RİZE'DE ÖĞRETMENLERDEN İŞ BIRAKMA EYLEMİ

30.12.2021 - 10:43, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2353+ kez okundu.
 

RİZE'DE ÖĞRETMENLERDEN İŞ BIRAKMA EYLEMİ

KISIK SESLE SARAYLARDAN DEĞİL, GÜR SESİMİZLE ALANLARDAN HAYKIRIYORUZ ! Mevcut iktidar ekonomik krizin yükünü tamamen emekçilerin sırtına yıkan, gelir adaletsizliğini derinleştiren ve yoksullaşmayı artıran politikalar yürütmeye devam etmektedir. Ağustos 2021’de yandaş sendikayla imzalanan sözde toplu sözleşme ile kamu emekçilerinin ve emeklilerin geleceğine el konulmuş, adeta sefalete mahkum edilmiştir.  Hükümetin oluşturduğu bütçe ve cari açığın bedeli milyonlarca emekçiye KDV ve ÖTV olarak dönmüş ve çarşıda pazarda kendini göstermiştir. 2022 bütçesinden; memura, dar gelirliye, esnafa, çiftçiye, emekliye, işçiye, güvenlik görevlilerine, sağlık çalışanlarına;  vergi, zam, açlık ve yoksulluk çıkmıştır. Türk Lirası hızla değer kaybederken kurdaki dalgalanmalar biz emekçilerin belini iyice bükmüştür. Bu karanlık ekonomik tablo karşısında, aylardır meydanlarda çağrıda bulunuyoruz. “Zam, Kriz, Yoksulluk; Tükeniyoruz!” diyerek peş peşe yapılan zamları, yaşadığımız ekonomik kriz ve derin yoksulluğu haykırıp, siyasi iktidarı önlemler almaya çağırıyoruz.  Ancak tüm bu çağrılarımıza ve taleplerimize yanıt verilmediği gibi her geçen gün biraz daha yoksullaşıyoruz, emeğimiz ucuzluyor. İnsan onuruna yaraşır bir yaşam daha da imkansız hale gelmişken, iktidar sadece yandaşların özgür ve refah içinde olduğu bir ülke yaratmıştır. Devletin fabrikalarını yıllar içinde bir bir elden çıkaran, tarımı bitiren iktidar, 20 yıl içerisinde üretmeden tüketen, birçok mal ve hizmeti dışarıdan almak zorunda olan bir ülke yaratmıştır. Ülkedeki işsizlik oranı ise tavan yapmış, işsiz sayısı 7 milyon 870 bin kişiye ulaşmıştır. Büyük önder Atatürk’ün eğitimi, kalkınmayı, sosyal ve ekonomik ilerlemeyi birbirinden ayırmadan var ettiği Türkiye, daha gencecik bir Cumhuriyet iken bile Avrupa ülkelerine parmak ısırtırken, şimdi tepetaklak haldeki ekonomisiyle, Dünya Sefalet Endeksi’nde 156 ülke içinde 21. sırada yer almıştır. İktidarın asgari ücrete yaptığı zam da boş çıkmıştır. Marketlerdeki fiyatlar, yeni vergi zamlarıyla birlikte asgari ücretin zamlı hali bile geçen sene aynı ayda sahip olduğu alım gücünden çok aşağıda kalmış, zam şimdiden erimiştir. Bu erimeyi çeyrek altınla, dolarla anlatma safhasını çoktan geçtik: Artık temel tüketim ihtiyaçlarımızla ölçer duruma geldik. Geçen yıl maaşıyla 7000 yumurta alabilen asgari ücretli şimdi ancak 3.700 yumurta alabilmektedir. Zengini daha zengin, emekçileri ise daha yoksul hale getiren bu eziyetten, eğitim emekçileri de payını en ağır biçimde almıştır. Sözde toplu sözleşme görüşmelerinde kamu çalışanlarına reva görülen 2 yıllık zamlar yıl bitmeden erimiş, enflasyon ve artan vergi dilimi ile kamu emekçisinin alım gücü yerle bir edilmiştir. Eğitim emekçileri, daha ayın başında ayın sonunu kara kara düşünür hale gelmiştir. Peki bu şartlar altında fedakarca çalışan yaşamaya çalışan biz eğitim emekçilerinin payına ne düşüyor: -Tiyatrodan ibaret olan toplu sözleşme görüşmelerinden gelen trajikomik ücret zamları ve peşi sıra gelen sefalet. -Liyakatsizce atanmış yöneticilerin hadsizlikleri; azar, keyfi disiplin cezaları, mobbing, sürgünler… -Kadrolu, sözleşmeli, ücretli adı altında kategorize edilerek, ayrıştırılarak sömürülme. -İş güvencemizi ortadan kaldıracak, öğretmenler odasını bir kez daha bölecek olduğu halde bize müjde gibi sunulmaya çalışan Öğretmenlik Meslek Kanunu. -Gericileştirilmiş, piyasacılaştırılmış bir eğitim sistemi. Bu böyle gitmez, gidemez! Bugün bizim halimizi görmezden gelenlere, isyanımıza kulağını kapatanlara karşı üretimden gelen gücümüzü kullanacağız! Bir günlük iş bırakma eylemimizle sesimizi herkese duyuracağız. Bugün derse girmeyeceğiz ve meslek büyüğümüz Fakir Baykurt’un dediği gibi ders vereceğiz! Bugün dünyada Başöğretmen ünvanı taşıyan GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN kurduğu tek ülke olan Türkiye Cumhuriyetinde, öğretmenlere, öğretmenliğe, tüm eğitim ve bilim çalışanlarına pranga vurulamayacağını göstereceğiz. -İnsanca yaşamak için tüm eğitim emekçilerinin maaşlarına yüzde yüz zam istiyoruz! -Sistematik ve hadsiz saldırılar altındaki meslek onurumuza tekrar kavuşmak istiyoruz! -Tüm eğitim emekçileri için kadrolu, güvenceli çalışma ve insanca çalışma şartları istiyoruz! -Nitelikli eğitimin sürdürülmesinde en önemli paydaşlar arasında olan idari, yardımcı ve teknik personellerin taleplerinin yerine getirilmesini, Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneğinin ayrım gözetilmeksizin eğitim çalışanlarının tümüne ödenmesini istiyoruz. -Eğitim çalışanlarının görev tanımlarının yapılmasını, angarya çalışmaya son verilmesini istiyoruz. -Üniversitelerimizde bilimsel, idari ve mali özerklik istiyoruz. -Atatürk’ün bize emanet ettiği yeni nesiller için laik, bilimsel, adil ve kamusal bir eğitim istiyoruz! Ve şüpheniz olmasın ki alacağız! Bu yoksulluk, bu sömürü artık yeter! Gün umutsuzluğa kapılma, kendini çaresiz ve güçsüz hissetme günü değildir. Gün dayanışma günüdür, mücadele günüdür. Üreten emekçileriz, sesimiz, sözümüz var. Hep birlikte güçlüyüz. Biz eğitim emekçileri, bugünün gerçekliğini TÖS’ten TÖB-DER’den Köy Enstitülerinden devraldığımız tarihsel mirasla yoğuracağız. Nazım’ın dediği gibi ağır ellerimizi toprağa basıp doğrulacağız. Bugün burada bulunan ve iş bırakma eylemimize destek olan tüm eğitim emekçilerini de selamlıyoruz. Mücadelemizi tüm haklarımızı elde edene kadar, alınteri ile çalışan tüm emekçilere ve EĞİTİM EMEKÇİLERİNE İNSAN ONURUNA YARAŞIR BİR YAŞAM SAĞLAYANA KADAR SÜRDÜRECEĞİZ, haklarımızı birleşe birleşe alacağız! Cumhuriyetimizin kurucu felsefesine, Atatürk İlke ve Devrimlerine; lâik, demokratik hukuk devleti olan TÜRKİYE CUMHURİYET’NİN BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜNE sadakatle bağlı, çalıştığı her kurumda örnek ve lider kimliğe sahip EĞİTİMİŞLİLER OLARAK gururla söylüyoruz , “ BİZ EĞİTİMİŞLİYİZ, SİYASİ ANGAJMAN KABUL ETMEYİZ, KIRMAYIZ, DÖKMEYİZ, AMA HAKKIMIZIDA SONUNA KADAR SAVUNURUZ! “ YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ YAŞASIN EĞİTİM-İŞ YAŞASIN BİRLEŞİK KAMU-İŞ YAŞASIN BAŞÖĞRETMENİMİZ ATATÜRK’ÜN KURDUĞU LAİK, DEMOKRATİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ RİZE EĞİTİMİŞ YÖNETİM KURULU           

KISIK SESLE SARAYLARDAN DEĞİL, GÜR SESİMİZLE ALANLARDAN HAYKIRIYORUZ !


Mevcut iktidar ekonomik krizin yükünü tamamen emekçilerin sırtına yıkan, gelir adaletsizliğini derinleştiren ve yoksullaşmayı artıran politikalar yürütmeye devam etmektedir.


Ağustos 2021’de yandaş sendikayla imzalanan sözde toplu sözleşme ile kamu emekçilerinin ve emeklilerin geleceğine el konulmuş, adeta sefalete mahkum edilmiştir. 


Hükümetin oluşturduğu bütçe ve cari açığın bedeli milyonlarca emekçiye KDV ve ÖTV olarak dönmüş ve çarşıda pazarda kendini göstermiştir. 2022 bütçesinden; memura, dar gelirliye, esnafa, çiftçiye, emekliye, işçiye, güvenlik görevlilerine, sağlık çalışanlarına;  vergi, zam, açlık ve yoksulluk çıkmıştır.


Türk Lirası hızla değer kaybederken kurdaki dalgalanmalar biz emekçilerin belini iyice bükmüştür.


Bu karanlık ekonomik tablo karşısında, aylardır meydanlarda çağrıda bulunuyoruz. “Zam, Kriz, Yoksulluk; Tükeniyoruz!” diyerek peş peşe yapılan zamları, yaşadığımız ekonomik kriz ve derin yoksulluğu haykırıp, siyasi iktidarı önlemler almaya çağırıyoruz. 


Ancak tüm bu çağrılarımıza ve taleplerimize yanıt verilmediği gibi her geçen gün biraz daha yoksullaşıyoruz, emeğimiz ucuzluyor.


İnsan onuruna yaraşır bir yaşam daha da imkansız hale gelmişken, iktidar sadece yandaşların özgür ve refah içinde olduğu bir ülke yaratmıştır.


Devletin fabrikalarını yıllar içinde bir bir elden çıkaran, tarımı bitiren iktidar, 20 yıl içerisinde üretmeden tüketen, birçok mal ve hizmeti dışarıdan almak zorunda olan bir ülke yaratmıştır. Ülkedeki işsizlik oranı ise tavan yapmış, işsiz sayısı 7 milyon 870 bin kişiye ulaşmıştır.


Büyük önder Atatürk’ün eğitimi, kalkınmayı, sosyal ve ekonomik ilerlemeyi birbirinden ayırmadan var ettiği Türkiye, daha gencecik bir Cumhuriyet iken bile Avrupa ülkelerine parmak ısırtırken, şimdi tepetaklak haldeki ekonomisiyle, Dünya Sefalet Endeksi’nde 156 ülke içinde 21. sırada yer almıştır.


İktidarın asgari ücrete yaptığı zam da boş çıkmıştır. Marketlerdeki fiyatlar, yeni vergi zamlarıyla birlikte asgari ücretin zamlı hali bile geçen sene aynı ayda sahip olduğu alım gücünden çok aşağıda kalmış, zam şimdiden erimiştir. Bu erimeyi çeyrek altınla, dolarla anlatma safhasını çoktan geçtik: Artık temel tüketim ihtiyaçlarımızla ölçer duruma geldik. Geçen yıl maaşıyla 7000 yumurta alabilen asgari ücretli şimdi ancak 3.700 yumurta alabilmektedir.


Zengini daha zengin, emekçileri ise daha yoksul hale getiren bu eziyetten, eğitim emekçileri de payını en ağır biçimde almıştır. Sözde toplu sözleşme görüşmelerinde kamu çalışanlarına reva görülen 2 yıllık zamlar yıl bitmeden erimiş, enflasyon ve artan vergi dilimi ile kamu emekçisinin alım gücü yerle bir edilmiştir. Eğitim emekçileri, daha ayın başında ayın sonunu kara kara düşünür hale gelmiştir.


Peki bu şartlar altında fedakarca çalışan yaşamaya çalışan biz eğitim emekçilerinin payına ne düşüyor:


-Tiyatrodan ibaret olan toplu sözleşme görüşmelerinden gelen trajikomik ücret zamları ve peşi sıra gelen sefalet.

-Liyakatsizce atanmış yöneticilerin hadsizlikleri; azar, keyfi disiplin cezaları, mobbing, sürgünler…

-Kadrolu, sözleşmeli, ücretli adı altında kategorize edilerek, ayrıştırılarak sömürülme.

-İş güvencemizi ortadan kaldıracak, öğretmenler odasını bir kez daha bölecek olduğu halde bize müjde gibi sunulmaya çalışan Öğretmenlik Meslek Kanunu.

-Gericileştirilmiş, piyasacılaştırılmış bir eğitim sistemi.


Bu böyle gitmez, gidemez! Bugün bizim halimizi görmezden gelenlere, isyanımıza kulağını kapatanlara karşı üretimden gelen gücümüzü kullanacağız! Bir günlük iş bırakma eylemimizle sesimizi herkese duyuracağız. Bugün derse girmeyeceğiz ve meslek büyüğümüz Fakir Baykurt’un dediği gibi ders vereceğiz! Bugün dünyada Başöğretmen ünvanı taşıyan GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN kurduğu tek ülke olan Türkiye Cumhuriyetinde, öğretmenlere, öğretmenliğe, tüm eğitim ve bilim çalışanlarına pranga vurulamayacağını göstereceğiz.


-İnsanca yaşamak için tüm eğitim emekçilerinin maaşlarına yüzde yüz zam istiyoruz!


-Sistematik ve hadsiz saldırılar altındaki meslek onurumuza tekrar kavuşmak istiyoruz!

-Tüm eğitim emekçileri için kadrolu, güvenceli çalışma ve insanca çalışma şartları istiyoruz!

-Nitelikli eğitimin sürdürülmesinde en önemli paydaşlar arasında olan idari, yardımcı ve teknik personellerin taleplerinin yerine getirilmesini, Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneğinin ayrım gözetilmeksizin eğitim çalışanlarının tümüne ödenmesini istiyoruz.

-Eğitim çalışanlarının görev tanımlarının yapılmasını, angarya çalışmaya son verilmesini istiyoruz.

-Üniversitelerimizde bilimsel, idari ve mali özerklik istiyoruz.

-Atatürk’ün bize emanet ettiği yeni nesiller için laik, bilimsel, adil ve kamusal bir eğitim istiyoruz!


Ve şüpheniz olmasın ki alacağız! Bu yoksulluk, bu sömürü artık yeter! Gün umutsuzluğa kapılma, kendini çaresiz ve güçsüz hissetme günü değildir. Gün dayanışma günüdür, mücadele günüdür. Üreten emekçileriz, sesimiz, sözümüz var. Hep birlikte güçlüyüz.


Biz eğitim emekçileri, bugünün gerçekliğini TÖS’ten TÖB-DER’den Köy Enstitülerinden devraldığımız tarihsel mirasla yoğuracağız. Nazım’ın dediği gibi ağır ellerimizi toprağa basıp doğrulacağız. Bugün burada bulunan ve iş bırakma eylemimize destek olan tüm eğitim emekçilerini de selamlıyoruz. Mücadelemizi tüm haklarımızı elde edene kadar, alınteri ile çalışan tüm emekçilere ve EĞİTİM EMEKÇİLERİNE İNSAN ONURUNA YARAŞIR BİR YAŞAM SAĞLAYANA KADAR SÜRDÜRECEĞİZ, haklarımızı birleşe birleşe alacağız!


Cumhuriyetimizin kurucu felsefesine, Atatürk İlke ve Devrimlerine; lâik, demokratik hukuk devleti olan TÜRKİYE CUMHURİYET’NİN BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜNE sadakatle bağlı, çalıştığı her kurumda örnek ve lider kimliğe sahip EĞİTİMİŞLİLER OLARAK gururla söylüyoruz , “ BİZ EĞİTİMİŞLİYİZ, SİYASİ ANGAJMAN KABUL ETMEYİZ, KIRMAYIZ, DÖKMEYİZ, AMA HAKKIMIZIDA SONUNA KADAR SAVUNURUZ! “


YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ

YAŞASIN EĞİTİM-İŞ

YAŞASIN BİRLEŞİK KAMU-İŞ

YAŞASIN BAŞÖĞRETMENİMİZ ATATÜRK’ÜN KURDUĞU LAİK, DEMOKRATİK TÜRKİYE CUMHURİYETİ


RİZE EĞİTİMİŞ YÖNETİM KURULU           

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi