Trabzon'da sahte diploma ile dershane iddiasına takipsizlik kararı

Karadeniz 21.07.2020 - 11:30, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:38 2852+ kez okundu.
 

Trabzon'da sahte diploma ile dershane iddiasına takipsizlik kararı

TRABZON'da, 11 yıl önce sahte diplomayla eğitim verildiği iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan önceki ismi Ferdi Taşkıran olan Murat Volkan Taşkıran'a iddialarla ilgili takipsizlik kararı verildi.    Şikayetçi kişilerin talepleri dikkate alınarak, söz konusu senetler ile senetlerdeki imzaların sahte olup olmadığı İstanbul Adli Tıp Kurumıu'nca incelendi. Senetlerdeki imzaların şikayetçi kişilere ait olduğu ve senetlerin gerçek olduğu belirlendi. Evrakta sahtecilik yapıldığı iddiası bilirkişi raporuyla düşürülerek, önceki ismi 'Ferdi Taşkıran' olan, mahkeme kararıyla adını değiştiren Murat Volkan Taşkıran hakkındaki 'sahte diploma' iddiasıyla açılan soruşturmada da takipsizlik kararı verildi. 11 yıl içerisinde Trabzon İcra Mahkemesi, Ankara 4. İcra Hukuk Mahkemesi, Adıyaman İcra Hukuk Mahkemesi, Ankara Batı 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nde görülen davaların sonunda, davacıların Murat Volkan Taşkıran ve Jale Taşkıran'a yönelik 'haksız ve asılsız iddialar' yapıldığına hükmederek tazminat ödemeye mahkum etti. '   NE SENETLERDE ADIM GEÇİYOR, NE DE ALACAKLIYIM'   Kendisine 'dolandırıcılık' iddialarında bulunanlar hakkında Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunan Murat Volkan Taşkıran, yaşanan süreçle ilgili şunları söyledi: “Bu kişilerin açtığı davalarda taraf dahi değilim. Evraklar incelendiğinde dava açtıkları kişinin ben olmadığım açıkça görülüyor. Sahte senet, sahte imza gibi gerekçelerde şahsıma bile açılmayan bir dava için kimliğim kamuoyuyla paylaşılarak ismimi karalamaya çalıştılar. Sanki ben yapmışım gibi adımı kirletmek istediler. Ne senetlerde benim adım geçiyor, ne de alacaklıyım, ne de kurumumun adı geçiyor. Yalan beyanlarda bulunup bana kumpas kurdular. Bu şahıslarla hiçbir borç ilişkim olmadığı adli makamlarca ispatlandı" dedi. Sahte olduğunu iddia ettikleri diplomayla ilgili soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini hatırlatan Taşkıran "Buna rağmen yeniden dava açmak için uğraşıyor, algı yaratmaya çalışıyorlar. Ellerinde onları icraya verdiğime dair herhangi bir belge yok ancak yine de beni onlara icraya vermekle suçladılar. 2011 yılında yaşanan ve benimle ilgisi olmayan bu olayı yeniden gündeme getirip anayasal haklarım çiğnendi, unutulma hakkım ihlal edildi. Adımı karalamaya çalışan Çetin Yazıcı, Gülnur Bayram, Serap Mutlu Eyüpoğlu, Nihat Abanoz, bu şahısların avukatları ve bu kişilerin yönlendirdikleri medya kuruluşları hakkında 'yalan haber ve paylaşımlarla hakaret, iftira, kişisel verilerin izinsiz kullanılması' konularında maddi ve manevi tazminat davaları açtım. Ayrıca davalılardan Reşit Yılmaz ve Çiğdem Akdin ile ise, dershane ile ilgisi olmayan şahsi bir alacak davamız bulunuyordu. Organize hareket ederek şahsi davalarını kurumum üzerinden göstermeye çalıştılar ve kaybettiler ” dedi.   'HAYALİ BİR KİŞİ YARATILIP, İHBAR YAPILMIŞ'   Gerçekte hiç olmayan bir diploma fotokopisi çin 2011 yılında 'evrakta sahtecilik' yaptığı iddiasıyla hakkında soruşturma açıldığını söyleyen Taşkıran, “O dönemde Hasan Ali Erdoğan ismiyle hayali bir kişi yaratılmış, uydurma bir dilekçeyle hakkımda zaten hiç var olmamış olan bir diplomada sahtecilik yaptığım iddiasıyla ihbar yapılmış. Kanunen anayasal haklarımın korunması açısından bu kişinin bilgilerinin alınması gerekirken ne TC kimlik numarası, ne de adres bilgisi alınmayarak bu iddiaya itibar edilmiş ve Trabzon İl Milli Eğitim Müdürlüğü benim hakkımda suç duyurusunda bulunmuştu. Bahse konu edilen diploma zaten yoktu, hiçbir zaman da olmadı. Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan 2011/11279 sayılı suç duyurusu için 2011/1635 sayılı yetkisizlik kararı verilerek, Adıyaman Cumhuriye Başsavcılığı'na gönderildi. Burada da hakkımda açılan 'sahte diploma' iddiaları için Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2012/1183 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair takipsizlik kararı verildi. Dershane açmak için zaten diplomaya da gerek yoktu.” şeklinde anlattı.   'KENDİ SAVAŞIMI VEREBİLMEK İÇİN HUKUK OKUDUM'   2011 yılından beri bu tür iddialarla mücadele ettiğini belirten Taşkıran, “Türkiye'nin birçok şehrinde eğitim kurumları bulunan saygın bir kişiyim. Yaşadıklarım beni öylesine uğraştırdı ki, yaşadığım hukuksuzluğa karşı savaşabilmek için yurt dışında Hukuk okudum. Bu kişiler Trabzon'daki davaları düşünce Adıyaman'a, oradaki davaları da düşünce Ankara'dan dava açtılar. Hem beni hem devletin mahkemelerini yıllarca boş yere meşgul ettiler. Sahte delil üretmek, hakim ve savcıları yanıltarak dershanem ve okullarımla ilgisiz, alacaklısı olmadığım konularda basın yoluyla devletin hakimleri ve savcıları baskı altında bırakılmak istenmiştir. Bu şekilde ticari itibarımız, insanlar önünde bitirilmeye çalışılmıştır.” diye konuştu.

TRABZON'da, 11 yıl önce sahte diplomayla eğitim verildiği iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan önceki ismi Ferdi Taşkıran olan Murat Volkan Taşkıran'a iddialarla ilgili takipsizlik kararı verildi. 

 

Şikayetçi kişilerin talepleri dikkate alınarak, söz konusu senetler ile senetlerdeki imzaların sahte olup olmadığı İstanbul Adli Tıp Kurumıu'nca incelendi. Senetlerdeki imzaların şikayetçi kişilere ait olduğu ve senetlerin gerçek olduğu belirlendi. Evrakta sahtecilik yapıldığı iddiası bilirkişi raporuyla düşürülerek, önceki ismi 'Ferdi Taşkıran' olan, mahkeme kararıyla adını değiştiren Murat Volkan Taşkıran hakkındaki 'sahte diploma' iddiasıyla açılan soruşturmada da takipsizlik kararı verildi. 11 yıl içerisinde Trabzon İcra Mahkemesi, Ankara 4. İcra Hukuk Mahkemesi, Adıyaman İcra Hukuk Mahkemesi, Ankara Batı 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nde görülen davaların sonunda, davacıların Murat Volkan Taşkıran ve Jale Taşkıran'a yönelik 'haksız ve asılsız iddialar' yapıldığına hükmederek tazminat ödemeye mahkum etti. '

 

NE SENETLERDE ADIM GEÇİYOR, NE DE ALACAKLIYIM'

 

Kendisine 'dolandırıcılık' iddialarında bulunanlar hakkında Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunan Murat Volkan Taşkıran, yaşanan süreçle ilgili şunları söyledi: “Bu kişilerin açtığı davalarda taraf dahi değilim. Evraklar incelendiğinde dava açtıkları kişinin ben olmadığım açıkça görülüyor. Sahte senet, sahte imza gibi gerekçelerde şahsıma bile açılmayan bir dava için kimliğim kamuoyuyla paylaşılarak ismimi karalamaya çalıştılar. Sanki ben yapmışım gibi adımı kirletmek istediler. Ne senetlerde benim adım geçiyor, ne de alacaklıyım, ne de kurumumun adı geçiyor. Yalan beyanlarda bulunup bana kumpas kurdular. Bu şahıslarla hiçbir borç ilişkim olmadığı adli makamlarca ispatlandı" dedi. Sahte olduğunu iddia ettikleri diplomayla ilgili soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini hatırlatan Taşkıran "Buna rağmen yeniden dava açmak için uğraşıyor, algı yaratmaya çalışıyorlar. Ellerinde onları icraya verdiğime dair herhangi bir belge yok ancak yine de beni onlara icraya vermekle suçladılar. 2011 yılında yaşanan ve benimle ilgisi olmayan bu olayı yeniden gündeme getirip anayasal haklarım çiğnendi, unutulma hakkım ihlal edildi. Adımı karalamaya çalışan Çetin Yazıcı, Gülnur Bayram, Serap Mutlu Eyüpoğlu, Nihat Abanoz, bu şahısların avukatları ve bu kişilerin yönlendirdikleri medya kuruluşları hakkında 'yalan haber ve paylaşımlarla hakaret, iftira, kişisel verilerin izinsiz kullanılması' konularında maddi ve manevi tazminat davaları açtım. Ayrıca davalılardan Reşit Yılmaz ve Çiğdem Akdin ile ise, dershane ile ilgisi olmayan şahsi bir alacak davamız bulunuyordu. Organize hareket ederek şahsi davalarını kurumum üzerinden göstermeye çalıştılar ve kaybettiler ” dedi.

 

'HAYALİ BİR KİŞİ YARATILIP, İHBAR YAPILMIŞ'

 

Gerçekte hiç olmayan bir diploma fotokopisi çin 2011 yılında 'evrakta sahtecilik' yaptığı iddiasıyla hakkında soruşturma açıldığını söyleyen Taşkıran, “O dönemde Hasan Ali Erdoğan ismiyle hayali bir kişi yaratılmış, uydurma bir dilekçeyle hakkımda zaten hiç var olmamış olan bir diplomada sahtecilik yaptığım iddiasıyla ihbar yapılmış. Kanunen anayasal haklarımın korunması açısından bu kişinin bilgilerinin alınması gerekirken ne TC kimlik numarası, ne de adres bilgisi alınmayarak bu iddiaya itibar edilmiş ve Trabzon İl Milli Eğitim Müdürlüğü benim hakkımda suç duyurusunda bulunmuştu. Bahse konu edilen diploma zaten yoktu, hiçbir zaman da olmadı. Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan 2011/11279 sayılı suç duyurusu için 2011/1635 sayılı yetkisizlik kararı verilerek, Adıyaman Cumhuriye Başsavcılığı'na gönderildi. Burada da hakkımda açılan 'sahte diploma' iddiaları için Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2012/1183 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair takipsizlik kararı verildi. Dershane açmak için zaten diplomaya da gerek yoktu.” şeklinde anlattı.

 

'KENDİ SAVAŞIMI VEREBİLMEK İÇİN HUKUK OKUDUM'

 

2011 yılından beri bu tür iddialarla mücadele ettiğini belirten Taşkıran, “Türkiye'nin birçok şehrinde eğitim kurumları bulunan saygın bir kişiyim. Yaşadıklarım beni öylesine uğraştırdı ki, yaşadığım hukuksuzluğa karşı savaşabilmek için yurt dışında Hukuk okudum. Bu kişiler Trabzon'daki davaları düşünce Adıyaman'a, oradaki davaları da düşünce Ankara'dan dava açtılar. Hem beni hem devletin mahkemelerini yıllarca boş yere meşgul ettiler. Sahte delil üretmek, hakim ve savcıları yanıltarak dershanem ve okullarımla ilgisiz, alacaklısı olmadığım konularda basın yoluyla devletin hakimleri ve savcıları baskı altında bırakılmak istenmiştir. Bu şekilde ticari itibarımız, insanlar önünde bitirilmeye çalışılmıştır.” diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi