2019 AFİFE Ödülü Rize Humruk yeğenine

Kültür 16.05.2019 - 12:32, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:38 2747+ kez okundu.
 

2019 AFİFE Ödülü Rize Humruk yeğenine

2019’UN AFİFE ÖDÜLÜ HUMRUK YEĞENİ BURÇAK ÇÖLLÜ’YE “Türk tiyatrosunun fedaisi”, ülkemizin ilk kadın tiyatro oyuncusu Afife Jale adına 23 yıldır 28 Nisan haftasında Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri düzenlenmekte. Tiyatro sanatına ilginin gelişmesini, tiyatro sanatına ve sanatçısına destek olmak amacını güden, Türkiye’nin en uzun soluklu ve en prestijli ödülü olan Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri’nde bu sezon Yılın En Başarılı Sahne Müziği dalında ödülü Burçak Çöllü kazandı. İslampaşa Mahallemizden doktor Yusuf’un torununun kızı (Rize Lisesi Müdürlerimizden Yakup Özkan’ın babası) olan Sevgili Burçak Çöllü, hem metnini yazıp yönettiği, ilmek ilmek ördüğü Nihayet Makamının hem de şarkılarını yazıp besteledi, fonda tamburu ile de solisti Ayşegül Aykaç’a eşlik etti. Türk tiyatrosuna özveri ve yaratıcılıklarıyla güç katan tüm tiyatro emekçilerine duyulan saygının bir ifadesi olan prestijli Afife ödülüne layık görülen Sevgili Burçak Çöllü’yü sezonun son oyununda izledik, tebriklerimizi, çiçeğimizi sunduk. Ödül, oyunun müziğine geldi ama kesinlikle Nihayet Makamı izlenmeye değer, dolu dolu bir oyun. Belgesel tadında. Ama sabit bir zaman diliminde değil, milli mücadelenin komitacılarını tam beyninizde canlandırırken bir sonraki sahnede kendinizi 50’lerde bulabiliyorsunuz. Ve süreçte replikler günceli de yakalayabiliyormuş. Burçak’ın annesi Tülay Atila oyunu daha önce 3 kez seyrettiğinden oyun sonrası kritiğinde Ferhan Şensoy ustayı örnekleyerek bu detayı vurguladı. Burçak Çöllü ödülü hak ederek müzikle aldı ama metni de ilmek ilmek işlemiş özenle. Nihayet Makamı, köhnemiş bir köşkün içinde lekeli hummayla baş başa kalmış şair Şehvar Hanım ile ömrünü, kendi varlığını ona kabul ettirmeye adamış hizmetkarı olmuş bir başka kadın Sabriye’nin sonu gelmeyen çatışmalarının hikâyesi temelde. Ana karakteri hizmetkar Sabriye olan Ayşegül Uraz, oyun boyunca Şehvar’ın hayatından farklı kişilere; zerzevatçıdan, dedikoducu Narkis Hanım’a ve vefasız Necip Bey’e bürünerek anlık zaman ve duygu geçişlerini tüm bedeni ve sesiyle, şiveleriyle yansıtma becerisini ortaya koyuyor.  Zaman zaman mekân, zaman karmaşası hissi veren kesişmeler oluyor gibi zannetseniz de yüksek lisanını yönetmelik alanında sürdüren Burçak Çöllü oyunun bütününde zorlu bir metnin üstesinden gelebiliyor ve tek perdelik 90 dakikalık oyunun bitiminde kendinizi oyunun içinde hissederek gözlerinizin nemini siliyor olabilirsiniz.  Bunda Ayşegül Aykaç’ın güzel sesi ve lirik tınılarıyla bir masal kahramanı, bir bahar esintisi gibi Burçak Çölü’nün tamburu eşliğinde hikâyenin şarkılarına ses verirken, bedeniyle de tüy gibi sahnede dolaşması, dekor ve kostümü düzenlemedeki zarafetinin etkisi mutlak. Ayşegül’ün performansını önceden bildiğimden yadırgamıyorum ama Sabriye’yi ve Şehvar’in yaşamından başkalarına da can veren diğer Ayşegül’ün (Uraz) performansına bayıldım. Şehvar’a can veren Gülhan Kadım zaten deneyimli bir oyuncu ve kusursuzdu. Bayıldığım bir detay daha vardı, bahsetmeden geçmek istemiyorum; eski şöminenin kapı gibi açılarak faytona dönüşmesi. Burçak Çöllü, İTÜ Konservatuvarda kompozitörlük okudu, çok genç yaşta Şehir Tiyatrolarında, Devlet Tiyatrosunda oyun müzikleri yaptı ama aslında o çok yönlü bir sanatçı. Nihayet Makamında olduğu gibi oyun yazıyor, yönetiyor, gerekirse rol alıyor, enstrüman çalıyor. Maalesef Burçak Çöllü ve Burçak gibi birçok gerçek sanatçıyı sanatın içerisindekiler ile tiyatro severler ancak tanıyabiliyor, alkışlayabiliyor. Zaten bu karakterlerin ortak özellikleri de icra ettikleri sanatlarıyla var olabilmeyi tercih etmeleri. Biliyoruz ki sanatsal derinlikleri olmadan bir dizi yada şarkı ile bir anda popüler olanları ertesi sezon kimse anımsamazken sanatının hakkını verenler biraz geride ama hep kürsüde kalabilmektedirler. Adlarına ödüller düzenlenebilmekte, yarınlara kalabilmektedirler.   Genç yaşında Afife Ödülünü müzik dalında hak eden Burçak Çöllü için yıllar önce, daha okullu iken “henüz akrabaları bile tanımıyor, bilmiyor ama onun yakın gelecekte tiyatromuzun oskarını kazanacağına inanıyorum” diye yazmıştım. Bugünde bir adım daha ileriye gidip gelecek yıllarda Afife ödülünü farklı dallarda da almakla kalmayıp onu yurt dışındaki temsillerinde de gururla takip edecek, alkışlayacağız diyorum.  Çünkü yaptığı işe çok büyük saygısı var. Sahnelenen tüm oyunlarında olduğu gibi ödüle hak kazandığı Nihayet Makamı bir tiyatro oyunu olduğu kadar doktora tezi kıvamında tarihi gerçekleri, dönemin sınıfsal ve siyasal nüanslarını içeriyor. Bu yönüyle bile Nihayet Makamı pür dikkat izlenmeye değer; ama artık gelecek sezonda.  Recep Ali Aksoylu / Yel değirmeni / 15 Mayıs 2019

2019’UN AFİFE ÖDÜLÜ HUMRUK YEĞENİ BURÇAK ÇÖLLÜ’YE


“Türk tiyatrosunun fedaisi”, ülkemizin ilk kadın tiyatro oyuncusu Afife Jale adına 23 yıldır 28 Nisan haftasında Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri düzenlenmekte.


Tiyatro sanatına ilginin gelişmesini, tiyatro sanatına ve sanatçısına destek olmak amacını güden, Türkiye’nin en uzun soluklu ve en prestijli ödülü olan Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri’nde bu sezon Yılın En Başarılı Sahne Müziği dalında ödülü Burçak Çöllü kazandı.


İslampaşa Mahallemizden doktor Yusuf’un torununun kızı (Rize Lisesi Müdürlerimizden Yakup Özkan’ın babası) olan Sevgili Burçak Çöllü, hem metnini yazıp yönettiği, ilmek ilmek ördüğü Nihayet Makamının hem de şarkılarını yazıp besteledi, fonda tamburu ile de solisti Ayşegül Aykaç’a eşlik etti.


Türk tiyatrosuna özveri ve yaratıcılıklarıyla güç katan tüm tiyatro emekçilerine duyulan saygının bir ifadesi olan prestijli Afife ödülüne layık görülen Sevgili Burçak Çöllü’yü sezonun son oyununda izledik, tebriklerimizi, çiçeğimizi sunduk.


Ödül, oyunun müziğine geldi ama kesinlikle Nihayet Makamı izlenmeye değer, dolu dolu bir oyun. Belgesel tadında. Ama sabit bir zaman diliminde değil, milli mücadelenin komitacılarını tam beyninizde canlandırırken bir sonraki sahnede kendinizi 50’lerde bulabiliyorsunuz. Ve süreçte replikler günceli de yakalayabiliyormuş. Burçak’ın annesi Tülay Atila oyunu daha önce 3 kez seyrettiğinden oyun sonrası kritiğinde Ferhan Şensoy ustayı örnekleyerek bu detayı vurguladı.


Burçak Çöllü ödülü hak ederek müzikle aldı ama metni de ilmek ilmek işlemiş özenle. Nihayet Makamı, köhnemiş bir köşkün içinde lekeli hummayla baş başa kalmış şair Şehvar Hanım ile ömrünü, kendi varlığını ona kabul ettirmeye adamış hizmetkarı olmuş bir başka kadın Sabriye’nin sonu gelmeyen çatışmalarının hikâyesi temelde.


Ana karakteri hizmetkar Sabriye olan Ayşegül Uraz, oyun boyunca Şehvar’ın hayatından farklı kişilere; zerzevatçıdan, dedikoducu Narkis Hanım’a ve vefasız Necip Bey’e bürünerek anlık zaman ve duygu geçişlerini tüm bedeni ve sesiyle, şiveleriyle yansıtma becerisini ortaya koyuyor. 


Zaman zaman mekân, zaman karmaşası hissi veren kesişmeler oluyor gibi zannetseniz de yüksek lisanını yönetmelik alanında sürdüren Burçak Çöllü oyunun bütününde zorlu bir metnin üstesinden gelebiliyor ve tek perdelik 90 dakikalık oyunun bitiminde kendinizi oyunun içinde hissederek gözlerinizin nemini siliyor olabilirsiniz. 


Bunda Ayşegül Aykaç’ın güzel sesi ve lirik tınılarıyla bir masal kahramanı, bir bahar esintisi gibi Burçak Çölü’nün tamburu eşliğinde hikâyenin şarkılarına ses verirken, bedeniyle de tüy gibi sahnede dolaşması, dekor ve kostümü düzenlemedeki zarafetinin etkisi mutlak. Ayşegül’ün performansını önceden bildiğimden yadırgamıyorum ama Sabriye’yi ve Şehvar’in yaşamından başkalarına da can veren diğer Ayşegül’ün (Uraz) performansına bayıldım. Şehvar’a can veren Gülhan Kadım zaten deneyimli bir oyuncu ve kusursuzdu. Bayıldığım bir detay daha vardı, bahsetmeden geçmek istemiyorum; eski şöminenin kapı gibi açılarak faytona dönüşmesi.


Burçak Çöllü, İTÜ Konservatuvarda kompozitörlük okudu, çok genç yaşta Şehir Tiyatrolarında, Devlet Tiyatrosunda oyun müzikleri yaptı ama aslında o çok yönlü bir sanatçı. Nihayet Makamında olduğu gibi oyun yazıyor, yönetiyor, gerekirse rol alıyor, enstrüman çalıyor.


Maalesef Burçak Çöllü ve Burçak gibi birçok gerçek sanatçıyı sanatın içerisindekiler ile tiyatro severler ancak tanıyabiliyor, alkışlayabiliyor. Zaten bu karakterlerin ortak özellikleri de icra ettikleri sanatlarıyla var olabilmeyi tercih etmeleri. Biliyoruz ki sanatsal derinlikleri olmadan bir dizi yada şarkı ile bir anda popüler olanları ertesi sezon kimse anımsamazken sanatının hakkını verenler biraz geride ama hep kürsüde kalabilmektedirler. Adlarına ödüller düzenlenebilmekte, yarınlara kalabilmektedirler.  


Genç yaşında Afife Ödülünü müzik dalında hak eden Burçak Çöllü için yıllar önce, daha okullu iken “henüz akrabaları bile tanımıyor, bilmiyor ama onun yakın gelecekte tiyatromuzun oskarını kazanacağına inanıyorum” diye yazmıştım. Bugünde bir adım daha ileriye gidip gelecek yıllarda Afife ödülünü farklı dallarda da almakla kalmayıp onu yurt dışındaki temsillerinde de gururla takip edecek, alkışlayacağız diyorum. 


Çünkü yaptığı işe çok büyük saygısı var. Sahnelenen tüm oyunlarında olduğu gibi ödüle hak kazandığı Nihayet Makamı bir tiyatro oyunu olduğu kadar doktora tezi kıvamında tarihi gerçekleri, dönemin sınıfsal ve siyasal nüanslarını içeriyor. Bu yönüyle bile Nihayet Makamı pür dikkat izlenmeye değer; ama artık gelecek sezonda. 

Recep Ali Aksoylu / Yel değirmeni / 15 Mayıs 2019

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi