“….’i ceza alanında silahla vursalar gene penaltı çalmam” diyordu bir Türk hakemi. Hem hakemin hem de o futbolcunun ismini vermiyorum; bir internet araması yaparsanız bulursunuz zaten. (Gerçi ben yaptım bulamadım ama) Neyse, buradan şuna gelmek istiyorum. Bazı namlı futbolcular vardır onlara kimse dokunamaz. Dokunduğunuz anda hakem düdüğü çalar. Hele bu dokunuş ceza  sahasında ise, penaltıyı yersiniz. VAR da işe yaramaz veya VAR da bu oyuna alet olur. Dedim ya futbolcu namlıdır. Gelelim yazımızın başlığına. Hepiniz biliyorsunuz 24 Şubatta oynanan Galatasaray - Fenerbahçe maçında Sloven Hakem Slavko Vincic görev yaptı. Vincic, daha ilk dakikada onu etki altına almak isteyen futbolcuları ustaca uzaklaştırdı ve onlar 90 dakikanın bitimine kadar bir daha hakemin yanına yanaşamadı. Erman Toroğlu’nun deyimiyle leblebi gibi bir maç yönetti. Adam VAR’a hiç gitmedi iyi mi? VAR, var mıydı yok muydu hiç belli olmadı. Maç berabere bitince de hiç lafı edilmedi. Bu arada epey zamandan beri VAR’da yabancı hakemler görev yapıyor. Geçen Pazar günkü Çaykur Rizespor – Alanyaspor maçının VAR hakeminin de bir yabancı olduğunu belirtelim. Hatta o uyduruk penaltıyı da bu Fabio verdi. Bununla kaldı mı? Hayır. Şimdi başta Trabzonspor olmak üzere Samsunspor da büyük maçlarında bu Vincic’i talep ediyor TFF’den. Niye; çünkü yerli hakemler çok yıprandı. Ne kadar isteseler de her birinin bir takımı var ve onu tutmadan edemiyor. Bunun kanıtı olarak herhangi bir hakemin adını Google’a yazın göreceksiniz. “… hangi takım taraftarı” şeklinde bir başlık çıkıyor karşınıza. Bu yüzden hakemler sahada bir türlü tarafsız olamıyor. Şimdi de koltukları sallanıyor. Ne demek Türk sahalarında yabancı hakemin olması? Bizimkiler, dış sahada onca maç yönetirken kendi ülkemizde bu güvensizlik neden, diye sorası geliyor insanın ama nedeni zaten ortada. Ve şimdi ne olacak? Büyük takımlarla yaptıkları maçlarda daha adil düdük çalacaklarına inandıkları yabancı hakemi istemelerine TFF nasıl bir cevap verecek? Bu, Türk hakemlerinin sonu demek değil midir? Hakemlerimize Avrupa’da maç verecekler mi? Daha da önemlisi, şapkalarını önüne koyup düşünme fırsatları olacak mı? Ben olsam öyle yapardım ve bir daha asla yanlış düdük çalmamaya çalışırdım. Eğer bunu başaramazsam o zaman da düdüğümü asardım. Vincic’ten de biraz söz edelim. Adam resmen hakem olarak doğmuş desek yeridir. UEFA’da çok maç yönetti. Pek çok finalde düdük çaldı. 2020 Avrupa Şampiyonasında İsviçre – Türkiye maçını da o yönetti. Bazı pozisyonlarda kızsak da adam adil maç yönetiyor. Geçmişte de bunun örnekleri vardır. Bir Pierluigi Collina’yı kim unutabilir ki? Adam 20 yıldan fazladır hakemliği bırakmış ama yine boş durmuyor. Şimdiki hedefi, penaltılarla ilgili… Şunu istiyor Collina: Maç içinde penaltı atışları, kupa maçlarındaki beraberlik durumunda gidilen penaltı atışları gibi olsun. Kaleci topu kurtardığı anda ikinci bir vuruş olmasın. Bu, kalecinin hakkını yemek, emeğini çalmak oluyor. Bu teklif, FİFA Hakem Komitesi Başkanı da olan Pierluigi Collina’dan geldiği için dikkate alınacak gibi… Ah bir de şu ofsayttan vazgeçilip eskiye dönülse; o zaman maçlar gol düellosuna döner vallahi! Bu hafta bu kadar… Muhabbetle Efendim!