İsmet KÖSOĞLU
Köşe Yazarı
İsmet KÖSOĞLU
 

YAYLADA HAYVANMI TURİST Mİ?

Yazımın başlığı okullarımızda müsamerelerde tartışma olacak bir konu.  Doğu Karadeniz Bölgesinde yaylalar asırlardır hayvanlarla hayat buluyordu. Yaylalar inek veya küçükbaş hayvansız olamazdı.  Yayla yaşantısının çok olduğu İkizdere’de hayvanı olmayanın yaylaya çıkmasına iyi gözle bakılmazdı.  Yaylaların hayvan için ne kadar değerli olduğu her evde yapılan ahırdan belli oluyor. Genellikle ahşap yapılan üzerleri Hartıma ile örtülü yayla evlerinde aile evradının barınacağı bir veya iki oda ancak bulunurken alt kat ve evin önünde hayvan sayısına göre bir alan duvarlarla çevrilirdi.   Yaylacılık aile ekonomisine önemli maddi katkı yapardı.  Hayvanlarıyla okulların tatile girmesiyle ailece yaylaya çıkan aile kendi çapına göre bugün çok aranılan halis tereyağı, peynir, minzi ve yoğurt yapar fazlasını satarak çocuklarının okul masraflarına katkıda bulunulurdu. Hayvanı olan ev sahibi hayvansal gıdalara para vermez kendi üretirdi.  Ailemden küçük bir örnek vereyim. Yıl 1970 rahmetli annem çamaşır makinesi istiyor fakat maaşla geçinen babam alamıyordu, maddi imkânlar zordu.5 çocuk okula gidiyordu. Annem yaylada biriktirdiği para ile merdaneli çamaşır makinesi almıştı.  İlçemizin yüksek kesimlerde köylülerin yaz mevsiminde hayvanlarını otlatarak ekonomik olarak yararlandığı yaylalar turizme mi açılsın hayvanlar mı otlasın ikilemiyle karşı karşıya.  Turizme karşı olan birisi değilim.  Bacasız fabrika denilen turizm için yaylalarda hayvancılık yok olmamalı. Ben burada hayvancılığın yok olmasına değil gelişmesine taraftarım.  Kültürel yozlaşma olmadan insanların bölgemize gelmesine, gezmesine tepki gösteremeyiz. Doğal güzelliklerimizi herkesle paylaşabiliriz.  Önemli olan hayvancılığı çoğaltmak.  Dünya insanı şehirden bıktı.  Pakete girmemiş yiyecek yok.  Doğal ürünler yiyerek sağlıklı olmak için doğaya sahip çıkmalı bina vs. yaparak değil doğanın sahipleri olan hayvancılığı ön plana almalıyız.  Burada devlet kurumları olarak bölgemizde 80 öncesine kadar köylerde her evde çoğunlukla 4-6 arasında hayvan bulunurken bunları niye yok etik niye canlandırmayalım sorusuna destek olarak çözüm bulmalıdır.   Doğal yaylalar çok güzel ama önce kendi insanımızın hizmetinde olmalı turistin değil. 
Ekleme Tarihi: 08 Eylül 2019 - Pazar

YAYLADA HAYVANMI TURİST Mİ?

Yazımın başlığı okullarımızda müsamerelerde tartışma olacak bir konu. 


Doğu Karadeniz Bölgesinde yaylalar asırlardır hayvanlarla hayat buluyordu. Yaylalar inek veya küçükbaş hayvansız olamazdı. 


Yayla yaşantısının çok olduğu İkizdere’de hayvanı olmayanın yaylaya çıkmasına iyi gözle bakılmazdı. 


Yaylaların hayvan için ne kadar değerli olduğu her evde yapılan ahırdan belli oluyor. Genellikle ahşap yapılan üzerleri Hartıma ile örtülü yayla evlerinde aile evradının barınacağı bir veya iki oda ancak bulunurken alt kat ve evin önünde hayvan sayısına göre bir alan duvarlarla çevrilirdi.  


Yaylacılık aile ekonomisine önemli maddi katkı yapardı. 


Hayvanlarıyla okulların tatile girmesiyle ailece yaylaya çıkan aile kendi çapına göre bugün çok aranılan halis tereyağı, peynir, minzi ve yoğurt yapar fazlasını satarak çocuklarının okul masraflarına katkıda bulunulurdu. Hayvanı olan ev sahibi hayvansal gıdalara para vermez kendi üretirdi. 


Ailemden küçük bir örnek vereyim. Yıl 1970 rahmetli annem çamaşır makinesi istiyor fakat maaşla geçinen babam alamıyordu, maddi imkânlar zordu.5 çocuk okula gidiyordu. Annem yaylada biriktirdiği para ile merdaneli çamaşır makinesi almıştı. 


İlçemizin yüksek kesimlerde köylülerin yaz mevsiminde hayvanlarını otlatarak ekonomik olarak yararlandığı yaylalar turizme mi açılsın hayvanlar mı otlasın ikilemiyle karşı karşıya. 


Turizme karşı olan birisi değilim. 


Bacasız fabrika denilen turizm için yaylalarda hayvancılık yok olmamalı. Ben burada hayvancılığın yok olmasına değil gelişmesine taraftarım. 


Kültürel yozlaşma olmadan insanların bölgemize gelmesine, gezmesine tepki gösteremeyiz. Doğal güzelliklerimizi herkesle paylaşabiliriz. 


Önemli olan hayvancılığı çoğaltmak. 


Dünya insanı şehirden bıktı. 


Pakete girmemiş yiyecek yok. 


Doğal ürünler yiyerek sağlıklı olmak için doğaya sahip çıkmalı bina vs. yaparak değil doğanın sahipleri olan hayvancılığı ön plana almalıyız. 


Burada devlet kurumları olarak bölgemizde 80 öncesine kadar köylerde her evde çoğunlukla 4-6 arasında hayvan bulunurken bunları niye yok etik niye canlandırmayalım sorusuna destek olarak çözüm bulmalıdır.  


Doğal yaylalar çok güzel ama önce kendi insanımızın hizmetinde olmalı turistin değil. 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi