Bürokrasi bu topraklarda Osmanlı Devletimizden beri son derece güçlüdür. O nedenle, yasalar ne kadar iyi olursa olsun bürokrasi onu kendi statik yapısına dönüştürüp, kendince şekillendirir.
Böylece, yasalardan elde edilmek istenilen sonuca hiçbir zaman ulaşılamaz.
Ortaya bir arıza çıktığı zaman da Hiçkimse kusuru üstlenmez ve kusurun kimde olduğu somut olarak ortaya çıkarılamaz. Ortaya çıkan herhangi bir kusur zincirleme yol aldığı için herkes birbirini suçlayarak işin içinden sıyrılmaya kalkar. Bu savunma şeklinde çok da haksız sayılmazlar. Gerçekten de zincirin bir halkası kusur gördüğü yere müdahale etse belki de çok şey değişebilir. Ama yapı buna el vermez!
Maalesef bu kronik yapımız yaşadığımız her kötü şeyin tekrarını kaçınılmaz kılıyor. Hiçbir yasal düzenleme kötü sonuçlara çare olamıyor.
İşte son örneğimiz Grand Kartalkaya yangını..!
Otel işletmelerindeki güvenlikle ilgili fazlasıyla yeterli yönetmeliğimiz var. Ancak, hiçbir bürokrat bu yönetmeliğin yerine getirilmesini sağlamak için gereğince çaba sarfetmiyor. İşletmeler buralarda eksiklerini kabul ettirerek yol alabiliyor. Bir şekilde eksiklikler ortaya çıktığında da hatalar zincirinde yer alanlar topu birbirine atıyor ve belki de haklı çıkıyor!
Tıpkı, Grand Otel yangınında olduğu gibi..
Onca sorumluluğunu savsaklayan makamlar yangın yaşanınca sonuçta ne diyor: Eğer belediye bize yangın güvenliğiyle ilgili eksikleri bildirseydi bunlar yaşanmazdı.!
Doğru söylüyorlar.. Belki de işe muhalif bir belediye takoz koyduğu için bürokratlar biraz uğraşırlardı. Biraz hır gür çıkarabilirlerdi. Hepsi o kadar..
Bilirkişi raporuna göre otelin onlarca eksiği var. Bunların hepsi de ruhsatın iptaline neden.. Neden “biz işimizi doğru yapsaydık belediyenin tespit tutanağına ihtiyaç kalmazdı.”diyemiyorsunuz?
Denilemez çünkü bürokrasi hazretleri bu ülkede böyle işler…!