Mustafa Barış ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
Mustafa Barış ÖZTÜRK
 

Mahpusluk Günleri

Çok yanlışın doğruyu da beraberinde götürdüğü, önceleri kokusundan şimdilerde fiyatından kaçılan sarmısağın bulunduğu,  "sokağa çıkma yasağının sokaklarda çoşkuyla kutlanıldığı", her cm karede ölümün kol gezdiğı anda bile istifa olmuş-olmamış gündemleriyle meşgul olan, hayatın maskeli balo minvalinde yaşandığı güzel ülkemde; dünden bugüne çok bir şey değişmemiş anlaşılan…Girmediği kılıf kalmayanların kalabalığında...Kötü ruhlara hasta beyinlere  inat...Başaracağız kötülüklerden arınacağız inşallah... Öncelikle K.virüsü ve insanlık üzerindeki etkisini değerlendirdiğimizde, ölümcül olduğunu, temas yoluyla bulaşıp yaygınlaştığını çok iyi öğrendik. Bağışıklık sistemimizi tahrip edip, bizleri zayıf düşürüyor. Hal böyle iken,  ilk dikkat çeken şey hummalı bir aşı çalışması. Ama benim biraz fantazi hikayem olacak bu konuda... Dünyanın bu ölüm kalım  sürecinde bireysel mal varlıklarının; araba ev dukkan iş güç para pul derdine düşen, iki gözü iki çeşme ağlayıp sızlayan battım diye feryat eden kapitalist düzenin meta bağımlılarının beni anlamasını beklemiyorum. Hatta yazımın bundan sonrasını okumamalarını tavsiye ederim. Onların anlayabileceği, şişeleyip satıp paraya dönüstürebileceği bir şey yok burda ! Gelelim hikâyemize... *** İnsanlık, tek tek bireylerden başlayan ve uluslarda yeşeren yeni bir sevgi anlayışı yaratacak. Bu sevgi anlayışı, daha önce sahip olduğumuz tüm önyargıları yıkacak. Kötü düşüncelerden, kötülükten arınan birey; evrensel değerler ışığında önce zihninde, beyninde tam bir arınma yaşayacak. İçi sevgiyle dolacak, taşacak. Diğer insanlara, başkalarına karşı sorumluluk duyacak. Yaşam pınarının sadece insan üzerinden yeşermediğini, doğanın ve hayvanların bizi biz yapan en önemli değer olduğunu duyumsayacak. İşte o vakit… İşte tam da o vakit, ilahi bir mucize gerçekleşip, dünyamızdan beslenen ve temel kaynağı sevgi olan yeni bir panzehir gelişecek ve adı Sevgi Virüsü olacak. Sevgi virüsüde en az korona virüsü gibi bulaşıcı ve yayılmacı olacak. Hıç sevmemiş olanlara, kalbi taş kesmiş, sevgi-aşķ şarabından içmemiş olanlara ne oranda bulaş olacak  bilemiyorum. :) Tamamen sevgi ve saygı ile arınmış tüm bireylerde; yaş, din, dil, cinsiyet, tercih, ideoloji, renk ayırmaksızın temas yoluyla bulaşıp yaygınlaşacak. Tam arınma sağlamış bir insanın sevgi virüsü üretmesi ile ruhumuz ve bedenimizde bir araya gelen korona virüsü ve sevgi virüsü çatışacak. Sevgi virüsü, tartışmasız ruh ve bedenimiz üzerinde başarılı olacak ve ölümcül korona virüsünü sevgi taruduman edecek. O vakit, Dünya Sevgi Örgütü kurulacak. Dünya Sevgi Örgütü, her yerde örgütlenip, bu yeni panzehirin yani sevgi virüsünün yayılması için yeni politikalar belirleyecek. Sevgiyi nasıl bulaştırırız? diye bilim adamları, sosyologlar, psikologlar strateji üretecek. Sevgiyle donanmış bir birey, sevgisiz kalmış ve korona ile mücadele eden bir başka bireye sarıldığında, panzehir tüm kötülükleri bertaraf edecek. Dünya, sağlığına kavuşacak. Ama ne sağlık; herkesin herkese sarıldığı, dokunduğu,  öptüğü, sevdiği ve sevildiği bir yenidünya düzenine gireceğiz. Ah be kardeşim, hayaller gerçek olsa ! Gelin sevgiyi bulaştırarak yeni bir virüs yayalım. Sevgi ile sarılalım. Hissedelim. Aklımızdan, sevgiden başka hiçbir şey geçmesin. Fabrikalar sevgi üretsin. Dünyanın dört bir yanında sevgi hastaneleri 10 bin yataklı olsun. Solunum cihazlarından birbirimize insan nefesi üfleyelim. Bazı arkadaşlar yanlış anlayıp farklı şeyler yapmasın lütfen ! Ne dersiniz, olmaz mı? Olsun, belki yazdığım hikaye bilimsel değil. Ama bir an için yazdığım hikayenin doğru olduğunu düşünsek hiçbir şey kaybetmeyiz. Biz şimdiden ön yargı, hırs ve ihtiraslarımızdan sıyrılıp, kavgalarımız ve küskünlerimizle barışsak ve kendiliğinden yüceltsek sevgiyi, belki bu hayalim bir gün gerçek olur. Sekiz milyar civarındaki insanın dünya genelinde el ele tutuşup halaylar çektiği, sarıldığı ve koklaştığı bir yenidünya olsa kim zararlı çıkar? Belki bu yazıyı okuyanlar beni anlar ve okuyan herkeste hesapsız bir sevgi virüsü can bulur. Saygılar
Ekleme Tarihi: 13 Nisan 2020 - Pazartesi

Mahpusluk Günleri

Çok yanlışın doğruyu da beraberinde götürdüğü, önceleri kokusundan şimdilerde fiyatından kaçılan sarmısağın bulunduğu,  "sokağa çıkma yasağının sokaklarda çoşkuyla kutlanıldığı", her cm karede ölümün kol gezdiğı anda bile istifa olmuş-olmamış gündemleriyle meşgul olan, hayatın maskeli balo minvalinde yaşandığı güzel ülkemde; dünden bugüne çok bir şey değişmemiş anlaşılan…Girmediği kılıf kalmayanların kalabalığında...Kötü ruhlara hasta beyinlere  inat...Başaracağız kötülüklerden arınacağız inşallah...


Öncelikle K.virüsü ve insanlık üzerindeki etkisini değerlendirdiğimizde, ölümcül olduğunu, temas yoluyla bulaşıp yaygınlaştığını çok iyi öğrendik. Bağışıklık sistemimizi tahrip edip, bizleri zayıf düşürüyor.


Hal böyle iken,  ilk dikkat çeken şey hummalı bir aşı çalışması.

Ama benim biraz fantazi hikayem olacak bu konuda...

Dünyanın bu ölüm kalım  sürecinde bireysel mal varlıklarının; araba ev dukkan iş güç para pul derdine düşen, iki gözü iki çeşme ağlayıp sızlayan battım diye feryat eden kapitalist düzenin meta bağımlılarının beni anlamasını beklemiyorum. Hatta yazımın bundan sonrasını okumamalarını tavsiye ederim. Onların anlayabileceği, şişeleyip satıp paraya dönüstürebileceği bir şey yok burda !

Gelelim hikâyemize...

***

İnsanlık, tek tek bireylerden başlayan ve uluslarda yeşeren yeni bir sevgi anlayışı yaratacak. Bu sevgi anlayışı, daha önce sahip olduğumuz tüm önyargıları yıkacak. Kötü düşüncelerden, kötülükten arınan birey; evrensel değerler ışığında önce zihninde, beyninde tam bir arınma yaşayacak. İçi sevgiyle dolacak, taşacak. Diğer insanlara, başkalarına karşı sorumluluk duyacak. Yaşam pınarının sadece insan üzerinden yeşermediğini, doğanın ve hayvanların bizi biz yapan en önemli değer olduğunu duyumsayacak. İşte o vakit… İşte tam da o vakit, ilahi bir mucize gerçekleşip, dünyamızdan beslenen ve temel kaynağı sevgi olan yeni bir panzehir gelişecek ve adı Sevgi Virüsü olacak.


Sevgi virüsüde en az korona virüsü gibi bulaşıcı ve yayılmacı olacak. Hıç sevmemiş olanlara, kalbi taş kesmiş, sevgi-aşķ şarabından içmemiş olanlara ne oranda bulaş olacak  bilemiyorum. :)


Tamamen sevgi ve saygı ile arınmış tüm bireylerde; yaş, din, dil, cinsiyet, tercih, ideoloji, renk ayırmaksızın temas yoluyla bulaşıp yaygınlaşacak. Tam arınma sağlamış bir insanın sevgi virüsü üretmesi ile ruhumuz ve bedenimizde bir araya gelen korona virüsü ve sevgi virüsü çatışacak. Sevgi virüsü, tartışmasız ruh ve bedenimiz üzerinde başarılı olacak ve ölümcül korona virüsünü sevgi taruduman edecek.


O vakit, Dünya Sevgi Örgütü kurulacak. Dünya Sevgi Örgütü, her yerde örgütlenip, bu yeni panzehirin yani sevgi virüsünün yayılması için yeni politikalar belirleyecek.


Sevgiyi nasıl bulaştırırız? diye bilim adamları, sosyologlar, psikologlar strateji üretecek. Sevgiyle donanmış bir birey, sevgisiz kalmış ve korona ile mücadele eden bir başka bireye sarıldığında, panzehir tüm kötülükleri bertaraf edecek. Dünya, sağlığına kavuşacak. Ama ne sağlık; herkesin herkese sarıldığı, dokunduğu,  öptüğü, sevdiği ve sevildiği bir yenidünya düzenine gireceğiz.


Ah be kardeşim, hayaller gerçek olsa !


Gelin sevgiyi bulaştırarak yeni bir virüs yayalım. Sevgi ile sarılalım. Hissedelim. Aklımızdan, sevgiden başka hiçbir şey geçmesin. Fabrikalar sevgi üretsin. Dünyanın dört bir yanında sevgi hastaneleri 10 bin yataklı olsun. Solunum cihazlarından birbirimize insan nefesi üfleyelim. Bazı arkadaşlar yanlış anlayıp farklı şeyler yapmasın lütfen !


Ne dersiniz, olmaz mı?


Olsun, belki yazdığım hikaye bilimsel değil. Ama bir an için yazdığım hikayenin doğru olduğunu düşünsek hiçbir şey kaybetmeyiz. Biz şimdiden ön yargı, hırs ve ihtiraslarımızdan sıyrılıp, kavgalarımız ve küskünlerimizle barışsak ve kendiliğinden yüceltsek sevgiyi, belki bu hayalim bir gün gerçek olur.


Sekiz milyar civarındaki insanın dünya genelinde el ele tutuşup halaylar çektiği, sarıldığı ve koklaştığı bir yenidünya olsa kim zararlı çıkar?


Belki bu yazıyı okuyanlar beni anlar ve okuyan herkeste hesapsız bir sevgi virüsü can bulur.

Saygılar

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi