Bu ülkede hiç bir şey yerli yerinde değil.
O nedenle ne kadar şikayet ettiğimiz insanlık hali varsa onların devam etmesi kaçınılmazdır.
Demokrasilerde toplumsal dinamikler doğal devinimlerle raydan çıkan şeyleri merkezine oturtmaya çalışırlar.
Bizim demokrasimizde ise demokrasiye uygun olana itibar edilmez, menfaate uygun olan demokrasi adına kitabına uydurulur.
Maalesef, geldiğimiz noktada bütün insanlık değerlerimiz çıkar önceliği nedeniyle iyice aşınmış, toplum çok yüzlü hale dönüşmüştür.
Çok yüzlülük her şeyi olduğu gibi görmeye, göstermeye engeldir. Gerçeklikten uzaklaşan toplumlar bol maskelidir ve maskeler çıkara uygun olarak sürekli değişirler.
Böylesi toplumlarda, yalın gerçeği ortaya koymaya çalışanlar ise, (aslında aynı olan ancak sürekli maske değiştikleri için farklı sanılan) her cepheden saldırıya uğrarlar.
O nedenle, ülkemizde hiçbir şeyi kendi gerçekliği içerisinde tartışmak mümkün değil. Çünkü, ortada gerçeklik adına varolanlar aslında birer demagoglar!
En iyi demagoji yapabilen en doğrucu gibi takdir görüyor. Herkes bir diğerini kendi doğrultusunda basamak kullanıyor.
Bu durumda konuları kendi gerçeklikleri doğrultusunda tartışabilmek mümkün mü?
Maskeli toplumlar cehaletten kurtulamazlar. Cahillik bu tip toplumlarda o kadar doğallaşır ki, ‘miş’ gibi yapan cahiller her yeri sarar.
İşin garibi, bizde ki ‘aydın’ sınıf da bol maskeli. Bilginin namusunu koruyanları ise toplum kenara itiyor..
Avrupa özleminin git gide çoğalmasının en önemli nedenlerinden biri bu. Her şey doğal mecrası içerisinde yol alıyor, sistem maskelilerle çatışıyor. Aslında orada da işin arkaplanı farklı ancak görünen yüzü bu. Avrupa özentisi de (ağırlıklı olarak) o nedenle..
Ülkemizde, her şeyi merkezine oturtmak için işe nereden başlamak gerek? diye sorulunca buna cevap bulmak oldukça zor.!
Bunca maske nasıl temizlenebilir ki?