Tahsin SANCAK
Köşe Yazarı
Tahsin SANCAK
 

ÇAYIN TOPLANMASI

Çayin toplanmasi 2. Konuyla ilgili toplantı düzenledik, daha doğrusu, çay firmalarıyla senede en az iki defa yaptığımız, düzenli toplantılarımızdan, sezon öncesi toplantımıza, bazı kamu gorevlileride katılmak istedi.. (muhtemelen 2000 yılı) işçi konusu gündeme geldiginde. Devlet makamlarımızın, Gürcü iscilerin gelmesi için kolaylık gösterilmesi yönünde, diyalog içinde oldugumuzu ifade ettim... Rize İl Emniyet Müdür yardımcısı hanımefendi; Güneydoğu'dan getirtelim teklifinde bulundu. Bendeniz, Güneydoğu insanını çok severim.. çok değerli dostluklarim var.. Ancak PKK sızmasından endişe ederim, dedim.. PKK terör örgütünün arkasında, Ermeni şeytanlığının  saklı olduğunu düşündüğümüz  için, aklıma, o hezeyan," harita" dedikleri paçavralar geldi, Ermenistan'in, Dogu Karadeniz'de denize inme planları falan. Esasen, o yillar Gürcü iscilerden alınan hizmet iyi, fiyatı uygundu.... Açıkçası, ucuz iscilik diyebiliriz,.. Resmiyete girmese de, o sıralar, Gürcü tarafininda bunu istediği, biz Gürcülere kapıyı kapatırsak, onlarda, bizim iş adamlarımıza zorluk cikaracklari durumu da vardı, Gürcülerin çay işçiliğinde getirdikleri para, ekonomilerinde önemli paya sahip olmustu.. Bununda etkisi olmuştur... Beynimde sakladığım  gizli düşüncem; Batum'da üretimi terk edilmis, çay bahçeleri ve çay fabrikalarına , Türk ÇAYCILIĞI  adına göz dikmıştım... Dünyayı yöneten altı temel içecekten bir tanesi çay idi..  ABD değerlerini Dünya'ya Coca-Cola taşımıştı.. Ülkemizin, dünya çay ülkesi olması ve Türk degerlerini dünyaya tasimasi için,ve iç piyasada Türk çayını garantide tutabilmesi için, iç piyasa tüketiminin en az yarısı kadar ihracat yapmaliydi, gelecek otuz yılda, dünyada cay eksikliği yaşanacağı kesindi. Öyleyse, Batum'da terkedilmiş, çok düzgün, çok müsait çay bahçelerini Türk Çaycılığına  katmalıydık. Satın alma yoluyla olur, uzun vadeli kiralama yoluyla olur. Bizim cayımızla  aynı karakterdi. Araziler daha düzgün,  makinalı  tarıma elverişli, Gürcü işcileri tercih etmemizde bu düşüncemizinde  rolü vardır. Nitekim, gidip fabrika, caylık alan firmalarımız olduğu gibi, çok uygun fiyatlarla, batumdaki fabrikalardan, makinaları satın alip, bizdeki fabrikalar, çok uygun maliyetlerle güçlendirilmiştir.. Bizden sonra, o bakış açısı kalmadı gibi görünüyor. 2007' lerde Gürcü işçi getirme fikrimiz degismeye başladı.. Nedenler,  önceleri TL karşısında, iki kat düşük değerde olan, Gürcü para birimi LARI  değer kazanmaya baslamisti.. (bugün tam tersi, LARİ  TL nin iki katı değerli hale geldi) bu durum gürcü işçi maliyetini yükseltiyordu ... Gürcüler, kendini ev sahibi hissetmeye başlamasında, fiyat yükseltmelerinde etken oldu. Buna yerli komisyoncularin payını da  ilave edelim. Kilo işi çay toplayan Gürcüler, yaprak kalitesi, bitki sağlığı, umurlarinda olmayıp adeta çayı ,biçip götürmeye başladılar.. Kilo artıyor ancak, çay yapragının  dibinde üç santim odunlar.. Dünya'da, ortalama, yüzde 8 gibi oranlarda olan, atık, kuru lif, bizde yüzde yirmilerin üzerine çıkmıştı.  Kaliteyi olumsuz etkilerken, üretim maliyetleride yükseliyordu .. Ve çok büyük paralar Gürcistan'a  gidiyordu. Gürcü işi son bulmalıydı... Düşündük, proje ürettik...
Ekleme Tarihi: 01 Mayıs 2020 - Cuma

ÇAYIN TOPLANMASI

Çayin toplanmasi 2.

Konuyla ilgili toplantı düzenledik, daha doğrusu, çay firmalarıyla senede en az iki defa yaptığımız, düzenli toplantılarımızdan, sezon öncesi toplantımıza, bazı kamu gorevlileride katılmak istedi.. (muhtemelen 2000 yılı) işçi konusu gündeme geldiginde. Devlet makamlarımızın, Gürcü iscilerin gelmesi için kolaylık gösterilmesi yönünde, diyalog içinde oldugumuzu ifade ettim...

Rize İl Emniyet Müdür yardımcısı hanımefendi; Güneydoğu'dan getirtelim teklifinde bulundu. Bendeniz, Güneydoğu insanını çok severim.. çok değerli dostluklarim var.. Ancak PKK sızmasından endişe ederim, dedim..

PKK terör örgütünün arkasında, Ermeni şeytanlığının  saklı olduğunu düşündüğümüz  için, aklıma, o hezeyan," harita" dedikleri paçavralar geldi, Ermenistan'in, Dogu Karadeniz'de denize inme planları falan.

Esasen, o yillar Gürcü iscilerden alınan hizmet iyi, fiyatı uygundu.... Açıkçası, ucuz iscilik diyebiliriz,..

Resmiyete girmese de, o sıralar, Gürcü tarafininda bunu istediği, biz Gürcülere kapıyı kapatırsak, onlarda, bizim iş adamlarımıza zorluk cikaracklari durumu da vardı, Gürcülerin çay işçiliğinde getirdikleri para, ekonomilerinde önemli paya sahip olmustu.. Bununda etkisi olmuştur...

Beynimde sakladığım  gizli düşüncem; Batum'da üretimi terk edilmis, çay bahçeleri ve çay fabrikalarına , Türk ÇAYCILIĞI  adına göz dikmıştım...

Dünyayı yöneten altı temel içecekten bir tanesi çay idi..  ABD değerlerini Dünya'ya Coca-Cola taşımıştı..

Ülkemizin, dünya çay ülkesi olması ve Türk degerlerini dünyaya tasimasi için,ve iç piyasada Türk çayını garantide tutabilmesi için, iç piyasa tüketiminin en az yarısı kadar ihracat yapmaliydi, gelecek otuz yılda, dünyada cay eksikliği yaşanacağı kesindi.

Öyleyse, Batum'da terkedilmiş, çok düzgün, çok müsait çay bahçelerini Türk Çaycılığına  katmalıydık.


Satın alma yoluyla olur, uzun vadeli kiralama yoluyla olur. Bizim cayımızla  aynı karakterdi. Araziler daha düzgün,  makinalı  tarıma elverişli, Gürcü işcileri tercih etmemizde bu düşüncemizinde  rolü vardır.

Nitekim, gidip fabrika, caylık alan firmalarımız olduğu gibi, çok uygun fiyatlarla, batumdaki fabrikalardan, makinaları satın alip, bizdeki fabrikalar, çok uygun maliyetlerle güçlendirilmiştir..

Bizden sonra, o bakış açısı kalmadı gibi görünüyor.

2007' lerde Gürcü işçi getirme fikrimiz degismeye başladı..

Nedenler,  önceleri TL karşısında, iki kat düşük değerde olan, Gürcü para birimi LARI  değer kazanmaya baslamisti.. (bugün tam tersi, LARİ  TL nin iki katı değerli hale geldi) bu durum gürcü işçi maliyetini yükseltiyordu ...

Gürcüler, kendini ev sahibi hissetmeye başlamasında, fiyat yükseltmelerinde etken oldu. Buna yerli komisyoncularin payını da  ilave edelim.

Kilo işi çay toplayan Gürcüler, yaprak kalitesi, bitki sağlığı, umurlarinda olmayıp adeta çayı ,biçip götürmeye başladılar..

Kilo artıyor ancak, çay yapragının  dibinde üç santim odunlar..

Dünya'da, ortalama, yüzde 8 gibi oranlarda olan, atık, kuru lif, bizde yüzde yirmilerin üzerine çıkmıştı.  Kaliteyi olumsuz etkilerken, üretim maliyetleride yükseliyordu .. Ve çok büyük paralar Gürcistan'a  gidiyordu.

Gürcü işi son bulmalıydı...

Düşündük, proje ürettik...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi