Geçen çarşamba Rize’de Çemberci Kırtasiye’de rastladığım bir büyüğümüze;
Nasılsınız? Diye sordugumda
“ senden iyiyim “şeklinde cevap vermişti.
O an aklıma gelmişti lakin yazma fırsatı olmamıştı.
Gerçekten nasılız?
*
“Gerçekten nasılsın?” diye sordu yaşlı adam, elindeki bastona yaslanarak.
Genç, başını eğdi.
Yüzünde yorgun bir tebessüm, kalbinde ise cevabını kolay veremeyeceği sorular vardı.
“İyiyim…” dedi sonra, “…yani, iyi kalmaya çalışıyorum.”
Zamanımızda en büyük direniş, kalbini karartmamaktır artık. Çünkü öyle bir çağdayız ki kötülük, artık bağırmıyor sadece… fısıldıyor da.
Bir ekranın köşesinden, bir yorumun altından, bir haberin başlığından sızıyor içimize.
Ve eğer dikkat etmezsek, insan bazen farkında bile olmadan kötüye alışıyor.
Ama işte, Peygamber Efendimiz’in şu sözü gelir aklıma böyle anlarda:
“Kim ki her hâlükârda iyi kalır, o kişidir hayırda sabit kalan. Çünkü kalpteki iyilik, dıştan gelen fenalığın sızmasına set olur.”
Bu sözün ne demek olduğunu, yıllar önce bir sokak çocuğundan öğrenmiştim aslında.
Ankara’da ODTÜ’de okurken okul çıkışında okuldan 100. yıldaki evime doğru yürürken denk gelmiştim.
Hava soguktu üşüyordum. Ama bir çocuk üstü başı perişan karşıdan gelen yaşlı bir teyzenin düşürdüğü mandalinayı yerden alıp cebine koydu.
Koşarak teyzenin arkasından gitti:
“Teyze! Mandalinan düştü. Bak, ezilmesin diye cebime koydum!”
Teyze şaşkındı,
Çünkü o çocuk, hiç kimsesi olmayan bir çocuk, içindeki iyiliği öyle büyük bir özenle korumuştu ki…
Hayat ona ne vermemiş olursa olsun, o kendinden bir şey eksiltmemişti.
O gün anladım:
İyi olmak kolay değil ama mümkün.
Ve insan, dışındaki şartları değil, içindeki cevheri muhafaza ettiği sürece, “iyiyim” diyebilir.
İyi kalmak; dünyaya değil, kalbine boyun eğmektir.
İyi kalmak; kötülüğü görmek ama ondan beslenmemektir.
İyi kalmak; bazen sessizce ağlamak ama sabah yine tebessümle birine “Günaydın” diyebilmektir.
Ve en çok da…
İyi kalmak; kendini kaybetmemektir.
O yüzden bugün size soruyorum
Gerçekten nasılsınız?
Eğer cevabın “İyi kalmaya çalışıyorum” ise…
Bil ki sen hâlâ en kıymetli savaşın içindesin.
Ve bu çağda kalbini kirletmeden yaşayan herkes, görünmeyen bir devrimcidir.