ve çıkmaktadırlar.

Halbuki dinimiz, her bir cinse, fıtratına göre ve kaldırabileceği kapasiteye uygun olarak yük vermiştir.

Adalet, her şeye hakkını vermektir. Hak edenin hakkını az vermek zulüm olduğu gibi, fazla vermekte bir çeşit haksızlıktır!

Çok detaya girmek istemiyorum, konu hakkında bir çok kitaplar yazılmış, yorumlar yapılmış ve yazılmaya da yapılmaya da devam edecektir.

Evet Aziz Dostlar!

Özetlersek, sütten ağızımız yandığı için, yoğurdu da üfleyerek yemeye başladık. Halbuki, sütü süt olarak, yoğurdu yoğurt olarak yemeliyiz! Yani ifrattan tefrite düşmemeliyiz!

Eski devirlerde, yani İslâmiyetin hâkim olmadığı yer ve zamanlarda, kadınlar gerçekten ezilmişler. Kadınların aleyhine işleyen bu haksızlığın, dengeye getirilmesi gerekirken, tam tersi yanlışa düşülüyor! Kadına hak verme adına, kaldıramayacağı yüklerin altına itilmek isteniyor!

Halbuki hukukun dışında, değil sadece kadın ve erkek, hiçbir insan eşit değildir ve olmaması gerekir!

Cenab-ı Hak, dünya işlerinin düzenli bir şekilde yürütülebilmesi için, bütün insanları farklı fıtrat ve kabiliyetlerde yaratmıştır.

Fıtrat değişmez!

Bu sadece müslüman ülkelerde değil, her ülkede bu farklılık mevcuttur.

Şayet hukuk’un dışında da, kadın ve erkek eşittir der isek, maalesef bugün geldiğimiz vahim noktaları daha ilerilere taşırız! 

Bugün evliliklerde, boşanmalarda, ailevî ilişkilerde, şiddet olaylarında dünyanın ve memleketimizin nerelere geldiğini söylemeye hâcet yok sanırım!

Ne zaman ki insanlık, fıtrata döner ve kadını kadın olarak, erkeği erkek olarak yorumlamaya başlarsa, belki o zaman, haberleri canımız sıkılmadan izleyebiliriz!

İnşallah en yakın zamanda, dünyanın geldiği bu cinnet hâlinin sona ermesi veya en azından azalması dileği ile saygılar sunuyorum...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi