İrfan COŞKUN
Köşe Yazarı
İrfan COŞKUN
 

BİR DOKTOR BABASININ PENCERESİNDEN

Bugünlerde hepimiz sağlık çalışanlarını gönülden alkışlıyoruz. Evimizden çıkmamamız gereken bir zamanda, onlar sürekli hastanede. Alkışla da olsa dikkatlerin sağlık çalışanlarına çevrilmiş olması, onlar için bir moral kaynağı olsa gerek. Dualarımızda da onları unutmamalıyız.   Doktor babası olmak demek, sürekli hastanede bir çocuğunuzun olması anlamına gelir aynı zamanda. Bir yandan kaygı, bir yandan da tatlı bir huzur duyarsınız. Yaralara merhem olmaya çalışan bir evladınız var diye. Zaman zaman onun için kaygılansanız da, hastanede olmasa, evde olsa diye asla düşünmezsiniz. İnsanlara faydalı olsun diye yetiştirdiniz, Milletin duasına güvenir, Allah’a emanet edersiniz. Çok uzun bir eğitim sürecinden geçer doktorlar. Aynı zamanda zeki öğrenciler arasından seçilirler. Seçme sınavlarında derecelik olmuş öğrencilerdir bunlar. En yüksek puanlarla girilebilen fakültelerden mezundurlar. 12 yıllık eğitim sürecinin üstüne, doktor olabilmek için 6-7 yıl, uzman olabilmek için ise 3-5 yıl daha hastane ortamlarında zor bir eğitim alırlar. TUS Sınavı öyle böyle sınavlardan değildir. İstediği uzmanlığa girebilmek için, birçoğu istifa edip bu sınava hazırlanırlar. Asistanlık sürecinde 36 saate kadar hastanede kalır, nöbet tutarlar. Resmi tatiller onları pek ilgilendirmez. Ne hafta sonu, ne de bayram, onlar için önceden planlanmış tatil kategorisinde değildir. Bayramlarda da çoğu kez hasta başında, nöbettedirler. 9 Yıl uzmanlık eğitimi almış doktorlar tanıyorum. Daha önce seçtiği uzmanlık alanından yorulup yarıda bırakan, sonra yeniden sınava girip başka bir bölümden başlayan. Mesleğin ağır şartlarından dolayı, çocuk sahibi olmaktan çekinen hekimler biliyorum. Hani hastaneye gittiğimizde, o bozuk attığımız uzman var ya, en az 22 yıl eğitim almış biri biliyor musun? Bu işin parayla ölçülebilecek bir yanı yoktur. Olsa olsa hizmet aşkıyla, insanlara faydalı olmanın verdiği manevi lezzetle sürdürülebilecek bir meslek. “Kim bir Müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah’ta onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir”. Allah onların da sıkıntılarını gidersin inşallah. Evet doktor babası olmak, tüm zorluklarına rağmen gurur verici bir şey. Yatırımlarımızı taşınır, taşınmaz metalara değil de, insana yapmak, onun eğitimine yapmak doğru bir tercih olduğu düşüncesindeyiz. Bize düşen bu değerlerin kıymetini bilmek, onlara saygı göstermek, çalıştıkları zor ortamları düşünerek takdir etmek. Ayrıca bu özel günlerde çok acil olmayan rahatsızlıklarımız için sağlık kuruluşlarına gitmemek. Allah bu özel zamanda bütün doktorlarımıza, sağlık çalışanlarımıza güç, kuvvet versin, Rabbim onları korusun.
Ekleme Tarihi: 24 Mart 2020 - Salı

BİR DOKTOR BABASININ PENCERESİNDEN

Bugünlerde hepimiz sağlık çalışanlarını gönülden alkışlıyoruz. Evimizden çıkmamamız gereken bir zamanda, onlar sürekli hastanede. Alkışla da olsa dikkatlerin sağlık çalışanlarına çevrilmiş olması, onlar için bir moral kaynağı olsa gerek. Dualarımızda da onları unutmamalıyız.
 

Doktor babası olmak demek, sürekli hastanede bir çocuğunuzun olması anlamına gelir aynı zamanda. Bir yandan kaygı, bir yandan da tatlı bir huzur duyarsınız. Yaralara merhem olmaya çalışan bir evladınız var diye. Zaman zaman onun için kaygılansanız da, hastanede olmasa, evde olsa diye asla düşünmezsiniz. İnsanlara faydalı olsun diye yetiştirdiniz, Milletin duasına güvenir, Allah’a emanet edersiniz.


Çok uzun bir eğitim sürecinden geçer doktorlar. Aynı zamanda zeki öğrenciler arasından seçilirler. Seçme sınavlarında derecelik olmuş öğrencilerdir bunlar. En yüksek puanlarla girilebilen fakültelerden mezundurlar.


12 yıllık eğitim sürecinin üstüne, doktor olabilmek için 6-7 yıl, uzman olabilmek için ise 3-5 yıl daha hastane ortamlarında zor bir eğitim alırlar. TUS Sınavı öyle böyle sınavlardan değildir. İstediği uzmanlığa girebilmek için, birçoğu istifa edip bu sınava hazırlanırlar.


Asistanlık sürecinde 36 saate kadar hastanede kalır, nöbet tutarlar. Resmi tatiller onları pek ilgilendirmez. Ne hafta sonu, ne de bayram, onlar için önceden planlanmış tatil kategorisinde değildir. Bayramlarda da çoğu kez hasta başında, nöbettedirler.


9 Yıl uzmanlık eğitimi almış doktorlar tanıyorum. Daha önce seçtiği uzmanlık alanından yorulup yarıda bırakan, sonra yeniden sınava girip başka bir bölümden başlayan.


Mesleğin ağır şartlarından dolayı, çocuk sahibi olmaktan çekinen hekimler biliyorum.


Hani hastaneye gittiğimizde, o bozuk attığımız uzman var ya, en az 22 yıl eğitim almış biri biliyor musun? Bu işin parayla ölçülebilecek bir yanı yoktur. Olsa olsa hizmet aşkıyla, insanlara faydalı olmanın verdiği manevi lezzetle sürdürülebilecek bir meslek. “Kim bir Müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah’ta onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir”. Allah onların da sıkıntılarını gidersin inşallah.


Evet doktor babası olmak, tüm zorluklarına rağmen gurur verici bir şey. Yatırımlarımızı taşınır, taşınmaz metalara değil de, insana yapmak, onun eğitimine yapmak doğru bir tercih olduğu düşüncesindeyiz. Bize düşen bu değerlerin kıymetini bilmek, onlara saygı göstermek, çalıştıkları zor ortamları düşünerek takdir etmek. Ayrıca bu özel günlerde çok acil olmayan rahatsızlıklarımız için sağlık kuruluşlarına gitmemek.


Allah bu özel zamanda bütün doktorlarımıza, sağlık çalışanlarımıza güç, kuvvet versin, Rabbim onları korusun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi