Mustafa Barış ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
Mustafa Barış ÖZTÜRK
 

Adına Asrın, Yüzyılın Seçimi dediler..

Cumhuriyet tarihimizde bu kadar gergin bir seçim ortamı yaşanmadığını söylediler..   Laf edeceğim derken, halkı saatlerce meydanlarda beklettiler. Yağmur altında hasta ettiler, bekletirken, bayılttılar kalp krizi geçirttiler. Kafamızı garip müziklerle şişirdiler. Gelelim ilktur sonrası duruma  Tüm partilerde gördüğüm genel yanlışlara değinelim. Devletten ne olursa olsun hibe alan biri siyasi partilerde yöneticilik görevinde bulunmamalı.  Buralardan ihale devşirmemeli. Hem müteahhit hem denetleyicisi hemde bu kısmın idari anlamda yöneticisi olunmamali.  Ya yönetici olmalı ya da siyasetle uğraşmalı.  Akçeli lşlerden uzak durmalı. Öyle ya da böyle kamuda çalışanlar da seçim arabalarında poz vermemeli.  Kamu görevi yaparken şahsi işini devletin arabasıyla yapanlara ne demek lazım? Yakışmıyor. Vatandaş görüyor bunları. Masal değil bunlar.  Rize özelinde hınca hınç dolu bir meydanda çay parası açıklanırken ondalıklı sayılarla uğraşmayalım. Bu hususta yanlış bilgilendirmeler yapılmamalı. Rize Çay Borsası, Rize Ticaret Odası yöneticilerinin bilgi talepleri göz ardı edilmemeli. Mevsimlik alınan işçilerin gün-ay çalışma süreleri üzerinde yapboz oynanmamalı. Ankaradan birileri istedi diye yerel dinamikleri bakılmadan özellikle doğu ilçelerinde halktan uzak-yakın  adaylar dikkate alınmalı. Bazı milletvekili adaylarının ziyaretlerini takip ettim. Gerçekten siyasetten bıkan insanları gördüm. Siyasetçilerin seçimden seçime gelip ortadan kaybolmaları, yerel genel fark etmez liyakatsiz görevlendirmeler, işe alımlarda adaletsizlik, insanların yaşadıkları sorunlara muhatap bulamamaları bıktırmış insanları. Gözümün önünde bir milletvekili adayi iletişim numaralarının bulunduğu kartı uzattı, bir kadın artık hiç umudu kalmamış olmalı ki kartı dahi almadı. Bir başkası fotoğraf çektirmek istemedi. 5 yıldır sürekli seçim konuşulması insanları yordu artık. Bu seçime elbette katılım fazla oldu ama bu insanların yorulduğu gerçeğini değiştirmez. Bu seçimler artık atlatılmalı ve uzun süre artık seçim konuşulmamalı !  Ekonomik kötü gidişata, yılların yıpranmışlığına rağmen AK Parti hep sahadaydı, CHP ise seçimle birlikte yeni yeni sahaya indi. Bu sadece Rizeye özgü bir durum değil tabi ki. AK Parti benimsediği bu strateji ile hiçbir alanı boş bırakmadı. Sn Erdoğan ne söylediyse en ücra köydeki mahalle başkanı bunu whatsapp iletileri sayesinde tekrarladı. Zaten medyanın çoğu da sn Erdoğan'ın sözlerine yer verdiği için doğru yanlış toplumda kanaat oluşturmada sayın Erdoğan daha başarılı oldu. Sn Kılıçdaroğlu cephesinde ise CHP eskisine göre bazı konularda doğruyu bulurken teşkilatlarını bir türlü tam anlamıyla çalıştıramadı. Bunda parti kültürü de etkilidir. Birkaç yıl önce Kılıçdaroğlu'nun tepede söylediğine kendi partilileri bile kuşkuyla bakarken kararsız seçmene bunlar tam anlamıyla ulaştırılamadı. Akşener'in masadan kalkıp geri dönmesi Kılıçdaroğlu'ndan tam emin olamayan CHP'lilerin Kılıçdaroğlu'nun arkasında safları sıkılaştırmasında etkili oldu olmasına ama CHP sadece seçim döneminde seçmenle buluşuyor algısının yıkılması için geç kalındı.  Zaman zaman siyasi partileri eleştiriyoruz. Rizede Atatürk Cad. Karşılıklı iki dostumun  dükkanlarında CHP'lileri eleştirince AK Partili diyorlar, AK Parti'yi eleştirince CHP'li diyorlar. Eyvallah. Doğru bildiğimiz yazdığımız buradan da belli ama işte...  Aşırı fanatiklik engel oluyor insanların bazı şeyleri görmesine. Ama insan düşünmeden edemiyor. Kendi içlerinde öyle insanlar var ki... Mesela sağ bir partide siyaset yapıyor, aktif olarak yönetici ama her fırsatta partisini yerden yere vuruyor. Partisine dönük haklı eleştirileri de var. O ayrı. Ama işte..Menfaati gereği kalıyor olması haklı eleştirilerini de göz ardı ettiriyor. Gönlü merkez sola kaymış artık ama partisindeki konfor alanını da terk edemiyor. Oradan da en iyi şekilde faydalanıyor. Bu kişi sözde görev yaptığı Parti'nin fanatikleri tarafından makbul oluyor ama sadece görevini yapmak isteyen basın mensuplarının açık seçik herkesin gözü önündeki eleştirileri dert oluyor. İçinizdeki İrlandalılar hem altınızı oyuyor hem de sizden daha fazla bulunduğunuz cenahın nimetlerinden faydalanıyor.  Bu kişi kim mi?  Maalesef yurttaşlık bilincimiz eksik. Yurttaş olmadan şu partili bu partili olmak doğru değil. Aslolan partiler değil yurttaşlıktır. Düşünün A partisi ile B partisi düşman gibi birbirine. A partisi B partisinden bir yöneticiyi günlerce yerin dibine sokuyor. Şöyle kötü böyle kötü. Sonra o B partili ne oluyorsa birden A partisine geçiyor. B Partisindeki o kişiyi günlerce eleştirenler birden 'kardeşim, başkanım'  diye sarılıyorlar bu kişiye. Bu bile yeter anlamak isteyene. Bu ne ikiyüzlülük.  İyi insan kötü insan vardır. Hangi partili olduğu onemli değildir. Ve yanlışlara ses çıkarabilmek için bir partide olmaya gerek yoktur.  Düşünebiliyor olmamız yeterlidir. Ve hiçbir parti yöneticisi ya da milletvekili sizden üstün değildir. Hak aramak, bir başarı elde etmek için onlara ihtiyacınız yoktur. Herhangi bir insan olmanız yeterlidir. Ve hatta siz onlara değil onlar size muhtaçtır. Aslolan biziz unutmayın. El pençe karşılarında durmayın.  Önce  Yurttaş olalım. Sonra bir partiyi tutacaksak yine tutalım. Aslolan Türkiye Cumhuriyetidir. Aslolan vatandır, bayrağı en yüksekte dalgalandırabilmektir. Şucu bucu diye bırakın insanları düşmanlaştırmayı. Yurttaş olun, kendi gücünüzün farkına varın. Yurttaşlık bilinci oluşmayınca yeterince temel sağlam olmuyor. Herkes kendi yaptığı işte en iyisini yapmaya gayret etse tüm sorunlar çözülecek..  Seçimler huzur içinde yapıldı yapılacak.  Seçimden sonra kimse kaybettik duygusu hissetmesin. Hissettirilmesin. Birileri de kazandık demesin. Çünkü ortada düşman yok. Sonuç ne olursa olsun. Kazanan 85 milyon olsun.  Son olarak hiçbir şeyin fanatiği olmayalım (Tabiki Beşiktaş  dışında:))
Ekleme Tarihi: 16 Mayıs 2023 - Salı

Adına Asrın, Yüzyılın Seçimi dediler..

Cumhuriyet tarihimizde bu kadar gergin bir seçim ortamı yaşanmadığını söylediler..  

Laf edeceğim derken, halkı saatlerce meydanlarda beklettiler. Yağmur altında hasta ettiler, bekletirken, bayılttılar kalp krizi geçirttiler. Kafamızı garip müziklerle şişirdiler.

Gelelim ilktur sonrası duruma 

Tüm partilerde gördüğüm genel yanlışlara değinelim.

Devletten ne olursa olsun hibe alan biri siyasi partilerde yöneticilik görevinde bulunmamalı. 

Buralardan ihale devşirmemeli.

Hem müteahhit hem denetleyicisi hemde bu kısmın idari anlamda yöneticisi olunmamali. 

Ya yönetici olmalı ya da siyasetle uğraşmalı.  Akçeli lşlerden uzak durmalı.

Öyle ya da böyle kamuda çalışanlar da seçim arabalarında poz vermemeli. 

Kamu görevi yaparken şahsi işini devletin arabasıyla yapanlara ne demek lazım? Yakışmıyor. Vatandaş görüyor bunları. Masal değil bunlar. 

Rize özelinde hınca hınç dolu bir meydanda çay parası açıklanırken ondalıklı sayılarla uğraşmayalım. Bu hususta yanlış bilgilendirmeler yapılmamalı. Rize Çay Borsası, Rize Ticaret Odası yöneticilerinin bilgi talepleri göz ardı edilmemeli. Mevsimlik alınan işçilerin gün-ay çalışma süreleri üzerinde yapboz oynanmamalı.

Ankaradan birileri istedi diye yerel dinamikleri bakılmadan özellikle doğu ilçelerinde halktan uzak-yakın  adaylar dikkate alınmalı.

Bazı milletvekili adaylarının ziyaretlerini takip ettim. Gerçekten siyasetten bıkan insanları gördüm. Siyasetçilerin seçimden seçime gelip ortadan kaybolmaları, yerel genel fark etmez liyakatsiz görevlendirmeler, işe alımlarda adaletsizlik, insanların yaşadıkları sorunlara muhatap bulamamaları bıktırmış insanları. Gözümün önünde bir milletvekili adayi iletişim numaralarının bulunduğu kartı uzattı, bir kadın artık hiç umudu kalmamış olmalı ki kartı dahi almadı. Bir başkası fotoğraf çektirmek istemedi. 5 yıldır sürekli seçim konuşulması insanları yordu artık. Bu seçime elbette katılım fazla oldu ama bu insanların yorulduğu gerçeğini değiştirmez. Bu seçimler artık atlatılmalı ve uzun süre artık seçim konuşulmamalı ! 

Ekonomik kötü gidişata, yılların yıpranmışlığına rağmen AK Parti hep sahadaydı, CHP ise seçimle birlikte yeni yeni sahaya indi. Bu sadece Rizeye özgü bir durum değil tabi ki. AK Parti benimsediği bu strateji ile hiçbir alanı boş bırakmadı. Sn Erdoğan ne söylediyse en ücra köydeki mahalle başkanı bunu whatsapp iletileri sayesinde tekrarladı. Zaten medyanın çoğu da sn Erdoğan'ın sözlerine yer verdiği için doğru yanlış toplumda kanaat oluşturmada sayın Erdoğan daha başarılı oldu. Sn Kılıçdaroğlu cephesinde ise CHP eskisine göre bazı konularda doğruyu bulurken teşkilatlarını bir türlü tam anlamıyla çalıştıramadı. Bunda parti kültürü de etkilidir. Birkaç yıl önce Kılıçdaroğlu'nun tepede söylediğine kendi partilileri bile kuşkuyla bakarken kararsız seçmene bunlar tam anlamıyla ulaştırılamadı. Akşener'in masadan kalkıp geri dönmesi Kılıçdaroğlu'ndan tam emin olamayan CHP'lilerin Kılıçdaroğlu'nun arkasında safları sıkılaştırmasında etkili oldu olmasına ama CHP sadece seçim döneminde seçmenle buluşuyor algısının yıkılması için geç kalındı. 

Zaman zaman siyasi partileri eleştiriyoruz.

Rizede Atatürk Cad. Karşılıklı iki dostumun  dükkanlarında CHP'lileri eleştirince AK Partili diyorlar, AK Parti'yi eleştirince CHP'li diyorlar. Eyvallah. Doğru bildiğimiz yazdığımız buradan da belli ama işte... 

Aşırı fanatiklik engel oluyor insanların bazı şeyleri görmesine. Ama insan düşünmeden edemiyor. Kendi içlerinde öyle insanlar var ki... Mesela sağ bir partide siyaset yapıyor, aktif olarak yönetici ama her fırsatta partisini yerden yere vuruyor. Partisine dönük haklı eleştirileri de var. O ayrı. Ama işte..Menfaati gereği kalıyor olması haklı eleştirilerini de göz ardı ettiriyor. Gönlü merkez sola kaymış artık ama partisindeki konfor alanını da terk edemiyor. Oradan da en iyi şekilde faydalanıyor. Bu kişi sözde görev yaptığı Parti'nin fanatikleri tarafından makbul oluyor ama sadece görevini yapmak isteyen basın mensuplarının açık seçik herkesin gözü önündeki eleştirileri dert oluyor. İçinizdeki İrlandalılar hem altınızı oyuyor hem de sizden daha fazla bulunduğunuz cenahın nimetlerinden faydalanıyor. 

Bu kişi kim mi? 

Maalesef yurttaşlık bilincimiz eksik. Yurttaş olmadan şu partili bu partili olmak doğru değil. Aslolan partiler değil yurttaşlıktır. Düşünün A partisi ile B partisi düşman gibi birbirine. A partisi B partisinden bir yöneticiyi günlerce yerin dibine sokuyor. Şöyle kötü böyle kötü. Sonra o B partili ne oluyorsa birden A partisine geçiyor. B Partisindeki o kişiyi günlerce eleştirenler birden 'kardeşim, başkanım' 

diye sarılıyorlar bu kişiye. Bu bile yeter anlamak isteyene. Bu ne ikiyüzlülük. 

İyi insan kötü insan vardır. Hangi partili olduğu onemli değildir. Ve yanlışlara ses çıkarabilmek için bir partide olmaya gerek yoktur. 

Düşünebiliyor olmamız yeterlidir. Ve hiçbir parti yöneticisi ya da milletvekili sizden üstün değildir. Hak aramak, bir başarı elde etmek için onlara ihtiyacınız yoktur. Herhangi bir insan olmanız yeterlidir. Ve hatta siz onlara değil onlar size muhtaçtır.

Aslolan biziz unutmayın.

El pençe karşılarında durmayın. 

Önce  Yurttaş olalım. Sonra bir partiyi tutacaksak yine tutalım. Aslolan Türkiye Cumhuriyetidir. Aslolan vatandır, bayrağı en yüksekte dalgalandırabilmektir. Şucu bucu diye bırakın insanları düşmanlaştırmayı. Yurttaş olun, kendi gücünüzün farkına varın. Yurttaşlık bilinci oluşmayınca yeterince temel sağlam olmuyor. Herkes kendi yaptığı işte en iyisini yapmaya gayret etse tüm sorunlar çözülecek.. 

Seçimler huzur içinde yapıldı yapılacak.  Seçimden sonra kimse kaybettik duygusu hissetmesin. Hissettirilmesin. Birileri de kazandık demesin. Çünkü ortada düşman yok. Sonuç ne olursa olsun. Kazanan 85 milyon olsun. 

Son olarak hiçbir şeyin fanatiği olmayalım (Tabiki Beşiktaş  dışında:))

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Mehmet Akif Kaba
(17.05.2023 11:22 - #456)
Yüreğine sağlık syn hocam kaleminizin mürekkebi hiç bitmesin, Saygılarımla.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi