Recep Ali AKSOYLU
Köşe Yazarı
Recep Ali AKSOYLU
 

ÇOK AKIL TEK AKILDAN HER DAİM ÜSTÜNDÜR

Son cümlemi başa yazayım, bugün geldiğimiz kördüğümden hareketle değil geçmişte de her daim çok aklın tek akıldan üstün olduğunu savunur, dile getiririm. Zira ekip olma tartışma – müzakere kültürünü ve devamında en doğru kararın alınmasını sağlar. Buna karşın tek pencereden bakılması da telafisi zor kararların alınmasını… Şimdilerde bir çok konuda olduğu gibi… Daha fazla ve doğru üretim için takım çalışmasına, ekip ruhuna inanan, kurumsallaşma – yönetim dersleri veren bir kimlik olarak aksi durumu akla getirmemem bile. Ancak fiiliyatta takımdan, ekipten dem vuran çoklarının da salt siyasi biat kültürü adına bu garabet tek adam sisteminden, tek akıldan yana olduğunu görebiliyoruz! Fotoğraf bu iken öyle bir seçim sistemi oluşturmuşuz ki ülkede seçime girebilme yeterliliği alabilmiş 38 farklı parti koalisyon ortaklığı için müzakerelerde bulunuyor. Neticede 14 Mayıs’ta 13.Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz ve sistemin dayatmasına bağlı olarak adını, sanını hiç duymadığımız oyları yüzde dilimde bile yer alamayan partiler koalisyonların ana partilerince el üstünde tutuluyor, aralarına katılmaları yönünde davetler alıyorlar. Adlarını ancak bu süreçte öğrenebildiğimiz bazılarının da afaki talepleri olan Sayın Genel Başkanları da bu sayede rüyalarında göremeyecekleri makamlara layık görülüyorlar! Vekillik garantisi alıyorlar! KOALİSYONLAR KÖTÜ DİYENLER KOALISYONLARIN SUYUNU ÇIKARIYOR Dahası bu 50+0,1 lik aslında temsili de sağlamaktan uzak sistem o küsur partileri cazip kıldırdığından ittifakların omurgalarını oluşturan partilerin seçmenleri de incinebiliyor! Örneğin CHP’nin PKK'ya tavır koyamadığından kitle partisi olamayan HDP’ye yeşil ışık yakması hem kendi seçmeninde hem de ittifak ortaklarında sancı yaratabiliyor. Önceki seçimde Cumhur İttifakının aleni iltifatlarına maruz olan HDP’yi halen parlamentoda olması, yüzde 10 civarındaki oy ağırlığı nedeniyle belki anlamak mümkün olabilir de yüzde yarım bile oyu olmayana itibar gösterilmesini anlamak zor! Öyle ki parti programlarında eyalet sistemi, özerklik ve federasyon tartışılabilmeli, şeyh said’in yakınlarından özür dilenmeli, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ yazısı silinmeli, Kürtçe eğitim dili olmalı ve resmi dil olarak kabul edilmelidir diye yazan kamuoyunda Gaffar Okkan’ın katilleri olarak adlandırılan Hizbullah'ın uzantısı HÜDA PAR’da Devlet Bahçeli’nin MHP’si, merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun BBP’si ile aynı ittifakta, logoları yan yana yer alabilecek! Ekleyeyim en az 8 ilde seçilebilecek sıradan adaylarına yer isteyen, 2018’de parti olarak katıldıkları seçimde 55 ilde 157 bin oy (yüzde 0.37) almış HÜDA PAR’ın Genel Başkanı, “Eğer rengimizi, fikrimizi veya parti programımızı değiştirecek kararlar istenirse hiçbir ittifakta yer almayacağız” diyebilecek kadar da cüretkar! Koalisyonlar kötüydü, kurtulduk diyenlere “çok akıl tek akıldan üstündür” her daim dedim ama eşyanın tabiatına aykırı, seçmeni sandıktan da geri koyabilecek bu zoraki bir araya gelmeleri de şüphesiz savunacak, benimseyecek değiliz! Partilerinde bir omurgası duruşu olmalı şüphesiz. Mevcut seçim sisteminin garabeti gereği de olsa Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyetinin değerleriyle çelişen program ve tüzükleri olan bu partilere ittifaklar gebe değil mesafeli olmalı!
Ekleme Tarihi: 17 Mart 2023 - Cuma

ÇOK AKIL TEK AKILDAN HER DAİM ÜSTÜNDÜR

Son cümlemi başa yazayım, bugün geldiğimiz kördüğümden hareketle değil geçmişte de her daim çok aklın tek akıldan üstün olduğunu savunur, dile getiririm. Zira ekip olma tartışma – müzakere kültürünü ve devamında en doğru kararın alınmasını sağlar. Buna karşın tek pencereden bakılması da telafisi zor kararların alınmasını… Şimdilerde bir çok konuda olduğu gibi…

Daha fazla ve doğru üretim için takım çalışmasına, ekip ruhuna inanan, kurumsallaşma – yönetim dersleri veren bir kimlik olarak aksi durumu akla getirmemem bile. Ancak fiiliyatta takımdan, ekipten dem vuran çoklarının da salt siyasi biat kültürü adına bu garabet tek adam sisteminden, tek akıldan yana olduğunu görebiliyoruz!

Fotoğraf bu iken öyle bir seçim sistemi oluşturmuşuz ki ülkede seçime girebilme yeterliliği alabilmiş 38 farklı parti koalisyon ortaklığı için müzakerelerde bulunuyor.

Neticede 14 Mayıs’ta 13.Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz ve sistemin dayatmasına bağlı olarak adını, sanını hiç duymadığımız oyları yüzde dilimde bile yer alamayan partiler koalisyonların ana partilerince el üstünde tutuluyor, aralarına katılmaları yönünde davetler alıyorlar. Adlarını ancak bu süreçte öğrenebildiğimiz bazılarının da afaki talepleri olan Sayın Genel Başkanları da bu sayede rüyalarında göremeyecekleri makamlara layık görülüyorlar! Vekillik garantisi alıyorlar!

KOALİSYONLAR KÖTÜ DİYENLER KOALISYONLARIN SUYUNU ÇIKARIYOR

Dahası bu 50+0,1 lik aslında temsili de sağlamaktan uzak sistem o küsur partileri cazip kıldırdığından ittifakların omurgalarını oluşturan partilerin seçmenleri de incinebiliyor!

Örneğin CHP’nin PKK'ya tavır koyamadığından kitle partisi olamayan HDP’ye yeşil ışık yakması hem kendi seçmeninde hem de ittifak ortaklarında sancı yaratabiliyor. Önceki seçimde Cumhur İttifakının aleni iltifatlarına maruz olan HDP’yi halen parlamentoda olması, yüzde 10 civarındaki oy ağırlığı nedeniyle belki anlamak mümkün olabilir de yüzde yarım bile oyu olmayana itibar gösterilmesini anlamak zor! Öyle ki parti programlarında eyalet sistemi, özerklik ve federasyon tartışılabilmeli, şeyh said’in yakınlarından özür dilenmeli, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ yazısı silinmeli, Kürtçe eğitim dili olmalı ve resmi dil olarak kabul edilmelidir diye yazan kamuoyunda Gaffar Okkan’ın katilleri olarak adlandırılan Hizbullah'ın uzantısı HÜDA PAR’da Devlet Bahçeli’nin MHP’si, merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun BBP’si ile aynı ittifakta, logoları yan yana yer alabilecek! Ekleyeyim en az 8 ilde seçilebilecek sıradan adaylarına yer isteyen, 2018’de parti olarak katıldıkları seçimde 55 ilde 157 bin oy (yüzde 0.37) almış HÜDA PAR’ın Genel Başkanı, “Eğer rengimizi, fikrimizi veya parti programımızı değiştirecek kararlar istenirse hiçbir ittifakta yer almayacağız” diyebilecek kadar da cüretkar!

Koalisyonlar kötüydü, kurtulduk diyenlere “çok akıl tek akıldan üstündür” her daim dedim ama eşyanın tabiatına aykırı, seçmeni sandıktan da geri koyabilecek bu zoraki bir araya gelmeleri de şüphesiz savunacak, benimseyecek değiliz!

Partilerinde bir omurgası duruşu olmalı şüphesiz. Mevcut seçim sisteminin garabeti gereği de olsa Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyetinin değerleriyle çelişen program ve tüzükleri olan bu partilere ittifaklar gebe değil mesafeli olmalı!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi