Adnan ONAY
Köşe Yazarı
Adnan ONAY
 

AK PARTİNİN ÇAY KANUN TEKLİFİ ÜZERİNE

Öncelikle şunu söylemeliyim: Geçen yıl RTE Üniversitesinin hazırladığı ve alttan alta birçok dernek ve ilgili kişiyle  görüşülüp son haliyle Bakanlığa gönderildiği belirtilen bu tasarı içerik açısından, kanun niteliği ve tekniği açısından daha önce (eski) Milletvekili B.Ali Bayramoğlu tarafından hazırlanan Çay Kanun Tasarısının daha gerisinde. Bir kere kanunun kendisi birçok şeyi yönetmeliklere bırakmış durumda. Soyut bazı tanımlamalar da yeniden yoruma açık.  Tasarı bu haliyle çıkarsa kanunun uygulanması için nice şerhe ihtiyaç var. Doğrusu ben daha ayrıntılı ve daha disiplinli bir tasarı bekliyordum.. Tasarı çayda kaliteyi artırmak, çay alanlarını, sektörü  düzenlemek, sektörün tüm paydaşlarını aynı hedefe yönlendirmek ve çayın geleceğini kurtarma amacı taşımakta. Bu amaçla düzenlenmiş olan Kanun Tasarı/teklifinde gördüğüm bazı eksiklere değinmek istiyorum. Öncelikle, hakkında bazılarınca fırtına kopartılan Ulusal Çay Konseyi konusuna değinecek olursam;  Yaş çay fiyatının açıklanmasının  Ulusal Çay Konseyine bırakılması doğru bir yöntem. Dokuz kişiden oluşan  Konsey üyelerinin içinde özel sektörden iki kişi bulunmakta. Diğer 7 kişi ise 2 Zıraat Odası temsilcisi, 2 Çaykur temsilcisi,  Rize Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Çayderneği başkanı, Borsa Başkanından oluşmakta. Yani iddia edildiği gibi Ulusal Çay Konseyi özel sektör temsilcilerinden oluşmuyor. Aksine onların orada temsili oldukça zayıf. Sanırım Or-çay’ın sahiplerinden, Rize Ticaret  Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan’ın bu dönem Konseyin Başkanı olması  bu tepkilerin ana nedeni. O nedenle, daha önce de belirttiğim gibi  bu tür yaklaşımların sona ermesi için yeni bir yönetmelikle Ulusal Çay Konseyinin Yönetim Kurulunun daha kuşatıcı yapıya kavuşturulması ve Başkanının İlgili Bakanlık veya ÇAYKUR’dan birinin olması sağlanmalıdır. Her şeyden önce bunun psikolojik bir önemi var. Ulusal Çay Konseyi’nin ağırlıklı olarak yerel ilgililerden oluşması fiyatın daha uygun olması için iddiaların aksine bir fırsattır. Yaş Çay Fiyatının Siyasi iktidarların iki dudağı arasında olması üreticinin lehinde değildir. İktidarların açıkladığı fiyatlar siyasi olarak değerlendirildiği gibi, bu fiyatlara tepki göstermek de yerel bir yapıya tepki göstermekten daha zordur. Ancak burada dikkat çeken şey, Ulusal Çay Konseyinin sadece fiyat açıklamakla sınırlandırılmış  olduğu ve  bir ihtisas Konseyi gibi işlevler yüklenmediğidir. Tasarıya göre yine birçok şey Bakanlığa bırakılmış durumda. Bu  madde içeriğinde dikkat çeken bir önemli ayrıntı da, Ulusal Çay Konseyi’nin fiyatı açıklayamaması halinde fiyatın yeniden değerlemeyle belirlenecek olması. Yeniden değerleme oranı piyasa şartlarına göre belirlenmekte olup, bu yaş çay fiyatını belirlemek için bir ölçü kabul edilemez. Ayrıca bu maddede yer alan Ulusal Çay Konseyi’nin fiyatı belirleyememesinin nedeninin ne olabileceğini anlamış değiliz! Kanun teklifinde: Bölgedeki vatandaşlarımızın temel geçim kaynağı yaş çay yetiştiriciliği olduğundan yaş çay yaprağı fiyatının serbest piyasa dalgalanmasına bırakılması üreticilerin olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır.” denmesine rağmen bu konuda bir tedbir söz konusu değildir. Buna rağmen bu bölüm neden tasarıda yer almış olabilir? Üretici ödemelerine 6 ay gibi bir süre konulması, ödemelerin çok uzamasına bir engel teşkil etmiş olsa da tasarıda ÇAYKUR’UN ödemeleri bir ay içinde yapacağının yer alması gecikme halinde hem hukuki bir sonuç doğurabilir hem de sektörü eşitlemekten uzaklaştırır. Burada  Sektörün her iki tarafının da eşit ödeme planı içinde ve daha kısa bir sürece dahil edilmesi daha doğru olabilir. İktisadın kuralına göre ise doğrusu ödemelerin satışla ilişkilendirilmesidir. Elde edilen gelirle öncelikli üreticinin parasının ödenmesi gerek. Farzedelim ki, ÇAYKUR bir ayda , diğer firmalar da 6 ayda çay bedellerini ödeyemedi bu firmaların ve üreticinin durumu ne olacak? Geçmişte borcunu ödemeyen firmalara ne yapılabildi? - Yeni Çay bahçelerinin izne tabi olması, yapılacak çaylıkların denetimle yapılması, yeni çaylıklarda çay tohumu kullanılmaması alınması gereken tedbirlerden. Ancak mevcut kayıtsız çaylıkların çiftçi kayıt sistemine dahil edilmesiyle ilgili bir açıklama yok. -Sektörde Faaliyet gösteren işletmelerin 3 Kısma ayrılması. ÇAYKUR gibi A Grubunda olanların yaş çay satın alıp, ürettiği çayı  paketleyip satmasına imkan tanınmakta. Ancak paketsiz çay satabilmesinin yolu borsa üzerinden geçmekte. Yani ÇAYKUR artık eskisi gibi depodan torbalı satış yapamayacak. Çayını Borsada kalite kontrol ve tescille satabilecek. Öte yandan, firmaların paketli çaylarını borsadaki fiyatının çok altında satmasına bir engel yok. Yine zincir marketler fason paketli ucuz çay alıp, satabilecekse borsanın ne anlamı olacak diye bir soru da akla geliyor? -B Grubunda olanlar ise yaş çay satın alacaklar ancak ürettikleri çayları borsa üzerinden satabilecekler. - C grubunda olan firmalar ise sadece kuru çay alıp satabilecekler ve ticari iştigalleri çay ile ilgili olacak. Yani çayla ilgisi olmayan firmalar kuru çay alıp satamayacaklar. Bu firmalar ayrıca piyasada satışa sundukları çayın 90’nın Türk çayından oluşturmak zorunda. Bu firmaların dışardan çay alma haklarının 10 ile sınırlı olması konusu ise açık olarak anlaşılabilmiş değil. Burada amaç ithal edilen çayın üretilen çayın 10’unu geçmeyeceği anlamı mı acaba? -Tasarıda Yaş çay üretiminin olduğu illerdeki borsalara dikkat çekilmekte. Daha öncede belirttiğim gibi üretilen kuru çaylar sadece Rize Çay Borsası üzerinden geçmeli, bir başka borsa devreye sokulmamalı. - Tasarıda geçen “Yaş çayın makasla toplanmaya başlanmasıyla birlikte, kuru çay üretim aşamalanrida oluşan atık oram oldukça artmıştır.” İbaresi bir tür yanlışlığı, çayda kalite düşüklüğünün bir nedenini tescil anlamına gelebilir ve ileride makasla çay toplamayı sorunlu hale getirir. -Çay atıklarının sıkı takibi ve zorunlu olarak ilgili yerlere teslimi, çaya çöp katanların lisanslarının iptali de yerinde bir karar -Tasarıda “ Bakanlık, çay üretimi ve arzında istikran sağlamak amacıyla, her pazarlama yılı için A ve B lisanslı işletmelerin yurt içinde pazarlayabilecekleri kuru çay miktarını belirleyerek ilan eder.” denmekte. Bunun olabilmesi için ÇAYKUR gibi büyük işletmelerin stoklarının olmaması ve işletmelerin çay alım ve satımlarının da sınırlanması gerek. Her şeyden önce  sektörde ÇAYKUR Ve Özel işletmelerin çay işleme kapasitelerine baktığımızda kapasite fazlası var. Buna göre öncelikli olarak çay işleme standartlarına göre fabrikaların kapasitesi tespit edilmeli. Başka türlü sektörde çay alımlarının sınırlanması, kimin ne kadar çay alıp, ne kadar çay satabileceğini belirlemek zor. Taslağı birkaç kez okudum ve görebildiğim eksiklikler bunlar. Sektörün tümünün, derneklerin, odaların , sivil örgütlerin ve konuyu takip eden üreticilerin de mutlaka bu tasarıyı değerlendirmesi olacaktır. Bütün eleştirilerin dikkate alınmasını, tasarının komisyonda iyi bir hale getirilmesini temenni ediyorum..
Ekleme Tarihi: 22 Haziran 2022 - Çarşamba

AK PARTİNİN ÇAY KANUN TEKLİFİ ÜZERİNE

Öncelikle şunu söylemeliyim: Geçen yıl RTE Üniversitesinin hazırladığı ve alttan alta birçok dernek ve ilgili kişiyle  görüşülüp son haliyle Bakanlığa gönderildiği belirtilen bu tasarı içerik açısından, kanun niteliği ve tekniği açısından daha önce (eski) Milletvekili B.Ali Bayramoğlu tarafından hazırlanan Çay Kanun Tasarısının daha gerisinde. Bir kere kanunun kendisi birçok şeyi yönetmeliklere bırakmış durumda. Soyut bazı tanımlamalar da yeniden yoruma açık.  Tasarı bu haliyle çıkarsa kanunun uygulanması için nice şerhe ihtiyaç var. Doğrusu ben daha ayrıntılı ve daha disiplinli bir tasarı bekliyordum..


Tasarı çayda kaliteyi artırmak, çay alanlarını, sektörü  düzenlemek, sektörün tüm paydaşlarını aynı hedefe yönlendirmek ve çayın geleceğini kurtarma amacı taşımakta. Bu amaçla düzenlenmiş olan Kanun Tasarı/teklifinde gördüğüm bazı eksiklere değinmek istiyorum.

Öncelikle, hakkında bazılarınca fırtına kopartılan Ulusal Çay Konseyi konusuna değinecek olursam;  Yaş çay fiyatının açıklanmasının  Ulusal Çay Konseyine bırakılması doğru bir yöntem. Dokuz kişiden oluşan  Konsey üyelerinin içinde özel sektörden iki kişi bulunmakta. Diğer 7 kişi ise 2 Zıraat Odası temsilcisi, 2 Çaykur temsilcisi,  Rize Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Çayderneği başkanı, Borsa Başkanından oluşmakta. Yani iddia edildiği gibi Ulusal Çay Konseyi özel sektör temsilcilerinden oluşmuyor. Aksine onların orada temsili oldukça zayıf. Sanırım Or-çay’ın sahiplerinden, Rize Ticaret  Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan’ın bu dönem Konseyin Başkanı olması  bu tepkilerin ana nedeni. O nedenle, daha önce de belirttiğim gibi  bu tür yaklaşımların sona ermesi için yeni bir yönetmelikle Ulusal Çay Konseyinin Yönetim Kurulunun daha kuşatıcı yapıya kavuşturulması ve Başkanının İlgili Bakanlık veya ÇAYKUR’dan birinin olması sağlanmalıdır. Her şeyden önce bunun psikolojik bir önemi var.

Ulusal Çay Konseyi’nin ağırlıklı olarak yerel ilgililerden oluşması fiyatın daha uygun olması için iddiaların aksine bir fırsattır. Yaş Çay Fiyatının Siyasi iktidarların iki dudağı arasında olması üreticinin lehinde değildir. İktidarların açıkladığı fiyatlar siyasi olarak değerlendirildiği gibi, bu fiyatlara tepki göstermek de yerel bir yapıya tepki göstermekten daha zordur.

Ancak burada dikkat çeken şey, Ulusal Çay Konseyinin sadece fiyat açıklamakla sınırlandırılmış  olduğu ve  bir ihtisas Konseyi gibi işlevler yüklenmediğidir. Tasarıya göre yine birçok şey Bakanlığa bırakılmış durumda.

Bu  madde içeriğinde dikkat çeken bir önemli ayrıntı da, Ulusal Çay Konseyi’nin fiyatı açıklayamaması halinde fiyatın yeniden değerlemeyle belirlenecek olması. Yeniden değerleme oranı piyasa şartlarına göre belirlenmekte olup, bu yaş çay fiyatını belirlemek için bir ölçü kabul edilemez. Ayrıca bu maddede yer alan Ulusal Çay Konseyi’nin fiyatı belirleyememesinin nedeninin ne olabileceğini anlamış değiliz!

Kanun teklifinde: Bölgedeki vatandaşlarımızın temel geçim kaynağı yaş çay yetiştiriciliği olduğundan yaş çay yaprağı fiyatının serbest piyasa dalgalanmasına bırakılması üreticilerin olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır.” denmesine rağmen bu konuda bir tedbir söz konusu değildir. Buna rağmen bu bölüm neden tasarıda yer almış olabilir?

Üretici ödemelerine 6 ay gibi bir süre konulması, ödemelerin çok uzamasına bir engel teşkil etmiş olsa da tasarıda ÇAYKUR’UN ödemeleri bir ay içinde yapacağının yer alması gecikme halinde hem hukuki bir sonuç doğurabilir hem de sektörü eşitlemekten uzaklaştırır. Burada  Sektörün her iki tarafının da eşit ödeme planı içinde ve daha kısa bir sürece dahil edilmesi daha doğru olabilir. İktisadın kuralına göre ise doğrusu ödemelerin satışla ilişkilendirilmesidir. Elde edilen gelirle öncelikli üreticinin parasının ödenmesi gerek. Farzedelim ki, ÇAYKUR bir ayda , diğer firmalar da 6 ayda çay bedellerini ödeyemedi bu firmaların ve üreticinin durumu ne olacak? Geçmişte borcunu ödemeyen firmalara ne yapılabildi?


- Yeni Çay bahçelerinin izne tabi olması, yapılacak çaylıkların denetimle yapılması, yeni çaylıklarda çay tohumu kullanılmaması alınması gereken tedbirlerden. Ancak mevcut kayıtsız çaylıkların çiftçi kayıt sistemine dahil edilmesiyle ilgili bir açıklama yok.


-Sektörde Faaliyet gösteren işletmelerin 3 Kısma ayrılması. ÇAYKUR gibi A Grubunda olanların yaş çay satın alıp, ürettiği çayı  paketleyip satmasına imkan tanınmakta. Ancak paketsiz çay satabilmesinin yolu borsa üzerinden geçmekte. Yani ÇAYKUR artık eskisi gibi depodan torbalı satış yapamayacak. Çayını Borsada kalite kontrol ve tescille satabilecek. Öte yandan, firmaların paketli çaylarını borsadaki fiyatının çok altında satmasına bir engel yok. Yine zincir marketler fason paketli ucuz çay alıp, satabilecekse borsanın ne anlamı olacak diye bir soru da akla geliyor?


-B Grubunda olanlar ise yaş çay satın alacaklar ancak ürettikleri çayları borsa üzerinden satabilecekler.


- C grubunda olan firmalar ise sadece kuru çay alıp satabilecekler ve ticari iştigalleri çay ile ilgili olacak. Yani çayla ilgisi olmayan firmalar kuru çay alıp satamayacaklar. Bu firmalar ayrıca piyasada satışa sundukları çayın 90’nın Türk çayından oluşturmak zorunda. Bu firmaların dışardan çay alma haklarının 10 ile sınırlı olması konusu ise açık olarak anlaşılabilmiş değil. Burada amaç ithal edilen çayın üretilen çayın 10’unu geçmeyeceği anlamı mı acaba?


-Tasarıda Yaş çay üretiminin olduğu illerdeki borsalara dikkat çekilmekte. Daha öncede belirttiğim gibi üretilen kuru çaylar sadece Rize Çay Borsası üzerinden geçmeli, bir başka borsa devreye sokulmamalı.


- Tasarıda geçen “Yaş çayın makasla toplanmaya başlanmasıyla birlikte, kuru çay üretim aşamalanrida oluşan atık oram oldukça artmıştır.” İbaresi bir tür yanlışlığı, çayda kalite düşüklüğünün bir nedenini tescil anlamına gelebilir ve ileride makasla çay toplamayı sorunlu hale getirir.


-Çay atıklarının sıkı takibi ve zorunlu olarak ilgili yerlere teslimi, çaya çöp katanların lisanslarının iptali de yerinde bir karar


-Tasarıda “ Bakanlık, çay üretimi ve arzında istikran sağlamak amacıyla, her pazarlama yılı için A ve B lisanslı işletmelerin yurt içinde pazarlayabilecekleri kuru çay miktarını belirleyerek ilan eder.” denmekte. Bunun olabilmesi için ÇAYKUR gibi büyük işletmelerin stoklarının olmaması ve işletmelerin çay alım ve satımlarının da sınırlanması gerek.


Her şeyden önce  sektörde ÇAYKUR Ve Özel işletmelerin çay işleme kapasitelerine baktığımızda kapasite fazlası var. Buna göre öncelikli olarak çay işleme standartlarına göre fabrikaların kapasitesi tespit edilmeli. Başka türlü sektörde çay alımlarının sınırlanması, kimin ne kadar çay alıp, ne kadar çay satabileceğini belirlemek zor.


Taslağı birkaç kez okudum ve görebildiğim eksiklikler bunlar. Sektörün tümünün, derneklerin, odaların , sivil örgütlerin ve konuyu takip eden üreticilerin de mutlaka bu tasarıyı değerlendirmesi olacaktır.


Bütün eleştirilerin dikkate alınmasını, tasarının komisyonda iyi bir hale getirilmesini temenni ediyorum..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi