Mustafa Barış ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
Mustafa Barış ÖZTÜRK
 

TAVUK VE PALAMUTTAN EGE DENİZİNE...

Televizyon da alt yazı geçmişti akşamdan. Balık mevsimi açıldı. Tezgahta 3 palamut 25 tl... Ben de Pazar günü niyetlendim ve meşhur "Karadenizliler Tutar Erzincanlılar Satar" sloganlı balık pazarına gittim. Gittim ama bir karış palamut sanırsın HAMSİ ve tanesi 19.90 krş. Sanki palamut denizde tutulmamış da fabrikada üretilmiş ve kumaş ,boya, işçilik ilavesi ile 19 tl nın yanında 90 kuruşu eklenmiş. Kanımca balık sezonu av yasağının kaldırılmasında tarihsel bir yanlışlık yapılmış. Yazık günah bu yavru balıklara. "Palamut Ekşili" niyetiyle gittiğim balık pazarı dönüşünde, uzun zamandır almadığımız,   yemediğimiz günümüzün “gün yüzü görmeyen tavuklarından" bir bütün alıp eve döndüm. Tavuk konusu her geçtiğinde aklıma yunanlılarda gelir. Bu Tavuk ve Yunanlı komutanlar(yöneticiler) arasında ki ilişkiyi bu günlerde hatırlatmak iyi olur sanırım. Yunanlılar savaşa giderken tavuklarını da yanlarında götürürlermiş. Eğer tavuklar yemlerini yemezse bunu hayra alamet saymazlarmış. Sırf bu yüzden savaştan vazgeçtikleri bile olurmuş. Yunan Komutan Klodios zamanında; Drepene Savaşı’na hazırlanan Yunanlı askerler, tavukların yemlerini yemediklerini fark ederler ve durumu imparatora haber verirler. Savaşa kararlı olan imparator:  “Mademki yem yemiyorlar, bari su içsinler.” diyerek tavukların hepsini denize attırır... Demem o ki bu günlerde Yunanistanda tavuklar yemek yemiyorlarmış. Ege denizinde yer yer tavuklar da görülmüş. Bilginize ! Neyse biz pazar sohbetine devam edelim. “Et yapması için ilaç verilen tavuklar, tarladaki patates gibi hiç kıpırdamadan yetiştiriliyor. Bıraksanız bile yerlerinden kıpırdayamıyorlar. Elinize aldığınızda ise kemikleri kırılıyor." Kızım Elif Ecrin'le mutfağa girdik. Tavuğu poşetten çıkarttım ve Lades tutuşuruz dedim. Kızım lades ne deyince, Hah dedim tam zamanı tam tavuk elimizde. Başladım anlatmaya...  Lades kemiği tavukların göğüs kemiğinin üstünde V şeklinde olur kızım. Lades çocukluğumuzdan beri hatta eski çağlardan beri süre gelen, toplumlarda oynanan eğlenceli bir oyundur kızım. Bu esnada ben tavuğun göğsünden çatal şeklindeki kemiği çıkarttım. Şimdi seninle bu V şeklinde kemiğin iki ucundan tutacağiz ve çekiştirip kemiği kırıp"ladese tutuşarak" oyuna başlayacagiz dedim. Oyunun kuralı kim kime ne verirse "lades" derse kazanır, "aklımda" derse oyun devam eder. Bu oyunun eğlenceli tarafı çok dikkatli olmayı gerektirir. Rakibinin eline vereceği her hangi bir nesnede 3 saniye içinde lades demesi gerekir. Aklımda demediği takdirde mağlup olur. Bu oyunun 20 yıl sürüp gittiğini anlatan hikâyeler vardır. Bir arkadaşım anlatmıştı. Babasinin küçük yaşlarından itibaren ahretlik dediği arkadaşı varmış. Arkadaşı ile ladese tutuşmuşlar. Bu oyun yıllarca sürmüş her iki taraf o kadar kurnazca oynamış birbirlerini alt edemez olmuşlar. Babası askere gitmiş ama halen lades tutuşması sonuçlanmamış, lades oyunu yarım kalmıştı diye anlatırdı. Vatanı görevini 3,5 yıl yaparak memlekete döndüğünde arkadaşının evlendiğini ve birde çocuğunun olduğunu öğrenmiş babası... Mahallede bir düğünde bir araya gelip hasret giderirken, babasınin aklında yıllardır süre gelen lades tutuşması varmış. Ama nasıl lades edeyim düşüncesiyle bir ara arkadaşının kucağındaki çocuğunu alıp sevmeye başlamış. Sohbetleri devam ederken çocuğu annesine vermiş, verir vermez de LADES demiş. Arkadaşı verdiği sözü tutup bir atkı örmüş. Yıllarca süre gelen bu Lades tutuşması  Türkiye'de "Ladesim lades olsun vermeyen gavur olsun" tabiri ile akıllarda yer etmiştir. Yıllardan beri oynanan lades oyunu beden ile alakalı olmayıp zihinsel ve kültürel bir oyundur. Kültürü aynı olan kişilere özgü hikâyelerde anlatılır. Vee en önemlisi, kuralları... Yenilginin, Hezimetin tek caresi "AKLIMDA" demek, diyebilmektir. Son olarak Yunanlı idarecilere diyecek bir sözüm var. "AKLINIZDA MI?" !!! Not:Bu arada, yazıyı yazarken bir bardak su rica ettiğim kızımın cevabı LADESSS oldu. Saygı&Selamlar
Ekleme Tarihi: 07 Eylül 2020 - Pazartesi

TAVUK VE PALAMUTTAN EGE DENİZİNE...

Televizyon da alt yazı geçmişti akşamdan.

Balık mevsimi açıldı. Tezgahta 3 palamut 25 tl...

Ben de Pazar günü niyetlendim ve meşhur "Karadenizliler Tutar Erzincanlılar Satar" sloganlı balık pazarına gittim.

Gittim ama bir karış palamut sanırsın HAMSİ ve tanesi 19.90 krş.

Sanki palamut denizde tutulmamış da fabrikada üretilmiş ve kumaş ,boya, işçilik ilavesi ile 19 tl nın yanında 90 kuruşu eklenmiş.

Kanımca balık sezonu av yasağının kaldırılmasında tarihsel bir yanlışlık yapılmış.

Yazık günah bu yavru balıklara.

"Palamut Ekşili" niyetiyle gittiğim balık pazarı dönüşünde, uzun zamandır almadığımız,   yemediğimiz günümüzün “gün yüzü görmeyen tavuklarından" bir bütün alıp eve döndüm.

Tavuk konusu her geçtiğinde aklıma yunanlılarda gelir.

Bu Tavuk ve Yunanlı komutanlar(yöneticiler) arasında ki ilişkiyi bu günlerde hatırlatmak iyi olur sanırım.

Yunanlılar savaşa giderken tavuklarını da yanlarında götürürlermiş. Eğer tavuklar yemlerini yemezse bunu hayra alamet saymazlarmış. Sırf bu yüzden savaştan vazgeçtikleri bile olurmuş.

Yunan Komutan Klodios zamanında;

Drepene Savaşı’na hazırlanan Yunanlı askerler, tavukların yemlerini yemediklerini fark ederler ve durumu imparatora haber verirler.

Savaşa kararlı olan imparator:

 “Mademki yem yemiyorlar, bari su içsinler.” diyerek tavukların hepsini denize attırır...

Demem o ki bu günlerde Yunanistanda tavuklar yemek yemiyorlarmış.

Ege denizinde yer yer tavuklar da görülmüş. Bilginize !

Neyse biz pazar sohbetine devam edelim.

“Et yapması için ilaç verilen tavuklar, tarladaki patates gibi hiç kıpırdamadan yetiştiriliyor. Bıraksanız bile yerlerinden kıpırdayamıyorlar. Elinize aldığınızda ise kemikleri kırılıyor."

Kızım Elif Ecrin'le mutfağa girdik.

Tavuğu poşetten çıkarttım ve Lades tutuşuruz dedim.

Kızım lades ne deyince,

Hah dedim tam zamanı tam tavuk elimizde.

Başladım anlatmaya... 

Lades kemiği tavukların göğüs kemiğinin üstünde V şeklinde olur kızım.

Lades çocukluğumuzdan beri hatta eski çağlardan beri süre gelen, toplumlarda oynanan eğlenceli bir oyundur kızım.

Bu esnada ben tavuğun göğsünden çatal şeklindeki kemiği çıkarttım.

Şimdi seninle bu V şeklinde kemiğin iki ucundan tutacağiz ve çekiştirip kemiği kırıp"ladese tutuşarak" oyuna başlayacagiz dedim.

Oyunun kuralı kim kime ne verirse "lades" derse kazanır, "aklımda" derse oyun devam eder.

Bu oyunun eğlenceli tarafı çok dikkatli olmayı gerektirir. Rakibinin eline vereceği her hangi bir nesnede 3 saniye içinde lades demesi gerekir. Aklımda demediği takdirde mağlup olur.

Bu oyunun 20 yıl sürüp gittiğini anlatan hikâyeler vardır.

Bir arkadaşım anlatmıştı.

Babasinin küçük yaşlarından itibaren ahretlik dediği arkadaşı varmış.

Arkadaşı ile ladese tutuşmuşlar. Bu oyun yıllarca sürmüş her iki taraf o kadar kurnazca oynamış birbirlerini alt edemez olmuşlar.

Babası askere gitmiş ama halen lades tutuşması sonuçlanmamış, lades oyunu yarım kalmıştı diye anlatırdı.

Vatanı görevini 3,5 yıl yaparak memlekete döndüğünde arkadaşının evlendiğini ve birde çocuğunun olduğunu öğrenmiş babası...

Mahallede bir düğünde bir araya gelip hasret giderirken, babasınin aklında yıllardır süre gelen lades tutuşması varmış. Ama nasıl lades edeyim düşüncesiyle bir ara arkadaşının kucağındaki çocuğunu alıp sevmeye başlamış.

Sohbetleri devam ederken çocuğu annesine vermiş, verir vermez de LADES demiş.

Arkadaşı verdiği sözü tutup bir atkı örmüş.

Yıllarca süre gelen bu Lades tutuşması  Türkiye'de "Ladesim lades olsun vermeyen gavur olsun" tabiri ile akıllarda yer etmiştir.

Yıllardan beri oynanan lades oyunu beden ile alakalı olmayıp zihinsel ve kültürel bir oyundur.

Kültürü aynı olan kişilere özgü hikâyelerde anlatılır.

Vee en önemlisi, kuralları...

Yenilginin, Hezimetin tek caresi "AKLIMDA" demek, diyebilmektir.

Son olarak Yunanlı idarecilere diyecek bir sözüm var.

"AKLINIZDA MI?" !!!

Not:Bu arada, yazıyı yazarken bir bardak su rica ettiğim kızımın cevabı

LADESSS oldu.

Saygı&Selamlar

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi