Fatih Sultan KAR
Köşe Yazarı
Fatih Sultan KAR
 

MUZAFFER İSTİF AMCAMIZ’DAN İBRETLİK ŞİİR

Bir avuçtan fazla insan değildik,   Dünya bize düşman oldu yenildik,   MUZAFFER İSTİF AMCAMIZ’DAN İBRETLİK ŞİİR   Rize’de Muzaffer İstif amcamızla karşılaşıyoruz. Kendisi anlattıklarıyla bizi tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. İsmail Kahraman’ın kurtuluş törenleri için sar ettiği sözlere tepki koyan İstif amca yaşanan zorluklara güzel bir örnek olan “Unutma” isimli şiiri okuyor. İlk mektep talebesi iken Muallim Hüseyin Hüsnü Taşpınar’dan dinlediği şiiri bütün içtenliğiyle bize okuyor….     UNUTMA   Bir avuçtan fazla insan değildik, Dünya bize düşman oldu yenildik,   Bilirlerdi; şan vermişti eski Türk, Sandılar ki; can vermiştir eski Türk,   Topumuzu, süngümüzü aldılar, Ülkemize düşmanları saldılar.   Zalim düşman sürü sürü askerle, Arkamızdan vurdu bizi hançerle,   Anadolu baştan başa hep yandı, Bayrağımız siyahlara boyandı,   Minareler duyguları var gibi; Bizi kurtar, bizi kurtar ya Rabbi,   Deyip yanan şehirlere kapandı, O yıkılan baştan başa vatandı.   Her yer siyah, hatta siyahtı güneş, İçin için alevlendi bir ateş,   Bir yanardağ gibi bir gün ufuktan, Alevlendi en nihayet bir isyan,   Artık yeter! diye bir ses inledi, Dağlar, taşlar bu sedâyı dinledi,   Bu sesle can verdi toprağa, taşa; Şanlı Gazi Mustafa Kemal Paşa,   Top yoktu, tüfek yoktu, süngü yoktu, Bu yoklukta Türk, yarattı bir ordu,   Bir gün Gazi söz verdi ki divanda: Düşmanları boğacağız vatanda.   O söz bütün gönülleri dolaştı; Erkek, kadın, çocuk hep Türk savaştı.   Göğüslerle çelikleri yıktı Türk, Töresinde yine sağlam çıktı Türk,   Ey Türk kızı! İçindeki duyguları uyutma.   Ey Türk oğlu! Bu istiklâl kavgasını unutma.   HÜSEYİN HÜSNÜ TAŞPINAR (Muallim Hüseyin Efendi) KİMDİR?   1883 yılında Rize'de Taşpınar(Çoncik) Köyü’nde doğdu.1. Dünya savaşında yedek subay olarak Harbiye Nezaretinin emri ile harp okuluna çağrıldı.  6 Ağustos 1914 tarihinde harp okuluna 1640 okul numarası ile kayıt olmuş,  askerliğe başlamıştır. Dört ay yirmi gün eğitimden sonra savaşta görev almak için çıktığı yolu değişik vasıtalarla veya yaya olarak kar güneş derken 60 gün sonra Erzurum'a ulaşmış, Narman Kasabası’nın Nihah Köyü’ndeki Alay komutanlığına giderek bölük kumandanlığı görevi emrini almıştır. Savaş sırasında büyük başarılar kazandığı sıralarda Rus askerlerinin makineli tüfekle çapraz ateşe düşüp üç kurşun yarası almış,  bulunduğu yer uçurum olduğu için yaralı olarak uçurumdan yuvarlanarak karlar içinde dereye düşmüştür. Orda bir gün yaralı olarak hayatta kalma mücadelesi vererek ölümü beklerken Rus askerleri tarafından esir alınmıştır. Sibirya’nın Krasnoyars şehrinde esir kampında iyi kötü günler geçirerek altı sene kalmıştır. 6 Ekim 1921 serbest bırakılarak Rize’ye dönmüştür. 1922 yılında ilk öğretmenliğine Güneysu da başladı. Burada bir dönem eğitmenlik yaptıktan sonra Merkez Adacami Köyü Başöğretmenliğine atanarak hayatına devam etmiştir. 1923 senesinde Adacami ilköğretim okulunda eğitmenliğini sürdürürken Adacami okulundan evinin bulunduğu şimdiki ismiyle Taşpınar Köyü’ne (Çoncik) yaya olarak gidip gelirmiş. Bu vaziyette eğitmenliğini 1953 tarihine kadar sürdürerek emekli olmuştur. Yetiştirdiği talebelerden arasında ülkemize hizmetleri dokunmuş çok sayıda insan vardır.  
Ekleme Tarihi: 07 Eylül 2022 - Çarşamba

MUZAFFER İSTİF AMCAMIZ’DAN İBRETLİK ŞİİR

Bir avuçtan fazla insan değildik,

 

Dünya bize düşman oldu yenildik,

 

MUZAFFER İSTİF AMCAMIZ’DAN İBRETLİK ŞİİR

 

Rize’de Muzaffer İstif amcamızla karşılaşıyoruz. Kendisi anlattıklarıyla bizi tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. İsmail Kahraman’ın kurtuluş törenleri için sar ettiği sözlere tepki koyan İstif amca yaşanan zorluklara güzel bir örnek olan “Unutma” isimli şiiri okuyor. İlk mektep talebesi iken Muallim Hüseyin Hüsnü Taşpınar’dan dinlediği şiiri bütün içtenliğiyle bize okuyor….  

 

UNUTMA

 

Bir avuçtan fazla insan değildik,

Dünya bize düşman oldu yenildik,

 

Bilirlerdi; şan vermişti eski Türk,

Sandılar ki; can vermiştir eski Türk,

 

Topumuzu, süngümüzü aldılar,

Ülkemize düşmanları saldılar.

 

Zalim düşman sürü sürü askerle,

Arkamızdan vurdu bizi hançerle,

 

Anadolu baştan başa hep yandı,

Bayrağımız siyahlara boyandı,

 

Minareler duyguları var gibi;

Bizi kurtar, bizi kurtar ya Rabbi,

 

Deyip yanan şehirlere kapandı,

O yıkılan baştan başa vatandı.

 

Her yer siyah, hatta siyahtı güneş,

İçin için alevlendi bir ateş,

 

Bir yanardağ gibi bir gün ufuktan,

Alevlendi en nihayet bir isyan,

 

Artık yeter! diye bir ses inledi,

Dağlar, taşlar bu sedâyı dinledi,

 

Bu sesle can verdi toprağa, taşa;

Şanlı Gazi Mustafa Kemal Paşa,

 

Top yoktu, tüfek yoktu, süngü yoktu,

Bu yoklukta Türk, yarattı bir ordu,

 

Bir gün Gazi söz verdi ki divanda:

Düşmanları boğacağız vatanda.

 

O söz bütün gönülleri dolaştı;

Erkek, kadın, çocuk hep Türk savaştı.

 

Göğüslerle çelikleri yıktı Türk,

Töresinde yine sağlam çıktı Türk,

 

Ey Türk kızı!

İçindeki duyguları uyutma.

 

Ey Türk oğlu!

Bu istiklâl kavgasını unutma.

 

HÜSEYİN HÜSNÜ TAŞPINAR (Muallim Hüseyin Efendi) KİMDİR?

 

1883 yılında Rize'de Taşpınar(Çoncik) Köyü’nde doğdu.1. Dünya savaşında yedek subay olarak Harbiye Nezaretinin emri ile harp okuluna çağrıldı.  6 Ağustos 1914 tarihinde harp okuluna 1640 okul numarası ile kayıt olmuş,  askerliğe başlamıştır. Dört ay yirmi gün eğitimden sonra savaşta görev almak için çıktığı yolu değişik vasıtalarla veya yaya olarak kar güneş derken 60 gün sonra Erzurum'a ulaşmış, Narman Kasabası’nın Nihah Köyü’ndeki Alay komutanlığına giderek bölük kumandanlığı görevi emrini almıştır. Savaş sırasında büyük başarılar kazandığı sıralarda Rus askerlerinin makineli tüfekle çapraz ateşe düşüp üç kurşun yarası almış,  bulunduğu yer uçurum olduğu için yaralı olarak uçurumdan yuvarlanarak karlar içinde dereye düşmüştür. Orda bir gün yaralı olarak hayatta kalma mücadelesi vererek ölümü beklerken Rus askerleri tarafından esir alınmıştır. Sibirya’nın Krasnoyars şehrinde esir kampında iyi kötü günler geçirerek altı sene kalmıştır. 6 Ekim 1921 serbest bırakılarak Rize’ye dönmüştür. 1922 yılında ilk öğretmenliğine Güneysu da başladı. Burada bir dönem eğitmenlik yaptıktan sonra Merkez Adacami Köyü Başöğretmenliğine atanarak hayatına devam etmiştir. 1923 senesinde Adacami ilköğretim okulunda eğitmenliğini sürdürürken Adacami okulundan evinin bulunduğu şimdiki ismiyle Taşpınar Köyü’ne (Çoncik) yaya olarak gidip gelirmiş. Bu vaziyette eğitmenliğini 1953 tarihine kadar sürdürerek emekli olmuştur. Yetiştirdiği talebelerden arasında ülkemize hizmetleri dokunmuş çok sayıda insan vardır.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi