Mustafa Barış ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
Mustafa Barış ÖZTÜRK
 

RÜZGAR GÜLÜ ve DİKENİ

Kendine ait kelimeleri olanların az ama emanet repliklerle hayat tüketenlerin çok olduğu ülkemde; Bugünlerde, "Yüz kızarma" ayırt edici özelliğini maskeler yüzünden her ne kadar yitirmiş olsada pandemi sürecinde: Yedikleri hurmalardan mütevellit (...) şekeri tırma(la)nanlar ülkesine döndüğümüz gerçeği aşikar...ve can yakıcı şekilde ayırt edici özellik olma yolunda... Normal bir insanın, ülke gündemini takip etme şansı artık kalmadı: Yetişebildiği kadar, vaktinin olduğu kadar ve ilgi duyduğu alan kadar takip edebiliyor gündemi... Siyasetin gündemi ayrı, sporun gündemi apayrı, mafyanın belirlediği gündem zaten başlı başına özerkliğini ilan etti. Öyle atbaşı değil tüm gövdesiyle önde... Bir kısım  medyanın insanlara dikta etmeye çalıştığı ancak pek de başarılı olamadığı suni gündem ise artık alt sıralara düştü. Tüm gündemlerin ortak paydası ise güç, yani para. Günümüzde paranın bu kadar rağbet göreceğini Lidyalılar bilseydi bu işe hiç girişmezlerdi sanırım. Bir otel odasının oldukça rahat ve lüks denebilecek ortamından oturmuş olduğu sandalye ve yastıklarla kavga ederken bir yandan itiraf ve itham dolu paylaşılan video kayıtları... Son zamanlarda en fazla tiklanan YouTube kayıtları olarak arşivleniyor…  Oysaki güçlü bir demokraside böylesi bir durum olağan kabul edilebilir mi? Bir yandan fotoğraflar ve silinmeye çalışılan hikayeler... Yan yana durulan o samimi anlar. Düne kadar dost denilenler, dosttan düşmana evrilenler ! Eskiden yakılırdı fotoğraflar, yok edilirdi negatifleri… Bugünün dünyasında: Dijital denen zeminde öylesine arşivleniyoruz ki her birimiz, hatta öylesine takip ediliyoruz ki kare kare, ne yakabiliyoruz tüm o fotoğrafları, ne de yok edebiliyoruz tüm o negatifleri… Bir de itiraf edelim ki, güçlü olanı seviyoruz. Ne olduğu, nasıl olduğu, kimle olduğu önemli değil ! Neyle, kimle, hangi ilişkilerle beslendiği hiç önemli değil ! Gücün sahipliğinde olanı seviyoruz ! O gücün yanında durarak yükselmeyi de ! Dünden bugüne kimlik değiştiren (!) Dünün "iş adamı" bugünün " "suç örgütleri liderleri" aslında aynı hikâyelerin benzer aktörleri... Düne dair bir çok kişinin bugün silmeye çalıştığı fotoğrafların bu kadar çok olma sebebi Bir kısım Sanatçılar… Gazeteciler… Siyasetçiler… Hepsi bu oyunun köşe taşlarıydılar. Bu insanların toplum nezdinde bu kadar tabana inebilmesi ve yer bulması hep bundandı… Bir takım sanatçılar da… Bir takım gazeteciler de… Bir takım siyasetçiler, tabanı temeli için bazen beton bazen demir vazifesi gördüler ! Gördüler görmesine de, bugün hepsi bunun inkarındalar  Bir Afrika atasözünde ifade edildiği gibi “aslanlar kendi tarihlerini yazmadığı sürece, avcı hikâyeleri her zaman avcıyı yüceltecektir.”  O nedenle toplumda çok büyük bir ortaklık oluşturan demokrasi, eşitlik, özgürlük ve hukuktan yana kesimlerin, hakça paylaşımı, barışı, insanı ve doğayı savunanların seslerini duyurması gerekir. Her ne kadar sesler şimdi duyulmasa da gün gelir yankısı duyulacaktır. Çünkü insanoğlu gün gelir bunlara ihtiyaç duyar.  Asırlardır filmlere bile konu olan insani davranış ve duygular iyi, kötü, güzel, çirkin, saf, kurnaz, akıllı, akılsız, uyanık, aptal kimlikleri insanlara bir takım duygu ve davranışları öğretmeye, anlatmaya çalışmıştır. Bilinmelidir ki kendi istek ve arzularını yerine getirmek için hukuk çerçevesinde hareket etmeyen her organ, kurum ya da kişiler öyle bir zaman gelir ki bozulan hukuk kurallarının mengenesine takılabilirler.  Mevsimler geçicidir... Yaşanılan ya da yaşatılan hiç bir şey unutulmaz. Halkın zekası, aklı ve hafızası kalıcıdır. Zamanı gelince göz önünde olmayan su yüzene çıkar. İfade özgürlüğü sorunlu, ekonomi sorunlu, hukuk sorunlu, eğitim, tarım, hayvancılık sorunlu... Çözüm; öncelikle,  “temiz siyaset” noktasında birleşilmesi gerekir. Siyasetteki kutuplaştırıcı, bu ülkenin insanı birbirine adeta düşman edecek cümlelerden uzak durulmalı. Ülkemizde, küstürülmüş ve kendi köşesine çekilmiş milyonlarca kabiliyetli, tertemiz insan var. Bu “temiz siyaset”; geçmişlerinde leke olmamış, alnı açık başı dik, yetenekli gençlerle kurgulanmalı. Bu gençlere yol açılmalı. Sadakat değil, liyakat esaslı kadrolar kurulmalı. Ülkemiz; tertemiz bir geleceği, ifade özgürlüğünün ileri seviyede olduğu, pandemi sonrası maskeler çıkartıldığında güler yüzlü ve huzurlu insanların sokakları doldurduğu bir fotoğrafı hak ediyor. Bir tripod, bir kamera alıp o güzellikleri çekmek daha uygun olacaktır. Saygı ve selamlar.
Ekleme Tarihi: 05 Haziran 2021 - Cumartesi

RÜZGAR GÜLÜ ve DİKENİ

Kendine ait kelimeleri olanların az ama emanet repliklerle hayat tüketenlerin çok olduğu ülkemde;
Bugünlerde,

"Yüz kızarma" ayırt edici özelliğini maskeler yüzünden her ne kadar yitirmiş olsada pandemi sürecinde: Yedikleri hurmalardan mütevellit (...) şekeri tırma(la)nanlar ülkesine döndüğümüz gerçeği aşikar...ve can yakıcı şekilde ayırt edici özellik olma yolunda...

Normal bir insanın, ülke gündemini takip etme şansı artık kalmadı: Yetişebildiği kadar, vaktinin olduğu kadar ve ilgi duyduğu alan kadar takip edebiliyor gündemi...
Siyasetin gündemi ayrı, sporun gündemi apayrı, mafyanın belirlediği gündem zaten başlı başına özerkliğini ilan etti. Öyle atbaşı değil tüm gövdesiyle önde...

Bir kısım  medyanın insanlara dikta etmeye çalıştığı ancak pek de başarılı olamadığı suni gündem ise artık alt sıralara düştü.

Tüm gündemlerin ortak paydası ise güç, yani para. Günümüzde paranın bu kadar rağbet göreceğini Lidyalılar bilseydi bu işe hiç girişmezlerdi sanırım.

Bir otel odasının oldukça rahat ve lüks denebilecek ortamından oturmuş olduğu sandalye ve yastıklarla kavga ederken bir yandan itiraf ve itham dolu paylaşılan video kayıtları...
Son zamanlarda en fazla tiklanan YouTube kayıtları olarak arşivleniyor… 

Oysaki güçlü bir demokraside böylesi bir durum olağan kabul edilebilir mi?

Bir yandan fotoğraflar ve silinmeye çalışılan hikayeler...
Yan yana durulan o samimi anlar.
Düne kadar dost denilenler, dosttan düşmana evrilenler !

Eskiden yakılırdı fotoğraflar, yok edilirdi negatifleri…
Bugünün dünyasında:
Dijital denen zeminde öylesine arşivleniyoruz ki her birimiz, hatta öylesine takip ediliyoruz ki kare kare, ne yakabiliyoruz tüm o fotoğrafları, ne de yok edebiliyoruz tüm o negatifleri…

Bir de itiraf edelim ki, güçlü olanı seviyoruz.
Ne olduğu, nasıl olduğu, kimle olduğu önemli değil !
Neyle, kimle, hangi ilişkilerle beslendiği hiç önemli değil !
Gücün sahipliğinde olanı seviyoruz !
O gücün yanında durarak yükselmeyi de !

Dünden bugüne kimlik değiştiren (!) Dünün "iş adamı" bugünün " "suç örgütleri liderleri" aslında aynı hikâyelerin benzer aktörleri...

Düne dair bir çok kişinin bugün silmeye çalıştığı fotoğrafların bu kadar çok olma sebebi
Bir kısım
Sanatçılar…
Gazeteciler…
Siyasetçiler…
Hepsi bu oyunun köşe taşlarıydılar.

Bu insanların toplum nezdinde bu kadar tabana inebilmesi ve yer bulması hep bundandı…

Bir takım sanatçılar da…
Bir takım gazeteciler de…
Bir takım siyasetçiler, tabanı temeli için bazen beton bazen demir vazifesi gördüler !
Gördüler görmesine de, bugün hepsi bunun inkarındalar 

Bir Afrika atasözünde ifade edildiği gibi “aslanlar kendi tarihlerini yazmadığı sürece, avcı hikâyeleri her zaman avcıyı yüceltecektir.” 
O nedenle toplumda çok büyük bir ortaklık oluşturan demokrasi, eşitlik, özgürlük ve hukuktan yana kesimlerin, hakça paylaşımı, barışı, insanı ve doğayı savunanların seslerini duyurması gerekir.
Her ne kadar sesler şimdi duyulmasa da gün gelir yankısı duyulacaktır. Çünkü insanoğlu gün gelir bunlara ihtiyaç duyar. 

Asırlardır filmlere bile konu olan insani davranış ve duygular iyi, kötü, güzel, çirkin, saf, kurnaz, akıllı, akılsız, uyanık, aptal kimlikleri insanlara bir takım duygu ve davranışları öğretmeye, anlatmaya çalışmıştır.

Bilinmelidir ki kendi istek ve arzularını yerine getirmek için hukuk çerçevesinde hareket etmeyen her organ, kurum ya da kişiler öyle bir zaman gelir ki bozulan hukuk kurallarının mengenesine takılabilirler. 

Mevsimler geçicidir...
Yaşanılan ya da yaşatılan hiç bir şey unutulmaz. Halkın zekası, aklı ve hafızası kalıcıdır. Zamanı gelince göz önünde olmayan su yüzene çıkar.

İfade özgürlüğü sorunlu, ekonomi sorunlu, hukuk sorunlu, eğitim, tarım, hayvancılık sorunlu...

Çözüm; öncelikle,  “temiz siyaset” noktasında birleşilmesi gerekir.
Siyasetteki kutuplaştırıcı, bu ülkenin insanı birbirine adeta düşman edecek cümlelerden uzak durulmalı.

Ülkemizde, küstürülmüş ve kendi köşesine çekilmiş milyonlarca kabiliyetli, tertemiz insan var.

Bu “temiz siyaset”; geçmişlerinde leke olmamış, alnı açık başı dik, yetenekli gençlerle kurgulanmalı. Bu gençlere yol açılmalı. Sadakat değil, liyakat esaslı kadrolar kurulmalı.

Ülkemiz; tertemiz bir geleceği, ifade özgürlüğünün ileri seviyede olduğu, pandemi sonrası maskeler çıkartıldığında güler yüzlü ve huzurlu insanların sokakları doldurduğu bir fotoğrafı hak ediyor.
Bir tripod, bir kamera alıp o güzellikleri çekmek daha uygun olacaktır.
Saygı ve selamlar.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi