Şemsi ŞAHSİ / Eğitimci
Köşe Yazarı
Şemsi ŞAHSİ / Eğitimci
.
 

GÜNÜ KUTLANASI ÖĞRETMENLER

Her yıl Kasım’ın 24’ü “Öğretmenler Günü” olarak kutlanır, bunu bilmeyen yoktur herhalde. Zira  artık rutin haline gelmiştir bu. Bir öğretmen olarak şanslı olmam gerekiyor galiba, çünkü bir çok meslek grubunun kutlamakta oldukları böyle özel bir günleri yoktur. Böylesine bir güne hasredilince konu, ister istemez herkes bu günle ilgili bir şeyler yapmak zorunda hisseder kendini. Başta öğrenciler sonra veliler olmak üzere, halihazırdaki öğretmenlerinin gününü kutlarlar, kimisi eski öğretmenlerini de hatırlama inceliği gösterir. Yazılı ve görsel basın, başat rolünü üstlenir; nadide köşelerinde öğretmenlerin özellikle sosyo-ekonomik durumlarını  masaya yatırır, ajitasyona meyilli bir alan olması hasebiyle. Okullarda da öğretmenlerin, öğretmenliğin anlam ve önemini anlatmaya çalışan küçük çaplı kutlama programları yapılır. Tabii, abartacak olanlar için bakanlık yetkililerinden okullara, öğretmenlere hediye alma yasağı ile ilgili uyarı  yazıları gönderilmesi de ihmal edilmez. Derken çok kutlu(!) bir gün yaşanır her yıl 24 Kasım’da. Aslına bakarsanız böylesi günleri ya da geceleri çok önemsemem. Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, öğretmenler günü…. Her daim akılda, zihinde canlı ve diri tutulması gereken bazı değerlerin belli bir güne sıkıştırılmaya çalışılması gibi gelir bana böylesi günler ya da geceler. Ama toplumsal kabul görmüş olan bu gibi kültürel unsurları şahsen ben de mahalle baskısından dolayı da olsa, kabul etmiş gibi görünmemde bir beis görmüyorum. Burada saydığımız, saymadığımız ve sayamadığımız aklınıza gelen tüm ‘önemli gün ve geceler’, yılda belirli bir günde değeri bilinecek önemden daha büyük öneme sahiptir aslında. Bir gün bir şey olur, bir sebep oluşur, ya da içinizden gelir, annenizle çok özel bir olay yaşarsınız, artık o gün ve sonraki günler sizin için anneler günleri olur. Ya da bir gün öyle bir öğretmen çıkar ki karşınıza ve size öyle bir dokunur, sizde öyle bir etki bırakır ki,  Kasım’ın yirmi dördü değildir ama sizin için öğretmenler günü olur o gün. Öyle bir gece yaşarsınız ki, birileri için değil, içinizden gelir siz istersiniz, sabahlara kadar dua eder, namaz kılar, Kur’an okursunuz, hatta tadına doyamazsınız bu, üç beş gece sürer, işte sizin için bu üç beş gece kandil gecesi olur.  Tıpkı öldüğünüz gün, sizin için ‘Kıyamet Günü’ olmuş olacağı gibi… Bir çok olayda olduğu gibi, bu tür olaylara da bakışımızın bize dayatılan gibi olmayabileceğini, farklı bakılabileceğini, bu farklıkların bir fırsat ve zenginlik olarak görülebileceğini hatırlatma babından böyle bir giriş yapma gereği duydum, kenarda durmasında ne sakınca olabilir ki? Diyelim ve asıl konumuza gelelim. Bir ritüele bağlı belirlenen günle sınırlı olan kutlamalara şerh düşmekle beraber,  aşağıda belirteceğim öğretmenleri anmadan, onların öğretmenler günlerini  kutlamadan da geçemeyeceğim. Öncelikle üzerimde emeği olan çok muhterem öğretmenlerimin hürmetle ellerinden öper, öğretmenler günlerini kutlarım, hayatta olmayanlara da Rabbimden rahmet dilerim. Ayrıca, görevi başında şehadet mertebesine erişmiş, mesleği icra ederken ya da sonrasında vefat etmiş olan öğretmenlerimizin ruhlarına rahmet olsun,  gazi olmuş olan öğretmenlerimizin  de günleri kutu olsun. Sonrasında; memleketin en dezavantajlı yerlerinde, oldukça zor şartlar altında yıllarca çalışmak zorunda bırakılan, hiçbir mazereti, tayin isteme gerekçesi sayılmayan sözleşmeli öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Eğitime yıllarını vermiş, fedakarca öğretmenlik yapıp tecrübesiyle etrafına ışık saçan ve maalesef görevdeyken gereği gibi kıymeti bilinmeyen, emekli olunca “Hizmet Şeref Belgesi” verilerek buruk olan gönlü hoş edilmeye çalışılan emektar öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Mesleğe girdiği için kendini değerli ve farklı hisseden değil, mesleğini icra ederken fark yaratan, bulunduğu kuruma, ortama, mesleğe değer katan yenilikçi öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Marifet iltifata tabi olmasına rağmen, canla, başla, özveriyle çalışıp çabalayan, işinin hakkını fazlasıyla veren, yeniliğe ve değişime açık, ortaya koyduğu çalışmalarla fark yaratan ama vitrin meraklısı olmayan ve başkalarının hayallerinde bile yer almayan çalışmalarda imzası olup nedense bir türlü  taltif edilemeyen içi buruk öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. İşinde çok başarılı olup, asılsız, mesnetsiz ve olmadık sebeplerle isimsiz şikayetlere muhatap olan ve bu sebeple sorgulanan, soruşturulan  öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Sırf işini yapmaya çalıştığı için fiziki ve psikolojik şiddete uğrayan; darp edilen, hakarete ve fena muameleye  maruz kalan öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Aynı işi yaptığı halde, daha fazla ücret alan diğerlerine aldırış etmeden, moral ve motivasyonundan bir şey kaybetmeyen, işini profesyonelce yapan öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Asli işi eğitim öğretim olmasına rağmen, onlarca angarya işler yapan ve evine iş taşımak zorunda kalan fedakâr öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Ürün açısından, en uzun süreç gerektiren yatırım ‘eğitim’ olmasına rağmen, bugünden yarına sonuç beklentisiyle baskılanan öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Eğitim politikalarının belirlenmesinde hiçbir dahli olmayan, fakat istenmedik sonuçlar nedeniyle hesap vermek zorunda bırakılan alt düzey ve maalesef yetkisiz yönetici ve öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Hiçbir bütçesi ve  kaynağı olmamasına rağmen hizmet üretmeyi başarabilen, ortaya harika ürün/ürünler koyabilen üretken öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Çeşitli nedenlerle atanamamış ama, bakanlığın değişik kadrolarında kadrolularla aynı işi yapmakta olan, adına ücretli öğretmenlik denilen, maaş verilmeyip kendisine asgari ücret bile reva görülmeyen, sadece cüzî bir ders ücreti ile üvey evlat gibi çalıştırılan/çalışmak zorunda kalan öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Özel okullar ve özel kurslarda çok düşük ücret ve çok zor şartlar altında çalışmak zorunda kalan sahipsiz öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Eğitim fakültesini bitirip, öğretmenlik diploması alan ve fakat, atanamadığı için başka işlerde çalışmak zorunda kalan, içinde bir ukde kalmış meslek aşığı öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Amirlerin bir takım olumsuz tutum, tavır ve keyfi uygulamaları nedeniyle işini gereği gibi yapamadığı için ıstıraplar içinde kıvranan hüzünlü öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Kendi düşüncesini, dünya görüşünü, özelini okula taşımayan, çocuklar arasında hiçbir ayırım yapmadan, onları sırf çocuk olarak gören ve her şeye rağmen onlara bir şeyler katmak için çaba gösteren, bunun heyecanını duyan demokrat öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Öğrencilerini belli bir müfredata göre bilerek, fakat velilerini bir müfredat olmaksızın, belli etmeden eğitmek zorunda olan öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Bir eğitim fakültesi bitirmediği, öğretmenlik eğitimi almadığı, diplomalı öğretmen olmadığı halde, benim diyen öğretmenlere taş çıkartacak derecede içinde çocuk sevgisi ve öğretmenlik aşkı bulunan, gönüllerin öğretmeni eğitici ve öğreticilerin de öğretmenler günü kutlu olsun. Ve… Yaptığı hizmetler yapacağı hizmetlerin teminatı olarak görülen, bulunduğu ortamın aurasını değiştiren, her işini en iyi şekilde yaptığı için eğitim camiası ve veliler arasında tek geçilen, her zaman başlatıcı ilk dokunuşu yapan ve bütün bunları da hiçbir şey beklemeksizin yapan, ismi marka olan lider ruhlu öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun. Bilmem anlatabildim mi?  
Ekleme Tarihi: 22 Kasım 2019 - Cuma

GÜNÜ KUTLANASI ÖĞRETMENLER

Her yıl Kasım’ın 24’ü “Öğretmenler Günü” olarak kutlanır, bunu bilmeyen yoktur herhalde. Zira  artık rutin haline gelmiştir bu. Bir öğretmen olarak şanslı olmam gerekiyor galiba, çünkü bir çok meslek grubunun kutlamakta oldukları böyle özel bir günleri yoktur. Böylesine bir güne hasredilince konu, ister istemez herkes bu günle ilgili bir şeyler yapmak zorunda hisseder kendini. Başta öğrenciler sonra veliler olmak üzere, halihazırdaki öğretmenlerinin gününü kutlarlar, kimisi eski öğretmenlerini de hatırlama inceliği gösterir. Yazılı ve görsel basın, başat rolünü üstlenir; nadide köşelerinde öğretmenlerin özellikle sosyo-ekonomik durumlarını  masaya yatırır, ajitasyona meyilli bir alan olması hasebiyle.


Okullarda da öğretmenlerin, öğretmenliğin anlam ve önemini anlatmaya çalışan küçük çaplı kutlama programları yapılır. Tabii, abartacak olanlar için bakanlık yetkililerinden okullara, öğretmenlere hediye alma yasağı ile ilgili uyarı  yazıları gönderilmesi de ihmal edilmez. Derken çok kutlu(!) bir gün yaşanır her yıl 24 Kasım’da.


Aslına bakarsanız böylesi günleri ya da geceleri çok önemsemem. Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü, öğretmenler günü…. Her daim akılda, zihinde canlı ve diri tutulması gereken bazı değerlerin belli bir güne sıkıştırılmaya çalışılması gibi gelir bana böylesi günler ya da geceler. Ama toplumsal kabul görmüş olan bu gibi kültürel unsurları şahsen ben de mahalle baskısından dolayı da olsa, kabul etmiş gibi görünmemde bir beis görmüyorum.


Burada saydığımız, saymadığımız ve sayamadığımız aklınıza gelen tüm ‘önemli gün ve geceler’, yılda belirli bir günde değeri bilinecek önemden daha büyük öneme sahiptir aslında. Bir gün bir şey olur, bir sebep oluşur, ya da içinizden gelir, annenizle çok özel bir olay yaşarsınız, artık o gün ve sonraki günler sizin için anneler günleri olur. Ya da bir gün öyle bir öğretmen çıkar ki karşınıza ve size öyle bir dokunur, sizde öyle bir etki bırakır ki,  Kasım’ın yirmi dördü değildir ama sizin için öğretmenler günü olur o gün. Öyle bir gece yaşarsınız ki, birileri için değil, içinizden gelir siz istersiniz, sabahlara kadar dua eder, namaz kılar, Kur’an okursunuz, hatta tadına doyamazsınız bu, üç beş gece sürer, işte sizin için bu üç beş gece kandil gecesi olur.  Tıpkı öldüğünüz gün, sizin için ‘Kıyamet Günü’ olmuş olacağı gibi…


Bir çok olayda olduğu gibi, bu tür olaylara da bakışımızın bize dayatılan gibi olmayabileceğini, farklı bakılabileceğini, bu farklıkların bir fırsat ve zenginlik olarak görülebileceğini hatırlatma babından böyle bir giriş yapma gereği duydum, kenarda durmasında ne sakınca olabilir ki? Diyelim ve asıl konumuza gelelim.


Bir ritüele bağlı belirlenen günle sınırlı olan kutlamalara şerh düşmekle beraber,  aşağıda belirteceğim öğretmenleri anmadan, onların öğretmenler günlerini  kutlamadan da geçemeyeceğim.


Öncelikle üzerimde emeği olan çok muhterem öğretmenlerimin hürmetle ellerinden öper, öğretmenler günlerini kutlarım, hayatta olmayanlara da Rabbimden rahmet dilerim.


Ayrıca, görevi başında şehadet mertebesine erişmiş, mesleği icra ederken ya da sonrasında vefat etmiş olan öğretmenlerimizin ruhlarına rahmet olsun,  gazi olmuş olan öğretmenlerimizin  de günleri kutu olsun.


Sonrasında; memleketin en dezavantajlı yerlerinde, oldukça zor şartlar altında yıllarca çalışmak zorunda bırakılan, hiçbir mazereti, tayin isteme gerekçesi sayılmayan sözleşmeli öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Eğitime yıllarını vermiş, fedakarca öğretmenlik yapıp tecrübesiyle etrafına ışık saçan ve maalesef görevdeyken gereği gibi kıymeti bilinmeyen, emekli olunca “Hizmet Şeref Belgesi” verilerek buruk olan gönlü hoş edilmeye çalışılan emektar öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Mesleğe girdiği için kendini değerli ve farklı hisseden değil, mesleğini icra ederken fark yaratan, bulunduğu kuruma, ortama, mesleğe değer katan yenilikçi öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Marifet iltifata tabi olmasına rağmen, canla, başla, özveriyle çalışıp çabalayan, işinin hakkını fazlasıyla veren, yeniliğe ve değişime açık, ortaya koyduğu çalışmalarla fark yaratan ama vitrin meraklısı olmayan ve başkalarının hayallerinde bile yer almayan çalışmalarda imzası olup nedense bir türlü  taltif edilemeyen içi buruk öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


İşinde çok başarılı olup, asılsız, mesnetsiz ve olmadık sebeplerle isimsiz şikayetlere muhatap olan ve bu sebeple sorgulanan, soruşturulan  öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Sırf işini yapmaya çalıştığı için fiziki ve psikolojik şiddete uğrayan; darp edilen, hakarete ve fena muameleye  maruz kalan öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Aynı işi yaptığı halde, daha fazla ücret alan diğerlerine aldırış etmeden, moral ve motivasyonundan bir şey kaybetmeyen, işini profesyonelce yapan öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Asli işi eğitim öğretim olmasına rağmen, onlarca angarya işler yapan ve evine iş taşımak zorunda kalan fedakâr öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Ürün açısından, en uzun süreç gerektiren yatırım ‘eğitim’ olmasına rağmen, bugünden yarına sonuç beklentisiyle baskılanan öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Eğitim politikalarının belirlenmesinde hiçbir dahli olmayan, fakat istenmedik sonuçlar nedeniyle hesap vermek zorunda bırakılan alt düzey ve maalesef yetkisiz yönetici ve öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Hiçbir bütçesi ve  kaynağı olmamasına rağmen hizmet üretmeyi başarabilen, ortaya harika ürün/ürünler koyabilen üretken öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Çeşitli nedenlerle atanamamış ama, bakanlığın değişik kadrolarında kadrolularla aynı işi yapmakta olan, adına ücretli öğretmenlik denilen, maaş verilmeyip kendisine asgari ücret bile reva görülmeyen, sadece cüzî bir ders ücreti ile üvey evlat gibi çalıştırılan/çalışmak zorunda kalan öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Özel okullar ve özel kurslarda çok düşük ücret ve çok zor şartlar altında çalışmak zorunda kalan sahipsiz öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Eğitim fakültesini bitirip, öğretmenlik diploması alan ve fakat, atanamadığı için başka işlerde çalışmak zorunda kalan, içinde bir ukde kalmış meslek aşığı öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Amirlerin bir takım olumsuz tutum, tavır ve keyfi uygulamaları nedeniyle işini gereği gibi yapamadığı için ıstıraplar içinde kıvranan hüzünlü öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Kendi düşüncesini, dünya görüşünü, özelini okula taşımayan, çocuklar arasında hiçbir ayırım yapmadan, onları sırf çocuk olarak gören ve her şeye rağmen onlara bir şeyler katmak için çaba gösteren, bunun heyecanını duyan demokrat öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Öğrencilerini belli bir müfredata göre bilerek, fakat velilerini bir müfredat olmaksızın, belli etmeden eğitmek zorunda olan öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Bir eğitim fakültesi bitirmediği, öğretmenlik eğitimi almadığı, diplomalı öğretmen olmadığı halde, benim diyen öğretmenlere taş çıkartacak derecede içinde çocuk sevgisi ve öğretmenlik aşkı bulunan, gönüllerin öğretmeni eğitici ve öğreticilerin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Ve… Yaptığı hizmetler yapacağı hizmetlerin teminatı olarak görülen, bulunduğu ortamın aurasını değiştiren, her işini en iyi şekilde yaptığı için eğitim camiası ve veliler arasında tek geçilen, her zaman başlatıcı ilk dokunuşu yapan ve bütün bunları da hiçbir şey beklemeksizin yapan, ismi marka olan lider ruhlu öğretmenlerimizin de öğretmenler günü kutlu olsun.


Bilmem anlatabildim mi?

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi