TRABZON'DAN SESLENDİ. YAHU YALAN SÖYLEME, DÜRÜST OL DÜRÜST'

Siyaset 30.01.2022 - 17:24, Güncelleme: 02.12.2022 - 09:39 2768+ kez okundu.
 

TRABZON'DAN SESLENDİ. YAHU YALAN SÖYLEME, DÜRÜST OL DÜRÜST'

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik "Şimdi geçen akşam gene çıkmış - benim televizyon programım var saat 22'de- aynı saatte o da kendi özelinden açıklama yapıyor. Bu açıklamayı yaparken yine bir yalan; ihale yapmışız ve bu ihalede de müteahhit firmalara '5'li çete' diyor ve bu firmalara burayı 3 kat fazlasına bir rakamla verdiğimizi ve bir kağıt gösteriyor altında, güya benim imzam var. Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 günlük Karadeniz gezisinin son durağı olan Trabzon'da, aralarında kentsel dönüşüm projesi ile katı atık bertaraf ve enerji üretim tesisi, ticaret merkezi, alt geçit köprüsünün de yer aldığı yapımı tamamlanan projelerin toplu açılış törenine katıldı. 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı'nda düzenlenen törene; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı da katıldı. 'ELİMİZ BOŞ GELMEDİK' Törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'İyi ki varsın' diyerek aziz hatırasını yad ettikleri şehit Eren Bülbül'ün memleketinde olduklarını belirterek, kentin her zamanki gibi kendilerini coşkuyla, sevgiyle, yüreğiyle bağrına bastığını söyledi. Erdoğan, "Trabzon ile Trabzonlu ile aramıza bugüne kadar kimseyi sokmadık, bundan sonra da sokmayız. Karadeniz'in lokomotif şehri ayağa kalkarsa, tüm Türkiye ayağa kalkar. Karadeniz'in yıldız şehri Trabzon yürürse tüm Türkiye yürür. Karadeniz’in gözde şehri Trabzon büyürse, gelişirse, kalkınırsa tüm Türkiye aynı yolda ilerliyor, yürüyor demektir. İşte bunun için 20 yıldır ülkemizin 80 vilayetiyle birlikte Trabzon'u da hak ettiği, özlemini çektiği eserlere, hizmetlere, yatırımlara kavuşturmanın gayreti içerisindeyiz. Bugün de elimiz boş gelmedik. Bakanlıklarımıza ve belediyelerimize ait yatırım bedeli, 2 milyar 309 milyon lirayı geçen 95 kalem eser ve hizmetin toplu açılışını yapmak üzere sizlerle bir aradayız. Bu yatırımlarla eğitimde, sağlıkta, hemen her ilçemizi kapsayan anaokulundan ilkokula, ortaokuldan liseye, spor salonundan pansiyona kadar pek çok yatırımın resmi açılışını bugün buradan yapıyoruz. Gençlik ve sporda yapımı tamamlanan Akyazı Yavuz Selim Stadı'nın birinci etap tribününün, Şenol Güneş Stadı içerisindeki 150 kişilik beton örme tribünün ve futbol sahalarının çeşitli ilçelerimizdeki spor salonları ve sahaların gençlik merkezinin her biri 500'er kişi kapasiteli 3 ayrı öğrenci yurdunun resmi açılışlarını bugün gerçekleştiriyoruz" dedi. 'DAĞLARI DELE DELE ŞİRİN'E KAVUŞTUK' Kente yapılan yatırımları anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’yi 20 yılda cumhuriyet tarihinde 5 katı, 10 katı esere kavuşturabilme başarısını gösterebilmemizin gerisinde milletimize aşkla, sevdayla hizmet etmemiz vardır. Her zaman ne diyorum? Biz Ferhat'ız, siz Şirin'siniz. Dolayısıyla dağları dele dele biz şirine kavuştuk" diye konuştu. 'BUNLARIN SADECE SÖZLERİ DEĞİL, HAYATLARI DA YALAN' "Birileri ülkeye ve millete hizmet makamlarını kendi siyasi ajandalarının basamağı olarak görebilir" diyen Erdoğan şöyle devam etti: "CHP’nin başındaki zat da kurduğu ittifakla, etrafına topladığı kifayetsiz muhterislerle meseleye böyle bakıyor. İşte CHP kiminle yan yana, terör örgütüyle yan yana. PKK, bir terör örgütü. Onun meclisteki uzantısı da malum. Ya bunlarla el ele, kol kola dolaşanlara benim milletim yürü der mi? Şimdi Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Besler Deresi'nde artık teröristler var mı? Hepsinin inlerine girdik mi? İnlerini duman ettik mi? İnşallah, tek bir terörist kalmayana kadar yola devam edeceğiz. Bu uğurda bölücü terör örgütünün siyasi uzantısı olan partiyi dahi ülkenin yönetimine ortak etme hevesine kapıldılar. Belediyelerinde bunu zaten yaptılar. En kritik yerleri PKK'sından, FETÖ'süne kadar terör örgütleriyle irtibatlı kişilere altın tepsi de maalesef belediye makamında iş verdiler. 44 bin işçiyi belediyeden atıp, onların yerine maalesef teröristleri doldurdular. Hatırlarsanız; bunlar seçimden önce kimsenin ekmeğiyle oynamayacakları üzerine namus, şeref, haysiyet sözü vermişlerdi. Bay Kemal, sen bu sözü verdin. Nerede namus? Nerede şeref? Seçimden sonra ipleri ellerine alınca yaptıkları ilk iş ise liyakatine, gayretine, emeğine bakmaksızın kendilerinden görmedikleri herkesi kapı önüne koymak olmuştur. Ülkelerini her fırsatta bunlar, yabancılara şikayet etmediler mi? Siyasi ikballerini de yabancılardan alacakları desteklere bağlamadılar mı? Allah göstermesin; yarın ülkenin başına geçseler yine aynısını yapacaklar ve bunlar batıdan talimat alacaklar. Çünkü bunların ülke ve şehirlere hizmet etmek gibi bir dertleri yok. Çünkü bunların sadece sözleri değil, hayatları da yalan." 'BAY KEMAL'İN HAYATI YALAN' CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tepkilerini sürdüren Erdoğan "İşte bir tanesi vardı ya bir kadın; televizyonda çıkıp, ne diyordu; büyük yalan söyleyeceksin, en büyük yalanı söyleyeceksin.  Bunları dediler mi? Sonra ne oldu? Şimdi yargı aldı, tutukladı ve şimdi cezaevinde. Kime çalışıyordu bunlar? CHP’ye, Bay Kemal'e çalışıyordu. Bay Kemal de zaten yalanı bunlardan öğrendi. Çok iyi yalan söyler, büyük yalan söyler ve bunlarla da bir şeyler yapmaya çalıştı. Şimdi geçen akşam gene çıkmış-benim televizyon programım var saat 22'de-aynı saatte o da kendi özelinden açıklama yapıyor. Bu açıklamayı yaparken yine bir yalan; ihale yapmışız ve bu ihalede de müteahhit firmalara '5’li çete' diyor ve bu firmalara burayı 3 kat fazlasına bir rakamla verdiğimizi ve bir kağıt gösteriyor altında, güya benim imzam var. Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin. Ve hemşerimiz Ulaştırma Bakanı'nız, hemşeriniz Adil beye dedim ki; yarın akşam çık buna, şöyle bir dersini ver. Ertesi akşam bakanım Adil Bey, çıktı akşam televizyonda buna güzel bir ders verdi. Çünkü adamın hayatı yalan. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar; bunun ki yassıya kadar yanmadı. Çünkü Adil bey işini biliyordu. Ama Bay Kemal'in işini bilmek diye bir durumu yoktu, cambaz ve yalan. Hayatı yalan. Diyorum ki benim hemşerilerim, benim milletim, bu adamın yalanlarına prim vermeyecek" dedi. 'MUHALEFETİN KALİTESİNİ VE KALİBRESİNİ YÜKSELTEMEDİK' Kılıçdaroğlu'na yönelik tepkilerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Türkiye için yazılan senaryolarda kendilerine verilen rolü oynamak ve bunun karşılığında elde ettikleri imkanları tepe tepe kullanmak dışında bir dertleri, bir davaları, bir hedefleri de yok. Eğer böyle olmasaydı; ellerine tutuşturulan her kağıt parçasını sonuçta rezil kepaze olacaklarını bile bile kameralar önünde sallamazlardı. Ama bunlar, sallıyor. Böyle olmasaydı, yalan olduğunu defalarca ifade edilmiş, ispatlanmış iftiraları, sürekli tekrarlayıp durmazlardı. Açtığım davaların hepsini kazanıyorum. Bu, çünkü yalancı. Eğer böyle olmasaydı, her fırsatta yüzlerine karşı en ağır hakaretleri edenleri zoraki baş tacı etmezlerdi. Türkiye siyasetinde şu anda CHP genel başkanının ve yöneticilerinin sergilediği omurgasızlığın bir başka örneğini bulamazsınız. Ülkemizi her alanda geliştirdik, büyüttük, ileriye taşıdık. Sadece muhalefetin kalitesini ve kalibresini yükseltemedik. Bunun için de 20 yıla yaklaşan hükümetlerimiz döneminde hep kendimizle yarıştık. Milletimize verdiğimiz her sözü yerine getirdikten sonra çıtayı kendi elimizle yukarıya taşıdık." 'YAHU YALAN SÖYLEME, DÜRÜST OL DÜRÜST' Ana muhalefet partisine tavsiyelerde de bulunan Erdoğan, şunları kaydetti: "Halbuki normal bir ülkede muhalefetin yapması gereken şudur; mesela biz ülkemizin eğitim altyapısını, sınıflarıyla, öğretmenleriyle, ücretsiz ders kitaplarıyla, okul kütüphaneleriyle bugünkü seviyesine getirdik. Onlar, daha fazlasını tahammül etmeliydi. Ama bakıyorsunuz; tek parti faşizmi ve vesayet zihniyeti ile ellerinden gelse yeniden mesleki eğitim kurumları başta olmak üzere okullarımızın çoğunun kapısına kilit vuracaklar. Mesela biz ülkemizin sağlık altyapısını, şehir hastaneleriyle, personeliyle, ambulansıyla, aşısıyla, ilacıyla gelişmiş ülkelerin bile önüne geçirdik. Onlar çok daha ileri projeler teklif etmeliydi. Ama bakıyorsunuz , daha bizim inşa ettiğimiz şehir hastanelerinin yolunu bile yapmaktan acizler. Mesela biz ülkemizin dört bir yanını otoyollarla, metrolarla, hızlı tren hatlarıyla, havalimanları ile donattık. Onlar çok daha fazlasını yapmak için karşımıza çıkmalıydı. Ha, verdikleri söz var; ne diyorlar? Şanlıurfa'ya gidiyor diyor ki; Şanlıurfa Belediyesi'ni önümüzdeki seçimde bize verin, biz elektriği bedava vereceğiz. Ben de diyorum ki; Bay Kemal, Muğla Belediyesi sende, hadi ver bakalım Muğlalı çiftçimize elektriği bedava. Aydın Belediyesi sen de Aydınlı çiftçimize hadi elektriği ücretsiz olarak ver. Antalya Belediyesi sen de hadi ver bakalım ücretsiz. Yahu yalan söyleme, dürüst ol dürüst ol dürüst. Senin elini tutan mı var? Sen bir defa elektriğin kaynağı nerede? Şalter nerede? Merkezi yönetimde, bizde bizde. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nerede? Bizde bizde. Adam bunu dahi bilmiyor. Bu denli cahil. Hayata geçirdiğimiz projelerin finansman modelini bile kavrayamadıkları için aradan geçen bunca yıla rağmen hala tamamlanan yatırımların hikmetini çözmekten acizler. Bize diyor ki; bu şehir hastanelerinin parasını nereden buluyorsun? Ey zavallı biz diyoruz; yap-işlet-devret ile bunları yaptık. Dolayısıyla biz bunları alternatif yatırım modelleri olarak yaptık ve şu anda hala yapmaya devam ediyoruz. Mesela biz ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanmasında yerli ve yenilenebilir kaynakların oranını sürekli yükselttik. Onlarsa çok daha verimli ve ekonomik yöntemleri gündeme getirmeliydi; biz şunu şöyle yaparız demeliydi. Ama bakıyorsunuz ya mevcut barajları ve tesisleri engellemenin ya da akıl mantık işi olmayan birçok adımla hesaba kitaba gelmeyen üfürüklerle milleti kandırmanın peşindeler. Mesela biz ülkemiz sanayisini üretim ve ihracat gücü ile dünyanın önde gelen alternatiflerinden biri haline getirdik. Onlarsa çok daha fazlasını hedeflemeliydi. Ama bakıyorsunuz; bırakın yapılanları takdir etmeyi, ülkenin başarılarına kulp takmak, sebebi belli dalgaları krize dönüştürmek için var güçleriyle çalışıyorlar. Bu örnekleri her alana teşmil etmek mümkün. Allah, epeyce bir zamandır ülkeyi ve milleti bunların eline bırakmadı. İnşallah, bundan sonra da bırakmayacak." 'TUTTURDULAR Z KUŞAĞI, Y KUŞAĞI' Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz 10 yıl önce milletimize 2023 hedeflerimizi açıkladık. Bugüne kadar da bu hedeflerin kılavuzluğunda ülkemize nice büyük eserleri hizmetleri kazandırdık. Bununla kalmadık, bizden sonraki nesillere miras bırakmak üzere 2053 vizyonunu gündeme getirdik. Hatta yeşil kalkınma devrimi başta olmak üzere bu vizyonun ilk hedeflerini de oluşturmaya başladık. Peki, bugüne kadar siz CHP'den veya diğer muhalefet partilerinin herhangi birinden ülkenin gelişmesi, milletin refahının artması, gençlerimizin geleceğine güvenli bakabilmesi önünde herhangi bir vizyon, proje, hedef duydunuz mu? Duyamazsınız; çünkü böyle bir dertleri yok, çünkü onlara biçilen misyon bu değil. Tutturdular Z kuşağı, Y kuşağı. Biz de diyoruz ki; Teknofest kuşağı. Bizim Sürmeneli uşaklar, İHA'yı, SİHA'yı, Akıncı’yı, yaptı mı? Ulan bir de bunu konuş da. Bunu konuşmaz, niye? Sürmeneli yaptı. Onlara biçilen misyon Türkiye'nin 2023'ünü engellemeleri, 2053 vizyonunu unutturmalarıdır. Acı ama karşımızdaki gerçek budur. İşte bunun için hep birlikte 2023'e kadar çok çalışmalıyız. 2023'e kadar hep birlikte çok çalışmaya var mıyız?" 'KENDİLERİNE ÇEKİ DÜZEN VERMELERİ GEREKİR' 2023'ün önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Allah'ın izniyle bizi bu yoldan kimse çeviremeyecek. Geçmişte ülkemizin defalarca düşürüldüğü tuzakların bir yenisini, ayağımıza dolaştırmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Kafaları başka yerde, gönülleri başka mecralarda olanlardan bu ülkeye hayır gelmez. Siyaseti yalandan, stratejisi iftiradan, taktiği çarpıtmadan ibaret olanların bu millete hayrı yoktur. Şeref sözü vermeye çocuğa ciklet sözü vermek kadar değer atfetmeyenlerin hiçbir sözüne güven olmaz. Bulunduğu yere kumpasla gelenlerden siyaseti de yönetimi de onurla yürütmesini beklemek elbette beyhude çabadır. Azıcık izzetinefis sahibi iseler en azından çoluklarının çocuklarının yüzüne bakabilmek için kendilerine çeki düzen vermeleri gerekir. İnşallah 2023 bu bakımdan Türkiye için bir temizlenme, arınma, yenilenme vesilesi olacaktır” diyerek konuşmasını tamamladı. Erdoğan daha sonra bakanlarla birlikte kurdele keserek projelerin toplu açılışını yaptı. Erdoğan bu sırada kalabalık arasından sahneye çağırdığı Berat Can Gürsoy adlı çocuğa hediye verdi, sohbet etti.   

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik "Şimdi geçen akşam gene çıkmış - benim televizyon programım var saat 22'de- aynı saatte o da kendi özelinden açıklama yapıyor. Bu açıklamayı yaparken yine bir yalan; ihale yapmışız ve bu ihalede de müteahhit firmalara '5'li çete' diyor ve bu firmalara burayı 3 kat fazlasına bir rakamla verdiğimizi ve bir kağıt gösteriyor altında, güya benim imzam var. Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 günlük Karadeniz gezisinin son durağı olan Trabzon'da, aralarında kentsel dönüşüm projesi ile katı atık bertaraf ve enerji üretim tesisi, ticaret merkezi, alt geçit köprüsünün de yer aldığı yapımı tamamlanan projelerin toplu açılış törenine katıldı. 15 Temmuz Şehitler ve Hürriyet Parkı'nda düzenlenen törene; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı da katıldı.

'ELİMİZ BOŞ GELMEDİK'

Törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'İyi ki varsın' diyerek aziz hatırasını yad ettikleri şehit Eren Bülbül'ün memleketinde olduklarını belirterek, kentin her zamanki gibi kendilerini coşkuyla, sevgiyle, yüreğiyle bağrına bastığını söyledi. Erdoğan, "Trabzon ile Trabzonlu ile aramıza bugüne kadar kimseyi sokmadık, bundan sonra da sokmayız. Karadeniz'in lokomotif şehri ayağa kalkarsa, tüm Türkiye ayağa kalkar. Karadeniz'in yıldız şehri Trabzon yürürse tüm Türkiye yürür. Karadeniz’in gözde şehri Trabzon büyürse, gelişirse, kalkınırsa tüm Türkiye aynı yolda ilerliyor, yürüyor demektir. İşte bunun için 20 yıldır ülkemizin 80 vilayetiyle birlikte Trabzon'u da hak ettiği, özlemini çektiği eserlere, hizmetlere, yatırımlara kavuşturmanın gayreti içerisindeyiz. Bugün de elimiz boş gelmedik. Bakanlıklarımıza ve belediyelerimize ait yatırım bedeli, 2 milyar 309 milyon lirayı geçen 95 kalem eser ve hizmetin toplu açılışını yapmak üzere sizlerle bir aradayız. Bu yatırımlarla eğitimde, sağlıkta, hemen her ilçemizi kapsayan anaokulundan ilkokula, ortaokuldan liseye, spor salonundan pansiyona kadar pek çok yatırımın resmi açılışını bugün buradan yapıyoruz. Gençlik ve sporda yapımı tamamlanan Akyazı Yavuz Selim Stadı'nın birinci etap tribününün, Şenol Güneş Stadı içerisindeki 150 kişilik beton örme tribünün ve futbol sahalarının çeşitli ilçelerimizdeki spor salonları ve sahaların gençlik merkezinin her biri 500'er kişi kapasiteli 3 ayrı öğrenci yurdunun resmi açılışlarını bugün gerçekleştiriyoruz" dedi.

'DAĞLARI DELE DELE ŞİRİN'E KAVUŞTUK'

Kente yapılan yatırımları anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’yi 20 yılda cumhuriyet tarihinde 5 katı, 10 katı esere kavuşturabilme başarısını gösterebilmemizin gerisinde milletimize aşkla, sevdayla hizmet etmemiz vardır. Her zaman ne diyorum? Biz Ferhat'ız, siz Şirin'siniz. Dolayısıyla dağları dele dele biz şirine kavuştuk" diye konuştu.

'BUNLARIN SADECE SÖZLERİ DEĞİL, HAYATLARI DA YALAN'

"Birileri ülkeye ve millete hizmet makamlarını kendi siyasi ajandalarının basamağı olarak görebilir" diyen Erdoğan şöyle devam etti:

"CHP’nin başındaki zat da kurduğu ittifakla, etrafına topladığı kifayetsiz muhterislerle meseleye böyle bakıyor. İşte CHP kiminle yan yana, terör örgütüyle yan yana. PKK, bir terör örgütü. Onun meclisteki uzantısı da malum. Ya bunlarla el ele, kol kola dolaşanlara benim milletim yürü der mi? Şimdi Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Besler Deresi'nde artık teröristler var mı? Hepsinin inlerine girdik mi? İnlerini duman ettik mi? İnşallah, tek bir terörist kalmayana kadar yola devam edeceğiz. Bu uğurda bölücü terör örgütünün siyasi uzantısı olan partiyi dahi ülkenin yönetimine ortak etme hevesine kapıldılar. Belediyelerinde bunu zaten yaptılar. En kritik yerleri PKK'sından, FETÖ'süne kadar terör örgütleriyle irtibatlı kişilere altın tepsi de maalesef belediye makamında iş verdiler. 44 bin işçiyi belediyeden atıp, onların yerine maalesef teröristleri doldurdular. Hatırlarsanız; bunlar seçimden önce kimsenin ekmeğiyle oynamayacakları üzerine namus, şeref, haysiyet sözü vermişlerdi. Bay Kemal, sen bu sözü verdin. Nerede namus? Nerede şeref? Seçimden sonra ipleri ellerine alınca yaptıkları ilk iş ise liyakatine, gayretine, emeğine bakmaksızın kendilerinden görmedikleri herkesi kapı önüne koymak olmuştur. Ülkelerini her fırsatta bunlar, yabancılara şikayet etmediler mi? Siyasi ikballerini de yabancılardan alacakları desteklere bağlamadılar mı? Allah göstermesin; yarın ülkenin başına geçseler yine aynısını yapacaklar ve bunlar batıdan talimat alacaklar. Çünkü bunların ülke ve şehirlere hizmet etmek gibi bir dertleri yok. Çünkü bunların sadece sözleri değil, hayatları da yalan."

'BAY KEMAL'İN HAYATI YALAN'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na tepkilerini sürdüren Erdoğan "İşte bir tanesi vardı ya bir kadın; televizyonda çıkıp, ne diyordu; büyük yalan söyleyeceksin, en büyük yalanı söyleyeceksin.  Bunları dediler mi? Sonra ne oldu? Şimdi yargı aldı, tutukladı ve şimdi cezaevinde. Kime çalışıyordu bunlar? CHP’ye, Bay Kemal'e çalışıyordu. Bay Kemal de zaten yalanı bunlardan öğrendi. Çok iyi yalan söyler, büyük yalan söyler ve bunlarla da bir şeyler yapmaya çalıştı. Şimdi geçen akşam gene çıkmış-benim televizyon programım var saat 22'de-aynı saatte o da kendi özelinden açıklama yapıyor. Bu açıklamayı yaparken yine bir yalan; ihale yapmışız ve bu ihalede de müteahhit firmalara '5’li çete' diyor ve bu firmalara burayı 3 kat fazlasına bir rakamla verdiğimizi ve bir kağıt gösteriyor altında, güya benim imzam var. Ben ihalelere imza atmam Bay Kemal, yalancılığını ispat ettin. Ve hemşerimiz Ulaştırma Bakanı'nız, hemşeriniz Adil beye dedim ki; yarın akşam çık buna, şöyle bir dersini ver. Ertesi akşam bakanım Adil Bey, çıktı akşam televizyonda buna güzel bir ders verdi. Çünkü adamın hayatı yalan. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar; bunun ki yassıya kadar yanmadı. Çünkü Adil bey işini biliyordu. Ama Bay Kemal'in işini bilmek diye bir durumu yoktu, cambaz ve yalan. Hayatı yalan. Diyorum ki benim hemşerilerim, benim milletim, bu adamın yalanlarına prim vermeyecek" dedi.

'MUHALEFETİN KALİTESİNİ VE KALİBRESİNİ YÜKSELTEMEDİK'

Kılıçdaroğlu'na yönelik tepkilerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türkiye için yazılan senaryolarda kendilerine verilen rolü oynamak ve bunun karşılığında elde ettikleri imkanları tepe tepe kullanmak dışında bir dertleri, bir davaları, bir hedefleri de yok. Eğer böyle olmasaydı; ellerine tutuşturulan her kağıt parçasını sonuçta rezil kepaze olacaklarını bile bile kameralar önünde sallamazlardı. Ama bunlar, sallıyor. Böyle olmasaydı, yalan olduğunu defalarca ifade edilmiş, ispatlanmış iftiraları, sürekli tekrarlayıp durmazlardı. Açtığım davaların hepsini kazanıyorum. Bu, çünkü yalancı. Eğer böyle olmasaydı, her fırsatta yüzlerine karşı en ağır hakaretleri edenleri zoraki baş tacı etmezlerdi. Türkiye siyasetinde şu anda CHP genel başkanının ve yöneticilerinin sergilediği omurgasızlığın bir başka örneğini bulamazsınız. Ülkemizi her alanda geliştirdik, büyüttük, ileriye taşıdık. Sadece muhalefetin kalitesini ve kalibresini yükseltemedik. Bunun için de 20 yıla yaklaşan hükümetlerimiz döneminde hep kendimizle yarıştık. Milletimize verdiğimiz her sözü yerine getirdikten sonra çıtayı kendi elimizle yukarıya taşıdık."

'YAHU YALAN SÖYLEME, DÜRÜST OL DÜRÜST'

Ana muhalefet partisine tavsiyelerde de bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Halbuki normal bir ülkede muhalefetin yapması gereken şudur; mesela biz ülkemizin eğitim altyapısını, sınıflarıyla, öğretmenleriyle, ücretsiz ders kitaplarıyla, okul kütüphaneleriyle bugünkü seviyesine getirdik. Onlar, daha fazlasını tahammül etmeliydi. Ama bakıyorsunuz; tek parti faşizmi ve vesayet zihniyeti ile ellerinden gelse yeniden mesleki eğitim kurumları başta olmak üzere okullarımızın çoğunun kapısına kilit vuracaklar. Mesela biz ülkemizin sağlık altyapısını, şehir hastaneleriyle, personeliyle, ambulansıyla, aşısıyla, ilacıyla gelişmiş ülkelerin bile önüne geçirdik. Onlar çok daha ileri projeler teklif etmeliydi. Ama bakıyorsunuz , daha bizim inşa ettiğimiz şehir hastanelerinin yolunu bile yapmaktan acizler. Mesela biz ülkemizin dört bir yanını otoyollarla, metrolarla, hızlı tren hatlarıyla, havalimanları ile donattık. Onlar çok daha fazlasını yapmak için karşımıza çıkmalıydı. Ha, verdikleri söz var; ne diyorlar? Şanlıurfa'ya gidiyor diyor ki; Şanlıurfa Belediyesi'ni önümüzdeki seçimde bize verin, biz elektriği bedava vereceğiz. Ben de diyorum ki; Bay Kemal, Muğla Belediyesi sende, hadi ver bakalım Muğlalı çiftçimize elektriği bedava. Aydın Belediyesi sen de Aydınlı çiftçimize hadi elektriği ücretsiz olarak ver. Antalya Belediyesi sen de hadi ver bakalım ücretsiz. Yahu yalan söyleme, dürüst ol dürüst ol dürüst. Senin elini tutan mı var? Sen bir defa elektriğin kaynağı nerede? Şalter nerede? Merkezi yönetimde, bizde bizde. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nerede? Bizde bizde. Adam bunu dahi bilmiyor. Bu denli cahil. Hayata geçirdiğimiz projelerin finansman modelini bile kavrayamadıkları için aradan geçen bunca yıla rağmen hala tamamlanan yatırımların hikmetini çözmekten acizler. Bize diyor ki; bu şehir hastanelerinin parasını nereden buluyorsun? Ey zavallı biz diyoruz; yap-işlet-devret ile bunları yaptık. Dolayısıyla biz bunları alternatif yatırım modelleri olarak yaptık ve şu anda hala yapmaya devam ediyoruz. Mesela biz ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanmasında yerli ve yenilenebilir kaynakların oranını sürekli yükselttik. Onlarsa çok daha verimli ve ekonomik yöntemleri gündeme getirmeliydi; biz şunu şöyle yaparız demeliydi. Ama bakıyorsunuz ya mevcut barajları ve tesisleri engellemenin ya da akıl mantık işi olmayan birçok adımla hesaba kitaba gelmeyen üfürüklerle milleti kandırmanın peşindeler. Mesela biz ülkemiz sanayisini üretim ve ihracat gücü ile dünyanın önde gelen alternatiflerinden biri haline getirdik. Onlarsa çok daha fazlasını hedeflemeliydi. Ama bakıyorsunuz; bırakın yapılanları takdir etmeyi, ülkenin başarılarına kulp takmak, sebebi belli dalgaları krize dönüştürmek için var güçleriyle çalışıyorlar. Bu örnekleri her alana teşmil etmek mümkün. Allah, epeyce bir zamandır ülkeyi ve milleti bunların eline bırakmadı. İnşallah, bundan sonra da bırakmayacak."

'TUTTURDULAR Z KUŞAĞI, Y KUŞAĞI'

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz 10 yıl önce milletimize 2023 hedeflerimizi açıkladık. Bugüne kadar da bu hedeflerin kılavuzluğunda ülkemize nice büyük eserleri hizmetleri kazandırdık. Bununla kalmadık, bizden sonraki nesillere miras bırakmak üzere 2053 vizyonunu gündeme getirdik. Hatta yeşil kalkınma devrimi başta olmak üzere bu vizyonun ilk hedeflerini de oluşturmaya başladık. Peki, bugüne kadar siz CHP'den veya diğer muhalefet partilerinin herhangi birinden ülkenin gelişmesi, milletin refahının artması, gençlerimizin geleceğine güvenli bakabilmesi önünde herhangi bir vizyon, proje, hedef duydunuz mu? Duyamazsınız; çünkü böyle bir dertleri yok, çünkü onlara biçilen misyon bu değil. Tutturdular Z kuşağı, Y kuşağı. Biz de diyoruz ki; Teknofest kuşağı. Bizim Sürmeneli uşaklar, İHA'yı, SİHA'yı, Akıncı’yı, yaptı mı? Ulan bir de bunu konuş da. Bunu konuşmaz, niye? Sürmeneli yaptı. Onlara biçilen misyon Türkiye'nin 2023'ünü engellemeleri, 2053 vizyonunu unutturmalarıdır. Acı ama karşımızdaki gerçek budur. İşte bunun için hep birlikte 2023'e kadar çok çalışmalıyız. 2023'e kadar hep birlikte çok çalışmaya var mıyız?"

'KENDİLERİNE ÇEKİ DÜZEN VERMELERİ GEREKİR'

2023'ün önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Allah'ın izniyle bizi bu yoldan kimse çeviremeyecek. Geçmişte ülkemizin defalarca düşürüldüğü tuzakların bir yenisini, ayağımıza dolaştırmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Kafaları başka yerde, gönülleri başka mecralarda olanlardan bu ülkeye hayır gelmez. Siyaseti yalandan, stratejisi iftiradan, taktiği çarpıtmadan ibaret olanların bu millete hayrı yoktur. Şeref sözü vermeye çocuğa ciklet sözü vermek kadar değer atfetmeyenlerin hiçbir sözüne güven olmaz. Bulunduğu yere kumpasla gelenlerden siyaseti de yönetimi de onurla yürütmesini beklemek elbette beyhude çabadır. Azıcık izzetinefis sahibi iseler en azından çoluklarının çocuklarının yüzüne bakabilmek için kendilerine çeki düzen vermeleri gerekir. İnşallah 2023 bu bakımdan Türkiye için bir temizlenme, arınma, yenilenme vesilesi olacaktır” diyerek konuşmasını tamamladı.

Erdoğan daha sonra bakanlarla birlikte kurdele keserek projelerin toplu açılışını yaptı. Erdoğan bu sırada kalabalık arasından sahneye çağırdığı Berat Can Gürsoy adlı çocuğa hediye verdi, sohbet etti. 

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi