Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nin hedefi, kenevirde dünya markası olmak
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nin hedefi, kenevirde dünya markası olmak
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nin hedefi, kenevirde dünya markası olmak
Gökhan İÇKİLLİ/SAMSUN,(DHA) - SAMSUN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, kenevirin dünyada 50 bin üzerinde ürünün içeriğine girdiğini belirterek, "Gıdadan selüloza, ilaçtan inşaata kadar hemen her yerde farklı alanlarda kullanılmakta. Özellikle geriye dönüştürülebilir ve sürdürülebilir olması bakımından hayatı kolaylaştırıyor. Bu ürünleri kullandığı zaman, halkın hem hayat standardı hem de kalitesi artacak. Hedefimiz, kenevirde dünya markası olmak" dedi.
OMÜ Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, adeta mucizevi özellikler barındıran ve değeri her geçen gün daha da artan kenevirin üretiminde önemli bir dönemeci geride bıraktıklarını ifade etti. OMÜ’nün tescillenen 2 kenevir çeşidine katkılarıyla Türkiye’de kenevir üretiminde marka haline geleceğini söyleyen Prof. Dr. Aytaç, kenevirin tek tür olduğuna, morfolojik ve diğer içerikler bakımından da alt türlerinin bulunduğuna işaret ederek, “Dünyada çok fazla çeşidi bulunan kenevirin ülkemizde sadece 2 çeşidi bulunuyor. Bu çeşitler 2021 yılında tescil edilen 'Vezir ve Narlı' çeşitleri. Bu çeşitler, 2019 yılında ıslah edildiklerinde 15-20 tohuma sahipken bugün tonlarca miktar üretime ulaştı” ifadelerini kullandı.
OMÜ’nün, keneviri araştırma amaçlı ürettiğini belirten Prof. Dr. Selim Aytaç, “Ülkemizde kenevirle ilgili sorunların tespit edilmesi ve bu sorunlara çözüm arama amacındayız. Kenevir araştırmaları, 1993 yılında Ziraat Fakültesinde bir doktora programıyla başladı. İlerleyen yıllarda çalışmalar ve eğitimler devam etti ve nihayetinde 2019 yılında Kenevir Araştırma Enstitüsü kuruldu. Enstitümüz, 3 ana bilim dalında kenevirle ilgili hem araştırma yapıyor hem de uzman yetiştirmeye yönelik programlar yürütüyor. Bunun yanı sıra, üniversitemiz dış kaynaklı olarak bir taraftan tarım, diğer yandan da kenevirden elde edilen ürünlerle ilgili AR-GE çalışmalarına yoğunlaşmış durumda. Çok sayıda TÜBİTAK, DOKAP, TAGEM ve üniversite bünyesinde proje destekleme birimi olan Bilimsel Araştırma Projeleri ile birçok proje desteklendi. Öyle ki 2022 – 2023 yıllarında proje sayımızda artış var" diye konuştu.
Kenevirin birçok alana doğrudan ve dolaylı olarak katkısı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Aytaç, bu bitkinin ekosistem açısından önemini şöyle anlattı:
“Kenevir ham madde olarak onlarca endüstriyel ürünün üretiminde kullanılırken, bununla beraber hem yetiştiği bölgede hayat standardını yükseltmesi hem de halk sağlığına yönelik faydaları açısından stratejik bir değer taşıyor. Ayrıca, tarım bakımından kenevirin üretildiği yerde toprağa çok önemli katkılar sağladığını görmekteyiz. Örneğin, toprağı ıslah ediyor ve topraktaki kimyasalı azalttığı için biyolojik çevre sağlığına katkı sunuyor. Yine kenevir, birim alanda yüksek miktarda oksijen sağladığı için dünyadaki karbon döngüsünde önemli bir işlev üstleniyor. Bu bakımdan önümüzdeki yıllarda büyük sorun teşkil edecek karbondioksit salınımının önüne geçilmesinde kenevir önemli bir role sahip. Kenevir, dünyada 50 bin üzerinde ürünün içeriğine girmekte. Gıdadan selüloza, ilaçtan inşaata kadar hemen her yerde farklı alanlarda kullanılmakta. Özellikle geriye dönüştürülebilir ve sürdürülebilir olması bakımından hayatı kolaylaştırıyor. Bu ürünleri kullandığı zaman, halkın hem hayat standardı hem de kalitesi artacak. Örneğin; kenevir menşeli tekstil ürünleri giydiğimiz zaman vücudumuzdaki hava sirkülasyonu artıyor ve dolayısıyla da yaşam kalitemizi pozitif etkiliyor. Hedefimiz, kenevirde dünya markası olmak.” (DHA)
FOTOĞRAFLI
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.